Zimbabve ya da resmî adıyla Zimbabve Cumhuriyeti, Afrika kıtasının güneyinde yer alıyor. Ülke olağanüstü bir doğaya, zengin bir yaban hayatına ev sahipliği yapıyor. Mana Pools ve dünyanın yedi doğa harikasından biri olarak kabul edilen Victoria Şelaleleri (Mosi-oa-Tunya); UNESCO Dünya Doğa Mirası listesinde yer alıyor. Khami Kalıntıları Ulusal Anıtı, Büyük Zimbabve Kalıntıları, Matobo Tepeleri; UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor.
Ülkenin 16 resmî dili var. Resmî dillerinden biri olan ve resmî yazışmalarda da kullanılan İngilizce sadece nüfusun % 2,5’ine denk gelen beyaz Avrupalılar ve melezler tarafından konuşuluyor. Çoğunluk Bantu dil ailesine ait olan Shona dilini (% 70) ve Ndebele dilini (% 20) konuşuyor.
Arkeolojik kayıtlara göre günümüz Zimbabve’sindeki insan yerleşimi en az 500.000 yıl öncesine dayanıyor. Bölgeye ilk olarak yerleşenlerin San halkı olduğu sanılıyor. Bantu dili konuşan çiftçiler ise yaklaşık 2.000 yıl önce buraya gelmişler.
Zimbabve kısa tarihi – Sömürge dönemi
İçindekiler
Bölgedeki ilk sömürgecilik faaliyetleri 1560 yıllarında Portekizliler tarafından başlatılmış. 1880’lerde Avrupalı misyonerler öncülüğünde İngilizler bölgeye ilgi göstermeye başlamış. 1889’da İngiliz asıllı Güney Afrikalı siyasetçi ve iş adamı Cecil John Rhodes’in British South Africa Company (Britanya Güney Afrika Şirketi) bölgede ilk maden arama imtiyazını almış. Şirket güçlenince silahlı birlikleri 1890’dan itibaren bölgeyi işgal etmiş. 1895’te burası resmen Rodezya olarak adlandırılmış.
Bölge 1911 yılında Kuzey Rodezya (günümüzdeki Zambiya) ve Güney Rodezya (günümüzdeki Zimbabve) olarak ikiye ayrılmış. 1922 yılından sonra sömürge yönetimi iklim koşulları uygun olan Güney Rodezya’yı yerleşim kolonisi olarak kullanmış, Birleşik Krallık’taki fazla nüfus ve suçlular buraya göç ettirilmiş. Verimli toprakların kullanımı tamamen İngiliz göçmenlere verilmiş, yerli halk verimsiz topraklara zorunlu olarak göç ettirilmiş. 1924’te de bölgede özerk bir İngiliz kolonisi kurulmuş.
1953 yılında Kuzey Rodezya, Güney Rodezya ve Nyasaland (günümüzdeki Malavi); Rodezya-Nyasaland Federasyonu adıyla birleştirilmiş. Ancak federasyon 1963 yılında dağılmış. 1964’te Kuzey Rodezya ve Nyasaland günümüzdeki isimleriyle bağımsızlıklarını ilan etmiş. Güney Rodezya ise İngiliz sömürge sisteminin bir parçası olmayı sürdürmüş.
Ian Douglas Smith ayrımcı Apartheid politikalar izleyen Güney Afrika’nın da etkisiyle Güney Rodezya’da beyazlardan oluşan azınlık bir grupla hükümet kurmuş. 11 Kasım 1965’te bölgenin bağımsızlığı Rodezya adı ile ilan edilmiş. İlk dönem Birleşik Krallık’a bağlı olan ülkenin bağımsızlığı, ayrımcı politika izlendiği ve yerel siyahi Afrika halkının yeterli düzeyde temsil edilmediği gerekçesiyle Birleşik Krallık tarafından tanınmamış ve yasa dışı olarak nitelendirilmiş.
