Hayattan beklentilerim söz konusu olduğunda her zaman heyecanlı ve umut doluyum. Heyecan duymamı sağlayan şeylerin başındaysa hep seyahat geliyor. Hem daha önce ayak basmadığım yeni yerleri keşfetmeyi seviyorum, hem de yıllar önce gidip şimdilerde özlemini duyduğum yerlere tekrar gitmekten keyif alıyorum. İstanbul’un dibindeki Şile ise çok eskiden gittiğim ama yeniden görmeyi istediğim bir cennet olarak bugünkü rotamda. Şile, Karadeniz kıyısında İstanbul’a bağlı bir ilçe. Artık İstanbul merkez diye bir yer olmadığı için burası şehre de uzak değil. Şöyle söyleyeyim, burası Sabiha Gökçen Havalimanı’na sadece 60 km uzaklıkta. O zaman buyrun, birlikte bir Şile turu yapalım.

Keşfetme arzum bitmek bilmediğinden yerimde duramaz vaziyetteyim. Beni ne havanın soğuması durduruyor, ne de fırtına. Bardaktan boşanırcasına yağmur yağan bu günde gezgin arkadaşım Pınar ile yollardayız. Akıllı insanların evde oturduğu ya da sinemaya gittiği bu korkunç kasvetli hava, bizim bu geziden keyif almamıza tabii ki engel olamayacak.

Buraya gitmeyi göze alıp evden çıktığımız gün, arabanın silecekleri aralıksız çalıştı. Yolda oldukça yavaş ve tedbirli gittik. Sonuç olarak bir cennete geldik ve iyi ki geldik dedik.

Şile’ye nasıl gidilir?

Şile, İstanbul kent merkezine 77 km uzaklıkta bulunuyor. İstanbul’dan özel araçla Şile’ye gelmek için 1. ve 2. köprü üzerinden Şile tabelalarını ve sapaklarını takip edebilir veya TEM üzerinden Sarıgazi-Şile yönünde devam edebilirsiniz. Otoban olan yol ulaşım için çok rahat. Yolculuk yaklaşık 45 dakika sürüyor.

Şile’de gezilecek yerler listesi

İstanbul Anadolu yakasından günü birlik gidilebilecek yerler arasında bulunan Şile, güzelliklerle dolu bir yer.

Saklıgöl

Merkeze kıvrılmadan önce gözünüze bir tabela ilişecek: Saklıgöl. Kıvrılacağınız yol, köy evlerinin ve tezgâhta gözleme satan teyzelerin önünden geçiyor. Yol üzerinde göl falan görmekse mümkün değil. Eğer böyle bir göl varsa da gerçekten saklı!

Nihayet bir tabela görüyorsunuz: Karamandere Saklıgöl Tesisleri. Bu tesisin yanında da kinder sürpriz çikolata gibi birden karşınıza çıkan bir gölle göz göze geliyorsunuz.

Şile

Karamandere Saklıgöl Tesisleri

Saklıgöl; etrafında yürüyüş yapılabilecek, piknik masalarıyla donatılmış bir yer. Yalnız hemen söylemem gerek: Karamandere Saklıgöl Tesisleri gölü parsellemiş. Ya oldukça yüksek ücretle masa kiralayacaksınız ya da mecburen tesiste oturup yiyip içeceksiniz. Aksi takdirde civarda oturulabilecek başka bir yer yok.

Şile

Saklıgöl

Burası güzel sahiliyle yazlıkçılar ve hafta sonu tatilcilerinin akınına uğrayan bir yer. Ancak bence sadece yazın kalabalığında gelmek değil, kışın sakin günlerinde buraya gelerek gerçek huzurunu yaşamak gerek.

Şile – Saklıgöl

Hanımsuyu Çeşmesi

Hanımsuyu Çeşmesi, Osmanlılar döneminde 1871 yılında yaptırılmış tarihi bir çeşme.

