Hem yakın hem iklimi ılık hem tarihi zengin hem doğası güzel hem gece hayatı renkli hem mutfağı leziz, üstelik de vizesiz bir ülkeyi ziyaret etmek istiyorsanız Lübnan sizi çağırıyor. Lübnan veya Lübnan Cumhuriyeti, Doğu Akdeniz kıyısında yer alan bir Arap ve Orta Doğu ülkesi. Çoğumuz Lübnan’ı belki ürkerek izliyoruz ama bu yazımda korkulduğu hâli ile değil, gerçekleriyle Lübnan’ı bulacaksınız.
Orta Doğu bence dünyanın en güzel, en özel coğrafyaları arasında. Aynı zamanda da en karışık coğrafyası. Bunun elbette ki pek çok sebebi var ama hiçbiri benim Orta Doğu merakımın hasır altı edilmesi için geçerli değil. Lübnan ise bu bölgede merak ettiğim ülkelerinin başında yer alıyor. Antik kentleri, Orta Doğu mutfağı ve başkent Beyrut’un hareketli gece hayatıyla gelin şimdi Lübnan’a beraber bir göz atalım.
Lübnan uzun bir tarihi geçmişe sahip. Arkeolojik kazılar sonucunda Byblos (Jbail) şehrinde 7.000 yıl önce balıkçı topluluklarının yaşadıkları belirlenmiş. Ancak ülkenin kayıtlı tarihi Antik Çağ’ın en önemli medeniyetlerinden biri olan Fenikeliler’le başlamış.
Fenikeliler M.Ö 3000-2500 yılları arasında hüküm sürmüş. Daha sonra bölgeye Mısır, Asur, Babil, Pers, Büyük İskender ve Seleucid Hanedanlığı, Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu hâkim olmuş.
635 yılında ülke toprakları Suriye ile birlikte Arap-İslam ordularının eline geçmiş, bu dönemde ülke etnik ve dini grupların merkezi olmuş. Bir dönem Osmanlı yönetiminde kalan Lübnan bir dönem de Fransa tarafından işgal edilmiş.
1975-1991 yılları arasında çıkan iç savaş ülkenin tahrip olmasına ve binlerce kişinin ölmesine yol açmış. Üzerine 2006 yılında başlayan İsrail-Lübnan krizinde İsrail’in hava saldırıları sonucunda ülke büyük zarar görmüş.
Lübnan’ın yönetim şekli cumhuriyet. Siyasi yapısı ise mezhep temeline dayalı temsil sistemine dayanıyor. Siyasi sistem 1943 yılında kabul edilen Ulusal Pakt ve 1989 yılında kabul edilen Taif Anlaşması’na göre şekilleniyor. Buna göre cumhurbaşkanının Maronit (Maruni), başbakanın Sünni, meclis başkanının Şii, meclis başkan yardımcısı ile başbakan yardımcısının Ortodoks olması gerekiyor.
Lübnan’ın resmi dili Arapça ancak yabancı dil eğitimi ana okuldan itibaren zorunlu olduğundan ülkede Fransızca ve İngilizce bilenlerin sayısı oldukça fazla.
Lübnan güvenli mi?
İçindekiler
Lübnan’ın iki komşusu var: Suriye ve İsrail. Ancak acı olan şu ki ülkenin vatandaşları komşuların birine ülkede iç savaş olduğu için (gerçi artık yavaş yavaş bazı bölgelerine gitmeye başlamışlar), diğerine ise hükümetlerinin ülkeyi resmen tanımaması nedeniyle gidemiyorlar. Yani Lübnanlılar kendi kabukları içinde izole bir hayat yaşıyorlar. Tabii ki dünyanın diğer ülkelerine gidiyorlar ama asıl komşuları gittikleri ülkelere dâhil değil. Kendinizi birkaç dakikalığına bu durumda hayal etsenize… Düşünün ki köyünüz çok güzel ama komşu köye geçiş tellerle çevrili ve içinde ne olduğunu görmeniz imkânsız. Meraktan çatlamaz mıydınız?
