Deniz seviyesinden 1.640 metre yükseklikte kurulan Ağrı, Anadolu’nun İran’la bağlantısını sağlayan yolun üzerinde bulunuyor. En önemli tarihi değeriyse Doğubayazıt ilçesinde bulunan İshak Paşa Sarayı. Bu saray, müthiş manzarası ve değerli mimari yapıtıyla insanı derinden etkileyen, o dönemlerin havasını hissettiren ve Doğu Anadolu’ya gelme heyecanı yaratan bir yapı. UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici listesinde bulunuyor. Tabii bir de Türkiye’nin en yüksek zirvesi Ağrı Dağı ve Nuh’un gemisinin izi, burayı ziyaret etme isteği uyandıran değerler arasında sayılıyor.
Ağrı nerede? Ağrı’ya nasıl gidilir?
İçindekiler
- 1 Ağrı nerede? Ağrı’ya nasıl gidilir?
- 2 Ağrı’da gezilecek yerler listesi
- 2.1 Ağrı Dağı
- 2.2 İshak Paşa Sarayı, Doğubayazıt
- 2.3 Ahmed-i Hani Türbesi, Doğubayazıt
- 2.4 Ahmed-i Hani Müzesi ve Beyazıt Evi, Doğubayazıt
- 2.5 Urartu Kalesi, Doğubayazıt
- 2.6 Eski Beyazıt Camii, Doğubayazıt
- 2.7 Meteor Çukuru, Doğubayazıt
- 2.8 Buz Mağarası, Doğubayazıt
- 2.9 Nuh’un Gemisinin İzi, Doğubayazıt
- 2.10 Balık Gölü, Diyadin & Taşlıçay, Ağrı
- 2.11 Diyadin Kanyonu, Diyadin
- 2.12 Diyadin Kaplıcaları, Diyadin
- 2.13 Ağrı Hamur Kümbeti (İbrahim Paşa Kümbeti)
Kent doğuda İran, batıda Muş ve Erzurum, kuzeyde Kars, güneyde Van ve Bitlis ile kuzeydoğuda Iğdır ili ile komşu.
Eğer Ağrı şehir merkezine gitmek istiyorsanız, İstanbul, Ankara ve İzmir’den Ağrı Ahmed-i Hani Havalimanı’na uçabilirsiniz. Ağrı’ya gelme sebebiniz Ağrı Dağı’na tırmanmak veya Doğubayazıt’a gidip İshak Paşa Sarayı’nı ziyaret etmekse, Iğdır Şehit Bülent Aydın Havalimanı’na uçabilirsiniz. Her iki havalimanından da Doğubayazıt’a servis araçları var. Ağrı Ahmed-i Hani Havalimanı-Doğubayazıt arası 100 kilometre, Iğdır Şehit Bülent Aydın Havalimanı-Doğubayazıt arasıysa 68 kilometre.
Ağrı’da gezilecek yerler listesi
Gelin, şimdi şehri birlikte gezelim.
Ağrı Dağı
5.165 metre yüksekliğiyle Türkiye’nin en yüksek zirvesi olan Ağrı Dağı, jeolojik konumu ve Büyük Tufan’dan sonra Nuh’un gemisine ev sahipliği yapmasıyla efsanevi özelliği olan bir dağ. Kutsal kitaplarda da adı geçen Ağrı Dağı’nın farklı dillerde Ararat, Kuh-i Nuh, Gli Dağ, Cebel ül Haris gibi isimleri var.
Bizse kaldığımız süre boyunca dağın nazlı yüzünü göremedik. Böyle ayrılmak istemesek de ne gelirdi ki elden…
İshak Paşa Sarayı, Doğubayazıt
İshak Paşa Sarayı, Doğubayazıt ilçesinin 5 km uzağında bulunan bir bey kalesi. 116 odalı külliyede türbe, cami, surlar, iç ve dış avlular, divan ve harem salonları, koğuşlar bulunuyor. Burası Osmanlı’nın Lale Devri eserlerinin en önemlilerinden biri sayılıyor, dünyanın ilk kaloriferli yapısı olarak biliniyor ve UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici listesinde bulunuyor.
1685 yılında İshak Paşa’nın babası Çolak Abdi Paşa tarafından yapımına başlanan saray, oğlu İshak Paşa tarafından 1784 yılında tamamlanmış. Kayalık bir zemine oturan bina, 7.600 m²’lik alanı kaplıyor.
Sarayın planında Türk sarayları geleneği düşünülmüş . Bina teşkilatı kümeler şeklinde iç içe 2 avlunun çevresinde toplanmış. Birinci avluyu 2. avluya tonozlu bir geçit bağlıyor. 2. avlunun dört yanı bina kümeleri ile çevrili. Saray Türkistan, Selçuklu ve Osmanlı’nın mimari özelliklerini birleştirmiş.
