Cennet ülkemiz dünyada eşi benzeri olmayan zenginliklere sahip. Bu zenginlikler arasında kuşkusuz tarihi yapılarımız ve antik yerleşimlerimiz en büyük öneme sahip. Bu yazımda tarih kokan bu yapıların içinde en önemlilerinden biri olan ve antik dünyanın yedi harikası arasında sayılan Bodrum Mausoleion Anıt Müzesi yani Halikarnas Mozolesi hakkında bilgiler vereceğim. Unutmayalım ki Bodrum içinde yer alan Halikarnas Mozolesi kalıntıları daha yüzyıllar boyunca tarihe ışık tutmaya ve ülkemizin değerini uluslararası platformlarda duyurmaya devam edecek.

Halikarnas Mozolesi, Karya Satrabı Mausolos adına hem kızkardeşi hem karısı olan II. Artemisia tarafından yaptırılmış. Madem Mausolos’tan bahsettik, önce onu tanıyalım mı?

Mausolos kimdir?

Mausolos internette çoğu kaynakta kral olarak anılıyor. Ancak kendisi hiçbir zaman kral olmamış, Pers İmparatorluğu’na bağlı Karya Satrabı olmuş. Şimdi eminim satrap nedir diye merak ediyorsunuzdur. Satrap denince bugünkü vali gibi düşünebilirsiniz. Pers İmparatorluğu Anadolu’yu egemenliği altına aldıktan sonra bu bölgeyi satraplıklara bölerek yönetmiş. Bu satraplıklar ise Pers İmparatoru tarafından görevlendirilen merkezi yönetim içindeki memurlar olmuş. Ancak sadece Karya satraplığı bu kuralın dışında kalmış. Babası Hekatomnos M.Ö 377 yılında ölünce yerine geçen Maousolos M.Ö 377 – 353 yılları arasında Karya satraplığı yapmış. İzlediği politikalar sayesinde Pers İmparatorluğu ile her zaman arasını iyi tutmayı başaran Mausolos, Karya bölgesini tam bir kral gibi yönetmiş.

Atılımcı, hayal gücü yüksek, otoriter ama çok sevilen bir satrap olan Mausolos, Karya bölgesinde yeni kentler kurmuş. Liman kenti Halikarnassos’u yani bugünkü Bodrum’u güçlendirmek için gemi yapım atölyeleri inşa etmiş, başkenti Akdeniz deniz ticaret yolu üzerinde olan ve kent savunmasına uygun gördüğü Halikarnassos’a taşımış. Helen kültürüne hayran olan Mausolos, başkenti olduğu kadar diğer Karya kentlerini de sanat yapıtları ile süslemek üzere ünlü Helen mimar ve heykeltıraşlarını bölgeye davet etmiş, Halikarnassos’un sokaklarını heykellerle süsletmiş, yerlere döşenen mozaiklerde tanrıların Halikarnassos’u korumasını dileyen simgeler tasvir ettirmiş. Bölgeyi tarihi boyunca ulaştığı en yüksek kültürel ve maddi güce kavuşturmuş. Tüm bu imar çalışmalarını destekleyecek insanlara ihtiyaç doğunca yarımadada bulunan Leleg yerleşimlerinin derhal merkeze taşınmasını emretmiş. 8 önemli Leleg yerleşiminin 6’sı boşaltılarak merkeze taşınmış. Bunun üzerine Leleg kentleri de ortadan kalkmış.

Mausolos M.Ö 353 yılında öldüğünde yerine karısı, aynı zamanda kız kardeşi olan II. Artemisia geçmiş. Evet, kızkardeşinin karısı olması bize bugün çok şaşırtıcı gelse de o dönemlerde aile içi evlilikler gelenekselmiş. Ataları gibi zeki ve savaşçı biri olan II. Artemisia ülkeyi 2 yıl yönetmiş. Öldüğünde eşi için yaptırdığı mozoleye eşinin yanına gömülmüş.

Mausoleion – Halikarnas Mozolesi

Halikarnas Mozolesi

Mozole ismi Kral Mausolos’un adından türüyor. Mausolos için yaptırılan anıt mezardan sonra yapılan tüm anıtlara mozole (Mausoleion) deniyor.

