Bitlis MÖ 1400 yıllarından itibaren Urartular’ın yerleşim alanıymış. Bitlis‘in ismi Makedonya Kralı Büyük İskender’in şehirdeki kaleyi yaptırttığı komutanlarından Bedlis’ten geliyor. Tarihsel yapıların ağırlıkta olduğu bir vadi içinde kurulduğundan burası Vadideki Güzel Şehir diye anılıyor.
Ahlat 2019’da uluslararası bir ağ olan Cittaslow yani Sakin Kentler Birliği‘ne üye oldu. Cittaslow 1999 yılında İtalya’da kurulmuş olan bir belediyeler birliği. Birliğe üye olmak isteyen kentler birliğin düzenlediği kriterler üzerinden değerlendiriliyor.
Bitlis gezilecek yerler
Şehirde ilk olarak Tatvan ilçesine geldik. Burada konakladık. Akşam Tatvan’ın güzel sahilinde yürüyüş yaparak yöreyi az da olsa tanıma fırsatı buldum. Güzel sahilde yürürken hiç güvenlik sorunu hissetmedim. Huzurla etrafıma baka baka gezindim.
Tatvan’dan sonra sabah gözümüzü açar açmaz Ahlat‘a hareket ettik. Ahlat Türk’ün Anadolu’ya, oradan Avrupa’ya açıldığı, İslam’ın Batı’ya yayıldığı kapı. Sultan Alpaslan’ın karargâhı, otağı ve yurdu olmuş.
Ahlat Müzesi
Ahlat’ta yer alan Ahlat Müzesi‘nde MÖ 2000 yılına kadar olan eserler sergileniyor. Bitlis uzun süre Selçuklu hakimiyeti altında yaşamış olduğundan müzede o döneme ait eserler de var.
Selçuklu mezarları
Bilinen en büyük Türk İslam mezarlığı UNESCO Dünya Kültür Miras Geçici listesinde yer alıyor. 11-12. yüzyılda yapılan mezarlıkta yaklaşık 8.000 tane dikilitaş var.
Emir Bayındır Kümbeti
İbn Rüstem tarafından 1477 yılında yaptırılmış. 2 bölümden oluşan caminin bir de muhteşem kümbeti bulunuyor.
Nemrut Dağı Krater Gölü
Nemrut Dağı Krater Gölü dünyanın ikinci, Türkiye’nin en büyük krater gölü. Burası adını MÖ 2100’de yaşamış Babil hükümdarı Nemrut’tan almış. Nemrut Kaldera Gölü yüksekliği 3.050 metre olan Nemrut Dağı‘nın 4. zamanda patlaması sonucu oluşmuş. Ağız çevresi 46 km ye ulaşan kaldera çok sayıda su kaynağı, buhar bacaları, buz mağaraları ve zengin bir bitki örtüsüne sahip. Yalnız burayı Kommagene krallarına ait heykelleriyle ünlü Nemrut Dağı ile karıştırmayın. Burası yanardağ patlaması sonucu oluşmuş bir çanak.
Burada gördüğümüz eşsiz Süphan Dağı, Van Gölü manzaraları, toplanan enerjisi yüksek volkanik taşlar ve yöre halkından tekrar gelmemiz için alınan davetler tartışmasız Doğu Anadolu turuna damgasını vurdu. Nemrut Gölü’nden ayrılmak zor gelse de Bitlis’te görülecek diğer yerlere doğru yola çıktık.
Islahiye Medresesi
Islahiye Medresesi 1589’da Bitlis hanlarından V. Şerefhan tarafından yaptırılmış, dönemin en önemli bilim merkezlerinden biri olmuş. O zamanların tüm müderrisleri, hacıları ve hocaları buradan ders almış. Bu medreseden çıkan hocaların ilmi gücü herkes tarafından saygıyla anılıyormuş.
El Aman (Rahva) Kervansarayı
16. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı Devleti’nin Van Beylerbeyi Köse Hüsrev Paşa tarafından bir hayrat olarak yaptırılmış ve uzun yıllar kervansaray olarak kullanılmış. Geçmişi, gizemi ve 45 odasıyla içerisinde bir tarihi barındıran tarihi El Aman Hanı her gün yüzlerce yerli ve yabancı turistin akınına uğruyor. Eskiden yoldan geçen kervanların konaklamak amacıyla kullandığı tarihi han günümüzde Bitlis Eren Üniversitesi tarafından aslına ve günün şartlarına uygun şekilde restore edilerek turizme kazandırıldı.
Bitlis benim hafızama en çok Nemrut Kaldera Gölü ile yer etti. Burası oldukça etkileyici ve görülmesi gereken bir yer.
Bitlis’te beş minare (beri gel oğlan beri gel)
Yüreğim dolu yare (beri gel canan beri gel)
İsterem yanan gelem (beri gel oğlan beri gel)
Cebimde yok beş pare (beri gel canan beri gel)
Tüfeğim dolu saçma (beri gel oğlan beri gel)
Güzelim benden kaçma (beri gel canan beri gel)
Doksan dokuz yaram var (beri gel oğlan beri gel)
Bir yara da sen açma (beri gel canan beri gel)