Ülkenin adını basında sıklıkla burada gerçekleşen protestolar ile duyuyoruz. Ancak zannetmeyin ki sürekli protesto oluyor ve burası güvenilir bir ülke değil. Emin olun yurt dışından bakan birinin Türkiye algısı maalesef nasılsa bizim de Lübnan algımız da aynı.
Bunun yanında ülkede belli yerlerde kontrol noktaları olduğunu da söylemeliyim. Özellikle Suriye’den kaçak gelenleri tespit etmek için polis araçların içine bakıyor. Tüm araçları durdurmuyorlar, sadece şüpheli gördüklerine kimlik soruyorlar. Bu kontrol noktalarında fotoğraf çekilmesi kesinlikle yasak. Polisle başınızın derde girmesini istemiyorsanız sakın fotoğraf çekmeye kalkışmayın.
Lübnan’ın resmi para birimi Lübnan Lirası. Ancak her yerde USD kullanabiliyorsunuz.
Ülkede beni rahatsız eden tek şey ise kapalı mekânlarda nargile ve sigara içilmesi oldu. Kadın-erkek özellikle nargile içimi çok yaygın. Bazı restoranlarda sigaralı ve sigarasız olmak üzere iki bölüm var. Bazı restoranlarda ise içmek tamamen serbest. Otellerde sigara komple yasak (Oh be!)
Lübnan’ın kıyı bölgesinde kasım-şubat ayları arasında serin ve yağışlı, mayıs-eylül ayları arasında sıcak Akdeniz iklimi görülüyor. Mart-mayıs ve ekim-kasım arasında ılıman bir iklim hâkim. Dağlarda Alp iklimi görülüyor. Békaa Vadisi ise yazın çok sıcak, kışın çok soğuk. Eğer kültürel amaçlı gidecekseniz en uygun zaman ilkbahar ve sonbahar ayları.
Lübnan’a nasıl gidilir?
Beyrut Uluslararası Rafic Hariri Havalimanı’na İstanbul’dan 1,5 saatlik, İzmir, Dalaman, Antalya ve Adana’dan 1 saatlik direkt uçuşlarla geliniyor.
Lübnan’a bireysel olarak veya seyahat şirketlerinin düzenledikleri turlarla gelebilirsiniz. Üstelik vizesiz! Bense hep Gaziantep’ten Suriye’nin Halep şehrine gitmeyi, Halep’ten de Beyrut’a geçmeyi hayal etmiştim. Eğer bir gün Orta Doğu’nun üzerinde gezen kara bulutlar kalkar, dünyamız John Lennon’un istediği gibi herkesin özgürce yaşadığı bir gezegen olabilirse belki bu hayalimi gerçekleştirebilirim.
Lübnan’da ulaşım ciddi sıkıntılı olduğu için lokal bir acente ile çalışmayı tercih ettim. Nakhal (http://nakhal.com) buranın en iyi acentelerinden birisi. Giderseniz size de yardımcı olacaktır. E-mail atıp görüşebilirsiniz ✉️ incoming@nakhal.com.lb Ayarladığı otel ve restoranlar da çok başarılıydı. Rehberim de çok iyi Türkçe konuşuyordu.
Eğer herşeyi kendim ayarlayacağım diyorsanız Lübnan’ın toplu taşıma söz konusunda size kendisini hayran edecek bir ülke olmadığına hazırlıklı olmalısınız. Bir taksi ile günlük bir fiyattan anlaşıp gezilerinizi yapabilirsiniz. Ancak mutlaka pazarlık edin.
Lübnan’a gitmek için vize gerekiyor mu?
Lübnan’a gidecek Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları 180 gün içinde 90 gün süreyle vizesiz giriş yapabiliyor. Boykot Yasası gereği pasaportlarında İsrail’e giriş-çıkış damgası bulunan kişilerin ülkeye girişlerine izin verilmiyor.
Lübnan’da gezilecek yerler listesi
Lübnan’a geldiğinizde Beyrut’u merkez kabul edip burada konaklayabilirsiniz. Benim konakladığım Gefinor Rotana Hotel şehrin çok iyi bir bölgesindeydi. İçindeki Olive Garden restoran olağanüstü Lübnan mutfağı lezzetleri sunuyordu. 5 yıldızlı oteli gönül rahatlığıyla öneririm.
