Hatay; Akdeniz Bölgesi’nin doğu ucunda, Suriye ve Lübnan Dağları arasındaki El Bekaa Vadisi’ni içine alan Gor Çukurluğu’ndan oluşan bir sınır ilimiz. Hatay’ın tarihi önemi çok büyük. Çünkü İsa’nın takipçilerine ilk kez burada Hristiyan denilmiş. Hristiyanlığın ilk kilisesi burada kurulmuş. Ülkemizin gurur kaynağı olan Hatay bunlara ilaveten UNESCO’nun hem yaratıcı (gastronomi dalında) hem de öğrenen şehir olarak iki unvanına sahip. Biz Hatay’ı bir de tarihte bağımsız Hatay Devleti olması ve de Atatürk’ün bu özel kenti, Hatay benim şahsi meselemdir, diyerek anması ile tanıyoruz.
Kuzeyden güneybatıya doğru uzanan Nur Dağları (Amanos) ve Keldağ ile Suriye platoları arasında kalan Hatay’ın verimli topraklarına sahip olan Amik Ovası, batıda şerit hâlinde uzanan bir kıyı ovasını oluşturuyor.
Şimdi bir de Antakya mı, Hatay mı sorunsalına bir açıklık getireyim. Antakya kentin tarihi merkezi, Hatay ise çevresiyle birlikte kentin ismi.
Yaklaşık 2.300 yıllık geçmişi olan Antakya’da ilk yerleşimin M.Ö 8000’li yıllara kadar uzandığı tahmin ediliyor. Şehir Büyük İskender’in ölümünden sonra M.Ö 300 yıllarında komutanlarından Seleukos tarafından kurulmuş. Burası daha sonra Part, Sasani, Bizans, Abbasi Tolunoğulları, Aksitler, Hamdanoğulları, Selçuklu, Haçlı ve Memluk egemenliğine girmiş. Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı topraklarına katılmış. 1937’de bağımsız Hatay Devleti kurulmuş. 1939’da da ülkemize bağlanmış.
Hatay’da gezilecek yerler listesi
İçindekiler
- 1 Hatay’da gezilecek yerler listesi
- 1.1 Habib-i Neccar Camii
- 1.2 Ulu Camii
- 1.3 Uzun Çarşı
- 1.4 Kurşunlu Han
- 1.5 Baharatçılar Çarşısı
- 1.6 Saray Caddesi
- 1.7 Hatay Şehir Müzesi
- 1.8 Saint Pierre Kilisesi
- 1.9 Hatay Arkeoloji Müzesi
- 1.10 Necmi Asfuroğlu Arkeoloji Müzesi
- 1.11 Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Müzesi
- 1.12 Kadhim (Kadın Aile Dayanışma ve Hizmet Merkezi)
- 1.13 Vespasianus – Titus Tüneli
- 1.14 Beşikli Mağara
- 1.15 St Simon Manastırı
- 1.16 Defne Harbiye Şelaleleri
- 1.17 Musa Ağacı
- 1.18 Vakıflı Köyü
- 1.19 Dor Mabedi
- 1.20 Samandağ
- 1.21 Antakya Otelleri
- 1.22 Hatay Mutfağı
Hatay’a geldiğinizde hem Antakya şehir merkezinde hem şehir dışında gezmeye hazırlıklı olmalısınız. Asi Nehri’nin yüzyıllar boyunca taşıdığı alüvyonlar nedeniyle antik kentten günümüze toprak üzerinde görülebilen çok az sayıda yapı kalmış olsa da görebildiğimiz kadarı bile bizi etkilemeye yetiyor.
Antakya’dan geçen Asi Nehri kente güzellik katıyor. Bu nehir Lübnan’ın farklı şehirlerinden geçiyor ve Türkiye ile Suriye arasında bir sınır oluşturuyor. Şehir dışındayken de Hıdırbey-Vakıflı ve Kapısıyu-Çevlik rotalarında hem yürüyüş hem de kültürel geziler yapabilirsiniz.
Şimdi gelin, Hatay gezilecek yerler listesine bir göz atalım.
Habib-i Neccar Camii
Habib-i Neccar Camii, Memlük Hükümdarı Baybars döneminde 638 yılında eski bir tapınağın yerine yapılmış. Camiye Hazreti İsa’nın havarilerine ilk inanan ve bu uğurda canını veren marangoz (neccar) Habib-i Neccar’ın adı verilmiş. Caminin kuzey doğu köşesinde, yerin 4 metre altında Habib-Neccar’ın ve Şem’un Safa’nın, girişte ise Yuhanna ve Pavlos’un türbeleri bulunuyor. Etrafında medrese odaları, avlusunda bir şadırvan var. Habib-i Neccar Camii Anadolu’nun ilk camisi ve dolayısıyla bugünkü Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde inşa edilen ilk cami olma özelliğini taşıyor.
