Dedikleri kadar var: Incredible India, yani İnanılmaz Hindistan… Daha uçaktan iner inmez enerjisinin çok yoğun olduğunu hissedeceğiniz bu topraklarda geleceğiniz ilk yer ise muhtemelen Delhi olacak. Korna sesinden kulaklarınız uğuldayacak, hava kirliliğinden nefes alamayacaksınız, kalabalıktan şaşkına döneceksiniz ama Delhi size bambaşka bir dünyanın kapılarını aralayacak. Üstelik burası UNESCO zengini bir şehir. Hümayun Türbesi, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunuyor. Qutub Minar, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunuyor. Red Fort Kompleksi, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunuyor.

Hümayun Türbesi Kapısı

Tarihte Delhi adında 8 değişik yerleşim merkezi kurulmuş. Bunların en eskisi şimdiki Purana Quila (Eski Kale) civarında yer alan İndraprastha’ymış. Delhi’nin son Hindu Kralı Tomar ve Hanedanı’nın bugünkü adıyla Qutub Minar’a kadar olan bu bölgeyi 12. yüzyılın başlarına kadar elinde tuttuğu biliniyor.

Delhi

Qutub Minar

Delhi – Hayat Koşulları

Şehirde hava korkunç kirli. Özellikle sabah ve akşam saatlerinde göz gözü görmüyor. Zaten burada 1 gün geçirmenin yaklaşık 3 paket sigara içmeye bedel olduğu söyleniyor. Nefes darlığı çekenler, astımı olanlar ve hamile kadınlar bence bu şehirden uzak durmalı. Biz sağlıklı olmamıza rağmen maskeyle dolaşmayı bile düşündük. Gözünü seveyim İstanbul’um. Ben senden kalabalığın, trafiğin ve hava kirliliğin yüzünden kaçarken nerelere geldim şimdi…

Hayat burada sokakta geçiyor. İnsanlar sokakta yemek yiyor, traş oluyor, yıkanıyor, çamaşır yıkıyor, yıkanan çamaşırlarını kurutuyor, tuvaletlerini yapıyor ve uyuyorlar. Sokaklar pislik içinde. Hatta kendimi buraya ayak bastığımda âdeta Walking Dead (Yaşayan Ölüler) film setinin içine düşmüş gibi hissettim çünkü insanlar gerçekten yaşayan ölüler gibi dolaşıyorlardı.

Bu arada hemen bir dip not düşeyim. Zaman içinde belediye evsizleri Eski Delhi’den şehir dışına taşıdı. Eski şehirde artık evsizleri, yanlarından geçerken tuvaletini yapanları görmüyorsunuz, bu manzaralarla sadece eski şehrin dışında karşılaşıyorsunuz.

Sokak satıcısı

Buraya ilk gelişimde otele giderken pek çok ara sokağın polis arabalarıyla kapatıldığını görmüştük. Meğer biz gelmeden 1 gün önce (Aralık 2012) 23 yaşında bir kıza otobüste şoför dâhil 6 kişi tarafından tecavüz edilmiş. Bu da tabii bize şehirle ilgili hiç iyi bir ilk intiba vermemişti.

Burada insanlar çok dokunmatik. Sokaktan geçen herkes birşey satmaya ya da en azından elinizi sıkmaya çalışıyor. Yine de bu fakirliklerine rağmen kendimizi hiç tehdit altında hissetmedik. Kimse üzerimize saldırmadı, paramızı çalmaya yeltenmedi ya da alışveriş yaparken para üstü vermeden kaçmaya çalışmadı. Bu da bende insanlarına karşı saygı uyandırdı.

Sokaklarda hiç kedi görmedik. Sonradan öğrendik ki kedinin uğursuzluk getirdiğine inanıyorlar. Onun yerine bolca inek, köpek, küçük sincap, maymun, deve görüyorsunuz. Bir de trafiği delen filleri unutmayalım. Böyle bir manzara ancak Hindistan’da görülebilir, tadını çıkartmak lazım.

Delhi’de trafikte fil bile görülebiliyor

Delhi gezilecek yerler

Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Delhi dendiğinde Eski Delhi, Yeni Delhi ve Delhi terimlerini duyabilirsiniz. Eski Delhi, Babürler tarafından kurulan şehrin tarihi merkezi. Yeni Delhi, İngilizler tarafından kurulan daha yeni kısım. Günümüzde ülkenin başkenti, üçüncü büyük şehri ve parlamento burada bulunuyor. Delhi dendiğinde ise Eski Delhi, Yeni Delhi, çevresindeki bölgeleri içeren büyük metropol bölgeyi düşünebilirsiniz.

