Ülkemdeki en anlamlı gezilerimi memleketimin en özel köşelerini keşfederken yaşıyorum. Şimdiki durağım ise milyonlarca yılda oluşan doğa harikalarını görmek ve buram buram Doğu Anadolu rüzgârı koklamak için Kapadokya (Cappadocia) olacak. Ülkemin en özel yerlerinden biri olan Kapadokya‘da Göreme Milli Parkı, Derinkuyu ve Kaymaklı Yer altı Şehirleri, Karain Güvercinlikleri, Karlık Kilisesi, Yeşilöz Theodoro Kilisesi ve Soğanlı Arkeolojik Alanı, UNESCO miras listesinde yer alıyor. Kapadokya‘nın ismi geçmişte bölgede kurulan Kapadokya Krallığı‘ndan geliyor. Onun da eski ismi Katpatuka yani Pers dilinde Güzel Atlar Ülkesi.
Kapadokya bölgesi milyonlarca yıl önce Erciyes, Hasandağ ve Güllüdağ volkanik dağlarının püskürmesiyle oluşmaya başlamış. Daha sonraki patlamalarda bazalttan oluşan sert kayalar yumuşak tüf tabakasının üzerini kaplamış ve bu tabakayı korumuş. Volkanlardan püsküren bu maddelerle şekillenen plato başta Kızılırmak olmak üzere akarsu ve göllerin tabakaları aşındırmasıyla da bugünkü şeklini almış.
Bölgede yerleşim prehistorik dönemde başlamış. Bölge Asur, Hitit, Frig, Pers, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı uygarlıklarına tanık olmuş.
Roma İmparatorluğu‘nun zulmünden kaçan ilk Hristiyanlar buranın yer altı şehirlerine yerleşmeye başlamışlar. Bölgede 300’e yakın yer altı şehri ve 1.000’den fazla kilise olduğu söyleniyor.
20 yıl önce geldiğim Kapadokya‘ya bu kez arkadaşım Jale’yle geldik. Niğde’de yaşayan ve bizi Kayseri havaalanında karşılayan rehber arkadaşım ise bu gezinin VIP bir Kapadokya turuna dönüşmesinde oldukça başarılı oldu. Şimdi UNESCO’nun hem tarihi, hem de doğal miras listesinde yer alan Kapadokya‘yı keşfetme vaktiydi.
Kapadokya gezilecek yerler
Kapadokya bölgesi Aksaray, Nevşehir, Niğde, Kayseri ve Kırşehir illerinin birleşimi olarak tanımlanıyor. Kayalık Kapadokya bölgesi ise Uçhisar, Göreme, Avanos, Ürgüp, Derinkuyu, Kaymaklı, Ihlara ve çevresi olarak biliniyor.
Erciyes Dağı
Kayseri‘de iner inmez kar havası almak üzere Erciyes Dağı‘na gittik. Buranın güzelliği ve kayak merkezinin sakinliği o kadar hoşumuza gitti ki önümüzdeki sene için şimdiden rezervasyon yapmaya bile niyet ettik.
Başı dumanlı Erciyes öyle heybetli ki görüp de etkilenmemek mümkün değil. Soğuk hava sevmiyor olmama rağmen sırf Erciyes uğruna tekrar yollara düşmeye şimdiden hazırım 🙂 .
Yer altı şehirleri
İlk Hristiyanlar Roma imparatorlarının yağma ve baskınlara karşı korunmak amacıyla girişleri gözle fark edilmeyecek şekilde mağara oyuklarına şehirler inşa etmişler. Bugüne kadar tespit edilen 300 kadar yer altı şehrinin arasında en büyükleri ise Derinkuyu ve Kaymaklı. Sadece % 10’u gezilebilen yer altı şehirleri yaklaşık 30.000 kişiyi barındırabilecek kapasitede.
