Swakopmund, Namibya’nın ikinci büyük şehri. Atlas Okyanusu kıyısındaki kent, âdeta çölde karşınıza çıkan bir vaha gibi. Buranın palmiyelerle süslü sahili, sömürge döneminden kalma tarihi binaları ve kendine has bir atmosferi var. Bu nedenle Swakopmund, “Çöldeki Düsseldorf” olarak anılıyor. Burası ülkenin en popüler deniz tatili beldesi olduğundan özellikle güney yarımkürenin yaz mevsimi olan aralık-şubat ayları arasında oldukça kalabalık oluyor.
Kent, Windhoek’tan 2 yıl sonra 1892 yılında Kaptan Curt von Francois tarafından kurulmuş. Kuruluş amacı, Almanlar’ın Afrika’nın güneybatısındaki ana limanı olmasıymış. Kuruluşundan yıllar sonra uranyum madeni bulununca kentin nüfusu da artmaya başlamış. Bu madenlerden biri olan Husab Uranium açıldığında dünyanın ikinci, Afrika’nın da en büyük madeni olmuş.
Swakopmund’a nasıl gidilir?
Türkiye’den Swakopmund’a Cape Town ya da Frankfurt üstünden Namibya’ya aktarmalı olarak 17 saatte ulaşmanız mümkün.
Serap nedir?
Şimdi biraz Namib Çölü’nden Swakopmund’a gelirken bol bol serap gördüğümüzden bahsedeyim. Peki halk arasında serap dediğimiz şeyin bir halüsinasyon değil, bir doğa olayı olduğunu biliyor musunuz? Serap atmosferde ışık ışınlarının kırılması sonucu ortaya çıkan ve çöllerde çok kolay gözlemi yapılabilen optik yanılma ya da uzaktaki bir cisme bakarken adeta su yüzeyinden yansıyormuşçasına cisimle birlikte ters görüntünün oluşumu şeklinde tarif edilebilir. Optik bir doğa olayı olan serap uzaktaki nesnelerin görüntüsünün ışık ışınlarının bükülmesiyle aslında olmadıkları bir yerde görünmesi sebebiyle oluşuyor.
Swakopmund’da gezilecek yerler listesi
Burada konaklamak için öneri isterseniz, Swakopmund Sands Hotel iyi bir tercih.
Şimdi Namibya‘nın Swakopmund şehrinde gezilecek yerler listesine bir bakalım.
Swakopmund Müzesi
1951 yılında Diş Hekimi Dr. Alfons Weber tarafından kurulmuş. Ülkenin özel olarak işletilen bu en büyük müzesinde çeşitli kültürel ve tarihi nesneler sergileniyor.
Namibya Ulusal Deniz Akvaryumu
Ülkenin tek şov akvaryumu olmasıyla biliniyor. Akvaryumun suyu okyanusun suyunun filtrelenmesiyle elde ediliyor.
Skeleton Coast (İskelet Sahili)
Skeleton Coast ismi daha çok Skeleton Coast Ulusal Parkı için kullanılıyor. Park kuzeyde Kunene Nehri, güneydeyse Ugab Nehri’ne kadar uzanıyor ve Namibya’nın kıyı şeridinin yaklaşık ⅓’ünü kaplıyor.
Bölge burada bulunan gemi batıklarıyla ve Namibya’nın zorlu koşullarında yiyecek ve içecek bulmak için yüzlerce km yürüyen denizcilerle anılıyor. Burası ismini bölgede bulunan balina, fok ve insan kemikleri nedeniyle almış. Güney Afrika’da 30.000 yıl boyunca yaşayan Bushmen kabilesi burası için “Tanrının Kızgınlıkla Yarattığı Yer” diyor.
Walvis Koyu
Devasa bir fok kolonisine ev sahipliği yapan güneydeki Walvis Koyu’nda mutlaka tekne turu yaparak fok balıklarını, pelikanları ve yunusları görmelisiniz.
Bu tur için size bir yer önereceğim:
Namibia Dolphin And Seal Catamaran Cruises
Captain Carol-Ann Möller
✉ dolphin@africaonline.com.na
+(264) 81 209 8169
www.sailnamibia.com
Carol-Ann size çok ayrıcalıklı bir hizmet sunuyor. Ana yemekler 1. sınıf. Okyanustan çıkarılan tazecik midyeler çok lezzetli. Ortam şahane olunca zaten herşey insanın gözüne güzel gözüküyor ama burada gerçekten de herşey çok güzel, hizmet çok kaliteli.
Şimdi biraz turdan bahsedeyim: Bu turda yunus (bottlenose, benguela ve heaviside), balina (southern right ve humpback), kaplumbağa (leatherback ve yeşil) ve okyanus güneş balığı (ay balığı da deniyor) (mola mola) görme şansınız var. Biz bunların içinde sadece mola molayı gördük. Yine de yaptığımız turdan ne kadar memnun kaldığımızı kelimelere dökmem zor. Bir de bu turun kadrolu elemanlarından bahsetmeliyim: Pelikan ve fok!
