Tanzanya’da bir park var ki böylesini ne görmüş ne de duymuşsunuzdur. Burası 2-3 milyon yıl önce patlayan yanardağın kendi içine çökmesiyle oluşan dünyanın en büyük krateri: Ngorongoro. Zaten Ngorongoro’nun anlamı da “ateşten doğmuş”. Kraterdeki hayvanlar hapis durumdalar. İçeriden dışarıya, dışarıdan içeriye hayvan akışı çok az. Bunun nedeni kraterin etrafının çok yüksek olması ve çevresinde Masailer’in yaşaması. Ngorongoro Koruma Alanı, UNESCO Dünya Karma Miras listesinde bulunuyor.
Ngorongoro, Tanzanya’da içinde insan yaşayan tek millî park. Masailer’in yaban hayvanı öldürmesi yasak. Ancak bunu kendilerini ya da sığırlarını korumak için yapıyorlarsa cezalandırılmıyorlar.
Ngorongoro – Safari
Kraterin etrafı çok yüksek ve çevresinde Masailer yaşıyor dedik. Kraterin içinde hapis kalma fikri kulağa çok hoş gelmiyor olabilir ama burası öyle büyük bir krater ki hayvan olsam burada hapsolmak isterdim. 600 metre derinlik ve 300 km² genişlikten bahsediyoruz! Yaban hayatı bu dev alanda tüm muhteşemliğiyle devam ediyor, hayvanlar burada özgürce yaşamlarını sürdürüyor.
Buranın ilginç bir özelliği var. Yeterince su kaynağı olduğu ve zebra ve antiloplar hapis durumundan göç etmediği için aslanlar iyice tembelleşmiş. Kolaylıkla avlanıyorlar. Hatta bazen avlanmayı sırtlanlara bırakıp yemeklerini direkt onların elinden alıyorlar. Yani buranın en aktif avcıları sırtlanlar!
Magadi adındaki alkali tuz gölünün kenarında su aygırlarını izlemek, yola çıkmış aslanlara neredeyse dokunacak kadar yaklaşmak, sırtlanları avlarını yerken gözlemlemek ve de bunları yemyeşil bir kraterin içinde yapmaksa inanılmaz güzel.
Benim burada tek eksiğimse soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan gergedanları görememek oldu. Gergedanı göremediğim için Büyük Beş, Tanzanya‘da ne yazık ki eksik kalmıştı. Şimdi, Büyük 5 nedir, diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Avrupalılar 20. yüzyılın ilk yarısında Afrika’da av safarilerine çıktıklarında avlanması en zor ve tehlikeli hayvanlara The Big Five (Büyük Beş) tabirini yakıştırmışlar. Afrika’nın 5 büyükleri olarak bilinen hayvanlarsa aslan, gergedan, fil, leopar ve Afrika mandası.
Parkta akşam Rhino Lodge’da konakladım. Fillerin uzaktan yükselen sesleri odamın içini doldurdu. Terasımda doğanın sesini dinleyerek meditasyon yaptım. Safariye bir lodge’da kalarak veda etmek gerçekten güzel oldu.
Kratere inmeden Serengeti‘ye giderseniz, önemli bir yerden geçeceksiniz: Oldupai Gorge (Boğazı) insanın köklerinin dayandığı yer. İlk hominidler (dik duran ve 2 ayak üzerinde yürüyen insansı canlılar) büyük maymunlardan ayrışıp ormandan çıktıktan sonra varlığını burada sürdürmüş. Yani burası insanlığın başladığı yer. Oldupai, Masai dilinde bu boğazda yetişen ve elyafından yararlanılan sisal ağacının adı.
Ngorongoro, Tanzanya’nın en muhteşem parklarından biri. Bana sorarsanız oldukça değişik bir enerjisi var. Buraya gelip de beğenmemek mümkün değil.
Tanzanya turu yapıyorsanız, en çok Serengeti ve Ngorongoro hafızanıza kazınacak. Eminim siz de geldiğinizde büyülenecek ve benimle hemfikir olacaksınız.
Yine bayıldım yazına da videoya da keşke ben de geldeydim
Seninle çok kıskanıyorum
İçimden bir ses bir dahakine geleceğini söylüyor annem
Ngor….day day didildom…. adını telaffuz edemediğim bu yere ben de gitmek istiyorum. . Bir de son Afrika gezilerini okudukça bir boşluğa düştüm. O ülkelerin niye inşaat sektörü bu koca alanların bir kıyıcığına bir avm, bir bilmem ne rezidans filan yapmıyorlar. Atıl atıl öle
Ben de anlamıyorum bu durumu. Koskoca alanlar bomboş, müteahhitler girmemiş, hayvanlar salına salına dolaşıyor… İnsan buraları görünce utanıyor (acaba herkes utanıyor mu, o da ayrı merak konusu)