Bir zamanlar Yunanistan’ın en önemli limanı olan Siros Adası (Syros), zarafetiyle ziyaretçilerini kucaklayan bir ada. Kiklad adalarının başkenti olan Siros Adası, UNESCO koruması altında bulunuyor. İki farklı tepeye inşa edilen ada, iki farklı kimliğe de sahip. Ermoupoli – Hermes şehri bir Ortodoks kilisesinin de bulunduğu muhteşem ve büyük bir şehir. Diğer bir taraftan Ano (Yukarı) Siros ise tipik bir Kiklad Adası köyü.
Ege’nin kalbindeki Kiklad Adaları’ndan biri olan Siros, olağanüstü güzelliğini hemen gözler önüne seren bir ada. Gemi daha Ermoupoli Limanı’na yanaşırken bile buranın diğer Kiklad Adaları’ndan farklı olan mimarisi hemen göze çarpıyor. Sicilya, Arap, Osmanlı ve Venedik yönetimi altında kalan adanın her kültürden bir tad aldığını hemen fark ediyorsunuz.
Siros Adası’na nasıl gidilir?
İçindekiler
Syros Adası mesafe olarak Türkiye’ye oldukça uzak adalardan biri olduğu için direkt olarak feribot ve uçakla ulaşım maalesef yok. Ancak adaya rotalarında Syros bulunan cruise gemi turlarıyla ya da aktarmalı olarak feribotlarla gelmek mümkün; Kuşadası’ndan Samos’a geçip oradan Syros feribot seferleriyle adaya kolayca gelebiliyorsunuz. Samos’dan kalkıp Syros’a ulaşan feribotlar Syros’dan önce Ikaria Adası’na sonra da Mykonos’a da devam ediyorlar.
Siros Adası’nda gezilecek yerler listesi
Siros Adası gezilecek yerler listesine bir bakalım:
Town Hall
Adanın merkezindeki Town Hall ada halkının buluşma yeri. Mimar Ernst Ziller tarafından 1889’da tamamlanan yapı klasik Yunan ve Rönesans mimarisinin güzel bir sentezi.
Apollo Tiyatrosu
Apollo Tiyatrosu, İtalyan mimar Pietro Samp’in tasarımlarına 1862-1864’te inşa edilmiş ve 20 Nisan 1864’te açılmış. Milano’daki La Scala tiyatrosunun küçültülmüş bir örneği olan tiyatro aynı zamanda adada sanata verilen değeri de gösteriyor.
St Nicholas Kilisesi
Bu kiliseden seyrine doyum olmayan nefis bir Siros Adası manzarası izleyebilirsiniz. Kilisenin içine de mutlaka girin. Kilisenin içindeki mermerden yapılmış bir pencere, vaiz kürsüsü ve avizeler, Trieste’den getirilmiş. Eğer şanslıysanız, 1920’den beri ilahi söyleyen kilise korosunu da dinleyebilirsiniz.
Saint George Katedrali
Siros Adası’nın 2 tepesi üzerinde yükselen 2 kilise var. Birisi Venedikliler tarafından kurulan Ano Syros’un en yüksek tepesinde yer alan Saint George Katedrali. Eğer bu tepeye çıkarsanız, tipik bir Kiklad köyüyle karşılaşacaksınız. Yalnızca iki kişinin geçebileceği kadar daracık patikaların olduğu dik tepelerde Ano Siros’un beyaz kübist evleriyle tanışacaksınız.
Bizse diğer tepeye doğru tırmandık. Binlerce basamak tırmanırken yol üzerindeki evlerde yaşayanların her gün bu basamakları nasıl inip çıktığını düşündük. Böylesine sıkı bir egzersizi yaptıkları için oldukça sağlıklı olup 100’lü yaşları devirseler gerek.
Anastasia Kilisesi
Kiliseye vardığımızda gördüğümüz manzaraysa muhteşemdi. Çektiğimiz sıkıntıya değmişti.
Burası Akdeniz’de boylu boyunca uzanan bir genç kız gibi. Zarafeti ve asaleti ile insanı anında etkisi altına alıyor. Görülmesi ve yaşanması gereken bir yer olduğunu da hissettiriyor.
Bu adada limandaki mermer döşeli meydanlardan Dellagratsia’nın peri masallarına konu olan konaklarına kadar bütün zıtlıklar iç içe hayat buluyor. Burada günlük yaşama uyum göstermekte zorlanmayacak, hatta mümkünse uzun süre kalmak isteyeceksiniz.
Siros’a veda etmek çok zor ama eğer ayrılık vakti gelip çattıysa da yapacak bir şey yok. O yüzden gece boyunca kulaklarımda çınlayacak şarkıyı mırıldanıyorum:
Ah o gemide ben de olsaydım
Açık denizlere yol alsaydım…
…şimdi bu şarkının sahnelerinde ben de varım. Açık denizlere yol alırken denizin etkisiyle ruhum huzur doluyor, auramın her köşesine bu enerji yansıyor.
Siz de fikrinizi belirtin