Tayland’ın Bangkok’tan önceki başkenti olan Ayutthaya Antik Kenti, kurulduğu 1350 yılından Burmalılar tarafından yıkıldığı 1767 yılına kadar ihtişamlı bir hayata tanıklık eden bir yerleşim. UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan Ayutthaya, günümüzde de prang (kutsal emanet kuleleri) ve devasa manastırlarıyla o dönemin ihtişamını gözler önüne sürmeye devam ediyor.
Uzun süren bir refah dönemi yaşayan Sukhothai Krallığı, sonraki dönemlerde ortaya çıkmış olan rakip Siyam şehir devleti olan Ayutthaya Krallığı tarafından 1378 yılında işgal edilmiş. Sukhothai Krallığı’nın Ayutthaya Krallığı kontrolüne girmesiyle birlikte Siyam’ın başkenti Ayutthaya şehri olmuş.
Nehirlerle çevrili olduğu için doğal bir korumaya sahip olan Ayutthaya, Asya’daki en önemli ticaret merkezlerinden biri hâline gelmiş. Şehirde başta Portekiz olmak üzere birçok Avrupa ülkesi ticari faaliyette bulunmuş. Ayutthaya’nın 18. yüzyılda 1 milyon kişilik nüfusla dünyanın en kalabalık şehri olduğu tahmin ediliyor.
Yaklaşık 400 yıl süren bir refah döneminin ardından kent 1767 yılında Burma’dan gelen istilacılar tarafından işgal edilmiş, yakılıp yıkılmış. Kentin pek çok tapınağı ve dinsel heykelleri tahrip edilmiş ama hâlâ dimdik ayakta duran kalıntıları da var.
Ayutthaya’nın işgalinden sonra 1769 yılında General Taksin başkenti günümüzde Bangkok sınırları içinde yer alan Thonburi’ye taşımış.
Ayutthaya Efsanesi
Bir Tay efsanesine göre eski zamanlarda bir kralın güzel bir kızı varmış. Bir gün prensese vücudu baştan aşağı çirkin lekelerle kaplı olan bir bahçıvan tarafından yetiştirilen bir patlıcan ikram edilmiş. Çirkin bahçıvanın adı Nay Saen Pom veya “Bay Yüz Bin Leke” imiş. Patlıcanı yedikten sonra prenses hamile kalmış. Kral bu duruma çok üzülmüş. Ancak torunu doğana kadar da beklemeye karar vermiş.
Çocuk doğduktan sonra krallığındaki tüm erkeklere bebeğe yemek getirmelerini emretmiş. Çocuk hangisinin sunduğu yemeği yerse bu adam yasal baba ilan edilecek ve prensesle evlenecekmiş.
Krallıktaki tüm erkekler prensesle evlenme ihtimalinin heyecanlıyla yanıp tutuşmaya başlamış. Paranın alabileceği en iyi lezzetleri temin ederek çocuğa ikram etmişler. Özel bir şey satın almaya gücü yetmeyen Nay Saen Pom ise çocuğa evde bulabildiği tek gıda maddesi olan bir parça pirinci sunmuş. Bebek herkesin hayret dolu bakışları arasında uzanıp pirinci yemiş.
Kral çirkin bahçıvanı müstakbel damadı olarak görmek istemediğinden kızını, damadını ve torununu bir sala bindirip Chao Phraya Nehri’ne bırakmış ve krallığından uzağa gitmelerini emretmiş. Sal bir süre yol aldıktan sonra Nay Saen Pom’ın sebze bahçesine inmiş. Burada karşılarına talihsizlerin koruyucusu Hindu tanrısı Indra çıkmış ve Nay Saen Pom’a sihirli bir davul vermiş. Davulu üç sefer çalarak üç dilek dileyebileceğini söylemiş.
