Verona şehri, İtalya’nın kuzeydoğusundaki Veneto bölgesinde yer alıyor. Burası ülkenin önemli turizm merkezlerinden biri çünkü 15. yüzyılda yazılan Romeo ve Juliet hikâyesi Verona’nın romantik sokaklarında geçiyor. M.Ö 1. yüzyılda bir Roma kenti olarak kurulan Verona, farklı dönemlere ait yapıları ve anıtlarıyla göz kamaştırıyor. Verona şehri, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunuyor.
Burası aynı zamanda Konya ile kardeş şehir.
Verona’da gezilecek yerler listesi
İçindekiler
Verona’yı en çok Romeo ve Juliet hikâyesinden tanıyoruz. O nedenle de şehirde görülmesi gereken en önemli yerlerden biri de Juliet’in evi.
Piazza Bra
Kentin kalbi Piazza Bra’da atıyor. Meydanda bir nikaha tanık olduğumuz belediye sarayı ve M.Ö 100 yılına tarihlenen Roma arenası var.
Meydanın kuzey tarafındaki Liston’da şık kafe ve restoranlar var. Buradan butiklerin, galerilerin ve antika mağazaların olduğu Via Mazzini’ye çıkılıyor.
Arena
Açık havada opera ve tiyatro sahneleri için kullanılan Arena adındaki Roma amfitiyatrosu, Verona’daki en önemli yapı.
Juliet’in Evi
Juliet’in evi, şehrin en çok ziyaret edilen yeri. 15. yüzyılda yazılan Romeo ve Juliet hikâyesi birbirine düşman olan Montegue ve Capulet ailelerinin çocuklarının imkânsız aşkını anlatıyor. Aslında bu hikâyenin kahramanları, William Shakespeare’in aynı adlı oyununda yer alan kurgusal karakterler. Ancak o kadar ünlendiler ki çoğu kişi gerçek olduklarını sanıyor.
Hikâyeye gelince… Capulet’lerin kızı Juliet ailesi tarafından Kont Paris ile evlenmeye zorlanmaktadır. Romeo ise Capulet’lerin yeğenlerinden Rosaline’ye karşılıksız âşıktır. Aşkını dile getirebilmek için Capulet’lerin verdiği baloya gizlice gelir. Ancak orada Juliet’i görür ve birbirlerine delicesine âşık olurlar. Ailelerin düşmanlığı yüzünden bu evliliğe izin vermeyeceklerini anlayınca gizlice evlenirler. Romeo daha sonra düelloda arkadaşını öldüren Capulet’lerin yeğeni Tybalt’ı öldürünce prens yakalanmasını emreder. Romeo da bu yüzden kaçar. Umudu tükenen Juliet rahip ve dadısının da yardımıyla kendisini 2 gün ölü gibi gösterecek bir zehir içer. Rahip bu durumu Romeo’ya bir mektupla anlatır. Ancak mektup Romeo’ya ulaşmaz. Bir yandan da Juliet’in Kont Paris’le evleneceği haberi yayılınca Romeo geri döner. Juliet’i ölü görünce çılgına döner. Hançerini göğsüne saplayarak kendini öldürür. Oyunun sonunda rahip tüm olanları ailelere anlatır ve aralarındaki düşmanlık sona erer.
Piazza del Erbe (Erbe Meydanı)
Erbe Meydanı, Orta Çağ’da Verona idarecileri tarafından yapılmış. Meydanın etrafındaki yapılarda forumda bulunan mermer taşlar ve heykel parçaları kullanılmış.
Castelvecchio Kalesi
Adige Nehri kıyısındaki 14. yüzyıla tarihlenen Castelvecchio Kalesi’ni kesinlikle ziyaret etmelisiniz. Eski Kale anlamına gelen bu yapı, 14. yüzyılda kırmızı tuğlalarla Adige Nehri üstüne inşa edilmiş. Ana kale ve binalar, Orta Çağ heykel ve rönesans resimleriyle dolu. İçerisinde şehir sanat müzesini var.
Bir dini tatilleri panayırla birleşince çok anormal kalabalık olan Verona kalabalık hâliyle bile büyüleyici. Hiç beklentisiz geldiğim bu tarihi şehir, kesinlikle görülmesi gereken yerler listesine girmeyi hak ediyor.
Garda Gölü
Günün ikinci durağı İtalya’nın en büyük gölü olan Garda Gölü oldu. Göl, Alpler‘in buzullarının erimesiyle oluşmuş. Verona şehir merkezine 30 km uzaklıkta olan bu gölü mutlaka ziyaret etmelisiniz. Vahşi kayalıklarla çevrili göl, kemanın yaratıcısı olan Gaspare Bertolotti’ye ilham vermesiyle de biliniyor.
Peschiera del Garda burada bulunan bir kasaba. Kalesi, Mincio Nehri’nin Garda Gölü çıkışındaki bir adada yer alıyor. 16.-17. yüzyıllar arasındaki Venedik Savunma Eserleri: Stato da Terra – Batı Stato da Mar, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunuyor. Bu eserler içinde Müstahkem Bergamo Şehri (İtalya), Müstahkem Peschiera del Garda Şehri (İtalya), Palmanova Şehir Kalesi (İtalya), Zadar’ın Savunma Sistemi (Hırvatistan), St.Nikola Kalesi (Hırvatistan), Müstahkem Kotor Şehri (Karadağ) var.
Rocca Scaligera Kalesi
Kaplıcalarıyla ünlü Sirmione, Verona civarında en çok ziyaret edilen kasaba. 13. yüzyıla tarihlenen Rocca Scaligera Kalesi’nden muhteşem bir manzara var.
Termal tesislerin de olduğu bu kasaba, küçük ama bir o kadar da sevimli. Buranın manzarası ve ruhu oldukça etkileyici. İmkânım olsa hep burada kalırdım. Hiç istemeden ayrıldım ama ilk fırsatta tekrar gelmek için fırsat kollayacağım.
Keşfetmeniz dileğiyle…
Siz de fikrinizi belirtin