Dünya tarihinin ilk büyük medeniyetlerinden biri olan Mısır; kuzeydoğu Afrika’da, Nil Nehri’nin denize ulaştığı yer çevresinde yayılmış bir uygarlık. Yaklaşık 7.000 yıllık köklü bir geçmişi olan Mısır; birçok ülke, kavim ve kişi tarafından yönetilmiş. Bir dalgıç olarak benim gözümde Mısır’ın diğer önemiyse Kızıldeniz kıyısında eşsiz su altı zenginliklerine sahip olması. Çünkü Mısır dalış bölgeleri dünyanın en güzel dalış noktaları arasında yer alıyor ve her dalgıcın hayallerini süslüyor.

Kayıtbay Kalesi – İskenderiye

Mısır coğrafi olarak Aşağı ve Yukarı şeklinde tanımlanıyor. Ekonomisi turizm ve tekstil ihracatına dayanıyor. Dünyanın en uzun nehri olan Nil Nehri kıyılarındaki alüvyonlu topraklarda dünyanın en kaliteli uzun elyaflı pamuğu gize ve şeker kamışı yetişiyor ve tüm dünyaya ihraç ediliyor.

Mısır harita Kaynak:Wikipedia (By Addicted04 – Own work with Natural Earth DataThis W3C-unspecified vector image was created with Inkscape., CC BY-SA 3.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=20230908)

Tarihin babası Herodot der ki; Nil Nehri, Ölümün ve Dirilişin Tanrısı Osiris’in armağanı, Mısır da Nil Nehri’nin armağanıdır. Eski Mısır Kültür Bakanı Solaiman Hozayen da der ki; Mısır uygarlığı, Herodot’un dediği gibi Nil’in armağanı değil, Mısırlılar’ın uygarlığa ve tarihe armağanıdır.

Nil Nehri’ne dönersek… Nil Nehri, Antik Çağ’dan beri verimli alüvyon birikintileri taşımış, taştığı yerlerde ekinleri ve hayvanları beslemiş, buralara bereket getirmiştir. Çevresinde antik tarihin en büyük uygarlıklarından biri olan eski Mısır uygarlığının kurulmuş olması da bu nedenle bir tesadüf değildir.

Abidos Tapınağı – I. Seti Tapınağı

Antik Mısır

Antik Mısırlılar dünyadaki yaşamı önemsememiş, ölümden sonraki sonsuz yaşama inanmış ve bu dünyada nefes aldıkları süre boyunca öldükten sonraki hayatları için hazırlık yapmış. Bu hazırlık sırasında parası olanlar kendilerine özel Book Of The Dead yani Ölünün Kitabı hazırlatmış. Bu kitap onların ölümden sonraki hayata geçişi için el kitabı, bir garanti kabul edilmiş. Ölünün Kitabı günümüzde de kutsal kitapların ilki olarak kabul ediliyor. Mezar alanlarını da hazırlamışlar, süslemişler. Burada ölümden sonraki sonsuz hayata geçeceklerine inanmışlar.

Öldüklerinde mumyalanmışlar. Mumyalama işleminde hafif meyilli bir taşa yatırılmışlar. Burun kıkırdağı kırılarak beyin, burun kanalından çekilmiş. Gözlerin içeriye düşmemesi için yine aynı yoldan keten doldurulmuş. Vücudun yanlarından açılan küçük deliklerden 4 ayrı organ zarar görmeden çıkarılmış, yeniden yaşama dönüldüğünde kullanılmak üzere testilere konularak mumyanın yakınına gömülmüş. Vücuttan çıkarılmayan tek organ kalp olmuş, o da mahkeme gününde hesap vermek üzere vücutta kalmış.

Mumyalama işlemini yapan kişi çakal maskesi takmış. Ölü yiyen bir hayvan olan çakal onlar için Mumya Tanrısı’ymış. Mumyalama işlemi 40 gün sürüyormuş. Bir çok medeniyette çokluk belirtilen 40 sayısının firavunlar için de önemli olduğu anlaşılıyor. Bu işlem esnasında formülü hâlâ gizli olan bir sıvı etlerin çürümemesi için vücuda sürülmüş. En son olarak da vücut ketenle sarılarak sandığın içine konmuş.