Ulu Camii
Ata Köprüsü yakınında bulunan Ulu Camii’nin Memlük dönemi eseri olduğu sanılıyor.
Uzun Çarşı
Uzun Çarşı geleneksel bir şehir çarşısı özelliklerine sahip. İçinde tarihi hanlar, hamamlar, camiler, tarihi ağaçlar ve yapılar barındırıyor. Burada yöreye özgü geleneksel el sanatları eserleri, hediyelik eşyalar, Antakya mutfağı malzemeleri satın alabilirsiniz.
Kurşunlu Han
Kurşunlu Han, Köprülü Mehmet Paşa tarafından Sürre alayının ağırlanması için inşa ettirilmiş. Burası günümüzde el sanatları ve gastronomi değerlerini temsil eden güzel bir mola yeri.
Baharatçılar Çarşısı
Baharatçılar Çarşısı’ndan her türlü baharatı satın alabilirsiniz.
Saray Caddesi
Saray Caddesi oldukça keyifli bir cadde. Üzerinde pek çok restoran var. Caddenin bitiminden eski Antakya evlerinin bulunduğu ara sokaklara dalıp tarihin içinde kaybolmak ise harika oluyor.
Hatay Şehir Müzesi
Hatay Şehir Müzesi’nde Hatay’ın tarihçesi, ticaret, üretim, gündelik hayat / giyim ve yemek kültürü temaları işleniyor.
Saint Pierre Kilisesi
Hz. İsa’nın ölümünden sonra havarisi St. Pierre M.S 29-40 yılları arasında Antakya’ya gelmiş. İlk dini toplantısını Stauris (Haç) Dağı’nın batısında kayalara oyulmuş bir mağarada yapmış. Hz. İsa’ya inananlara Hristiyan adı ilk kez bu mağarada verilmiş. Bu mağara Hristiyanlığın en eski kiliselerinden biri olarak kabul ediliyor. O nedenle de bugün Saint Pierre Kilisesi olarak bilinen bu kilisenin önemi hayli büyük. UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici listesinde bulunuyor.
Hatay Arkeoloji Müzesi
Hatay Arkeoloji Müzesi dünyanın ikinci büyük Roma mozaikleri koleksiyonuna sahip. Bu nedenle Mozaik Müzesi olarak da anılıyor. Müzede Hitit, Helenistik, Roma, Bizans, Osmanlı dönemlerine ait olan ve Harbiye, Antakya, Atçana, Samandağ ve İskenderun’da bulunan eserler sergileniyor.
Antakya antik şehirde bulunan mozaiklerin en güzel örnekleri bu müzede sergileniyor.
Bu müze benden olduğu kadar tüm ziyaretçilerinden tam not alır. Olağanüstü eserleri var.
Necmi Asfuroğlu Arkeoloji Müzesi
2009 yılında iş insanı Necmi Asfuroğlu’nun otel inşaatı sırasında eşsiz buluntulara rastlandı ve dünyanın en büyük tek parça zemin mozaiği bulundu. Bunun üzerine otelin tabanı müze olarak düzenlendi. Müzeye Necmi Asfuroğlu Arkeoloji Müzesi, otele de The Museum Hotel Antakya denildi. Günümüzde Necmi Asfuroğlu Arkeoloji Müzesi’ni ziyaret ederek altındaki mozaikleri ve Roma kalıntılarını görebiliyorsunuz. Burası gerçekten olağanüstü bir müze. Hatay’ın olmazsa olmazları arasında sayabilirsiniz.
Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Müzesi
19. yüzyıl yapımı bir Antakya evi 2012 yılında Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Müzesi olarak açıldı. İçinde yöreye özgü endemik bitkiler tanıtılıyor. Müze ücretsiz geziliyor.
Kadhim (Kadın Aile Dayanışma ve Hizmet Merkezi)
19. yüzyıl yapımı bir bina aslına uygun olarak restore edilerek 2012 yılında Kadhim (Kadın Aile Dayanışma ve Hizmet Merkezi)’ne dönüştürüldü. Aile yaşamının korunması, desteklenmesi, kadın sorunlarının çözümüne yardımcı olunması, mesleği olmayan kadınlara meslek edindirme programlarının düzenlenmesi için kullanılıyor. İçinde ipek dokuma, mozaik, cam, takı tasarım atölyeleri var.