Bu yer altı şehirlerinde uzun süre dışarı çıkmadan yaşayabilmek için erzak depoları, su kaynakları, şarap imalathaneleri ve ibadethaneler yapılmış. Mağaralardaki yumuşak tüfün aşağı doğru derinlemesine oyulması ve bunun yapım teknikleri konusunda ise günümüzde hâlâ yeterli bilgiye sahip değiliz. Bu yer altı yerleşimlerinde kaç kişi yaşadığını ise hâlâ tam olarak bilmiyoruz.
Derinkuyu yer altı şehri panik atak hastalarının girmesini tavsiye etmeyeceğim, indikçe inen, adı gibi oldukça derin bir yerleşim. Kaymaklı ise 4 katı açığa çıkarılan, derine doğru değil, yatay inşa edilmiş bir şehir. İçindeki erzak depolarına bakılınca da çok sayıda insanın yaşadığını düşündürüyor.
Uçhisar
Uçhisar kalesinden nefis manzara var.
Ürgüp
Kapadokya’nın merkezi konumundaki Ürgüp özellikle gece ışıklarında oldukça etkileyici.
Göreme Açık hava Müzesi
Göreme Kapadokya’nın en çok ziyaret edilen yerlerinden biri. 1985 yılından beri UNESCO Dünya Mirası listesinde. En önemli özelliği ise içinde 4. yüzyıldan 13. yüzyıla kadar yoğun bir manastır hayatının yaşanmış olması.
Ören yerindeki en önemli kiliseler içinde Kızlar ve Erkekler Manastırı, Tokalı Kilise, Karanlık Kilise, Elmalı ve Çarıklı Kiliseler sayılabilir.
Göreme Açık Hava Müzesi‘ne girmeden gezdiğimiz Tokalı Kilise ise bence bölgenin en etkileyici kilisesi. Kilisenin en önemli özelliklerinden birisi nefteki 10. yüzyıla ait freskler ve 11. yüzyılda eklenen yarım kubbedeki eklemeler. 12 havariye ait freskleri barındıran kilisede İsa Peygamberin ve azizlerin hayatından sahneler de bulunuyor. Kilisenin en eski bölümü 10. yüzyıldan kalmış. Yeni bölümünde ise İncil’den sahneler bulunuyor.
Paşabağları
Paşabağları 5. yüzyılda Aziz Simeon adlı keşişin yaşadığı 3 başlı peri bacası.
Zelve Açık hava Müzesi
İçinde pek çok kilise ve manastır olan Zelve ören yeri bölgenin en güzel yerlerinden biri.
Burası 9. ve 13. yüzyıllarda Hristiyanlar’ın önemli yerleşim ve dini merkezlerinden biri olmuş. Rahiplere ilk dini seminerler bu yörede verilmiş.
Zelve 3 vadiden oluşuyor. 1. vadide İkonaklastik Dönem öncesine tarihlenen Balıklı ve Üzümlü Kilise, 2. vadide Kutsal Haç Kilisesi, 3. vadide ise köy meydanı, köyün camisi ve kubbe şeklinde bir kaya kütlesinin içine oyulmuş bir manastır kompleksi yer alıyor.
Devrent Hayal Vadisi
Devrent farklı şekillerde Peri Bacaları’na sahip olan vadi.
Ortahisar
Ortahisar özellikle kalesiyle çok etkileyici olan bir kasaba. Kalesi yüzlerce yıl savunma amaçlı kullanılmış.
Ihlara Vadisi
Tüfler, nehirler ve yağmurun etkisiyle başka yerlere taşınırken derin vadiler oluşturmuş. Bunların en çok ziyaret edileni de Melendiz Deresi tarafından aşındırılmış olan 14 km uzunluğundaki Ihlara Vadisi. Vadi boyunca yürüyüş yapmak yöreyi yakından tanımak için harika bir fırsat.
Bu arada vadilerde sıklıkla görülen güvercinliklerden de bahsetmeliyim. Bu güvercinlikler hem güvercinlere yuva oluyor, hem de yörenin en önemli meyveleri olan üzümlere ve kayısılara gübre oluyor.
