Sinop; Karadeniz kıyısında, Türkiye’nin en kuzeyinde, Boztepe Burnu’nda, kale-şehir olarak kurulan bir yerleşim. Sinop; Gölge etme, başka ihsan istemem, diyerek Büyük İskender’e kafa tutan ünlü filozof Diyojen’i ve de Aldırma gönül, diyen Sabahattin Ali’yi anlatan bir kent. Burası Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2014, 2016 ve 2018 verilerine göre Türkiye’nin en mutlu şehri.
Kent, M.Ö 7. yüzyılda bir Helen kolonisi olarak kurulmuş. İsmini almasıyla ilgili de bir efsanesi var: Sinope Irmak Tanrısı Osopos’un güzeller güzeli kızıymış. Bir gün Tanrılar Tanrısı Zeus, onu görmüş ve o anda âşık oluvermiş. Eli ayağı, dili dudağı dolaşmış ve Sinope’ye aşkına karşılık her istediğini yapacağını söylemiş. Korku içindeki genç kız, Zeus’a kendisine dokunmamasını söylemiş. Tanrılar Tanrısı, sözüne sadık kalmış ve Sinope’ye dokunmamış. Ancak onu alıp en sevdiği yerlerden biri olan Karadeniz’in cennete benzeyen yemyeşil kıyılarına yani bugün Sinop ilinin bulunduğu yere bırakmış.
Diyojen kimdir?
İçindekiler
- 1 Diyojen kimdir?
- 2 Sinop’ta gezilecek yerler listesi
- 2.1 Şahin Tepesi
- 2.2 Sinop Arkeoloji Müzesi
- 2.3 Balatlar Kilisesi
- 2.4 Alaaddin Camii
- 2.5 Pervane Medresesi
- 2.6 Sinop Kalesi
- 2.7 Paşa Tabyası
- 2.8 Korucuk Tabyası
- 2.9 Sinop Eski Cezaevi – Sinop Eski Tersanesi
- 2.10 Etnografya Müzesi
- 2.11 Hamsilos Tabiat Parkı
- 2.12 Hamsilos Koyu
- 2.13 Akliman
- 2.14 İnceburun
- 2.15 Erfelek Şelaleleri
- 2.16 Gerze
- 2.17 Boyabat Kalesi
- 2.18 Sinop Mutfağı
- 2.19 Sinop mantısı
- 2.20 Sinop usulü nokul
- 2.21 Barınak Cafe & Pub
- 2.22 Okyanus Balıkevi
- 2.23 Öztürk Restaurant
- 2.24 Sinop Otelleri
- 2.25 Otel 117
Gelelim Diyojen’e. Diyojen, M.Ö 412 – M.Ö 323 yılları arasında yaşamış, medeniyeti reddetmiş ve medeniyet içinde medeniyetten uzak bir şekilde yaşamaya çalışmış bir antik çağ filozofu. Kinik felsefesinin öncüsü olan filozof, Sinop’ta doğmuş, Korint’de ölmüş. Hayatını bir fıçının içinde yaşayarak geçiren filozof, Sinoplu Diyojen veya Kinik Diyojen olarak biliniyor.
Diyojen’i ziyaret eden Büyük İskender ona, Sen benim kim olduğumu biliyor musun?, diye sormuş. Diyojen, Sen benim kölemin kölesisin çünkü dünya benim kölemdir, sen de dünyanın kölesisin, diye cevap vermiş. Büyük İskender Diyojen’in bu cevabını beğenince ona ne istediğini sormuş. Diyojen de işte o anda ünlü sözünü söylemiş: Gölge etme, başka ihsan istemem.
Sinop’ta gezilecek yerler listesi
Sinop’a hem bir Karadeniz turuyla hem de çok özel bir grupla geldim. Bu özel grup 1969-1970-1971 ODTÜ Kimya bölümü mezunlarından oluşan ve tam 20 yıldır buluşan 40 kişilik bir gruptu. Bu kadar yıldır özveriyle buluşmaları ve birbirlerine bağlılıkları beni o kadar etkiledi ki bu geziden belki onlardan bile fazla keyif aldım. Geziyi dünyanın her yerine turlar organize eden arkadaşım Mehmet Altay organize etti. (Instagram: mehmetaltie / (541) 537-1225) Kardeşim ve ben de katılımcı olarak onlarla birlikte güldük, eğlendik, şarkılar söyledik.