Vespasianus – Titus Tüneli
Vespasianus – Titus Tüneli şehir merkezi dışında kalan antik kent Samandağ’da yer alıyor. Şehri ve limanı sel baskınlarından kurtarmak ve dağlardan gelen sel sularının yönünü değiştirmek için yapılmış. Yapımı Roma İmparatoru Vespasianus döneminde (M.S 69) başlamış ve oğlu Titus döneminde (M.S 81) bitirilmiş. Tamamen insan eliyle yapılan tünelde lejyonerler ve Mısırlı köleler çalıştırılmış.
Tünel 2014 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici listesine eklendi. Ancak ziyaret ettiğinizde dikkatli olun! Taşlar yer yer çok kaygan. Işıklandırma yok. Belli yerlerinde kaymamak için kenarlara tutunmanız ve fenerinizi açmanız gerekiyor.
Beşikli Mağara
Vespasianus – Titus Tüneli’nin yanında kaya mezarları yer alıyor. Beşikli Mağara bu kaya mezarlarının en geniş ve en ünlüsü. İçinde bölümler halinde 12 mezar var. Tavanında istiridye ve sarmaşık şeklinde süslemeler görünüyor.
St Simon Manastırı
Antakyalı St. Simon buraya 541 yılında gelmiş, 592 yılında ölmüş. St Simon Manastırı’ndaki bir sütun insanlardan kaçıp inzivaya çekilen Aziz Simon’un 40 yıl üzerinde yaşaması ile ün yapmış. Manastır yerleşkesinde 3 kilise, bir vaftizhane, sekizgen bir avlu ile tam ortasında St. Simon’un sütunu bulunuyor. Çevresinde sarnıçlar, evler, mutfak, kiler gibi yapı kalıntıları var.
Defne Harbiye Şelaleleri
Helenistik dönemde kurulan Harbiye (Defne) yerleşimi ismini mitolojideki Daphne-Apollon hikâyesinden alıyor. Zeus’un oğlu Apollon, Thessalia Irmağı Peneus’un kızı Daphne (Defne)’ye âşık olmuş. Ancak bu aşka karşılık vermeyen Daphne kaçmaya başlamış. Tam yakalanacağı sırada Toprak Ana Gaia’dan yardım istemiş. O anda da bir defne ağacına dönüşmüş. Apollon, Defne’nin ağaç oluşunu hayret ve üzüntü ile seyretmiş. Ağaca sarılarak, Defne, bundan sonra sen Apollon’un kutsal ağacı olacaksın. O solmayan ve dökülmeyen yaprakların başımın çelengi olacak. Değerli kahramanlar, savaşlarda zafere ulaşanlar hep senin yapraklarınla alınlarını süsleyecekler. Şarkılarda, şiirlerde adımız yan yana geçecek, demiş. Bunun üzerine Defne dallarını eğerek Apollon’u saygı ile selamlamış. İnanışa göre Defne’nin gözyaşları da Harbiye’de şelaleler meydana getirmiş.
Defne ilçesi Helenistik ve Roma dönemlerinde zenginler tarafından yapılan çok sayıda köşkleri, tapınakları ve eğlence yerleriyle ünlüymüş. Günümüzde ise mezeleri, yontu taş hediyelik eşyaları, koza yetiştiriciliği ve koza ipliği üretimi ile tanınıyor.
Her köşesinden gürül gürül suların aktığı Harbiye Şelaleleri’ni Can Yücel’in özel köşesindeki özlü sözünü okuyarak gezebilirsiniz: Anne karnına sığarken dünyaya neden sığamamadığını ve en sonunda bir metre karelik yere nasıl sığmak zorunda kalacağını fark etmeli insan. Burada ayrıca çok anlamlı bir Kızılderili atasözünü de okuyacaksınız: Doğa insanlara değil, insanlar doğaya aittir. İşte Harbiye Şelaleleri de bu sözlerin anlamını hakkıyla vermeyi başaran yerlerden birisi.
Burada çayınızı ayaklarınız buz gibi suların içindeyken yudumluyor ve kendinizi bambaşka bir boyuta ışınlanmış hissediyorsunuz.
Musa Ağacı
Rivayete göre Samandağ sahilinde buluşan Hz. Hızır ve Hz. Musa birlikte dağa çıkmış. Hz. Musa elindeki asayı dağa saplamış. Asa bu noktadan yeşerip fidana dönüşmüş. Ab-ı hayat suyundan can bulan bu fidanın binlerce yılda gelişip şimdiki hâlini aldığına inanılıyor. Hıdırbey Köyü’nde bu Ab-ı hayat çeşmesini ve 3.000 yıllık Musa ağacını görebiliyorsunuz.
Hıdırbey Köyü’ndeki lezzet durakları için önerilerim var: Hıdırbey Gastronomi Evi’nde Antakya tencere yemekleri yiyebilirsiniz. Pala’nın Yeri’nde kahvaltı edip yöreye özel biberli ekmeğin tadına bakabilirsiniz.