Zimbabve kısa tarihi – Sömürge dönemi sonrası
1978 yılında yapılan değişikliklerle siyahi halk ilk defa beyaz halkla eşit siyasi haklara sahip olmuş. Bağımsızlık ilanının ardından başbakan seçimle belirlenmiş ama devlet başkanının ülkede Officer Administering the Government of Rhodesia adı ile temsil edilen Birleşik Krallık Kralı/Kraliçesi olduğu kaydedilmiş.
Rodezya’nın bağımsızlığının tanınmaması üzerine Haziran 1979’da Zimbabve-Rodezya ismiyle yeni bir devlet ilan edilmiş ancak bu da Birleşik Krallık tarafından kabul edilmemiş, bölge Güney Rodezya olarak Birleşik Krallık’a bağlı sayılmış.
Ülke nihayet 18 Nisan 1980 tarihinde Zimbabve Cumhuriyeti adıyla tam bağımsızlığına kavuştu. Günümüzde başkanlık tipi cumhuriyetle yönetiliyor.
Zimbabve dünyanın en zengin platin ve elmas rezervlerine, nikel, kömür, krom, asbest, bakır, demir, lityum, kalay ve vanadyum gibi yer altı kaynaklarına sahip. Ancak bu kaynaklar sömürge döneminden itibaren Batılı devlet ve şirketlerce kullanıldığı için ülke ciddi bir ekonomik sıkıntıyla ve hiperenflasyonla savaşıyor.
Zimbabve nerede? Zimbabve’ye nasıl gidilir?
Zimbabve’ye Türkiye’den direkt uçuş bulunmuyor. Harare Uluslararası Havalimanı’na (HRE – Robert Gabriel Mugabe International Airport) veya Victoria Falls Havalimanı’na aktarmalı uçuşlarla gidiliyor.
Ülkede trafik bize göre tersten yani soldan işliyor. İngiliz tipi olarak söylenen G Tipi fiş ve priz kullanılıyor.
Zimbabve’ye Zimbabve Turizm Otoritesi davetiyle geldim. Burada hem organize turlarına hem de Sanganai Hlanganani organizasyonuna katıldım. Grubumuz dünyanın değişik yerlerinden gelen insanlardan oluşuyordu. Liderimiz Tendekai Kapitone her türlü organizasyonla içtenlikle ilgilendi. 1 haftalık tur sonunda bir aile gibi olduk. Böyle bir organizasyonda basın davetlisi olmak da benim için bir onur oldu.
Ancak davetli olduğum tarihten önce gelerek bölgede ekstra geziler de yaptım. Bütün programımı Roncook Safaris yaptı. Eğer siz de bölgeye geldiğinizde sadece Zimbabve ya da Zimbabve-Zambiya-Botsvana’yı kapsayan 3 ülke ziyareti yapmak isterseniz, hem kişiye özel hem grup turları düzenleyen Roncook Safaris şirketinin sahibi Raymond Bere ile görüşebilirsiniz.
http://www.roncooksafaris.com
+(264) 816-244411
✉️ info@roncooksafaris.com
Afrika’da güvenilir ve profesyonel çalışan bir yerel acente bulmak gerçekten zor. Ancak Raymond bu gezimde her türlü planlamayı ve organizasyonu titizlikle yaparak unutulmaz bir seyahat geçirmemi sağladı.
Afrika’ya gelmek özümüze dönmek olduğu için hazırlıklı olmak da gerekiyor. Bu hazırlık döneminde aşağıdaki yazılarımdan faydalanabilirsiniz:
✔️ Safari ihtiyaç listesi
✔️ Seyahat sağlığı – yaptırmanız gereken aşılar ve yanınızda götürmeniz tavsiye edilen ilaçlar.
✔️ Seyahat sağlık sigortası
Zimbabve’ye gitmek için vize almak gerekiyor mu?