Sinop gezilecek yerleri de sizler için listeledim:
Şahin Tepesi
Şahin Tepesi’nden kenti ayaklarınızın altında izleyebilir, doyum olmaz manzaranın tadını çıkarabilirsiniz.
Sinop Arkeoloji Müzesi
Selçuklu Türbesi ve Serapis Tapınağı’nın bulunduğu alanda inşa edilen Sinop Arkeoloji Müzesi binası 1970 yılında hizmete açılmış.
Müzede Bizans, Helenistik, Roma, Prehistorik, Etnografik ve Sinop şehrinin etrafında bulunan eserler sergileniyor.
Balatlar Kilisesi
7. yüzyılda Bizanslılar tarafından bir kilise olarak kullanılan Balatlar Kilisesi’nin Roma çağında tiyatro ya da hamam olarak kullanıldığı düşünülüyor.
Alaaddin Camii
Alaaddin Camii, Sinop’un Selçuklular tarafından 1214 yılında fethinden hemen sonra Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılmış. 5 kubbesi olan caminin planı dikdörtgen. İçinde şadırvan, ibadethane ve İsfendiyaroğulları’nın türbeleri var.
Pervane Medresesi
Pervane Medresesi, 1262 yılında kentin Trabzon Rum Devleti’nden ikinci kez alınışı anısına, Muinüddin Pervane tarafından halkın katkısıyla yaptırılmış. Avlu ve onu çeviren odalardan ibaret. Günümüzde burada el emeği göz nuru işler satılıyor, soluklanabileceğiniz bir kafe bulunuyor.
Sinop Kalesi
Sinop Kalesi şehri korumak amacıyla M.Ö 7. yüzyılda yarımadanın üzerinde yapılmış. Romalılar, Bizanslılar ve Selçuklular döneminde onarılarak kullanılmış. Bugün bile ihtişamını koruyor.
Paşa Tabyası
Nisi Köyü’ndeki Paşa Tabyası, 19. yüzyılda Osmanlı-Rus Savaşları sırasında denizden gelen tehlikeleri önlemek ve tersaneyle limanın güvenliğini sağlamak amacıyla yapılmış. Bir dönem de karantina binası olarak kullanılmış. Yarım ay şeklindeki ve 2 katlı yapı; 11 top yatağı, cephanelik, mahzenler ve asker koğuşlarından oluşuyor.
Korucuk Tabyası
Korucuk Tabyası, 19. yüzyılda Osmanlı-Rus Savaşları sırasında denizden gelen tehlikeleri önlemek amacıyla yapılmış. 7 top yatağı, cephanelik ve mahzenlerden oluşuyor.
Sinop Eski Cezaevi – Sinop Eski Tersanesi
Sinop Eski Cezaevi, yaklaşık 4.000 yıl önce Gaskalılar tarafından yapılmış. Sinop’un 1214 yılında Anadolu Selçukluları tarafından fethedilmesinden sonra Sultan İzzeddin Keykavus’un emriyle yapılan iç kale, Osmanlı döneminde Karadeniz bölgesinin en büyük tersanesi haline gelmiş. Kırım Savaşı sonrasında yapılan Paris Antlaşması gereği tersane kapatılmış. 1887 yılında Mutasarrıf Veysel Paşa zamanında cezaevine dönüştürülmüş ve tersaneye ait olan 2 büyük kemer kapatılmış. 1999’a kadar sayısız hükümlünün çile doldurduğu, en azılı mahkumların, şair, yazar gibi fikir suçlusu ünlülerin mekânı olan hapishane, 4 yanı kale ile çevrili olduğundan mahkumların kaçmasının imkânsız olduğu bir cezaeviymiş. Bir dönem Anadolu’nun Alkatraz’ı olarak anılan tarihi Sinop Cezaevi, günümüzde müze olarak ziyaret ediliyor.
Bu cezaevinde yatan bazı ünlü isimler arasında Kerim Korcan, Osman Deniz, Refik Halit Karay, Mustafa Suphi, Ahmet Bedevi Kuran, Refi Cevat, Burhan Felek, Hüseyin Hilmi, Osman Cemal Kaygılı, Zekeriya Sertel var. Tabii en ünlü olan kişi de Sabahattin Ali. 1933’te dönemin cumhurbaşkanına hakaret suçuyla cezaevine girmiş, 5 ay burada kalmış. Tutuklu bulunduğu sırada yazdığı ve isim vermek yerine numaralandırdığı hapishane şiirleri içinde Hapishane Şarkısı adlı 5 şiirinin sonuncusu ve en bilineni, Kerem Güney tarafından bestelenerek şarkı hâline getirildi. Bu da bizim severek dinlediğimiz Aldırma Gönül şarkısı. Sabahattin Ali’nin bu dizeleri, kaldığı koğuşunun duvarlarını süslüyor.
