İtalya’nın başkenti Roma, kıvrılarak akan Tiber Nehri’nin iki yanından yükselen 7 tepe üzerinde kurulmuş. Âdeta açık hava müzesi görünümündeki şehri pek çok tanımla anlatabilirsiniz: Burası hem görkemli kalıntılarıyla antik bir şehirdir hem Vatikan ve yüzlerce kilisesiyle Katolik bir şehirdir hem Michelangelo ve Raffaello eserleriyle Rönesans şehridir hem de Borromini ve Bernini’nin Barok mücevheridir. Roma’nın tersten yazılışı ise amor yani “aşk” demek. Bu nedenle Roma, “adında aşk saklı şehir” olarak da biliniyor. Roma film dalında UNESCO yaratıcı şehirler ağına dâhil. Ayrıca UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunuyor. Tamamen Roma şehriyle çevrili olan Vatikan Şehir Devleti, tamamı UNESCO Dünya Mirası Alanı ilan edilen dünyadaki tek devlet olma özelliği taşıyor.

Trajan Pazarı (Mercati di Traiano)

Trajan Pazarı (Mercati di Traiano)

2.800 yıllık geçmişe sahip olan kent; sırasıyla Eski Roma, Roma Krallığı, Roma Cumhuriyeti, Roma İmparatorluğu, Papalık Yönetimi, İtalyan Krallığı ve İtalya Cumhuriyeti’nin başkenti veya merkezi olmuş.

Roma’da gezilecek yerler listesi

Eğer ilk kez İtalya turu yapıyorsanız; Roma, Floransa, Venedik üçlüsünü rotanıza almalısınız. İtalya’nın her yeri birbirinden güzel. Ancak ilk adımınızda bu 3 şehri görmek, size İtalya hakkında genel bir fikir verecektir.

Buraya hem İtalya turu ile hem de gençlerle yaptığım otobüsle Avrupa turu sırasında geldim. Her geldiğimde de gördüm ki Roma gerçekten de Avrupa’nın en özel, en fazla tarih kokan kentlerinden biri. En önemli özelliklerinden biri de yürüyerek bile gezilebilecek kadar derli toplu olması.

Sant Angelo Köprüsü ve Sant Angelo Kalesi

Sant Angelo Köprüsü ve Sant Angelo Kalesi

Hemen bir öneride bulunayım. Eğer Roma Pass alırsanız, tek tek bilet almaya nazaran daha uygun fiyatla pek çok tarihi yeri görebilirsiniz. Ayrıca hızlı geçişten yararlanıp sıra da beklememiş olursunuz.

Casa Madre dei Mutilati

Casa Madre dei Mutilati

Eğer müze görmeyi seviyorsanız, şehrin en ünlü müzelerini ziyaret etmelisiniz. Bunlar içinde neler mi var?

  • Galleria Borghese. Bir sanat koleksiyoncusu olan Scipione Borghese, İtalya ve Avrupa eserlerini burada birleştirmiş. Titian, Caravaggio ve Rubens resimleri ve David heykelleri müzedeki 20 odada sergileniyor.
  • Capitoline Müzesi. Krokisi Michelangelo tarafından çizilen müze, 17. yüzyıla tarihlenen bir yapının içinde bulunuyor.
  • Sant Angelo. Tiber Nehri’nin üzerindeki St Angelo Köprüsü, Bernini ile öğrencilerinin melek heykelleriyle süslü. Bu heykeller, İsa’nın çilesini canlandırıyor. M.S 139’da Hadrianus’un mozolesi olarak yapılan Castel Sant’ Angelo’ya bu köprüden çıkılıyor. Papa Gregorius’a rüyasında başmelek Mikail veba salgınının sona erdiğini haber vermiş. Kaleye bunun üzerine bu ad verilmiş. Müzede Orta Çağ silahları sergileniyor. Müze içindeki en önemli bölümlerden birisiyse ölü küllerinin bulunduğu kapların sergilendiği Sala delle Urne.
Sant Angelo Kalesi

Sant Angelo Kalesi

Sant Angelo Köprüsü

Sant Angelo Köprüsü

Sant Angelo Köprüsü üzerinde Bernini ve öğrencilerinin yaptığı, İsa'nın çilesini canlandıran melek heykelleri var. Bu heykelde meleğin elinde İsa’nın kefeni görülüyor.