Greater Kailash’ta bulunan M Block Market GK1 popüler bir alışveriş ve yemek bölgesi

Eski Delhi 12-19. yüzyıllar arasında Müslümanlar’ın hâkim olduğu dönemde devlet merkeziymiş. 1200’lerde Babürler tarafından ele geçirilmiş, 1649-1857 yılları arasında da Babürler’e başkentlik yapmış. Sonraları Afgan egemenliğine geçmiş, bu dönemde pek çok cami, medrese, kale ve anıtsal yapı yapılmış.

Yeni Delhi 1911 yılında İngilizler tarafından inşa edilmiş. Günümüzde bürokratlar burada yaşadığı için Hindistan’ın en şık yeri olduğunu söyleyebiliriz. İngilizler başkenti Kalkuta’dan Delhi’ye taşımaya karar verdiklerinde İngiliz mimar Edwin Lutyens ve Herbert Baker’ı İngiltere’nin gücünü hissetirecek bir başkent yapmakla görevlendirmişler. Bu nedenle burası Lutyens’ Delhi olarak da geçiyor.

Şehirde trafik rezil, hiçbir kural yok. Korna sesi nedeniyle insanın bir süre sonra kulakları uğuldamaya başlıyor. Yine de insanlar araba kullanırken oldukça sakin. Türkiye’den alışkın olduğumuz el-kol sallama hareketlerinden, küfürlerden burada eser yok. Doğruyu söylemek gerekirse insanların bu sakinliği hayret veriyor ve hayranlık uyandırıyor.

Delhi trafiği

Trafik sorununa bir çözüm olmadığına göre biraz eğlenceye ne dersiniz? Mesela şehri rickshaw (rikşa) ile keşfe çıkabilirsiniz. Rikşalar bisikletle çekilen bir taşıma aracı. En azından kaosu değişik bir araçla atlatmış olursunuz.

Rickshaw (rikşa)

Ya da tuk tuk kiralayabilirsiniz.

Tuk tuk

Ancak ister rikşa, ister tuk tuk olsun kazıklanma ihtimaliniz olduğunu da unutmayın. Tuk tuk şoförü bir tur attırıp beni bir sokak ötede bırakmış. Metroya bindiğimde fark ettim ki aslında hiç yol gitmemişim! Güvenli ulaşım istiyorsanız metro ve uberden şaşmamalısınız.

Kutsal mekânlara ayakkabı çıkartılarak giriliyor. Yerler çok pis olduğu için yanızda sonradan atacağınız yedek çorap veya galoş bulundurmanızda fayda var. Ayrıca ayakkabılarınızı koymak için de bir poşet bulundurup ayakkabınızı yanınıza alın, yoksa mekân çıkışında kötü bir sürprizle karşılaşabilirsiniz.

Eski Delhi

Şehrin tarihi merkezinde Kızıl Kale (Red Fort), Chandni Chowk Pazarı, Cuma Mescid (Jama Masjid) ve Raj Ghat gibi yerleri gezebilirsiniz.

Cuma Mescid (Jama Masjid) Kapısı

Yeni Delhi

İngilizler tarafından inşa edilen yeni bölgede Hindistan Kapısı (India Gate), Hümayun Türbesi, Connaught Place, Janpath Market, Khan Market, Gandhi Samadhi (Gandhi’nin Mozolesi), Rashtrapati Bhawan, Akshardham Tapınağı, Hauz Khas Village, Lotus Tapınağı, Qutub Minar gibi yerleri gezebilirsiniz.

Delhi

Qutub Minar

Yeni Delhi’de çok sayıda restoran var ama özellikle 3 tanesi çok popüler. Bu restoranlara rezervasyon yapmanız tavsiye ediliyor.

✔️ Bukhara ünlü bir yer. Mutlaka kebap, dal makhani (yeşil mercimek yemeği) denemelisiniz.

Delhi

Bukhara

✔️ Dum Pukht güzel bir mekân. Biryani, tavuk, korma (etli veya sebzeli köfte) denemelisiniz.
✔️ Hotel Aman’ın içindeki The Indian Accent sevilen bir restoran. Burada şefin tadım menüsünü denemelisiniz.

Konaklamak için önerilerim de aşağıda:

✔️ The Lalit çok şık bir otel.
✔️ Hyatt Regency şık ve havalimanına yakın konumuyla özellikle geliş ve gidişte değerlendirilebilecek bir otel.