Başın öne eğilmesin
Aldırma gönül aldırma
Ağladığın duyulmasın
Aldırma gönül, aldırma
Dışarda deli dalgalar
Gelip duvarları yalar
Seni bu sesler oyalar
Aldırma gönül, aldırma
Eminim Sabahattin Ali’nin aşağıdaki dizelerini de severek dinliyorsunuzdur.
Başını göğsüme sakla sevgilim
Güzel saçlarında dolaşsın elim
Bir gün ağlayalım, bir gün gülelim
Sevişen yaramaz çocuklar gibi
Cezaevi birçok dizi ve filme ev sahipliği yaptı. Bunlar arasında Parmaklıklar Ardında, Köpek, Pardon sayılabilir. Bu filmlerin setleri aynen muhafaza ediliyor.
Cezaevi eskiden burada gardiyanlık yapan Pala ile geziliyordu. Pala yaşanan hikâyeleri güzel bir anlatımla ziyaretçilere aktarıyordu. Artık Pala bu görevde değil. Zaten bu cezaevi gezisi de kimle gezerseniz gezin, biraz kasvetli. Ortamın depresifliği üstünüze kaskatı yapışıyor. Yaşananları derinden hissediyorsunuz.
Etnografya Müzesi
Etnografya Müzesi, 18. Yüzyıl Osmanlı yaşam tarzını gösteren, etnografik eserlerle dolu, ahşap oyma işçiliği ve duvar-tavan kalem işlemesinin en güzel örneklerini gösteren 3 katlı bir konak.
Hamsilos Tabiat Parkı
Hamsilos Tabiat Parkı; Karadeniz’deki ria tipi kıyı oluşumunun en güzel örneklerinden biri olan Hamsilos Koyu ile Akliman Koyu gibi eşsiz güzellikteki iki doğal limanı, bataklık-kumul-deniz ve ormanlık alanlarıyla zengin biyoçeşitliliği birlikte barındıran bir park.
Hamsilos Koyu
Yemyeşil ormanı ve denizin bir nehir gibi kara içine girdiği koyuyla Hamsilos (Hamsaroz) Koyu, Deveci Deresi adlı küçük bir akarsuyun ağzında yer alan 300-400 metrelik bir deniz girintisi. Fiyortlara benzetilen bu doğal limanın birçok yayında fiyort olduğu belirtiliyor. Ancak burası fiyort değil. Deveci Deresi Vadisi’nin daha derin kazılan bölümlerinin, denizin yükselmesi sonucunda boğularak limana dönüşmesiyle oluşmuş. Fiyortsa denizin buzul vadilerini basması sonucunda oluşan ve çoğunlukla iç kesimlere kadar sokulan, ince, uzun, çok derin ve kenarları çok dik olan körfezlere deniyor. Fiyortlar; Norveç, Grönland, Alaska, Yeni Zelanda gibi yerlerde görülüyor.
Akliman
Bu mesire yerinde piknik yapabilir, balıkçı teknelerinin ağlarına takılan balıklardan satın alabilirsiniz.
İnceburun
İl merkezine 20 km uzaklıktaki İnceburun, katılaşmış lav ve aglomeralardan (volkanik tüf) oluşuyor. 1863 yılında yapılan İnceburun Feneri, Türkiye’nin en kuzey noktasında yer alıyor.
Erfelek Şelaleleri
1997 yılında Erfelek Barajı yapımı esnasında keşfedilen Erfelek Tatlıca Takım Şelaleleri, 1,5 km uzunluğundaki bir vadi boyunca irili ufaklı 28 şelaleden oluşuyor. İsmini hemen son kaynak üzerinde bulunan Tatlıca Köyü’nden alan takım şelaleleri; gürgen, meşe, ıhlamur gibi ağaçlarla kaplı bir ormanın içinde gizli kalan bir cennet gibi. Burada ailenizle piknik yapabilir, macera ve outdoor etkinlik arıyorsanız tırmanış ve trekking yapabilirsiniz. Yalnız dikkat! Yürüyüş yolu kaygan olabiliyor. Düşüp kaymayacağınız sağlam bir ayakkabı giymenizi tavsiye ederim. Yürüyüşünüz sırasında yamaçlardan akan sodalı, mineral zengini, midede şişkinlik yapmayan nefis suları ellerinizle kana kana içebilirsiniz.