Antik Mısır tarihini 3 bölüme ayırırsak; firavunlar Eski Krallık döneminde (M.Ö 3000-M.Ö 2000) Sakkara ve Gize gibi en etkileyici piramitleri, Orta Krallık döneminde (M.Ö 2000-M.Ö 1700) El Fayoum, Abu Sir gibi daha küçük ve basit piramitleri, Yeni Krallık döneminde (M.Ö 1700-M.Ö 1100) Luksor’daki kaya mezarlarını yapmış. Bu yapıların hepsi ölülerin sonraki sonsuz hayatında yaşayacakları yerler olmuş. Luksor’da piramit yapmamışlar çünkü atalarının gömüldüğü piramitlerin nasıl yağmalandığını görmüşler ve arazi de piramit yapmaya uygun değilmiş. Bu nedenle Krallar Vadisi’ndeki firavun mezarları yapılırken çalışmaya giden işçilerin gözleri bağlanmış, işçiler nerede çalıştıklarını bilmemiş, mezar yerleri gizli tutulmuş.

Mısır

Antik Mısır ve Tanrıları

Antik Mısırlılar için Tanrılar çok önemliymiş. Bilge Tanrı Osiris’in göklerden Mısır’a indiğine inanmışlar. Osiris hem kız kardeşi hem de karısı olan İsis’le hüküm sürecekmiş. Halkına kültür kazandırmış, hukuk kuralları uygulayıp tarımı öğretmiş. Dünyayı yönetmek için İsis’i bırakmış, kendi de dünyayı gezerek diğer uluslara bu becerileri öğretmiş. Ancak Tanrı Osiris, onun herkes tarafından sevilmesini kıskanan erkek kardeşi Seth tarafından öldürülmüş. Ölümden sonraki hayata geçmek için vücudun tam olması gerekiyormuş ama Seth kardeşinin vücudunu parçalara ayırıp bu parçaları ülkenin değişik yerlerine atmış. İsis kocasının parçaları aramaya başlamış ancak bir parça balıklar tarafından yendiğinden artık kocasıyla ölümden sonraki hayatta bile kavuşması imkânsız hâl almış. Ancak kocasının spermini bulmuş ve onun oğlu Horus’u doğurmuş. Horus zamanla büyümüş ve amcası Seth ile dövüşürken onu öldürerek babasının intikamını almış. Ancak savaşırlarken Seth, Horus’un gözünü parçalamış. Bu parçaları Toth bir araya getirmiş, büyü ile gözün eskisi gibi olmasını sağlamış. Horus’un gözleri de dünyanın üzerindeki ay ve güneşi temsil etmeye başlamış, manevi anlamda vicdanın hiç kapanmayan gözü olmuş. Bugün kullandığımız göz nazar boncukları da işte Antik Mısırlılar’ın bu inancına dayanıyor.

Abidos Tapınağı – I. Seti Tapınağı

Günümüzde Mısır nüfusunun % 90’ını Sünni Müslümanlar, % 10’unu Kıptî Ortodoks Hristiyanlar oluşturuyor.

Mısır’a nasıl gidilir?

Mısır’ın pek çok şehrine direkt uçuş bulunuyor. Gidilecek şehre göre uçuşlar 2-3 saat arasında sürüyor.

Teşbihte hata yoktur, Mısır “dalış camiasının Kâbe’si” olarak kabul edilir ve her dalgıç bir gün Kızıldeniz’de dalma hayaliyle dalışa başlar. Çünkü Mısır dalış bölgeleri dünyanın en güzel dalış noktaları arasında yer alır. Ben de aynı hayalle önce Türkiye’de tüplü dalış eğitimlerimi ve brövelerimi aldım. Yeterince tecrübeli bir dalgıç olduğumda da Kızıldeniz’de dalış yapmaya geldim.

