Hindistan’ın Rajasthan eyaletinde bulunan Udaipur, çöl komşularının aksine tam bir vaha şehri. 3 suni gölün (Pichola, Fateh Sagar ve Swaroop Sagar) çevresinde yer alan ve Aravallis’in yemyeşil tepeleriyle çevrili olan Udaipur, Göller Şehri olarak anılıyor. Udaipur tarih boyunca hiç saldırıya uğramamış olmasıyla da tanınıyor. Hem hazineleri korunduğu için hem de madencilik geliştiğinden dolayı burası günümüzde de oldukça zengin bir şehir.
Udaipur, 1553 yılında Mihrace Udai Singh II tarafından Mewar Krallığı’nın yeni başkenti olarak kurulmuş. Mewar’ın ilk başkenti olan Nagda’nın güneybatısındaki verimli Girwa Vadisi’nde yer alıyor.
Krallığın ismi bazı kaynaklarda Mewar, bazılarında Marwar olarak geçiyor. Farkını açıklamaya çalışayım:
Mewar kelimesi bölgenin eski adı olan Medapata kelimesinden türemiş. Meda, “bölgede ikamet eden Meda Kabilesi” anlamına geliyor. Bu kabile de günümüzde Badnor olarak adlandırılıyor. Pata da idari birimi ifade ediyor.
Marwar kelimesiyse Sanskritçe “çöl” anlamına gelen Maru ve Rajasthanlılar’ın kullandığı “bölge” anlamına gelen Wad kelimesinden geliyor. Yani Marwar aslında “Çöl Bölgesi” demek.
Udaipur’da gezilecek yerler listesi
İçindekiler
Hindistan turu sırasında Rajasthan eyaletinde Ranakpur’dan 2 saat süren yolculuktan sonra buraya vardık. Şehri daha ilk görüşte oldukça romantik bulmuştuk. Demek ki buraya “Doğunun Venedik‘i” yakıştırması boşuna yapılmıyordu.
Udaipur’da Trulyy The Amar Mahal (Saheli Palace) Hotel’de konaklayabilirsiniz.
Udaipur gezilecek yerler listesine bir bakalım:
Jagdish Temple
Şehir gezisinde ilk durağımız eski şehirdeki tapınak oldu. Burası 17. yüzyılda inşa edilen bir tapınak. Noel zamanı geldiğimiz için tapınaklar hep taze çiçeklerle süsleniyordu. Yine de Ranakpur’daki tapınaktan sonra burası bize çok etkileyici gelmedi.
Udaipur Şehir Sarayı (City Palace)
Burası 224 metre uzunluğu ve 30 metre yüksekliğiyle tüm Rajasthan eyaletinin en büyük sarayı. Kubbeleri, kuleleleri ve balkonlarıyla âdeta dantel dantel örülmüş gibi bir havası var. Yapımı şehrin kurucusu Mihrace 2. Udai Sing zamanında başlamış. Başa gelen her mihrace de yapıya yeni bir şeyler eklemiş.
Sarayın bir bölümünde eski dönemlere ait resimler sergileniyor. Pichola Gölü’ne uzanan muhteşem yapısı ile burası ziyaretçilerini fazlasıyla etkiliyor. Gölün çevresinde bulunan diğer saraylar da harikulade mimari yapıları, su kanalları, bahçeleri, çeşme ve dekoratif havuzları ile büyüleyici bir portre çiziyor.
Bharatiya Lok Kala Mandal Müzesi
Bharatiya Lok Kala Mandal Müzesi’nde birbirinden etkileyeci el sanatları sergileniyor.
Pichola Gölü’nde Tekne Turu
Yaklaşık 40 kişilik botlarla Pichola Gölü’nün ortasındaki adaya gidebilirsiniz. Lake Palace’a ev sahipliği yapan bu ada oldukça lüks olmasıyla biliniyor.
4 kilometre uzunluğunda 3 kilometre genişliğinde sığ ve kuraklıkla mücadele eden bir göl olan Pichola, kenti iki yakaya ayırıyor.
Tekne turu sırasında leş gibi suda yıkananları ve çamaşır yıkayanları izlemek ise insanı hayrete düşürüyor. Göl pislikten simsiyah bir renge bürünmüş olsa da sanki Hintliler için bir temizlik timsali.
Jag Mandir (Lake Garden Palace)
Pichola’nın ortasında bulunan Jag Mandir göz kamaştırıcı güzellikte bir saray. 1754 yılında Mihrace 2. Jagat Sing’in eski yazlık sarayı olarak inşa edilmiş, günümüzdeyse lüks bir otel olarak işletiliyor. Otel müşterisi olmayanlar rezervasyon yaptırarak öğle veya akşam yemeği için buraya gelip gezebiliyor. Saray James Bond’un Octopussy filmine de set olmuş.
Taj Lake Palace
Pichola Gölü’nün ortasındaki Taj Göl Sarayı (Lake Palace) tamamen beyaz mermerden yapılan muhteşem bir yapı.
Sahelion Ki Bari
Burası bir zamanlar mihracelerin geldiği bir bahçe. Havuzlardan akan sular ve nilüferler eşliğinde siz de kendinizi bir mihrace gibi hissederek keyifli bir gezi yapabilirsiniz.
Günümüzü eski şehirde yürüyüş yaparak noktaladık. Ayrıca Hindular’ın meditasyon sırasında kullandığı rudraksha mala satın almayı ihmal etmedik. Rudraksha ne mi? Rudraksha Hinduizm’de özellikle de Şivaizm’de dua boncuğu olarak kullanılan bir tohum. Kelime anlamı olarak (Shiva) Şiva’nın gözyaşları demek. Rudraksha kolyeleri tespihe benziyor, rudraksha çakra mala veya meditasyon mala olarak adlandırılıyor. Malalarda toplam 108 adet boncuk var, herbir boncuğun arası el yapımı düğümlü. Malalarda Rudraksha tohumları ve renkli cam boncuklar kullanılıyor. Renkli cam boncuklar sırasıyla dünya yıldızı, kök, sakral, solar plexus, kalp, boğaz, üçüncü göz ve tepe çakralarının renkleriyle diziliyor. Rudraksha tohumlarının mistik enerjisiyle ve renklerin gücüyle vücudumuzdaki enerji noktaları olan çakralarımız dengeleniyor.
İnanışa göre Tanrı Şiva’nın tüm varlıkların yararı için yaptığı 1.000 yıllık meditasyonun ardından gözlerinden süzülen gözyaşı damlalarının toprağa düştüğü yerde mistik bir ağaç yetişmiş. Bu ağaç ve tohumları Tanrı Şiva’nın bir diğer adı olan “Rudra” ile gözlerini tanımlamak için “Aksha” kelimelerinin bir araya gelmesiyle Rudraksha adını almış.
Bu ağaç çoğunlukla Hindistan, Endonezya, Nepal’de yetişiyor. Dünya enerjisine ve güçlü spiritüel bağlara sahip olan tohumları meditasyon, içsel aydınlanma, spiritüel gelişim, zihinsel ve bedensel huzurun yanı sıra bedensel şifa için de çok eski zamanlardan beri kullanılıyor.
Bu malayla meditasyon yaparken “om namah shiva” mantrasını söylememizi tavsiye ettiler. Biz de ülkemize döndüğümüzde bu mantrayı söyleyerek meditasyon yapmaya niyet ettik.
Udaipur sonrasındaki durağımız Pushkar olacak…
great article about udaipur.. i love this article
for more information regarding Udaipur you can visit Heritage Royal Rajasthan Udaipur India