Zimbabve’ye gidecek T.C. vatandaşlarının vize alması gerekiyor. Online vize almak için https://www.evisa.gov.zw/home web sayfasına başvurabilirsiniz. Ancak T.C. vatandaşlarının önceden online başvuru yapma zorunluluğu yok, kapıda vize alabiliyorlar.
Ayrıca kapıda KAZA UNIVISA alırsanız 12 ay içinde 30 gün boyunca hem Zambiya hem Zimbabve’ye çoklu giriş yapabiliyorsunuz. Kazungula kapısından da Botsvana’ya günü birlik çıkış yapabiliyorsunuz.
Ülkeye girişte de bir form doldurmanız gerekiyor.
Zimbabve’de gezilecek yerler listesi
Gelin, şimdi Zimbabve’yi gezelim.
Victoria Falls Milli Parkı
Victoria Falls Milli Parkı, ülkenin kuzeybatısında konumlanıyor ve dünyanın yedi doğa harikasından biri olarak kabul edilen Victoria Şelaleleri’ne (Mosi-oa-Tunya) ev sahipliği yapıyor. Zambezi Nehri üzerindeki şelaleler Zambiya-Zimbabve sınırını oluşturuyor. Dünyanın en yüksek ve en geniş şelalesi değil ama yine de 108 metre yüksekliği ve 1.708 metre genişliği nedeniyle dünyanın en büyük ve en yüksek debili şelalesi kabul ediliyor. Islak mevsimde şelalelerden dakikada 5 milyon m³ su akıyor. Yerel Tonga dilinde “Gürleyen Duman” olarak anılan Victoria Şelaleleri, UNESCO Dünya Doğa Mirası listesinde yer alıyor.
Zambezi Millî Parkı
56.000 hektar büyüklüğündeki Zambezi Millî Parkı, Zambezi Nehri’nin kenarında yer alıyor. 1979 yılında Victoria Şelaleleri Millî Parkı’ndan ayrıldı ve ayrı bir park statüsü elde etti.
Burada yaptığım en unutulmaz aktivitelerden biri ise gün batımında nehir turuna katılmak oldu. Bu turu birkaç kez değişik şirketlerle yaptım. Turlara içecekler ve aperitifler dâhil. Tur boyunca Zimbabve sınırları içindeki Zambezi Millî Parkı’nı ve Zambiya’nın Mosi-oa-Tunya Millî Parkı’nı izliyorsunuz. Yol boyunca bolca su aygırı, timsah, yüzlerce çeşit kuş görüyorsunuz. Ancak gördüğünüz en muhteşem şey kuşkusuz nehre yansıyan gün batımı görüntüsü oluyor.
Bir turu Dingani Tours (www.dinganitours.com) ile yaptım. Tekne küçük gruplar için uygun.
Bir turu da Shearwaters Cruises ile yaptım. Tekne iki katlı ve nispeten daha büyük gruplar için uygun. Aperitifleri oldukça lezzetli.
Ziwa Ulusal Anıtları
Nyanga’daki Ziwa Ulusal Anıtları, 15. yüzyıla tarihlenen Nyanga geleneğini ve tarım toplumumun ilginç bir örneğini sergiliyor. Shona eyaletlerinden Bantu bölgesinin halkı tarafından yapılmış. 3.337 hektarlık bir alanı kaplayan Ziwa Ulusal Anıtları; Geç Demir Çağı taş duvarlı köy komplekslerine, hayvancılıkta kullanılan çukur yapılara ve tarım teraslarına sahip. Anıtlar, UNESCO Dünya Mirası Geçici listesinde yer alıyor.
Hwange Millî Parkı
Zimbabve içinde gün batımı manzarasının en iyi izlenebildiği yerlerden biri olan Hwange Millî Parkı 14.651 km²’lik bir alan üzerine kurulu. Ülkenin en büyük milli parkı olarak da bilinen bu doğa alanında 100’ün üzerinde memeli hayvan ve 400’den fazla kuş türü yaşıyor. Hwange Milli Parkı yoğun yaban hayatı, özellikle kuru sezonda şelalelerinden su içmeye gelen çok sayıdaki filleri ve kasım-aralık ayları arasında Avrupa ve Kuzey Afrika’dan göç eden kuş türleriyle biliniyor.
