Zeytinlikleri, üzüm bağları, bozulmamış kumsallarıyla Mora Yarımadası’nın büyüleyici bir doğası var. Argolikos Körfezi’nde yer alan Nafplion ise Mora Yarımadası’nın liman kentlerinden biri. Argolis bölgesinin başkenti olan Nafplion, Yunanistan’ın Atina’dan bile eski başkenti.

Bir antik Yunan efsanesine göre Nafplion’u Denizler Tanrısı Poseidon ve Argos Prensesi Danaos Amymone’nin oğlu Nafplios kurmuş.

Sahil

Nafplion; tarihte Sparta, Bizans, Frenk, Venedik ve Osmanlı işgalinde kalmış. Sonra tekrar Venedik ve Osmanlı hâkimiyetine girmiş.

Aegina 1827-1829 yılları arasında yeni kurulan Yunan devletine de-facto başkent olarak hizmet etmiş. 1829 yılında Nafplion başkent ilan edilmiş. 1834 yılında başkent Atina’ya taşınana kadar da Nafplion, Yunanistan’ın başkenti olmaya devam etmiş.

Nafplion’da gezilecek yerler listesi

Buraya hem cruise gemi turuyla hem de bir Atina ziyaretimde uğradım. Nafplion her ziyaretimde beni etkisi altına almayı başardı.

Cruise turlarında gemi burada limana yanaşamıyor, filikalarla karaya çıkılıyor. Bence filikaya binmek bile gemi seyahatinin güzel deneyimlerinden biri.

Gelin, şimdi eşsiz güzellikteki Nafplion şehrinde gezilecek yerlere bir göz atalım.

Sahil

Bourtzi Kalesi

Filikada giderken bizim Mersin‘in Kız Kalesi‘ne benzettiğim, denizin ortasına yapılmış Bourtzi Kalesi’ni selamladık. Bourtzi, küçük bir adanın kalesi. 1471’de Venedikliler tarafından yaptırılmış. Palamidi Kalesi’nin hapishane olduğu dönemlerde cellatlar burada konaklamış.

Nafplion

Bourtzi Kalesi

Plateia Syntagmatos (Constitution Square)

Filikadan inince Nafplion ana meydanı olan Plateia Syntagmatos’a (Constitution Square) geldik. Bu meydan 1700’lerdeki hâliyle hâlen ayakta duruyor.

Plateia Syntagmatos (Constitution Square)

Syntagmatos’da (Sintagma) Osmanlı eseri 2 cami var. Vouleftikon ya da Parlamento, Osmanlılar tarafından 1730’da inşa edilmiş. Yunan devletinin ilk parlamento binası olmuş, sonradan hapishane olarak kullanılmış. Ağapaşa Cami olarak bilinen Trianon ise 1500’lerin sonuna doğru inşa edilmiş. Günümüzde yerel tiyatroya ev sahipliği yapıyor.

Arkeoloji Müzesi

Sintagma’nın batı tarafı tamamen Arkeoloji Müzesi olarak kullanılıyor. 1713’te Venedikliler tarafından cephanelik olarak inşa edilen bina, askeri karargâh olarak da kullanılmış. 2009’dan beri de müze olarak hizmet veriyor.

Arkeoloji Müzesi

Akronafplia

Merkezde kısa bir gezintinin ardından Nafplion’un en eski kalesi Akronafplia’ya çıktım. Venedik, Bizans, Roma ve Osmanlı etkileri altısında kalan kale; günümüzdeki görüntüsüyle her kültürden bir etki bırakıyor. Çan kulesinin olduğu yerden muhteşem bir şehir manzarası var. Yani buraya gelmeye, bu manzarayı izlemeye fazlasıyla değer.

Akronafplia

Palamidi Kalesi

… ve Akronafplia’dan tüm cesaretimi toplayarak Venedik yapımı Palamidi Kalesi’ne çıkmaya karar verdim. Çin Seddi gibi upuzun görünen kaleye 857 basamak (bazı kaynaklara göre de 999 basamak) tırmanarak çıkılıyor! Benim gibi kendini genç zannedenleri oldukça zorlayan bu dimdik basamakları çıktım. Kaleye vardım varmasına ama akrofobisi olan birinin bu yükseklikte dizlerinin bağının nasıl çözüldüğünü de görmüş oldum.