Şimdi gelin, Delhi gezilecek yerleri birlikte inceleyelim:

Red Fort (Kızıl Kale), Eski Şehir

18 metre yüksekliğindeki duvarlarıyla bu görkemli kale, aşkı uğruna Taj Mahal’i de yaptıran Babür İmparatoru Şah Cihan tarafından 1638-1648 yılları arasında yaptırılmış. 200 yıl boyunca da Babür imparatorlarının ve ailelerinin hem yerleşkesi hem de yönetim merkezi olmuş. Binanın temelinde şans getirsin diye başı kesilmiş mahkumların bedenlerinin kullanıldığı söyleniyor. Red Fort Kompleksi, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunuyor.

Red Fort (Kızıl Kale)

Chandni Chowk, Eski Şehir

Chandni Chowk, Hindistan’ın en büyük toptan satış pazarlarından biri. 17. yüzyılda Babür İmparatoru Şah Cihan tarafından yaptırılmış, kızı Jahanara tarafından tasarlanmış. Chandni Chowk’un batı ucundaki Khari Baoli de 17. yüzyıldan beri faaliyet gösteriyor ve günümüzde Asya’nın en büyük toptan baharat pazarı.

Khari Baoli

Jama Mescid, Eski Şehir

Hindistan’ın en büyük camisi olan Cuma Camii, Şah Cihan’ın Delhi şehrine kazandırdığı son eser. 1644-1658 tarihleri arasında inşa edilen yapıda mermer ve kırmızı kumtaşı kullanılmış. Camide 25.000 kişi aynı anda namaz kılabiliyor.

Kardeşimle Jama Mescid’deyiz

Raj Gahat – Mahatma Gandhi’nin Kabri, Yeni Şehir

Gandhi Smriti, Hint ulusunun babası sayılan Gandhi’nin ebedi istirahatgâhı. 1948 yılında suikasta uğradığı yerde açılan müzede hayatına dair pek çok obje yer alıyor. Bu objeler ilk günkü hâliyle korunuyor. Anıttan birkaç dakikalık yürüme mesafesinde ise Gandhi’nin yakıldığı krematoryumda da Raj Ghat Anıtı’nı görebiliyorsunuz.

Delhi

Raj Gahat Kaynak:Wikipedia (By Humayunn Niaz Ahmed Peerzaada from Mumbai, India – Raj Ghat, Delhi – India, CC BY-SA 2.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=3467500)

India Gate (Hindistan Kapısı), Yeni Şehir

42 metre yüksekliğindeki India Gate, 1919 Anglo-Afgan Savaşı ve kuzeybatı Hindistan’da ölen 90.000 Hint askeri anısına dikildi.

Delhi – India Gate (Hindistan Kapısı)

Kral Yolu olarak geçen Rajpath Bulvarı; Hindistan Kapısı ve Rashtrapati Bhawan’ı birbirine bağlıyor.

Rashtrapati Bhawan

Rashtrapati Bhawan, Yeni Şehir

Rashtrapati Bhawan, 1929 yılına tarihlenen bir saray. İngiliz sömürge döneminde İngiltere Valisi burada yaşamış. Günümüzde Hindistan Devlet Başkanı’nın resmi konutu olarak kullanılıyor. 340 odası, 2,5 kilometre uzunluğunda koridoru var. Hemen arkasında Babür tarzında tasarlanan bahçeler dikkat çekiyor.

Rashtrapati Bhawan

Connaught Place, Yeni Şehir

Connaught Place kentin finans ve iş merkezi. Halk ismini CP olarak kısaltıyorlar. 2018 Temmuz rakamlarına göre buradaki ofis kiraları dünyanın en pahalı kirası sıralamasında ilk 10’a giriyor. Ortasındaki kocaman Central Park genelde buluşma yeri olarak kullanılıyor.

Connaught Place

Buradaki 5 yıldızlı The Imperial New Delhi otele gidip Spice Route restoranda yemek yerseniz Hindistan’ın dudak uçuklatan lüksüne tanıklık edebilirsiniz.

Agrasen Ki Baoli, Yeni Şehir

Agrasen Ki Baoli; 108 basamaklı, 60 metre uzunluğunda ve 15 metre genişliğinde tarihi bir sarnıç. Kesin olmamakla birlikte Kral Agrasen tarafından 14. yüzyılda yapıldığı sanılıyor. Yalnız buranın turistik bir yer olduğunu düşünmeyin, kendimden başka hiç turist görmedim. Sadece yerel halk Instagram paylaşımı yapmak üzere fotoğraf çekmeye geliyor.

Agrasen Ki Baoli

Jantar Mantar Gözlem Evi, Yeni Şehir

Jantar Mantar, 1700’lü yıllarda hüküm süren Mihrace Jai Singh döneminde inşa edilen 5 gözlem evinden biri. 1925’te açılan gözlem evi yıldızların ve gezegenlerin hareketlerini gözlemlemek için yapılan bir dizi oval ve geometrik yapıdan oluşuyor.