Daha kıyıdan ayrılmadan pelikanlar ve foklar teknemize geldiler. Yol boyunca yer yer onlara sarılarak, yer yer de onlardan korkarak gittik. Teknede fok ve pelikan bulunması şüphesiz ki her gün yaşayabileceğimiz bir deneyim değildi. Onlarla çok eğlendik.
Daha sonra devasa bir fok kolonisinin yaşadığı bir yerde durduk. Ortamı bebek ağlamasına benzeyen ama hiç dinmeyen bir uğultu kaplamıştı. Etrafımızda binlerce fok görüyorduk. Suda atlayıp duruyorlardı. Oyun mu oynuyorlardı, kavga mı ediyorlardı anlamamıştık.
Saatlerce kalsam şikâyet etmeyeceğim bir ortamın içindeydim. Gönül rahatlığıyla da şunu söyleyebilirim: Eğer Swakopmund şehrinde tek bir gününüz bile varsa bu turu asla kaçırmamalısınız. Bizim gittiğimiz gün yunuslar bize yüzünü göstermek istememesine rağmen annem de ben de bu tura tek kelimeyle bayıldık!
Cape Cross
Fokları görebileceğiniz, hatta aralarında yürüyebileceğiniz bir yer.
Portekiz denizci Diogo Cão 1484 yılında Kral João II’nun emriyle Afrika’nın keşfedilmemiş batı kıyılarını bulmak üzere görevlendirilmiş. İlk seyahatinde o zaman Monte Negro, şimdi Cabo de Santa Maria olarak bilinen Angola’nın Benguela şehrine gitmiş. 1484-1486 yılları arasında süren ikinci seyahatindeyse 1486 yılında Cape Cross’a varmış. Böylece Avrupa’dan bölgeyi ilk ziyaret eden kişi olarak tarihe geçmiş.
Burada bulunan Cape Cross Seal Reserve fokların dünyadaki en büyük üreme yeri. Kasım ve aralık aylarında sayıları 210 bine kadar çıkan foklar burada mutlu mesut yaşıyor. Yalnız burada inanılmaz kötü ve ağır bir kokuya maruz kalıyorsunuz. Duş aldıktan sonra bile üzerime sinen kokudan kurtulamadığımı itiraf etmek zorundayım.
Sandwich Bay
Yine Walwis’te alacağınız yarım günlük diğer bir turla dev kum tepelerinin okyanusla birleştiği Sandwich Koyu’na gitmenizi öneririm. Turun başında Swakopmund kıyılarında yaşayan pembe flamingolar ziyaret ediliyor. Bu tur 4×4 araçlarla yapılıyor. Bu tura ek olarak ATV gezisi (quad-biking), kum sörfü (sandboarding), helikopter gezisi gibi etkinlikler de yapabilirsiniz.
Namib Çölü
Namib Çölü 2013 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası ilan edildi. Eğer çölde Living desert (yaşayan çöl) turuna katılırsanız, Namib Çölü’nde yaşayan hayvan ve bitkileri keşfedebilirsiniz. Bu turda canlıları keşfetmekle kalmayacak, aynı zamanda kum tepelerinin harika manzaralarını da görme şansını elde edeceksiniz.
Bu tur için de kendi katıldığım turu önerebilirim:
Charly’s Desert Tours
✉ info@charlysdeserttours.com
+(264) 81 129 9076
www.charlysdeserttours.com
Bu turda gördüğümüz enteresan bir bitki var: Nara. Nara bitkisi sadece Namibya’da yetişiyor. Yaprağı yok ve fotosentezi dikenleriyle yapıyor. Bitkinin erkek ve dişisi ayrı yerlerde büyüyor. Nara bitkisi yılda bir kez kavuna benzeyen bir meyve veriyor. Bu meyve vitamin ve mineral açısından oldukça zengin.
Namib Çölü’ne nasıl gidilir?
Namib Çölü’ne çölün merkezinin kuzeydoğusunda yer alan ve Namibya’nın başkenti olan Windhoek ile çölün kuzey ucunda yer alan Swakopmund ve Walvis Körfezi’nden hafif uçaklarla veya kara araçlarıyla sağlanabilir.
Swakopmund’da nerede yenir?
Burada birkaç restoran önerisi yapacağım:
Jetty Restaurant
Sahilde jetty denen iskelenin en ucunda denizin üzerinde yemek yemek sizce nasıl olabilir? Bence pek romantik olur.
The Tug
Sahilde iskelenin başlangıcındaki bu restoranda harika bir manzara var. Deniz ürünlerinin ne kadar lezzetli olduğunu söylememe bile gerek yok sanırım.
Namibya güzelliklerle dolu bir ülke ama Swakopmund şaşırtıcı güzellikte bir yer. Buradayken sanki Afrika’da değil de ABD’nin Florida eyaletinin zengin bir kentinde geziyor gibisiniz. Burası son derece modern, keyifli ve de kendine has bir yer. Rotamı çizerken gitmesem mi diye düşündüğüm şehir, gidip gördükten sonra ülkede en çok hatırlayacağım yerler arasında yerini aldı.
Keşfetmeniz dileğiyle…
Fotoğraflar çok güzel, eline sağlık Yaprak…… Kuş misali hep uç….. sevgiler….
Çok teşekkür ederim Mürücüm :-) . Ben hep göklerde uçayım böyle :-) .
Sevgiler