Türkiye’ye kesin dönüş yapıp yeniden eski sıklıkta tüplü dalış yapmaya başlayınca Mısır doğal olarak tekrar gündemime geldi. Hem yıllardır gitmeyi hayal ettiğim Güney Kızıldeniz dalış safarisine gidecek hem de tarih kokan Mısır’ı keşfetme şansına erişecektim.

Bu gezimde önce ülkenin en güneyindeki Assuan’a uçtum. Dönüş yolunda da Assuan – Hurgada arasındaki 9 saatlik yolculuğu özel araçla yaptım ve yol üzerindeki Luksor (Luxor)’da 1 gece konakladım.

Ancak bu Mısır turu bana yetmedi. Antik dünyanın en önemli 3 medeniyetinden biri olarak tanımlanan Eski Mısır’ın tarihini keşfetmek için tekrar Mısır’a geldim. Dünyanın en güzel nehir turlarından biri olan  Nil Nehri cruise turuna katıldım. Annemle birlikte 5 yıldızlı Mövenpick Nile Cruises MS Darakum ile nefis bir 12 gün geçirdik, dünyanın en uzun nehri olan Nil Nehri cruise turu en güzel gezilerimiz arasında yerini aldı.

Trust House Holidays acentesinin sahibi Amr Ibrahim bana hem Mısır turu hem de Nil Nehri cruise turu için her konuda yardımcı oldu. Eğer siz de bireysel bir Mısır turu yapmak istiyorsanız kendisiyle iletişime geçebilirsiniz.

Amr Ibrahim
Trust House Holidays
www.trusthouseholidays.com
Md@trusthouseholidays.com
+20 122 2109426

Mısır’a vize almak gerekiyor mu?

T.C. diplomatik, hizmet ve hususi pasaport hamilleri 90 günü aşmamak kaydıyla Mısır’a yapacakları ziyaretlerinde Mısır vize işlemlerinden muaflar. T.C. umuma mahsus pasaport sahibi vatandaşların ise Mısır vizesi almaları zorunlu.

Mayıs 2023 itibariyle Mısır’a seyahat edecekler sınır kapılarından vize alabiliyor. Ancak kapı vizesi uygulaması politik ilişkilere göre değişkenlik gösterebiliyor. O nedenle gitmeden önce mutlaka konsolosluktan güncel durumu öğrenmenizi tavsiye ederim.

Kapı vizesi uygulamasından önce 18 yaşından küçük, 45 yaşından büyük T.C. umuma mahsus pasaport sahibi vatandaşların vize alması kolaydı, 18-45 yaş aralığındaki T.C. umuma mahsus pasaport sahibi vatandaşların vize alma süreciyse gerçekten oldukça sıkıntılıydı. 1 yıl (!) bekleme süresinden sonra vize alamayıp biletini yakmak zorunda kalan çok kişi duydum.

Vize başvuruları Türkiye’deki 2 Mısır temsilciliğine yapılıyor: Mısır Arap Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği (başvurular için bölge ayrımı yapılıyor ve her ilden başvurular kabul edilmiyor) ve Mısır Arap Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu (başvurular Türkiye’nin her ilinden yapılabiliyor). Mısır Arap Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu’ndan randevu Facebook’ta “Mısır Arap Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu – Vize Bölümü” sayfasından alınıyor. Bu sayfada “randevu al” kısmına tıklıyorsunuz, vize randevusu için gün ve saat seçiyorsunuz. Messenger üzerinden gelen mesaja da e-devlet üzerinden aldığınız tarihli barkodlu ikametgâh belgesini gönderiyorsunuz. Sonra verilen randevu gününde gidip başvurunuzu yapıyorsunuz.