Gerze
Güzel ilçe Gerze, mutlaka uğramanız gereken bir yer. Burası ülkemizin Cittaslow şehirlerinden biri. Cittaslow unvanını 2017 yılında elde eden Gerze, bu başarısını canla başla sahip çıktığı doğasına, her biri göz nuru olan el sanatlarına, tadı damağınızdan hiç gitmeyecek yöresel yemeklerine ve sıcacık insanlarının misafirperverliğine borçlu.
Uluslararası bir ağ olan Cittaslow yani Sakin Kentler Birliği, 1999 yılında İtalya’da kurulan bir belediyeler birliği. Birliğe üye olmak isteyen kentler, birliğin düzenlediği kriterler üzerinden değerlendiriliyor.
Gerze’de North Star Hotel’de konaklayabilirsiniz. Karadeniz kıyısında kuş cıvıltıları içinde kalacağınız bu otel, kendinizi rehabilite edebileceğiniz bir yer.
Boyabat Kalesi
Boyabat Kalesi, Boyabat İlçesi’nin bulunduğu Gökırmak Vadisi’ndeki bir tepenin üzerinde kurulmuş. Orijinal kale M.Ö 6. yüzyılda Paflagonyalılar tarafından yapılmış, daha sonra kaleye Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorlukları izler bırakmış. Kale günümüzde müze olarak kullanılıyor.
Sinop Mutfağı
Karadeniz kıyısında bir şehirde aklınıza ilk olarak denizden henüz yakalanmış balıklardan yemek gelebilir ama bu Sinop için geçerli değil. Buranın önceliği mantı ve nokul. Üstelik ikisi de hamur işi!
Sinop mantısı
Sinop mantısı, hamurunun açılış şekli ile diğer mantılardan ayrılıyor. Şehirde Teyze’nin Yeri Mantı Salonu veya Melahat’in Mutfağı Mantı Keyfi’nde buraya özgü sade ya da cevizli mantı denemenizi öneririm. Cevizli mantı bence daha ağır ama siz yine de kendiniz tadımını yapıp hangisini daha çok sevdiğinize karar verin.
Sinop usulü nokul
Liman kenti Sinop’ta gemicilerden öğrenildiği sanılan ve bayramların vazgeçilmez lezzetlerinden olan nokul, Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) tarafından yöresel lezzet olarak tescillenerek Coğrafi İşaret Tescil Belgesi sahibi oldu. Nokul, ceviz-kuru üzümlü veya kıymalı yapılıyor.
Barınak Cafe & Pub
Barınak, Sinoplular’ın buluşma yeri. Barınak’a gelip ünlü pizzasını yemek tam bir gelenek.
Okyanus Balıkevi
Okyanus Balıkevi’ne gelip Karadeniz sahillerinden tutulan tazecik balıkların tadına bakabilirsiniz. Safranlı balık çorbasının tadına bakmanızı da öneririm.
Öztürk Restaurant
Erfelek’teki Öztürk Restaurant tam bir ziyafet yeri. Boşuna değil, Mehmet Yaşin gibi gurmeleri bile ağırlamış, çeşitli TV programları için çekimler yapmış. Yöresel lezzetlerden zılbırt otu, mısır çorbası, ısırgan otu çorbası, paça çorbası, köy kahvaltısı, mantı, ıslama, fırın sütlacı ve ev baklavası denemenizi öneririm. Bir gün önceden rezervasyon yapmanızda fayda var. (542) 834-0922 veya (368) 511-3738
Sinop Otelleri
Sinop’ta beğendiğim oteli listeye aldım:
Otel 117
Otel 117 şık bir butik otel. Tam limanda yer alıyor. Burada konaklamadık ama bir sonraki gelişim için not aldım.
Geçmişinden, bugünkü hayatından sıkılanların sığınacağı en huzurlu limanlardan biri Sinop. Biz doyamadan ayrıldık. Ancak gelinecek, hatta yaşanacak bir şehir olarak notlarımıza aldık.
Birlikte gidip çok beğendiğimiz bir yer. Eline sağlık.
Ne kadar güzel gezdik bu güzel şehirde, değil mi annecim?