Delhi

Jantar Mantar

Hümayun Türbesi, Yeni Şehir

Babür İmparatoru Mirza Nasir al-Din Muhammad (bilinen ismiyle Hümayun Şah) 1556 yılında ölmüş. Ölümünden 9 yıl sonra, 1565 yılında Bega Begüm (Hacı Begüm) kocası Hümayun için bir türbe yapımı başlatmış, türbe 1572 yılında tamamlanmış. Hümayun Türbesi, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunuyor.

Delhi

Hümayun Türbesi

Türbenin Taj Mahal’e ilham veren yapı olduğu düşünülüyor.

Hümayun Türbesi

Hazrat Nizamuddin Aulia Dargah, Yeni Şehir

Hazrat Nizamuddin Aulia Dargah, Sufi aziz Khwaja Nizamuddin Auliya’nın (1238-1325) türbesi. Binlerce hacı tarafından ziyaret edilen dergâhta akşamları qawwali adanmışlık müzik seansları düzenleniyor.

Hazrat Nizamuddin Aulia Dargah Kaynak:Wikipedia (By Farzan Kermaninejad (بحث) – اثر_شخصی_توسط_بارگذار, Public Domain, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=41691656)

Qutub Minar, Yeni Şehir

Qutub Minar, 13. yüzyılda Gurlu Devleti Hükümdarı Kutbiddin Aybek tarafından İslamiyet’in Hindistan’da kazandığı zafer anıtı olarak inşa edilmiş. Kutub Minar ve çevresindeki medrese, türbeler ve mozole gibi diğer tarihi yapılar; UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunuyor. Burada her sene ekim-kasım aylarında klasik Hint müziği ve dansları ile renklenen Qutub Festivali düzenleniyor.

Delhi

Qutub Minar

Bu minare yüzyıllardır paslanmadan duran demir kolon ile ünlü. Bir inanışa göre arkanız dönük olarak kollarınızı demir kolonun etrafında birleştirmeyi başarabilirseniz dileğiniz gerçekleşiyor. Gerçi şimdi demir kolonun etrafı çevrili, artık deneyemiyorsunuz.

Delhi

Qutub Minar

Eğer şehirde az sayıda yeri görecek vaktiniz varsa bile buranın mutlaka listenizde olmasını öneririm. Güzel bir arkeolojik alan ile tanışacak ve kuş cıvıltıları içinde hoş anlar yaşayacaksınız.

Delhi

Qutub Minar

Hauz Khas, Yeni Şehir

Hauz Khas mahallesinin kalbinde tarihi Hauz Khas Kompleksi var. Burası İslam mimarisine sahip renkli yapıları ile dikkat çekiyor.

Hauz Khas Kaynak:Wikipedia (By Kumarssp – Own work, CC BY-SA 3.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=28189416)

Lotus Tapınağı, Yeni Şehir

Lotus; Hinduizm, Budizm ve Jainizm için ortak sembol kabul ediliyor. Yeni şehirdeki Lotus Tapınağı dünya çapında inşa edilen 7 büyük Bahai tapınağının sonuncusu. Tapınak 1986 yılında İran asıllı Kanadalı Mimar Fariborz Sahba tarafından 27 tane beyaz mermer taç yapraktan bir lotus çiçeği şeklinde tasarlanmış.

Delhi

Lotus Tapınağı

Tapınağın içi fazlasıyla sade, hiçbir dini obje veya resim yok. Herhangi bir inancın taraftarları tapınağı ziyaret ederken dua etmek veya meditasyon yapmakta özgür.

Akshardham Tapınağı, Yeni Şehir

Akshardham Tapınağı, Hindistan’ın en büyük Hindu tapınağı kompleksi. Tapınak Kızıl Kale’de olduğu gibi kırmızı kumtaşından oyularak yapılmış.

Hindistan’ın her yerinde olduğu gibi burada da sıkı güvenlik önlemleri var ancak bu önlemleri burada biraz abartmışlar. İçeriye telefon, fotoğraf makinesi, kamera gibi elektronikleri sokamıyorsunuz. Yanınıza sadece pasaport ve para almanıza izin veriyorlar. Bu kadar eşsiz bir yeri fotoğraflayamamak da doğrusu insanın içine oturuyor.