Kalede 8 kale burcu Andreas Kilisesi, bağımsızlık savaşının kahraman komutanı Kolokotronis’in hücresi, görkemli surlar ve de eşsiz bir manzara var. Titremesini durduramadığım, bağları çözülen dizlerime rağmen buraya çıktığıma değdi mi, değdi.

Palamidi Kalesi’nden Nafplion manzarası

Bu zorlu macerayı başarıyla tamamladıktan sonra merkeze gelip kafelerde soluklandım. Biraz kendime gelince de şehrin içini keşfetmek üzere ara sokaklara daldım.

Vasileos Konstantinou

Nafplion şehrinin en keyifli sokaklarından biri Vasileos Konstantinou. Yol boyunca begonviller, balkonlardan sarkan çiçekler neredeyse insanın üzerine düşüyor.

Nafplion

Vasileos Konstantinou

Platia Trion Navachon (Üç Amiraller Meydanı)

Meydanın ismi 1827’de Osmanlı’yla savaşıp galip gelen İngiliz, Fransız ve Rus donanma komutanlarına ithafen verilmiş.

Platia Trion Navachon (Üç Amiraller Meydanı)

Kolokotronis Parkı

Üç Amiraller Meydanı’nın devamında Kolokotronis Parkı var. Osmanlılar zamanında park olarak inşa edilen alan Yunanistan bağımsızlığını kazanınca tren istasyonuna çevrilmiş. 1963’te tren istasyonu kapatılıp yeniden park olarak düzenlenmiş. İstasyon Binası da Müzik Okulu’na döndürülmüş.

Nafplion

Kolokotronis Park’ta Theodoros Kolokotronis Heykeli Kaynak:Wikipedia (By C messier – Own work, CC BY-SA 4.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=48578609)

Her saniyesinde kendimden geçerek gezdiğim Nafplion, hakkında hiç birşey bilmeden geldiğim ama hiç ayrılasım olmayan şehirlerden biri oldu. Sokaklarında defalarca dolaşsam da doyamayacakmışım gibi hissettim. Aynı yolları karış karış arşınladım. Dönüp dolaşıp kendimi hep Sintagma’da buldum.

Sintagma’ya çıkınca bir kez de sahilinden plaja doğru yürümek istedim. Bu yol da beni benden aldı götürdü, niye ben buralarda kalmıyorum dedirtti.

Nafplion merkezde o kadar mutluydum ki şehrin dışında keşfedilmesi gereken 2 yere buradan kopup vakit ayıramadım. Yine de bahsi geçsin, listeme alınsın ki ben buralara bir daha geldiğimde nereye ayak basacağımı bileyim.

Nemea

Nemea antik çağlardan beri bir şarap bölgesi olmuş. Homeros bile Peloponnesus (Peloponnese) bağlarının zenginliğinden ve ürün çeşitliliğinden bahsetmiş. Nemea’da en gözde olan üzüm türü Agiorgitiko. Agiorgitiko ile üretilen şaraplar derin kırmızı renkleri ve hatırı sayılır aromatik zenginlikleriyle tanınıyor.

Nafplion

Nafplion – Yunanistan üzüm bağları

Epidaurus Şifa Merkezi

Peloponnesus’ta görülmesi gereken diğer yer Epidaurus Şifa Merkezi. Helen dünyasında eşi benzeri olmayan sağlık tesisleriyle ünlenen Epidaurus Şifa Merkezi, Tıp Tanrısı Asklepios’a adanmış. Epidaurus’taki Asklepios Tapınağı, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor.

Epidaurus

Epidaurus Kaynak:Wikipedia (By Jean Housen – Own work, CC BY 3.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=10716516)

Epidaurus’ta her biri M.Ö 4. yüzyıla ait yapılar (sıra dışı akustiği olan tiyatro, Artemis ve Asklepion Tapınakları, Tholos, Enkoimeterion, Propylaia, Ziyafet Salonu, banyolar, spor ve hastane tesisleri) var. Kent her yıl düzenlenen Epidaurus Festivali ile ünlü.

Uzun lafın kısası, Mora Yarımadası efsanevi bir yer. Hele ki Nafplion gibi bir kenti gördükten sonra, imkânım olsa Yunanistan’da kesin yaşarım. Son kararım.