Beyrut
Lübnan’ın başkenti Beyrut aynı zamanda ülkenin en büyük şehri. Akdeniz kıyısında, Lübnan Dağları’nın eteklerinde, üç tarafı denizle çevrilmiş bir yarımada üzerinde yer alıyor. İçinden Beyrut Nehri akan kent, “Orta Doğu’nun Paris’i” olarak anılıyor. Kent, edebiyat dalında UNESCO yaratıcı şehirler ağına dâhil.
Beiteddine
Sarayları ile ünlü Beiteddine’de 19. yüzyılın başında yapılan ve Bizans mozikleri ile tanınan Beiteddine Sarayı en önemli eser. Yapı Beiteddine Festivali’ne ve Beiteddine Saray Müzesi’ne ev sahipliği yapıyor.
Beiteddine Sarayı, Emir Bashir II tarafından 1788-1818 yılları arasında yaptırılmış. 1840 yılından sonra burası Osmanlılar tarafından hükümet binası olarak kullanılmış. Fransız koloni döneminde bina lokal idare ofisi olarak hizmet vermiş. 1943 yılında başkanın resmi yazlık ikametgâhı ilan edilmiş. Lübnan iç savaşı sırasında ciddi hasar gören yapının günümüzde bir kısmı halka açık, bir kısmı ise hâlen başkanın yazlık konutu olarak hizmet veriyor.
Deir El Qamar
Anlamı “Ay’daki Manastır” olan Deir El Qamar, Beiteddine’nin 5 km uzağında yer alıyor.
Burada Country Gate restoran Lübnan mutfağı lezzetlerini deneyebileceğiniz bir yer.
Sidon (Sayda – Saida)
Sidon, Lübnan’ın 3. büyük şehri. Souk (geleneksel çarşı) tam anlamıyla Lübnan kültürünü yansıtıyor.
Sidon’a geldiğinizde Falafel Abou Rami’de falafel yemeyi sakın ihmal etmeyin. Kendisi buraların en ünlü falafel yeri olur.
Sidon Deniz Kalesi
Sidon Deniz Kalesi, Haçlılar tarafından 13. yüzyılda kutsal toprakları korumak amacıyla yapılmış.
Becharreh
Qadisha Vadisi (Kutsal Vadi – Kanubin Vadisi) ve Tanrı’nın Sedirleri Ormanı (Horsh Arz el-Rab), UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunuyor. Qadisha Vadisi’nde bulunan Becharreh, ünlü Lübnanlı şair Khalil Gibran’ın doğum yeri olarak biliniyor.
Becharreh’de Qadisha Vadisi’ne bakan Gibran Müzesi’nde şair/ressamın sıra dışı eserleri sergileniyor.
Cedars
Lübnan’ın en yüksek dağlarından geçerek ülkenin kayak merkezi Cedres Kayak Merkezi’ne ulaşıyorsunuz. Kayak merkezinin bulunduğu bölgede Arz Cedres Festivali yapılıyor.
Buraya geldiğinizde Hawka’daki Restaurant Challita’da lokal lezzetleri tatmalısınız. Şömine önünde Lübnan mutfağı tadımı yapmaya bayılacaksınız.
Aziz Antonius Manastırı
Kutsal Vadi’nin bir bölümünde Osmanlı’dan kaçan Maruniler yaşamış. Kozhaya St-Antoine Manastırı (Aziz Antonius Manastırı) da bu vadide inşa ettikleri manastırlardan sadece bir tanesi. Bir kısmı dağın içinde, bir kısmı dışında kalan manastır, orman ve vadi manzarası ile süslü.
Rahip Aziz Antonius Mısır’dan gelmiş, burada bir mağarada inzivaya çekilmiş. Daha sonra bu mağaranın yanına kilise ve manastır inşa edilmiş.
Manastırın müthiş bir enerjisi var. Hem ruhani hem de doğa güzelliği olarak kesinlikle çok etkileyici bir yer. Burası Lübnan’da en beğendiğim yerlerden birisi oldu.
