Fethiye’nin yaklaşık 8 km güneyinde yer alan Kayaköy (Karmylassos), tarihi M.Ö 3.000’lere dayanan bir yerleşim. Kayaköy’ün en ilgi çekici yanıysa tam bir hayalet köy olması. Kayaköy’ün hayalet görüntüsünde olmasının en büyük nedeniyse terk edildiği 19. yüzyıldan bugüne kadar bir çivi bile çakılmamış olması.
Burada evlerin ahşap olan kesimleri ve çatılar zamanın acımasızlığına boyun eğmiş durumda. Bazı evlerin pencereleri yerinde olsa da çoğunluk artık tam bir virane.
Kayaköy’e ulaşım – Kayaköy’e nasıl gidilir?
Kayaköy’e Fethiye’den dolmuşlar kalkıyor. Eğer benim yaptığım gibi Ölüdeniz’den buraya gelecekseniz, önce Hisarönü’ne gelip oradan Kayaköy dolmuşuna bineceksiniz. Dolmuş saatleri biraz seyrek. Son dolmuş saatini de sorun, sonra açıkta kalmayın.

Kayaköy’den dönüş dolmuşu beklerken
Kayaköy kısa tarihi
Kayaköy bazı kaynaklara göre 11., bazılarına göre 14. yüzyılda bölgede yaşayan Rumlar tarafından Antik Likya Uygarlığı’na ait Karmylassos kenti kalıntıları üzerinde inşa edilmiş. Rum yerleşimi olan ismiyse Levissi olmuş. Döneminin ticaret merkezi olan yerleşimden günümüze ulaşan yapılarsa 19. yüzyıla ait.

Kayaköy güzelleri
Bodrum üstü 2 katlı yapılmış olan evlerin çoğu 50 m² plan ile yapılmış. Evler birbirinin ışığını ve manzarasını engellemiyor. Hemen hepsinde ocak bulunuyor.
Kayaköy’ün günümüzde ilgi odağı olmasının başlıca nedeniyse Kurtuluş Savaşı sonrasında Yunanistan ile yapılan mübadele ile boşaltılan bir yer olması. 30 Ocak 1923 tarihinde Lozan’da imzalanan Yunan ve Türk Halklarının Mübadelesine İlişkin Sözleşme ve Protokol’e göre Türkiye’deki Rum-Ortodokslar ile Yunanistan’daki Müslümanların (Türk olmayanlar dâhil) büyük bölümünün karşılıklı olarak yer değiştirmesi sonucunda Kayaköy bölgesinde yaşayan 12.000 Rum 6 hafta içinde yerlerinden göç etmeye mecbur bırakılmış.
Kayaköy’ün yamacına dayalı olarak yapılan evlerin tamamı Osmanlı İmparatorluğu’nun geç dönemlerinde azınlıklara tanınan haklarla burada iskân edilen Rumlarca yapılmış. Yaklaşık 3.500 konut, 2 kilise, 19 şapel, 3 okul, hastane ve kütüphane inşa edilmiş.
Mübadele nedeniyle yıllarca yaşayıp kök saldığı toprakları terk eden bir ailenin torunu olarak Kayaköy’de yaşanan acıları kısmen de olsa hissedebiliyorum. Ayrıca ben de yıllarca Kanada’da göçmen olarak yaşadığım için memleket hasretinin ne demek olduğunu çok iyi bilirim. Tercihen değil, zorunlu göç etmekse eminim çok daha zordur. Hayatta bir insanın başına gelebilecek en travmatik olay, memleketinden zorunlu olarak uzak bırakılmak olsa gerek.
1988 yılında Mimarlar Odası ve Türk-Yunan Dostluk Derneği tarafından Dostluk ve Barış Köyü olarak ilan edilen ve bu isimle ünlenen Kayaköy’ün öyküsü umarım bir insanlık dersi olur.
Fethiye’ye geldiğinizde yolunuzu mutlaka Kayaköy’e de düşürün. Enerjisini alın, civardaki gözlemecilerde bir gözleme-ayran molası verin. Burası eminim sizin üzerinizde de çok derin bir etki bırakacak, tekrar gelmek isteyeceksiniz.
Siz de fikrinizi belirtin