Delhi

Delhi – Akshardham Tapınağı

Tapınağın ana binası 43 metre yüksekliğinde. Burada bitkiler, hayvanlar, Hindu tanrı ve tanrıçalarına ait 20.000 kadar rölyef görülüyor. Binanın 9 kubbesini 234 adet sütun destekliyor. Tapınak kompleksinin tam merkezinde de 3 metre yüksekliğinde dev bir altın Swaminarayan heykeli dikkat çekiyor.

Bu dev kompleksi ücretsiz gezebiliyorsunuz. Eğer Hindu inanışlarını canlandıran mumyaların olduğu galerileri gezmek ve bot turu yapmak isterseniz onun ilave ücreti var. Ayrıca akşam 19:00’da başlayan ışıklı, lazerli su gösterilerine katılmak isterseniz ücret ödüyorsunuz. Aman yanınıza kalın bir şeyler almayı unutmayın! Özellikle kış aylarında geceleri oldukça soğuk oluyor.

Tüm kompleksi gezmek için en az 3 saat zaman ayırmanızı öneririm. Ancak şunu da söyleyeyim: Eğer Delhi’ye bir Hindistan turu ile geldiyseniz burayı göremeyeceksiniz. Şehrin trafiğinde gitti-geldi, giriş sırasında bekleme, içeriyi gezme derken buraya yarım gün ayırmak gerektiği için turlar haklı olarak burayı programlarına alamıyor. Yine de bana eğer Delhi’de tek yere gelme şansın var deseler, hiç düşünmeden burayı seçerdim çünkü burası gerçekten de muhteşem bir yer!

Hindistan Mutfağı

Hint yemekleri acı ve bol baharatlı olması ile meşhur. Yemekler inanılmaz lezzetli ama yemeğe başlamadan önce tabaklarımızı ve kaşık çatalımızı mutlaka ıslak mendille temizledik. Her içecekte pipet kullandık. Asla çeşme suyu içmedik.

Hemen not düşeyim: Buzlu içecek içmeyin çünkü buz muhtemelen çeşme suyuyla yapılmıştır. Hijyene ekstra dikkat etmenizde fayda var çünkü Delhi Belly yani mideyi bozmak burada epey yaygın. Dikkatli olmazsanız gezinize yazık edebilirsiniz. Gerçi ben bir kez yere düşen vitaminimi 5 saniye kuralı (yere düşen yemeğin 5 saniye içinde alınırsa mikroplanmayacağını öngören kural) içinde alıp yuttum ama kardeşim Demet’i bunu yaptığım için çok kızdırdım. Galiba biraz genişim. Günlük hayatında yanında sürekli pürel, kolonya taşıyan bir hijyen saplantılısı olmama rağmen ilginç bir şekilde buranın pisliğinden rahatsız olmadım. Demek ki kendimi bu ortama psikolojik olarak çok hazırlamışım.

Delhi Indira Gandhi Uluslararası Havalimanı’nda dikkat!

Havalimanının girişinde bilet ve pasaport kontrolü yapıyorlar, bileti olmayanları havalimanının içine sokmuyorlar. Elinizde ya bilet çıktınız bulunsun ya da telefonunuzdan biletinizi gösterin, yoksa içeri giremezsiniz. Ayrıca girişten önce kapıların önünde çok uzun bir sıra oluyor. Eğer elektronik levhaları takip ederseniz, hangi kapıda kaç dakika sıra bekleyeceğinizi görüp ona göre en az yoğun olan kapıya gidebilirsiniz.

Delhi Indira Gandhi Uluslararası Havalimanı

Burayı başka havalimanlarıyla karıştırmayın. Size dünyanın en kalabalık 2. ülkesinde olduğunuzu hatırlatmak zorundayım! Uluslararası uçuşlarda uçuş saatinizden 3, hatta 4 saat önce, iç hat uçuşlarda uçunuzdan 2 saat önce havalimanında olmanız gerekiyor. Aman bu konuda tedbiri elden bırakmayın!

Delhi Indira Gandhi Uluslararası Havalimanı

Hindistan’a gelirken ne istediğinizi biliyor olmanız lazım çünkü burası uçurumlar ülkesi. Her ne kadar nurtopu gibi dizanteriyle evime dönsem de yaptığım Hindistan turu unutulmaz oldu. Buradaki yaşamı gözlerimle görmek hayatıma çok farklı bir boyut getirdi. Yaşadığım hayatın zenginliğinin ve ne kadar şanslı olduğumun artık çok daha fazla farkındayım. Hayatını sorgulayan ve sahip olduklarının kıymetini bilmeyen herkesin de burayı görüp hayata bakışını değiştirebilmesini diliyorum.

Shri Digambar Jain Lal Tapınağı önünde Manasthamba (Onur Kolonu)

Keşfetmeniz dileğiyle…