Kabakoz Çeşmesi

Diğer bir tarihi çeşmeyse Kabakoz Köyü’nde bulunan ve Bizanslılar döneminde yaptırılan 600 yıllık Kabakoz Çeşmesi.

Ağlayan Kayalar

Ağlayan Kayalar, fenerin yaklaşık 500-600 metre arka tarafında bulunan ve kayalar arasından çıkan bir su kaynağı. Görüntüsü ve akış şekliyle ağlayan bir insana benzediğinden dolayı bu ismi almış.

Şile Kalesi

Buranın en etkileyici yeriyse Seyir Tepesi’nden hayranlıkla izleyebileceğiniz kalesi. Cenevizliler döneminde yapılan ve kayalıkların üzerinde boy gösteren kaleye uzaktan bakmaya doyum olmuyor; özellikle de kayalara vuran kızgın dalgalar varsa.

Şile

Seyir tepesinden Şile Kalesi

Şile

Şile Kalesi

Şile

Şile Kalesi

Şile Feneri

Şile Feneri aynı kalesi gibi dalgaların vurduğu kayaların üzerine yapılmış. Türkiye’nin en büyük deniz fenerlerinden biri. Kırım Savaşı sırasında, Karadeniz’den İstanbul’a gelen gemilerin yollarını bulabilmeleri için inşa edilmiş. İddaa ediyorum, 19. yüzyıl yapımı olan fenerin manzarası kadar etkileyici bir manzara zor bulunur! Ben izlerken kendimden geçtim, buradan ayrılasım gelmedi.

Şile Feneri

Şile Limanı

Liman balıkçıları gözlemlemek, hatta yeni yakalanmış balıkları alıp eve götürmek için zaman geçirmek gereken bir yer.

Şile Limanı

Kumunun romatizmal hastalıklara iyi geldiği bilinen Kumbaba Plajı, Değirmençayırı Şelalesi, Onbir Göller Vadisi, Kumbaba Tepesi, Ağlayan Kaya ve çevre köylerde bulunan onlarca mağara da gezilebilecek ve görülebilecek diğer yerler arasında sayılıyor.

Şile’de nerede yemek yenir?

Şimdi gelelim yeme-içmeye:

Lotus Restaurant & Home

Lotus Restaurant & Home; Karadeniz’in hırçın dalgalarından uzak, marinanın içinde, huzurla denizi seyrederken nefis lezzetlerle midenize bayram ettireceğiniz bir mekân. Eğer zengin kahvaltı için gelirseniz, İstanbul’a yakın doğada kahvalı mekânları içinde en güzellerinden birine geleceğinizi bilin. Eğer leziz meze ve deniz ürünlerinin tadına bakmaya gelirseniz, Lotus’dan bambaşka biri olarak dönersiniz.

Şile

Lotus Restaurant & Home

Üstelik hazır buraya kadar gelmişken, konuk evinde de konaklayabilirsiniz.

Lotus Restaurant & Home

Massha Şile

Limana oldukça yakın olan restorana giden yol, tozu dumana katarak ilerliyor. Tam ne işimiz var burada diyorsunuz ki restoranın içine girince herşey değişiyor.

Şile

Massha Şile

Karadeniz kıyısında nefis bir kumsalı olan restoran, belli ki yaz günlerinde deniz-güneş-kum üçlüsünü yaşamak için ideal. Havalar bugünkü gibi soğumaya başlamışkense kapalı mekânında deniz ürünlerini denemek için tercih ediliyor. Biz balık çorbası ve balık köftesini denedik ve kesinlikle tavsiye ederim! Ya kahvaltıya ya da mezelerden tatmaya mutlaka gelmelisiniz!

massha-sile

Massha Şile

Çevre köylerden olan Akçakese, Kabakoz ve diğer meşhur tatil beldesi Ağva da bu civarda görülmeye değer yerler. Bense buraları bir dahaki gezime bırakmayı tercih ediyorum. Çünkü Şile’ye gelince burayı doyasıya yaşamak, Lotus Restaurant’da güneşi batırmak ve deniz ürünlerini afiyetle yemek gerek.