Nay Saen Pom ilk önce lekelerinin kaybolmasını dilemiş. Lekeleri kaybolmuş ve çok yakışıklı bir adam olmuş. İkinci olarak bir şehri yönetmek istediğini söylemiş. Indra onun için bir şehir yaratmış. Üçüncü olarak oğlu için bir altın beşik istemiş. Böylelikle genç prens “Altın Beşik” anlamına gelen U Thong olarak adlandırılmış.
Nay Saen Pom şehrini yönetmiş. Öldüğünde oğlu U Thong onun yerine geçerek şehre kendi ismi U Thong’u vermiş. Nay Saen Pom’ın soyundan gelenler altı nesil boyunca şehri U Thong adıyla yönetmiş. U Thong VI’nın hükümdarlığı sırasında şehirde bir kolera salgını yayılmış. Kral ve sarayı güneye kaçmak zorunda kalmış. Chao Phraya Nehri’nde stratejik olarak konumlanan bir ada seçip yeni bir şehir kurmuşlar. Kral U Thong VI, yeni kurulan bu şehre kuzey Hindistan‘daki kutsal şehir Ayodhya’dan türeyen Ayutthaya ismini vermiş.
Ayutthaya’ya nasıl gidilir?
- Ayutthaya’ya gitmenin en zevkli yolu Chao Praya Nehri’nden bir tekne turu ile gitmek. River Sun Cruise şirketi her gün nehir turu düzenliyor.
- Bangkok’tan tren veya minibüsle gidebilirsiniz.
- Bangkok’tan düzenlenen günü birlik turlara katılabilirsiniz.
- Araba kiralayıp gidebilirsiniz. Biz Bangkok’ta yaşayan arkadaşlarımızla birlikte şoförlü araba kiralayarak gittik.
Ayutthaya’da gezilecek yerler listesi
Antik alan oldukça büyük olduğu için 1 günde gezmekte zorlanabilirsiniz. Tapınakların arası da oldukça uzak. Bazılarının arasında tuktukla gidebilirsiniz ama bazıları için arabayla gitmeniz gerekecek. Eğer tüm tapınakları gezmeyi düşünüyorsanız toplu bilet almayı tercih edin. Tek tek bilet almaktan daha hesaplıya geliyor.
Buraya geldiğimizde bizi en çok zorlayan şey anormal sıcak hava oldu. Gölgelik yer çok az olduğundan çoğu kalıntıyı güneşin altında gezdik. Şapkamızı taktık, güneş koruyucumuzu sürdük. Yine de zaman zaman sıcağa dayanamayacak hâle geldik.
Ancak bütün bunlar bir yana, Ayutthaya bizi büyüledi. Daha önce gittiğimiz yerlerde fotoğraf çektirmekte nazlanan yeğenim bile buranın her köşesinde fotoğrafını çektirdi. Arkadaşlarımızla birlikte gittiğimiz antik şaheseri hepimiz hayranlıkla gezdik.
Gezinizi bu sırayla yapabilirsiniz:
Wat Mahathat
Tapınak 1374 yılında Kral Boromma Rachathirat I tarafından yapılmış. Burası Budist Yüksek Patrikhanesi’nin merkeziymiş. Dolayısıyla da Ayutthaya Krallığı’nda Budizm merkezi olarak kabul ediliyormuş. Burmalılar kenti işgal ettiğinde burayı yakmış.
Tapınağa girer girmez ağaca oyulmuş bir Buda dikkat çekiyor. İçerilere doğru ilerlediğinizde ise buranın etkisinin içinize işlemeye başladığını hissediyorsunuz.
Wat Ratcha Burana
Tapınak 15. yüzyılda fillerle yapılan bir savaşta birbirini katleden iki kardeş Prens Ai ve Prens Yo’nun mezarlarının yanına yaptırılmış. Oldukça geniş bir alana yayılan tapınak oldukça etkileyici.
