Namibya’ya geldiğinizde yaban hayatını izlemek üzere geleceğiniz en önemli park Etosha Ulusal Parkı olacak. 22.000 km² büyüklüğündeki Etosha Tuzlası’nda yaban hayatını gözlemleyecek ve müthiş bir maceranın içine çekileceksiniz. Parkın savanaları gözünüzün önünde sonsuzmuş gibi uzanacak. Afrika’nın üçüncü en büyük vahşi yaşam parkı olan Etosha Milli Parkı sayısız fillere, zebralara, zürafalara, antiloplara, sırtlanlara ve diğer büyük kedilere ev sahipliği yapıyor. Burada küçük Afrika serçesinden heybetli Afrika filine kadar hepsini görmeniz mümkün. Afrika’nın 5 büyükleri olarak bilinen aslan, gergedan, fil, leopar ve buffalo (Afrika mandası) içinde bu parkta sadece buffalo yaşamıyor.

Etosha

Etosha Millî Parkı

Etosha Milli Parkı hakkında bilgiler

Etosha Milli Parkı, Oshindonga dilinde “Büyük Beyaz Yer” anlamına geliyor. Etosha Tuzlası’nın oluşumu ile ilgili efsaneyse şöyle: Bir kabile istila edilmiş ve kadınlar hariç herkes katledilmiş. Kadınlardan biri ailesinin öldürülmesi üzerine gözyaşları bir göl olana kadar ağlamış. Tüm su kuruduktan sonra ise geriye sadece gözyaşlarının tuzları kalmış.

Etosha Ulusal Parkı

Etosha Milli Parkı; Seraplar Bölgesi, Kuru Su Bölgesi, Dev Beyaz Yer gibi farklı isimlerle de biliniyor. Sonsuz uzanan tuzla gümüş rengi kumlara ve onu çevreleyen gür çalılıklara sahip.

Etosha Milli Parkı’nın 100 milyon yıl öncesinde bir göl olduğu sanılıyor. Tektonik hareketler sonunda Kanune Nehri’nin rotası değişince göl kurumuş ve bu tuzla ortaya çıkmış.

Etosha Ulusal Parkı

Etosha Milli Parkı – Safari

Etosha Millî Parkı’na 4 kapıdan giriş yapılıyor. Kapılar gün doğumunda açılıyor, gün batımında kapanıyor. Eğer parkın içinde kalmıyorsanız kapı kapanmadan önce parktan çıkmalısınız. Aksi takdirde geceyi arabanızda geçirmek zorunda olduğunuzu bilin.

Etosha

Etosha’ya parkın en batısında yer alan Galton Gate’den girdik. Parkın güneyinde yer alan Anderson Gate’ten de çıkış yaptık. Burası Windhoek’a en yakın olan kapı.

Etosha Millî Parkı

Von Lindequist Gate doğu girişindeki Namutoni’de yer alıyor. Eğer Zambiya veya Namibya’nın Caprivi bölgesinden parka gidecekseniz bu kapıyı kullanacaksınız. Nehale Lya Mpingana Gate, parkın kuzeybatı bölgesinde yer alıyor. Siz de kendi rotanıza göre giriş yapacağınız kapıyı belirleyebilirsiniz.

Etosha’nın içinde kendi aracınızla rahatlıkla safari yapabiliyorsunuz. Parkın içinde water hole denilen su kaynakları var. Bunların bir kısmı doğal, bir kısmı ise insan yapımı. Bütün su kaynakları park haritası içinde işaretli. Safariye gelenlerin yapacağı tek şey ise haritayı takip ederek bu su kaynaklarına gitmek. Parkta en çok aslan, fil, gergedan, zürafa, antilop, Afrika antilobu oryx, ceylan, keseli antilop, impala, kaya keçisi ve zebra görüyorsunuz. Hayvanlar hep bu su kaynakları etrafında toplandığından devasa parkın içinde hayvanları aramak zorunda kalmıyorsunuz.

Namibya’ya kuru mevsimde geldiyseniz bu su kaynakları etrafında çok sayıda hayvan göreceksiniz. Yağmurlu mevsimde hayvanlar her yerde su bulabildiği için su kaynaklarında görülen hayvan sayısı azalıyor.

Parktaki en önemli besin kaynaklarından birisi mopane ağacı. Kelebek ağacı olarak da adlandırılan ağaç içi mineral dolu olan yaprakları sayesinde hayvanlara iyi bir beslenme kaynağı oluyor.

Eğer parkın içinde konaklamak istiyorsanız 6 kamp alanı ve resort var.

Etosha Milli Parkı – Oteller

Parkın içindeki kamp alanları ve resortlar bunlar: Dolomite Camp, Halali Camp, Namutoni Camp, Okaukuejo Camp, Olifantsrus Camp (sadece kamp) ve Onkoshi Camp. Bunların hepsi NWR (Namibia Wildlife Resorts)’a ait (ve devlet ortaklı). Eğer parkın içinde konaklamak istiyorsanız bunlardan birinde kalmak zorundasınız.

Etosha Ulusal Parkı

Parkın içinde kalmanın bir avantajı da gece safarisi yapabilmek. Park dışında kalanlar gün batımında parkı terk etmek zorunda olduğu için bu deneyimi ancak parkta konaklayanlar özel organizasyonla yapabiliyor.

Gece safarisi inanılmaz bir deneyim. İnsan yapımı hiç bir yapılaşma olmayan devasa bir alanda sadece hayvan sesleri duyuyorsunuz. Etraf kapkaranlık. Sadece aracın elindeki kırmızı fener çok küçük bir alanı aydınlatıyor. Bu küçük ışıkla etrafta olabilecek hayvanları görebiliyorsunuz. Yıldızlar dokunabileceğiniz kadar yakın. Milyonlarca yıldızın altında safari yapmaksa tarif edilemeyecek bir heyecan.

Gece safarisinde su kaynakları etrafında gündüze göre daha fazla sayıda hayvan oluyor. Eğer bu karanlıkta kameramla fotoğraf çekebilme imkânım olsaydı gergedan, aslan ve fili aynı karenin içine sığdırabilirdim.

Bir ara uzaktan bir aslanın su kaynağına doğru yaklaştığını gördük. Aslan aracın tam arkasına geçtiğinde rehber ışığı kapattı. Aslan bize doğru geliyordu ve biz onu göremiyorduk. Üstü ve yanı açık olan araçta savunmasızdık. Araca atlasa yapabileceğimiz hiçbir şey yoktu. Sonra ışık açıldı. Baktık ki aslan yanımızdan geçip gitmiş. Yine de ellerim titredi, korku ve heyecan bütün bedenimi ele geçirdi.

Gece safarisinin bir avantajı da sadece gece avlanan hayvanları görme imkânı tanıması. Bazı hayvanları sadece gece safarisinde görmek mümkün. O yüzden gece safarisi yapmak gündüze göre bambaşka.

Etosha içinde Dolomite Camp ve Okaukuejo Camp‘ta konakladık. Sadece kamp imkânı sunan Olifantsrus Camp ise bizim geçerken uğradığımız bir kamp alanı oldu. Buradaki 10 kamp alanının her birinde maximum 8’er kişi kalabiliyor. Eğer parkın içinde kendi çadırınızda kalmak istiyorsanız kesinlikle burayı öneririm.

Olifantsrus Camp

Namibya denince ilk akla gelen safari alanı olan Etosha annemi ve beni güzel anılarla uğurladı. Parkı gezmek kadar parkın içinde kalmak da çok etkileyiciydi.

Keşfetmeniz dileğiyle…