Baalbek
Baalbek hem Fenikeliler hem Yunanlılar hem de Romalılar tarafından kutsal kabul edilen bir tapınak-şehir. Burası dünyanın en büyük, en eski, en görkemli ve en gizemli tapınak şehri olarak anılıyor. Bekaá Vadisi’nde Bekaá bölgesinin yönetim merkezi olan, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan, Orta Doğu’nun en büyük ve en iyi korunmuş Roma kalıntılarına sahip olan Baalbek’e uzun süre Hizbullah hâkimdi. Ülkenin Suriye sınırına sadece 10-15 km bulunan bu tapınak şehre gitmek de bu nedenle tavsiye edilmiyordu. Ama şimdi herşey değişti. Bu eşsiz tapınak-şehir bölgede yaşanan çatışmaların sona ermesinin ardından yeniden ziyarete açık.
Anjar (Aanjar – Encer)
Anjar ağırlıklı olarak Ermeniler’in yaşadığı ve Emevi kalıntılarının bulunduğu bölge. UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor.
Ksara
İklim ve toprak bakımından üzüm bağlarının yetiştirilmesine uygun olan Bekaá Vadisi’ndeki çok sayıda şarap imalathanelerinden biri olan Ksara Şarap İmalathanesi bölgeye ziyaretinizde uğramanız gereken bir yer. Şaraphane 1857 yılında Jesuit rahiplerin 25 hektar araziyi miras alması üzerine kurulmuş. Bölgenin en eski şaraphanesi olmasının yanı sıra ülkenin şarap üretiminin % 30’unu gerçekleştiriyor. Bölgedeki tek doğal şarap mahzenine sahip olan Ksara’da şaraplar 100 yıla kadar muhafaza edilebiliyor. Geldiğinizde şarap mahzenini gezip şarap tadımı yapabiliyorsunuz.
Bu bölgedeyken Arabi restoran iyi bir tercih olacaktır. Burası yöresel lezzetleri sunan keyifli bir restoran.
Byblos (Jbail)
Byblos, Beyrut’un 37 kilometre kuzeyindeki küçük bir liman şehri. Lübnan topraklarındaki en eski ve sürekli yaşanılan yerleşim yeri olarak geçmişi 7.000 yıl öncesine dayanıyor. Fenike döneminde önemli bir şehir devleti, ticaret ve dini merkez olan Byblos daha sonra çeşitli uygarlıkların egemenliği altına girmiş, günümüze kadar da varlığını sürdürmüş. Modern alfabenin temelini oluşturduğuna inanılan Fenike alfabesi burada kullanmış. İncil adını buradan alıyor. Byblos, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor.
Byblos’a geldiğinizde Khan Jbeil’de yemek yemenizi öneririm. Çok güzel bir atmosferde nefis lezzetler tadacaksınız.
Jeita Grotto
Jeita Grotto; Beyrut’tun 18 kilometre kuzeyinde, Jounieh yolu üzerinden ayrılan Nahr El-Kalb (Köpek Nehir Vadisi)’nde yer alan iki mağara. Savaş sırasında zarar gören mağaralar 1995 yılında tekrar ziyarete açılmış. Üst ve alt mağara olmak üzere 2 kısımdan oluşuyor. Üst mağaraya teleferikle, yürüyerek veya trenle ulaşılıyor. Eğer teleferikte sıra yoksa teleferikle üst mağaraya çıkıp sonra trenle alt mağaraya inmenizi öneririm.
Bahçede Yunan mitolojisini temsil eden heykeller var. Mesela kronometre denince hepiniz ne olduğunu bilirsiniz. Peki kelimenin Zaman Bekçis Kronos’tan geldiğini biliyor musunuz? İşte bu Kronos’un heykeli de alt mağaranın girişinde bulunuyor.
Mağaraların içinde fotoğraf çekmek yasak. Telefon ve fotoğraf makineleri her iki mağaranın da girişinde teslim ediliyor. Mağara içinden paylaştığım fotoğrafları bana buranın idare binası verdi.
2.200 metresi keşfedilen üst mağaranın hâlen 750 metresi yürüyerek geziliyor. Işık düzenlemesi muhteşem olan üst mağaranın kireçtaşı sarkıt ve dikitleri, kayaların birbirinden farklı şekilleri inanılmaz güzel. Mağara içinde ıslak ve hafif kaygan olan tahta köprülerin üzerinde yürürken gördüğünüz manzara karşısında büyüleniyorsunuz. Mağarada 8 metre 20 santim uzunluğunda dünyanın en uzun sarkıtını da görebilirsiniz.
