İşte Yunanistan’ın en güzel, en romantik, en özel adası: Santorini. Kiklades ada grubunun en güneyinde yer alan Santorini Adası, benim gözümde de âdeta masallardan çıkmış gibi bir ada. Neden mi? Çünkü Santorini Adası ve etrafındaki adacıkların jeolojik yapısı yaklaşık 3.600 yıl önce meydana gelen volkanik aktiviteler neticesinde oluşmuş. Santorini Volkanı’nda meydana gelen patlamalar sonucunda dönemin en gelişmiş medeniyeti olan Minos zirve dönemine henüz erişmişken ortadan kalkmış. Girit’te bulunan Minos medeniyetinin birden bire ortadan kalması daha sonraları Atlantis efsanesinin ortaya çıkmasına yol açmış.
Santorini Adası’nda gezilecek yerler listesi
İçindekiler
Santorini Adası; volkan patlaması sırasında oluşan muhteşem Caldera görüntüsü, beyaz boyalı evleri ve Oia’daki gün batımı nedeniyle turist akınına uğruyor.
Adada şarap üretimi çok yaygın. Volkanik toprakta yetişen Assyrtiko (Asyrtiko) cinsi üzümle şarap üretimi yapılıyor. Zaten söylentiye göre Santorini’de sudan çok şarap, evden çok şapel, insandan çok eşek var.
Bu arada adada yol kenarlarında hep gördüğüm mermer yapılardan bahsedeyim. Bunlar trafik kazalarında ölenler için ailelerinin yaptırdığı şapeller. İçlerine gaz yağıyla yanan bir lamba, bu lambanın sönmesi durumunda kullanılmak üzere yedek gazyağı şişesi ve ölünün özel eşyalarından konuyor. Bu şapellerle kaza yapılan yere dikkat çekmeye ve herkesi uyarmaya çalışıyorlar.
Caldera
Adaya ilk olarak M.Ö 3000 yılında Girit‘ten gelen Minoslular yerleşmiş. Adadaki volkan M.Ö 1450’de patlamış. Adanın ortasında Caldera adı verilen bir krater oluşmuş. Patlama sırasında oluşan dev dalgalar Girit’e kadar ulaşmış. Bunun sonucunda Minos Krallığı ortadan kalkmış.
Fira
Adaya gelen gemi turları, adanın Skala Firon Limanı’na yanaşıyor. Buradan teleferikle, katırlara binerek ya da 588 basamaklı Karavolades Basamakları tırmanarak Fira’ya çıkılıyor. Ancak yürüyüş ve katırlar hiç tavsiye edilmiyor. Çünkü katırların pislikleri o kadar fazla ki ayakkabılarınızın her milimetrekaresi katır pisliğine bulanabiliyor.
Oia Köyü
Santorini Adası’na geldiğinizde görmeden dönmemeniz gereken tek yer varsa o da Oia Köyü’dür.
Adanın volkanik yapısından ötürü tepede kurulmuş olan Oia Köyü’nün her köşesinde ayrı bir sürpriz var. Dik bir uçurumun kenarına kurulduğundan tüm binalar sanki denize uçacakmış gibi bir izlenim veriyor. Deklanşöre her bastığınızda Akdeniz’in mavisi Oia’ya özgü mimariyle birleşiyor. Bakmaya doyulamayacak kadar muhteşem manzarası olan bu köy gördüğüm en fotojenik ada fotoğraflarını sunuyor.
Thera Antik Kenti (Akrotiri)
Kamari ve Perissa plajlarını birbirinden ayıran Mesa Vouno üzerindeki Thera Antik Kenti, Baron Hiller von Gaertringen’in 1896 yılında başlattığı kazılar sonucunda gün yüzüne çıkartılmış. En eskisi M.Ö 9. yüzyıla ait olan buluntular arasında şehrin kurucuları olan Spartalı kolonicilerin inşa ettikleri iki yol ve bir tapınak var. Roma ve Bizans dönemlerinden de izler taşıyan alandan çıkartılan tüm eserler, Fira Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor.
Kızıl Kumsal
Akrotiri Antik Kenti’ne birkaç adım uzaklıktaki Kızıl Kumsal (Red Beach), hem adanın antik dönemleri hakkında bilgi sahibi olmak hem de sıra dışı doğal güzelliğine tanık olmak için gelinecek bir yer. Buraya gelmek için Akrotiri İskelesi’nden kalkan teknelere binmeniz ya da arabanızla tepeye geldikten sonra aşağıya inen patikadan 2 dakikalık bir yürüyüş yapmanız gerekiyor.
Profitis Ilias Manastırı
Hz. İlyas’a adanan Profitis Ilias Manastırı, 1711 yılında Pyrgos Köyü yakınındaki aynı adlı dağda inşa edilmiş. Manastırda 1806-1845 arasında Yunan dili ve edebiyatına yönelik eğitim verilmiş. Günümüzde manastırın içerisinde faaliyet gösteren müzede dini ve etnografik materyaller sergileniyor, ayakkabı, mum, şarap ve yerel yemeklerin yapımıyla ilgili kurslar veriliyor.
Santorini’de her yer çok güzel belki ama Oia Köyü’nü gördükten sonra içim rahat diyebilirim ki Santorini Adası tüm Yunan adalarının içinde en güzel olanıdır. Eğer bana tek bir adaya gitme şansın var deseler, tereddütsüz burayı seçerim. Rüya âleminde olmak, içinizdeki romantik ruhu dışarı çıkarmak, dünyanın en güzel ve özel yerlerinden birinde bulunmak için buraya mutlaka ayak basmanızı öneriyorum.
Bu muhteşem adanın neden balayı çiftlerinin gözdesi olduğunu anlamak da hiç zor değil. Bizi ömür boyu unutulmayacak kadar güzel bir dolunay manzarasıyla uğurlayan bu romantik adada âşık olmak, sonra da sevgiliyle tekrar tekrar buraya gelmek lazım.
Yunanistan’ın en güzel iki adasını merak edenler, Mikonos ve Santorini’yi derhâl gezi planlarına dâhil etmeliler. Benden söylemesi.
Siz de fikrinizi belirtin