Pembe Vadi (Kızılçukur – Pink Valley)
Pembe Vadi rehberimizin bizi yürüyüş yapmak için getirdiği vadi. Kapadokya’ya gelip hiçbir yer görmesem bile bu vadide yürüyüşün benim için dünyalara bedel olduğunu söyleyebilirim. Bu kadar yıllık gezginliğimde hafızama yer etmiş yaptığım en özel etkinliklerden birinin Machu Picchu‘ya giden yolda İnka yolunu yürümek olduğunu Peru yazımda belirtmiştim. Pembe Vadi yürüyüşü benim için neredeyse İnka yolu yürüyüşü ile eşdeğer güzellikte oldu. Tüflere dokunarak oyuklardan geçtik. Yol üzerine serpiştirilmiş üzüm bağlarını ve şaraphaneleri gördük. Hepsi Kapadokya’nın büyülü atmosferi ile birleşerek Kapadokya gezisinin en anlamlı birkaç saatini oluşturdu.
Avanos
Kızılırmak kıyısındaki Avanos‘a gitmek ve Hitit döneminden bize miras kalan çömlek yapımını yerinde izlemek yörede yapılacak en güzel etkinliklerinden biri.
Gümüşler Manastırı
Gümüşler Manastırı Niğde ilinin Gümüşler kasabasında bulunan bir manastır. Büyük bir kaya kitlesinin içine oyulmuş olan manastır bölgenin en büyük ve günümüze en iyi korunarak gelen manastırlardan birisi. İçinde bulunan gülümseyen Meryem ana ikonunun dünyada eşi benzeri yok. Bu nedenle manastırın önemi oldukça büyük.
Güray Müze
Güray Müze çömlekçiliğin yapıldığı Avanos’ta atalarımızdan kalan eserleri görebileceğimiz bir müze. 3 bölümden oluşan müzenin 1. bölümünde İlk Çağ’dan 20. yüzyıla kadar Anadolu ve Yakındoğu’da yapılan çömlek ve seramiklerin orijinalleri, 2. bölümde son yüzyılda yaşamış ve hâlâ yaşayan dünyaca ünlü seramik sanatçılarımızın eserleri, 3. bölümde ise sergi salonu, kütüphane ve kafe bulunuyor.
Mustafapaşa (Sinasos)
Lozan Antlaşması gereğince 1924’teki mübadeleyle Yunanistan’ın Jerveni Köyü’nde yaşayan Müslüman Türkler Mustafapaşa‘ya, Mustafapaşa‘daki Ortodoks Rumlar da Yunanistan’a yerleştirilmiş. Günümüzde Mustafapaşa‘da camilerin ezanı kiliselerin çan sesleriyle karışıyor.
Kapadokya’da yapmadan dönme!
Kapadokya’da bunları mutlaka yap!
- Kapadokya’nın gizemini tepeden görmek için balon turu yap
- Tüflere dokunarak uyuyabileceğin bir kaya otelde kal
- Peribacalarının içinde at bin
Kapadokya‘yı her ne kadar keyifle gezsem de bomboş gördüğüm güzelim yerlerde bir o kadar da üzüntü duydum. Güzelim memleketimde patlayan bombalar ve terörün korkutan yüzü ne yazık ki hem yerli, hem de yabancı turistlerin sayısını oldukça azalttı. Oysa ki dünyada eşi benzeri olmayan bu coğrafya her mevsimde defalarca gelinmeyi fazlasıyla hak ediyor.
Ben kendimi korkuyla eve kapatmadan gezmeye devam edeceğim. Çünkü benim için hayatın anlamı hep keşfetmekte ve hep yöresel zenginlikleri yaşamakta saklı…
Yorum
0 Yorumremzi durmaz
Nis 4, 2016Yazınızı çok beğendim. Tur olursa memnun olurum .
Remzi Durmaz
iPhone’umdan gönderildi