Lübnan’da bulunan Baalbek antik kenti, hem Fenikeliler hem Yunanlılar hem de Romalılar tarafından kutsal kabul edilen bir tapınak-şehir. Burası dünyanın en büyük, en eski, en görkemli ve en gizemli tapınak şehri olarak anılıyor. Bekaá Vadisi’nde Bekaá bölgesinin yönetim merkezi olan, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan, Orta Doğu’nun en büyük ve en iyi korunmuş Roma kalıntılarına sahip olan Baalbek’e uzun süre Hizbullah hâkimdi. Ülkenin Suriye sınırına sadece 10-15 km bulunan bu tapınak şehre gitmek de bu nedenle tavsiye edilmiyordu ama şimdi herşey değişti. Bu eşsiz tapınak-şehir bölgede yaşanan çatışmaların sona ermesinin ardından yeniden ziyarete açıldı.
Baalbek hakkında bilgiler
İçindekiler
Fenikeliler en güçlü tanrıları olan Baal adına şehre Baalbek ismini vermiş. Sonra Yunanlılar tarafından Heliopolis (Güneş Şehir) adını almış. Daha sonra tekrar Baalbek adını alan şehir farklı tanrılara adanmış tapınaklarıyla pek çok din için bir merkez işlevi görmüş.
Yaklaşık 200 yıl boyunca inşa edildiği sanılan şehir Fenike ve Roma inanç kültürlerinin iç içe geçmesi ile oluşmuş. Jüpiter, Venüs, Baküs tanrıları adına kurulan şehir Romalılar’ın çok tanrılı inanış sistemini bırakmasından sonra önemini yitirmiş.
Baalbek en görkemli zamanını Romalılar döneminde yaşamış, çok sayıda Roma imparatoru tarafından ziyaret edilmiş. Romalılar’ın bu şehre neden bu kadar önem verdikleri ve inşası için neden bu kadar servet harcadıkları ise halen bir sır.
Doğu-batı ticaret yolunun önemli bir merkezi olan, antik çağın Roma’dan sonraki en önemli dini merkezi olarak kabul edilen Baalbek tarih boyunca değişik ülke ve yönetimlerin hâkimiyetine girmiş. Burası Bizanslılar, Selçuklular, Eyyubiler, Haçlılar, Moğollar, Memlüklüler, Osmanlılar, Fransızlar tarafından ele geçirilmiş. Tüm medeniyetler de kendi kültürlerinden bir etki bırakmış. Kent 1984 yılından beri UNESCO koruması altında yer alıyor.
Lübnan-İsrail arasındaki 2006 savaşında İsrail’in bombalaması nedeniyle şehir mimarisi bir kez daha zarar görmüş.
Antik kentte M.Ö 27 yılına ait olduğu tahmin edilen devasa Hamile Kadın Taşı adlı 1.000 tonluk yekpare taş bloğu ve insan eli ile işlenmiş dünyanın en büyük 1.650 tonluk taş bloğu bulundu. Bu taşların antik çağlarda nasıl böyle işlendiği halen bilinmiyor.
Şehrin altında bulunan ve bir kısmı müze olarak kullanılan labirentler ise şehrin gizemine gizem katıyor.
Baalbek şehri önemini yitirdikten sonra buradaki onlarca büyük taş bloğu ve devasa sütunlar dünyanın farklı bölgelerinde inşa edilen dini merkezlere götürülmüş. Ayasofya’nın temelinde de Baalbek’ten getirilen taş blok ve sütunlar kullanılmış.
Baalbek’te gezilecek yerler listesi
Antik Baalbek kentinde gezilecek yerler listesine bir göz atalım.
Hajar Al Hibla
Günümüze dek bulunmuş olan insan eliyle işlenmiş dünyanın en büyük Roma tek parça kesme taşı Hajar Al Hibla tam 1.650 ton ağırlığında geliyor. Burası Baalbek’in girişinde yer alıyor.
Saida Khawla Camii
Sayyida Khawla Türbesi; Imam Hussein’in kızı, peygamberimiz Muhammed’in torununun torunu Sayyida Khawla’ya ithafen yapılan bir dini yapı. Baalbek’in girişinde yer alan cami/türbe kutsal kabul edildiğinden çok sayıda ziyaretçiyi ağırlıyor.
Al Waleed Emevi Camii
Al Waleed Emevi Camii, Şam’daki Umayyad Camisi’nden sonra dünyanın 2. en büyük Emevi camisi kabul ediliyor.
Baalbek Tapınakları – Venüs Tapınağı
Venüs Tapınağı günümüze çok az bir bölümü ulaşan bir tapınak. Şehrin hemen girişinde yer alıyor.
Baalbek Tapınakları – Jüpiter Tapınağı
Jüpiter Tapınağı şehrin tam merkezinde yer alan en büyük tapınak. 22 metre yüksekliğindeki 84 dev sütundan oluşuyor. Bu sütunlar halen dünyanın en uzun sütunları olarak kabul ediliyor. Bu sütunların günümüze sadece 6 tanesi ulaşmış.
Çok büyük taşlardan inşa edilen tapınağın 300 tonluk sütunları Mısır’dan getirilmiş. Jüpiter Tapınağı’nın temelinde bulunan dev anıt taşlarının tapınağa nasıl taşındığı ve nasıl işlendiği ise hâlâ bilinmiyor.
Baalbek Tapınakları – Baküs Tapınağı
Baküs Tapınağı 18 metre uzunluğunda ve 46 sütunu bulunan bir tapınak. Çatısındaki taşlar hâlâ duruyor. Oldukça heybetli ve etkileyici bir havası var. Bence bu tapınak Baalbek’in en can alıcı yeri.
1898 yılında Osmanlı İmparatorluğu Alman arkeologların Baelbek antik kentinde araştırma yapmasına izin vermiş. Sonrasında da Alman Kralı Wilhelm II ve Osmanlı Padişahı Abdülhamit II birlikte burayı ziyaret etmiş. Ziyaretlerini temsilen iki mermere armalarını işlemişler. Bu mermerler Baküs Tapınağı’nın duvarında asılı duruyor.
Baalbek Müzesi
Antik kentin içinde bir de müze var. Kentten çıkarılan bazı eserler burada sergileniyor.
Baalbek kesinlikle Lübnan‘ın en etkileyici antik kenti. Bizim eşsiz mirasımız Efes antik kenti ile yarışacak kadar da değerli. Umarım barış rüzgârları esmeye devam eder ve herkes gönül rahatlığıyla burayı ziyarete gelebilir.
Çok başarılı bir yazı olmuş , teşekkürler.
Çok teşekkür ederim. Sağolun.