Wat Chai Watthanaram
Burası Ayutthaya’nın en büyük tapınak alanı. Eğer tapınakların hepsini gezmeyecekseniz bile burayı kaçırmamanızı öneririm. İçine girmeseniz bile en azından dışından güzel bir fotoğraf çekmeden ayrılmayın.
Tapınak Kral Prasat Thong tarafından 1630 yılında Chao Phraya Nehri’nin kenarında yaptırılmış. Kral kendisinin ne kadar iyi bir Budist olduğunu göstermek ve bakıcı annesinin dileğini yerine getirmek için burayı yapmış.
Wat Phra Sri Sanphet
1491’de inşa edilen Wat Phra Sri Sanphet, 16 m boyunda ve 250 kg ağırlığında altın kaplı bir Buda heykeline ev sahipliği yapmış. Ancak 1767’de şehri işgal eden Burma Ordusu devasa Buda heykeli eritilip Burma’ya götürmüş, tapınağı da ateşe vermiş. Kral Borom Trai Lokanat ve iki oğlunun küllerinin bulunduğu Chedi’ler ise günümüze kadar ulaşmış.
Wat Phra Ram
Wat Phra Ram 1369’da Kral Ramesuan tarafından babasının yakıldığı yerde yaptırılmış.
Wat Maheyong
Tapınak 1438 yılında Kral Borommaracha II hanedanlığı (1424-1448) sırasında yapılmış. Daha sonra kraliyet kaynaklarında tapınağın yapım tarihi değiştirilerek kralın başa geçtiği 1424 yılı yazılmış.
Elephantstay
Filleri ellerinizle beslemek istiyorsanız buraya gelebilirsiniz.
Burada antik kenti fillerle gezenler de var. Ancak biz fillere binmeye karşı olduğumuz için onları beslemekle yetindik.
Ayutthaya Floating Market
Küçük ama etkileyici Yüzen Çarşı’yı mutlaka ziyaret etmenizi öneririm.
Burada hem otantik bir pazar havası alıyorsunuz hem hayvanları besliyorsunuz hem de nehirde tekneyle geziniyorsunuz.
Ayutthaya Restoranları
Ayutthaya’nın en özel restoranlarını listeledim:
Ayutthayarom Restaurant
Antik kentin en iyi restoranlarından biri. Leziz Tay yemeklerinin tadına doyamayacaksınız.
Sala Ayutthaya
Burası aslında bir butik otel ama restoranı da denenmeyi hak ediyor, hem eşsiz manzarasıyla hem de sunduğu lezzetleriyle.
Tayland’da kaldığım süre boyunca beni en çok etkileyen yerlerden biri Ayutthaya’dır. Bangkok’un civarında mutlaka gidilip görülmesi gereken antik kent ihtişamını eminim size de hissettirecektir. 9 yaşındaki yeğenim Yasemin’im bile Tayland’da en çok Ayutthaya’yı sevdiğini söylüyor. Bir çocuk bile bu kadar etkilendiyse artık gerisini siz düşünün.
Tam görmek istediğim yerler. Gösterdiğin için teşekkürler.
Burayı her Tayland’a gelene tavsiye ediyorum.
Ayutthaya benim Bangkok’ta en sevdiğim yerdi ne kadar çok sevsem de daha yarısını gezmişken 1 metre yükseklikten aşağıya uçtum 1 gün yürüyemedim ve bütün yüzüm yaralarla doldu fakat şansımıza bulunduğumuz yerde bir doktor vardı ve hemen bir krem sürdü o krem sayesinde dizim ve burnum kolayca iyileşti.
Evet kuzum nasıl da uçmuştun Ayutthaya’da. Ama sen şanslı bir çocuksun. Dediğin gibi bir doktor hemen yardım etti sana. Olsun, bu geldi geçti. Sen gezme aşkını hep koru olur mu benim fıstığım? Aşkım yeğenim ❤️
Olur gezme aşkımı korurum
Koru ki hep gezelim ❤️