Vakıflı Köyü
Vakıflı Köyü, Türkiye’nin tek Ermeni köyü. Vakıflı Köyü Kadınlar Kolu El Yapımı Ürünleri’nde el yapımı reçeller ve çok çeşitli likörler satılıyor. (0 534) 705 8333
Dor Mabedi
Samandağ Çevlik’te M.Ö 3. yüzyılda Dorik stilde tümüyle beyaz mermerden bir tapınak yapılmış. Tapınağın hangi tarihte yapıldığı tam olarak bilinmiyor ama I. Antiochus’un Mısır’da hüküm süren Ptolemy’nin İskenderiye’de yaptırdığı Sema Tapınağı’na benzer bir tapınağı yaptırdığı ve babasının küllerini buraya gömdüğü iddia ediliyor.
Samandağ
Şimdi size Hatay’ın belki de duymadığınız bir özelliğinden bahsedeceğim: Burası bir dalış (scuba) cenneti ve Türkiye’nin en güzel dalış noktaları arasında yer alıyor.
Dünyanın en uzun sahillerinden biri olan 14,4 km uzunluğundaki Samandağ ve bu sahilin yanıbaşında bulunan, 1.736 metre yüksekliği ve 12 km taban uzunluğu ile bugüne kadar gelen bütün uygarlıklarda kendine yer bulmuş olan Keldağ (mitolojide Casius), Hatay’ın en önemli dalış bölgeleri. Dünyanın önemli kırık fay hatlarından birinin üzerinde olması bölgeyi su altı oluşumları bakımından zengin kılıyor. Türkiye’de Kızıldeniz’e en yakın nokta olması da burayı diğer dalış noktalarından ayırıyor. Bölgede tam 8 tür vatoz var. Özellikle ekim-aralık ayları arasında çiftleşmek için toplandıkları vatoz tarlalarında çok sayıda görülüyorlar. Köpekbalıkları kışın yavrulamak için geliyor. Derin sularda orfoz, lahos, akya, mercan gibi iri balıklara rastlanıyor.
Antakya Otelleri
Hatay’ın en ünlü oteli kuşkusuz ki The Museum Hotel Antakya. Tabanı Necmi Asfuroğlu Arkeoloji Müzesi, üstündeki otel de The Museum Hotel Antakya. Otelde kalırken altındaki mozaikleri ve Roma kalıntılarını görebiliyorsunuz.
Savon Hotel, 1860-1960 yılları arasında sabunhane olarak kullanılmış, zeytinyağı üretilmiş. Günümüzde ise beş yıldızlı otel tadında lüks bir küçük otel.
Eğer şehrin kalbinde kalmak istiyorsanız konakladığım The Shahut Hotel‘i gönül rahatlığıyla tavsiye ederim. İsmi aşk dilencesi anlamına gelen otel, güzel okunuşları olan bir butik otel.
Hatay Mutfağı
Konu gastronomi olunca Gaziantep mutfağı ile birlikte Hatay mutfağı başı çeker. Özellikle meze çeşitleri çok zengindir. Özel lezzetleri arasında oruk, İskenderun döneri, humus, fellah köftesi, muhammara, mütebbel, şişperek çorbası, hettüş salatası, biberli ekmek, kömbe, kağıt kebabı, zahter salatası, ıspanaklı borani, sürk, künefe sayılabilir. Hatay lezzet duraklarını keşfetmek için özel olarak Hatay gastronomi turu yapmanızı öneririm. Yoksa bu şehirden eksik dönersiniz.
İnsanına gelince: Buranın insanını oldukça modern bulduğumu da söylemeliyim. Hatta diyorlar ki kentin güzel kızları biz İzmirli kızlara bile taş çıkartıyor. Gördüğüm kadarıyla haksız da sayılmazlar.
Hatay’la ilgili şöyle bir notum var: Nedendir bilinmez ama şimdiye kadar aldığım en duygusal mesajları hep Hataylı takipçilerimden aldım. Evet şehir olağanüstü güzelliklere sahip ama sırf bu değerli takipçilerim nedeniyle bile benim gönlümde Hatay’ın yeri ayrıdır.
Expo 2021, Hatay’da gerçekleşti. Bu bağlamda yoğun çalışmalar yürüten ve bizi de misafir eden Hatay Expo 2021 Genel Sekreter Yardımcısı Musa Eskiocak’a misafirperverliği ve Hatay’a katkılarından ötürü çok teşekkür ediyorum.
Doyamadığım şehir sizi de benim kadar sıcacık karşılayacaktır.
Keşfetmeniz dileğiyle…
Çok güzel bir yazı olmuş.
Ellerine sağlık.
Çok teşekkür ederim. Hatay için az bile yazdım. Sevgiler