Bulawayo
Bulawayo; ülkenin ikinci, Matabeleland bölgesininse en büyük şehri. Çok zengin bir tarihe sahip olduğu için “Kralların ve kraliçelerin şehri” olarak anılıyor. Zimbabve’nin UNESCO Dünya Kültür Mirası listesindeki 3 yerinin 2’si Bulawayo sınırları içinde yer alıyor; Khami Kalıntıları Ulusal Anıtları ve Matobo Tepeleri.
Şehir merkezindeki Doğa Tarihi Müzesi dudak uçuklatacak bir zenginliğe sahip. Mutlaka görülmesi gereken bir yer.
Khami Kalıntıları Ulusal Anıtları
Khami, 15. yüzyılda Büyük Zimbabve Krallığı’nın yıkılmasının ardından Torwa hanedanının Butwa Krallığı’nın başkenti olmuş. Khami Kalıntıları Ulusal Anıtları, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor.
Matobo Millî Parkı
17.300 hektarlık bir alan üzerine kurulan Matobo Millî Parkı‘nda antilop, leopar, maymun ve kertenkele gibi hayvanların yanı sıra çok sayıda böcek ve kuş türü de yaşıyor. Parkın en ünlü noktası ise akarsu aşındırmaları sonunda oluşan Matobo Tepeleri. Matobo Tepeleri’nde en az 13.000 yıl öncesine tarihlenen kaya resimleri görülüyor. Matobo Tepeleri, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor.
Masvingo
Ülkenin güneydoğusundaki Masvingo, aynı adı taşıyan eyaletin başkenti. Great Zimbabwe National Monument (Büyük Zimbabve Ulusal Anıtı), Masvingo’nun 30 km dışında bulunuyor. Büyük Zimbabve, Kraliçe Sheba’nın başkentiymiş. Büyük Zimbabve’nin kalıntıları da 11-15. yüzyıllar arasındaki Shona eyaletlerinden Bantu bölge halkının kanıtlarını taşıyor. Bu kalıntılar UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor.
Vumba
Bvumba Dağları (Vumba Dağları veya Sis Dağları), Zimbabve-Mozambik sınırında yer alıyor. Bu dağlar Eastern Highlands bölgesinin en güzel yerleri arasında bulunuyor.
Nyanga Millî Parkı
Ülkenin en eski ulusal parkı olan Nyanga Millî Parkı 1926 yılında kuruldu. Bakir doğası ve tertemiz havasıyla göz kamaştıran bu ulusal park 47.000 hektarlık bir alanı kaplıyor. Parkın çevresinde çok sayıda nehir, şelale ve hayvan türü bulunuyor.
Harare
Harare ülkenin başkenti, finans, ticaret ve iletişim merkezi.
Kariba Gölü
Zambiya-Zimbabve sınırında yer alan Kariba Gölü, 5.200 km²’lik bir alanı kaplıyor. Çevresini saran şahane doğa ve etkileyici manzarasıyla ülkenin popüler ziyaret noktalarından biri olarak anılan bu göl, Zambezi Nehri üzerine kurulan ve dünyanın en büyük barajları arasında olan Kariba Barajı’nın sularıyla meydana geldi.
Zimbabve doğasıyla, milli parklarıyla, zengin yaban hayatıyla, sıcak kanlı insanıyla, kültürüyle muazzam bir ülke. Gelip de hayran kalmamak mümkün değil…
Keşfetmeniz dileğiyle…
Müthiş güzel bir yazı olmuş. Ellerine sağlık. İnşallah hep beraber gitmek de nasip olur.
Beğenmene çok sevindim annem. Mutlaka birlikte de gitmeliyiz.