Osmanlı döneminde Şorbulak olarak anılan Ağrı ismi, Ermeniler zamanında Karakilise olarak değiştirilmiş. Kazım Karabekir Paşa zamanında ise Karakilise ismi değiştirilerek Karaköse diye adlandırılmış. Nuh Tufanı ile ilgisinden dolayı Tevrat’ta adı geçen Ararat Dağı ve ülkesinin, bu kent ve çevresinin olduğu sanılması dolayısıyla buraya batılılar tarafından Ararat da deniliyor.
Ahmed-i Hani Türbesi, Doğubayazıt
Ahmed-i Hani 1651 yılında doğmuş, Arapça, belâgat ve dinî ilimleri okumuş, astronomiyle ilgilenmiş, Doğubayazıt’ta vefat etmiş bir bilge. Ahmed-i Hani Türbesi, İshak Paşa Sarayı’nın üst kısmında bulunuyor.
Ahmed-i Hani Müzesi ve Beyazıt Evi, Doğubayazıt
Ahmed-i Hani Müzesi’nde Ahmed-i Hani’nin hayatı anlatılıyor. Beyazıt Evi de bölgenin yaşam tarzını anlatan bir etnografya müzesi.
Urartu Kalesi, Doğubayazıt
Belleburç’ta kayalıklar üzerinde bulunan kalenin yapım tarihi bilinmiyor ama Urartular döneminden kaldığı sanılıyor. Günümüze oldukça harap bir durumda gelen kalenin içinde Urartu mezarları ile Antik Çağ’lardan kalan kalıntılar bulunuyor.
Eski Beyazıt Camii, Doğubayazıt
Ağrı ilçesi Doğubayazıt, 1514 Çaldıran Savaşı’ndan sonra I. Selim zamanında Osmanlı topraklarına katılmış. Doğubayazıt Kalesi’nin hemen yanındaki cami de o dönemde yapılmış.
Meteor Çukuru, Doğubayazıt
İran sınırındaki Gürbulak gümrük kapısının yaklaşık 2 kilometre kuzey doğusunda bulunan Meteor Çukuru, derinliği 60 metre, çapı 35 metre olan bir karstik çöküntü. Tam olarak ne zaman oluştuğu bilinmeyen çukurun, dünyada büyüklük ve derinlik açısından Arizona’daki Barringer Krateri’nden sonra 2. sırada geldiğini belirten kaynaklar var.
Buz Mağarası, Doğubayazıt
Hallaç Köyü’nün yaklaşık 3 kilometre kuzey doğusunda, Meteor Çukuru ile aynı lav tüneli sistemi üzerinde bulunan Buz Mağarası, yaklaşık 100 metre uzunluğunda, 50 metre genişliğinde ve 8 metre derinliğinde bir çukur. İçinde bazalt lavlar, kayalar ve bu kayaların üzerinde saf ve temiz suların donmasıyla oluşan buz tabakaları görülüyor.
Nuh’un Gemisinin İzi, Doğubayazıt
Her yıl binlerce yabancı turistin ziyaret ettiği ve burada inanç turizminin merkezlerinden olan Nuh’un Gemisi, Ağrı Dağı’nın güney tarafına bakan Üzengili ve Telçeker köylerinin arasında yer alıyor. Doğal bir anıt olan Nuh’un Gemisi, siluet şeklinde bir kalıntı.
Balık Gölü, Diyadin & Taşlıçay, Ağrı
Türkiye’nin en yüksek rakımlı göllerinden birisi olan 2.241 metre yükseklikteki Balık Gölü, bir lav seti gölü.
Diyadin Kanyonu, Diyadin
Yüksekliği 50 metreyi bulan Diyadin Kanyonu, ortasından geçen Murat Nehri ile birlikte her mevsim görsel bir şölen sunuyor.
Diyadin Kaplıcaları, Diyadin
Ağrı Diyadin Kaplıcaları; Yılanlı, Davut, Tunca ve Köprü gibi kaplıcalardan oluşuyor. Diyadin Kaplıcaları’nın termal suları bikarbonat, klorür, sülfat, kalsiyum, karbondioksit gazı içerdiğinden çeşitli hastalıklara şifa kaynağı oluyor.
Ağrı Hamur Kümbeti (İbrahim Paşa Kümbeti)
Hamur Kümbeti’nin kim tarafından ve ne zaman yapıldığı kesin olarak bilinmiyor. Yapıda yer alan mezar taşı süslemeleriyse daha çok Selçuklu ve Osmanlı etkileri taşıyor.
Keşfetmeniz dileğiyle…
Siz de fikrinizi belirtin