6.200 metre uzunluğundaki alt mağaranın içindeki nehrin 500 metrelik bölümü elektrikli küçük botla geziliyor. Ancak nehrin sularının yükseldiği kış döneminde bu gezintiye izin verilmiyor.
Mağaralarda ısı üst mağarada 16 °C, alt mağarada 22 °C. Isı düşük olmamasına rağmen çok nemli olan mağaralara girerken yanınızda ince bir yağmurluk bulundurmanızda fayda var.
Jounieh
Jounieh, Beyrut’un 21 km kuzeyindeki dağın eteklerinde kurulmuş bir yerleşim. Geçmişte küçük bir köyken iç savaş sırasında Beyrut’tan kaçan Hristiyanların buraya yerleşmesi sonucu hızla büyümüş. Sonra şehirle âdeta bütünleşmiş. Jounieh’e teleferik ya da araçla iniliyor. Burası sahili, gece kulüpleri, Harissa ve Bkerke Tepesi üzerinde yer alan Maronit Katolik Kilisesi Patrikhanesi ile tanınıyor. Bir de şehrin en ünlü kumarhanesi olan Casino du Liban’ı ile.
Tyre
Tyre, dünyanın sürekli yaşanılan en eski şehirlerinden biri. Tyre, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunuyor.
Harissa
Harissa; Jounieh Koyu’nun üzerinde, denizden 660 metre yükseklikte, Lübnan Dağı’nda yer alıyor. Harissa tepesine Jounieh yerleşiminden taksilerle veya teleferikle 10 dakikada ulaşılıyor.
Harissa 15 ton ağırlığında, beyaz renkli, bronz, kollarını iki tarafa açmış dev Meryem Ana Heykeli (Our Lady of Lebanon/Notre Dame du Liban) ile tanınıyor. Heykel 19. yüzyılın sonunda yapılmış. Heykelin alt tarafındaki merdivenli yüksek kaidenin zemininde küçük bir şapel var. Şapelin yanından kaidenin üzerindeki sarmal merdivenleri çıkarak heykelin eteklerinin altındaki bölüme kadar gidiliyor. Buradan muhteşem bir koy ve şehir manzarası var. Aman dikkat! Çok esiyor. Hazırlıklı gelin.
Siz siz olun, bir yere gitmek istiyorsanız algılara göre değil kalbinizin sesini dinleyerek yola çıkın. Tabii ki risk almayın, güvenliğiniz ve hayatınız herşeyden kıymetli. Ancak bazen gereksiz korkular da insanları konfor alanının içine sıkıştırıp bırakıyor. Neticede Paulo Coelho‘nun dediği gibi, tekne limanda güvenlidir ama teknenin amacı bu değildir!
Ben de kalbimin sesini dinleyerek Lübnan’a gittim. İyi ki de gitmişim. Neticede amacım yeni limanlar keşfetmek değil mi? Sevdiğim limanlara Lübnan sayesinde bir yenisini daha eklemiş oldum.
Sizin de keşiflerinize devam etmeniz dileğiyle…
Lübnan’ı gayet güzel tanıtmışsın
Ellerine sağlık
Teşekkür ederim. Faydalı oluyorsa ne mutlu bana.
Merhaba, size bir sorum var. 3 hafta sonra Beyrut’a gitmeyi planlıyorum. Ancak resmi olarak 1 dolar 1,500 lira ediyormuş. Bankalar da 3 bin liradan bozuyormuş. Ancak karaborsada ise 25 bin lira civarına çıkabiliyormuş. Orada kentteki herhangi bir döviz bürosunda bu kuru bulabilir miyim? Ya da havalimanında. Teşekkürler.
Merhaba, ne yazık ki sorunuzun cevabını bilmiyorum. Yanlış yönlendirmek de istemem. Eğer bir seyahat acentesi ile çalışacaksanız onlara sormanız daha doğru olacaktır. İyi geziler dilerim.