İsmini bölgede yetişen ve nadir bir bitki olan safran çiçeğinden alan, Karabük ilinin gözde ilçesi Safranbolu; Türk kentsel tarihinin bozulmamış bir örneğini sergileyen bir yerleşim. Karadeniz kıyılarını Batı, Kuzey ve Orta Anadolu’ya bağlayan yol üzerinde yer alan tarihi Safranbolu coğrafi konumu nedeniyle çok eski devirlerden beri yerleşim görüyor. 14. yüzyılın başlarından bu yana Türklerin hâkimiyetinde olan Safranbolu, özellikle 18. yüzyılda Asya ve Avrupa arasındaki ticaretin önemli bir merkezi olmuş. Geleneksel şehir dokusu, ahşap yığma evleri ve anıtsal yapılarıyla bütünü sit ilan edilen ender kentlerden biri olan yerleşim, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor. Ayrıca Cittaslow yani Sakin Şehir hareketine dâhil. Tarihi geçmişini koruyup bugüne kadar taşıyabildiği için de “korumanın başkenti” olarak anılıyor.
Safranbolu eski çağlarda Homeros’un İlyada destanında geçen Paflagonya bölgesinde yer alıyor. Bölgede Hititler, Frigler, Lidyalılar, Persler, Helenistik Krallıklar (Pondlar), Romalılar, Selçuklular, Çobanoğulları, Candaroğulları ve Osmanlılar egemenlik kurmuş.
Klasik Osmanlı kent mimarisini yansıtan tarihi evleri ile ünlenen yerleşim 1994’ten beri UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alıyor.
Safranbolu evleri komşuların birbirine saygılı olarak manzaralarını kapatmayacak şekilde yapılmış. Osmanlı mirasıyla yapılan 2.000’e yakın ev buraya kişilik kazandırmış. Bu evlen kentin geçmişine açılan birer pencere olmuş.
Burası tarihiyle, doğasıyla, mutfağıyla büyüleyici Karadeniz turlarının da bir durak noktası.
Safranbolu’da gezilecek yerler listesi
İçindekiler
Burası UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor. Ayrıca Cittaslow yani Sakin Şehir hareketine dâhil.
Buyrun Safranbolu gezilecek yerler listesine:
Hıdırlık Tepesi
Türklerin burada ilk yerleştiği yer olan Hıdırlık Tepesi ilçenin en güzel manzaralı yeri. Seyrine doyum olmayan yerden benim de ayrılasım gelmediğini söylemeliyim. Ayaklarımın altında sıralanan güzelim Osmanlı evleri izledim, mis gibi tarih kokusunu içime çektim.
Kent Tarihi Müzesi (Eski Kaymakamlık Evi)
1904 yılı yapımı bina 1976’da çıkan yangında kullanılmaz hâle gelmiş. Ardından restore edilip 2006’da Kent Tarihi Müzesi’ne dönüştürülmüş. İçinde buranın kültürüne ait eşyalar ve mumyalar var.
Cinci Hanı ve Hamamı
1645’te kazasker Cinci Hoca tarafından yaptırılmış. Kervansaray 2 katlı 63 odalı. Günümüzde otel, restoran, kafe olarak hizmet veriyor.
Tokatlı Kanyonu
Bir ucu Tokatlı Köyü’ne, diğer ucuysa Eski Çarşı’nın Gümüş Mahallesi’ne dayanan Tokatlı Kanyonu’nun yürüme parkuru yaklaşık 9 km. Kanyon, doğaseverlerin favori yeri. Türkiye’de ilk inşa edilen Kristal Cam Teras ise yerden 80 metre yükseklikte nefis bir kanyon manzarası sunuyor. 11 metre genişliğinde yapılan Kristal Teras (Cam seyir terası) 75 ton ağırlığı taşıyabiliyor. Roketatar mermisiyle dâhi kırılmayan cam seyir terası her biri 750 kilogram taşıyabilecek kapasiteye sahip gözenekler, 3 santimetre kalınlığında 3 parça camdan oluşuyor. Teras yaklaşık 400 kişiyi taşıma kapasitesine sahip. Yalnız şöyle bir durum var: Cam teras aşırı çizildiği için artık kanyonu görmek bir zorlaştı. Umarım bu soruna bir çözüm bulunur.
Büyük Göztepe Tümülüsü
Büyük Göztepe Tümülüsü bir mezar ya da mezarlık içeren, toprak yığılarak oluşturulmuş bir tepecik. Frig dönemine tarihlenen ve bölgedeki tek Frig tümülüsü olduğu belirtilen mekânın turizme kazandırılması için çalışmalar devam ediyor.
Horma Kanyonu
Kastamonu‘nun Pınarbaşı ilçesinde bulunan Horma Kanyonu tam bir doğa harikası. Kanyonda içine eklenen platformla sonuna kadar yürüyebiliyorsunuz. Kanyonun sonunda 10 metreden aşağı dökülen Ilıca Şelalesi var. Kanyon Kastamonu’da olmasına rağmen Safranbolu ilçesine daha yakın olduğu için bu listeye de ekledim.
Sırçalı Kanyonu
Düzce Köyü ve Sırçalı Köyü arasında bulunduğu için Düzce Kanyonu ya da Sırçalı Kanyonu olarak anılan kanyon Taş Teras’ıyla ünlü. Yaklaşık 100 metre yükseklikteki Taş Teras, altındaki kaya parçasının kopması ile doğal bir teras hâline geldi. Ancak ziyaretçi akınına uğrayan, evlilik tekliflerinin yapıldığı, kliplerin çekildiği Taş Teras’ın ölüm riski nedeniyle etrafına tel örgüler çekildi ve üzerine çıkılması engellendi.
Safranbolu’da ne yenir?
Bağlar gazozu ve safran çayı içmeden, cevizli yaprak helvası, çifte kavrulmuş ve çikolatalı İmren lokumu tatmadan, bakırcılardan alışveriş yapmadan buradan ayrılmak ayıp olur. Buranın ilk lokumcusu olan İmren Lokumları 1942’de kurulmuş. İmren’de lokumların tadına bakınca almadan dönmek zaten mümkün değil.
Safranbolu eşsiz doğasıyla, zengin tarihiyle, leziz mutfağıyla keşfedilmeyi fazlasıyla hak eden bir yerleşim. Gelip zamanda bir yolculuk yapmanız dileğiyle…
Siz de fikrinizi belirtin