Bu arada bir istisna daha var: Sinai Bölgesi’ne gidecek Türk vatandaşlarına vize ücreti olmadan 15 günlük kapı vizesiyle giriş hakkı verildi. Kapı vizesi, Sinai Bölgesi’nde (Sharm El-Sheikh – Taba – Dahab – Nuweiba – Saint Catherine) 15 gün konaklama imkânı sunuyor.

Mısır vizesi için gerekli belgeler

Mısır vize başvuru formu
Pasaport aslı ve 2 adet fotokopisi
Kimlik aslı ve fotokopisi (Fotokopinin altına ev adresinizi ve cep numaranızı yazınız)
Son 6 ay içinde çekilmiş 2 adet biyometrik fotoğraf
İkametgâh belgesi (e-devletten tarihli barkodlu)
Uçak bileti çıktısı
Otel rezervasyonu çıktısı
Öğrenci belgesi (Öğrenciler için)
İş yeri antetli kağıda şirketteki görevinizi ve izinli olduğunuz tarihleri belirten, yetkili tarafından imzalanmış ve kaşelenmiş dilekçe (Çalışanlar için)
Dilekçe (Ülkeye neden gitmek istediğinizi anlatan dilekçe)
e-devletten barkodlu 4A belgesi (SGK Tescil ve Hizmet Dökümü – emekliler ve çalışmayanlar için)
Son 6 aylık banka hesap dökümü ve imza sirküleri
Vize ücreti

Mısır’da gezilecek yerler listesi

Çok önemli uyarı: Mısır’da drone kullanımı kesinlikle yasak! Eğer drone çekimleri yapıyorsanız, Mısır’da bunu yapamayacağınızı bilin ve yanınızda asla drone getirmeyin.

Gelin şimdi Mısır gezilecek yerler listesine birlikte göz atalım.

Kahire

Başkent Kahire; içinde barındırdığı birçok üniversite, yüksek okul, tiyatro, müze ve abideleriyle ülkenin atardamarı konumunda. Kahire Müzesi, Piramitler bölgesi, Nil nehri civarı turistlerin rağbet ettikleri eşsiz yerler arasında bulunuyor. Memphis ve Nekropolü – Giza’dan Dahshur’a Piramit Alanları, UNESCO Dünya Mirası listesinde bulunuyor. Orta Çağ Kahiresi, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alıyor. Ayrıca Kahire, zanaat & halk sanatları dalında UNESCO yaratıcı şehirler ağına dâhil.

Mısır

Büyük Gize Sfenksi, Kahire

Antik dünyanın 7 harikasından biri olan piramitlere ev sahipliği yapan, sokaklarında gezerken havaya karışan çöl kumunun yutulmasının kaçınılmaz olduğu Kahire, tarihsel zenginlik ve keşmekeşin el ele gezdiği bir başkent. 1.300 yılı aşkın süredir aynı alanda aynı adla yer alan Kahire; doğu ile batının, eski ile yeninin gelişigüzel bir bileşimi hâlinde.

Kahire Mısır Müzesi

el-Minye

IV. Amenhotep (Akhenaton) M.Ö 1330 yıllarında günümüzde el-Minye valiliği içinde kalan Tel el-Amarna şehrini kurmuş. Bu nedenle Tel el-Amarna, Akhenaton ve Nefertiti’nin şehri olarak anılıyor. Akhenaton, tek tanrılı bir din olan Aton (Aten) dinini yaratmış ve başkenti de Tel el-Amarna olarak ilan etmiş.

Rahip Petosiris Mezarı, Tuna El-Gebel

Sevhac (Sohag)

Al-Balyana’daki Abydos yerleşimi, Sevhac (Arapça: Sohag) valiliğinin güneybatısında yer alıyor. Buradaki Abidos Tapınağı, I. Seti ve oğlu II. Ramses tarafından yapılmış. Tapınak başta Yer Altı Tanrısı Osiris olmak üzere 7 tanrıya adanmış. Zaman içinde Antik Mısır’da önemli bir dini merkez olmuş ve Osiris için ibadet edilen bir Hac merkezi hâline gelmiş. Mısırlılar günümüzde bile Abidos’un doğurganlık enerjisi olduğuna inanıp burayı ziyaret ediyor, evlenmeden önce buraya geliyorlar.