Mozolenin yapımı M.Ö 355 yılında Mausolos henüz hayattayken başlamış. Mausolos ölünce eşi II. Artemisia anıtın yapımını sürdürmüş. Onun da ölümünden sonra kardeşleri devam ettirmiş. Mozolenin mimarlarından biri olduğu söylenen Pytheos (tepesindeki 4 atlı arabayı yaptığı düşünülüyor), Didyma Apollon Tapınağı’nın ve Priene Antik Kenti’ndeki Athena Polias Tapınağı’nın mimarı da olmasıyla tanınıyor. Dor düzenini tapınaklar için uygun bulmayan Pytheos; tapınaklarda ideal düzen olarak gördüğü İon düzenini, sütun kaidelerindeyse Anadolu-İon tipi tercih etmiş. Mausoleum da mimari açıdan tabanında Pers, ortasında Yunan, üstünde de piramit olmasından dolayı Mısır mimarisini birleştirerek 3 medeniyetin bir ürünü olarak ortaya çıkmış. En üstte 4 at bir savaş arabasını çekiyor ve karı-koca ayakta dikiliyorlar. Halikarnas Mozolesi, antik dünyanın yedi harikası arasında sayılıyor.

Halikarnas Mozolesi

Mausoleion maketi – Halikarnas Mozolesi

Mozolenin 1.500 yıl ayakta kaldıktan sonra 14. yüzyıldaki büyük Anadolu depremi sırasında yıkıldığı sanılıyor. Günümüzde ise sadece kalıntıları var. Ancak ben bu kalıntıları gezerken 36 sütunla çevrili, 55 metre yükseklikteki orijinal hâlini ve anıtın en üzerindeki atlı araba ile Mausolos ve II. Artemisia’nın mermer heykellerini gözümde canlandırdım. Kim bilir buralarda neler yaşandı, kimler geldi geçti tarih kokan bu topraklardan?

Mausoleion – Halikarnas Mozolesi

Saint Jean şövalyeleri 1402 yılında Bodrum’a geldiklerinde mozoleyi yıkık olarak bulmuşlar. Mozolenin parçalarından Bodrum Kalesi‘ni yapmışlar.

Mausoleion – Halikarnas Mozolesi

1856 yılında İngiliz Arkeolog Charles Thomas Newton tarafından yapılan çalışmalarda Mozole’nin kalan parçaları Osmanlı Padişahı Abdülmecit’in izin vermesi üzerine Londra’da bulunan British Museum’a götürülmüş. 13 kabartma, Mausolos, II. Artemisia ve mozolenin tepesinde bulunan atlı araba parçaları hâlâ Londra’daki British Museum’da sergileniyor.

Halikarnas Balıkçısı ve Mausoleion

Biraz da yakın tarihe bakalım mı? Size Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı ile ilgili bir hikâye anlatmak istiyorum. Cevat Şakir Kabaağaçlı, Mozole’nin en önemli parçalarının British Museum’a götürülmesine içten içe üzülüp kraliçeye bir mektup göndermiş. Mektubunda şöyle demiş: Londra’daki parçaların Bodrum’un mavisiyle bütünleşmesi gerekir. Onları bütünleştikleri maviyle buluşturalım. Kraliçe mektubu British Museum Müdürü’ne iletmiş. Bir süre sonra da müze müdüründen Cevat Şakir Kabaağaçlı’ya bir mektup gelmiş: Önerinizi çok ciddiye aldık. Bilim insanlarına taşların yapısını incelettik. Gerçekten maviyle bütünleştikleri doğrudur. Bu yüzden eserlerin müzede sergilendiği salonu Bodrum mavisine boyattık. Yakın ilginize teşekkür ederiz. Bense British Museum’un bu cevabına yorum yazmıyor, yorumu sizin kendinize bırakıyorum.

Bu arada Halikarnas Mozolesi’nin aslına uygun olarak cam ve alüminyum konstrüksiyonla tekrar inşa edilmesi için bir proje başlatıldı. Tamamlanır mı, tamamlanırsa neye benzer bilemem. Ancak biz önce bizden alınan parçaların derdine düşsek daha doğru olur sanki…