Abidos Tapınağı – I. Seti Tapınağı

Kina (Qena)

Kina (Arapça: Qena) yerleşimi, Kina valiliğinin merkezi. Buradaki Dendera Tapınak Kompleksi, Antik Mısır uygarlığının en önemli eserlerinden biri. Komplekste üç tapınak var: Doğum Tapınağı, İsis Tapınağı ve Hathor’a adanan ana tapınak. Hathor; Antik Mısır’ın aşk, doğurganlık, müzik ve dans tanrıçası.

Dendera Tapınak Kompleksi

Luksor (Luxor)

el-Uksur valiliğinin başkenti olan el-Uksur, binlerce yıllık tarihi yaşamak için ilk gelinmesi gereken yerlerden biri. Şehre “mücevher” anlamına gelen ismini Araplar vermiş. Eski Yunanlılar’ın Teb olarak bildiği Luksor, Antik Mısır şehri Thebes’in üzerine kurulmuş olduğundan dünyanın en büyük açık hava müzesi olma özelliğini taşıyor. Antik Teb ve Nekropolü, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor.

Karnak Tapınağı, Luksor

Assuan (Aswan)

Aswan (Assuan), kültürel Mısır turu rotalarında başrolleri oynayan kentlerden biri. Assuan’ın zanaat ve halk sanatları dalında UNESCO yaratıcı şehirler ağına kabul edilmesi de oldukça önem taşıyor. Şehir yaklaşık 5.000 yıllık Nübye kültürünü ve tarihini yansıtıyor. Abu Simbel’den Assuan merkezdeki Philae Tapınağı’na kadar olan tüm Nübye anıtları, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor.

Mısır

Philae Tapınak Kompleksi, Aswan

Abu Simbel

II. Ramses Tapınağı ve Nefertari Tapınağı’na ev sahipliği yapan Abu Simbel, Mısır’ın gizemini bu 2 tapınakla yansıtmayı başaran bir yer. Büyük olan II. Ramses Tapınağı II. Ramses’e ve onun Kadeş Savaşı’nda Hititliler’e karşı kazandığı iddia edilen zafere adanmış. II. Ramses Tapınağı’nın yanındaki ikinci tapınaksa II. Ramses’in karısı Nefertari ve doğurganlık tanrıçası Hathor’a adanan Nefertari Tapınağı. Tapınağın önündeki 11,5 metrelik 6 heykelden 2’si Nefertari’ye ait.

Abu Simbel Tapınakları

Batı Çölü

Batı Çölü, Nil nehrinin batısından Libya sınırına kadar, Akdeniz’den güneyde Sudan sınırına kadar uzanan bir Sahra bölgesi. Burada Beyaz Çöl ve Siyah Çöl bölgelerinde Bedevi çadırlarında konaklanıyor ve çöl safarisi yapılıyor.

Mısır Çölleri

İskenderiye

İskenderiye M.Ö 332 yılında Büyük İskender’in emriyle kurulmuş, adını da kurucusundan almış.

İskenderiye

Nil Deltası’nın batı kenarında yer alan İskenderiye; Asya, Afrika ve Avrupa’yı birbirine bağlayan yolların birleştiği noktada yer alıyor. İskenderiye günümüzde Mısır turu rotalarına dâhil edilen önemli bir turizm, ticaret ve ulaşım merkezi. Antik dönemin 7 harikasından biri olan İskenderiye Feneri ve zamanının en büyüğü olan İskenderiye Kütüphanesi ile tanınıyor. Akdeniz’in muhteşem sahilleri ile çevrili İskenderiye; yakınındaki Rosetta ve Marsa Matruh gibi göz alıcı deniz şehirleri, Marina ve Almaza Koyu gibi dinlence yerleri ile ziyaretçilerine unutulmaz deneyimler sunuyor.

Mısır

Antik dönemde İskenderiye Feneri Kaynak:Wikipedia (By Emad Victor SHENOUDA, Attribution, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=27872767)

İskenderiye’nin yaklaşık 50 km güneybatısındaki Abu Mena; Geç Antik Mısır’da bir kasaba, manastır kompleksi ve Hristiyan Hac merkeziymiş. Ayakta kalan çok az kalıntısı var ama bölgenin erken Hıristiyanlık dönemindeki yeri nedeniyle önem taşıyor. Abu Mena, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor.

Şarm el Şeyh (Sharm el Sheikh)

Şarm el Şeyh (Sharm el Sheikh) ya da kısaca Şarm, Sina Yarımadası’nda Kızıldeniz kıyısında bir tatil kenti. “City of Peace” yani “Barış Şehri” olarak da anılan Şarm El Şeyh; altın renkli kumlu plajları, kristal berraklığındaki denizi, zengin su altı yaşamıyla tatilcilerin ve dalgıçların gözde turizm merkezi. İster dünyanın en güzel dalış bölgelerinde su altının zenginliklerini keşfedin, ister Sina Çölü’nde ATV turları yapın; Şarm El Şeyh aktiviteleri ve doğal güzellikleriyle sizi mutlu edecek bir tatil destinasyonu olacaktır. Buradaki Ras Muhammed Millî Parkı, UNESCO Dünya Doğa Mirası Geçici listesinde yer alıyor.

Ras Muhammed Millî Parkı – Sharm El Sheikh (Şarm el Şeyh)

Hurgada (Hurghada)

Mısır’ın Kızıldeniz kıyısındaki kenti Hurgada (Hurghada), tertemiz mavi sulara nazır bir şehir. Ayrıca çöl ve Bedevi hayatını yakından izlemek için alternatif safarileriyle de göz dolduruyor. Hurgada’da doya doya deniz-güneş-kum tatili yapabilir, su altı dünyasına meraklıysanız liveaboard (tüplü dalış teknesinde konaklamalı yolculuk) ile zengin su altını keşfedebilirsiniz.

Mısır

Hurgada sahilleri

Güney Sina

Azize Katerina Manastırı (Kutsal Tanrı-Trodden Manastırı); Güney Sina valiliğinde, Sina Dağı’nın eteklerinde yer alıyor. Bu Rum Ortodoks manastırı dünyada ibadete açık en eski manastırlardan biri. Bizans İmparatoru I. Justinianus bu manastırı 4. yüzyıldan beri Sina Yarımadası’nda yaşayan keşişlerin barınması için M.S 548-565 yıllarında yaptırmış. Buradaki kuyu, burning bush (yanan çalı), dağın bir bölümüne yapılan altın buzağı oldukça ruhani yerler. Dileyenler sabah 2:00’de Sina Dağı’na tırmanıp Hz. Musa’nın Tanrı’yla konuştuğu yeri görüyor ve olağanüstü bir gün doğumunu izliyor. Azize Katerina Manastırı, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor.

Azize Katerina Manastırı

Burning Bush

Burning Bush

Musa'nın Kuyusu

Musa’nın Kuyusu

Dahab

Sina Yarımadası’ndaki Dahab; tarihi batıkları, mercan kayalıkları, resifleri ve insanlarla beraber yüzmeye alışkın köpekbalıkları ile tam bir su altı cenneti. Dahab’ın 1 saat kadar kuzeyine giderseniz Nuweiba da küçük ama sevimli bir yerleşim.

Dahab – Blue Hole

Mısır yanı başımızda eşsiz bir tarih ve de inanılmaz bir su altı canlılığı sunan bir ülke. Siz siz olun, kaosuna, pisliğine değil, size sunacağı değerlere ve güzelliklere konsantre olarak buraya gelin. Antik Çağ’a ilginiz varsa tarihi zenginliklere, su altına sevdalıysanız tüplü dalış yapmaya doyamadan ülkenize döneceğinize garanti veririm.