Sant Angelo Köprüsü üzerinde Bernini ve öğrencilerinin yaptığı, İsa’nın çilesini canlandıran melek heykelleri var. Bu heykelde meleğin elinde İsa’nın kefeni görülüyor.

  • Ulusal Roma Müzesi. Roma kültürel mirasının yaşatıldığı eserler burada sergileniyor.
  • Palazzo Doria Pamphilj. Bir bölümü bir ailenin özel mülkü olan sarayda resim sergisi ve 15. yüzyıl aristokratlarının yaşamına dair eserler bulunuyor.
  • Villa Giulia Ulusal Etrüsk Müzesi. Ulusal Etrüsk Müzesi, Villa Giulia içinde Etrüsk uygarlığına ait eserlerin sergilendiği bir müze. Etrüskler, Tiber ile Arno nehirleri arasında yer alan Etruria bölgesinde yaşamış ve M.Ö 6. yüzyıla dek varlıklarını sürdürmüş.

Şimdi gelin, Roma’da gezilecek yerler listesine bir göz atalım…

Piazza di Spagna

Bu meydan kentin en ünlü meydanlarından biri. Buradan gençlerin, âşıkların, seyyar satıcıların uğradığı İspanyol Merdivenleri’ne gidebilirsiniz. Kral 15. Louis için tasarlanan merdivenlerin alt kısmında Fontana della Barcaccia isimli bir çeşme var. Merdivenlerin üst kısmındaysa ikiz çan kulesiyle Fransız kilisesi Trinita dei Monti yükseliyor.

Roma - Piazza del Popolo

Piazza del Popolo

Meydanın başka bir önemi de var: 1986 yılında burada bir fastfood dükkânı açıldı. Başta gazeteci Carlo Petrini olmak üzere pek çok kişi, mutfağıyla gurur duyan İtalya gibi bir ülkenin kalbinde böyle bir dükkânın açılmasına karşı çıktı. Tepkiler sonuç verip dükkân kapandıktan sonra Slow Food sivil toplum örgütü oluştu.

Slow Food Hareketi; yemek kavramının karın doyurmakla sınırlı olmadığını, yemek yemenin tohum aşamasından sunumuna kadar iyi, temiz ve adil olması gerektiğini savundu. Bunun üzerinde 1999 yılında bu felsefe kentsel boyuta getirilerek Cittaslow (Sakin Şehir) Birliği kuruldu.

Piazza Navona

Bu meydanda ressamları sanatlarını sergilerken görüp restoranlarda otururken sokak sanatçılarını izleyebilirsiniz.

Roma - Piazza Navona

Piazza Navona

Fontana di Trevi (Trevi Aşk Çeşmesi)

Trevi, “3 Yol” anlamına geliyor. Yapımcısı Nicola Salvi, çeşmenin altında 3 yer altı suyunun birleştiğini düşündüğünden bu ismi koymuş. Yapımı 30 yılda tamamlanan çeşmenin üzerinde en önemlisi Deniz Tanrısı Neptün Heykeli olmak üzere pek çok heykel var.

Fontana di Trevi (Trevi Aşk Çeşmesi)

Fontana di Trevi (Trevi Aşk Çeşmesi)

Kente gelen turistler çeşmeye 2 bozuk para atıyor: Birincisi dilekleri gerçekleşsin diye, ikincisi de buraya tekrar gelmek için. Şimdi sıkı durun: Buraya her gün tam 3.000 € para atılıyor! Atılan bu paralar daha sonra toplanıp yardım kuruluşlarına veriliyor.

Günümüzde çeşmeyi görmek için sıraya girmek gerekiyor. Herkes uzun bir sıra bekleyerek girip fotoğraf çekebiliyor. Eskiden çeşmenin önünde oturuluyordu. Artık yasak.

Piazza Venezia

Piazza Venezia, Vittorio Emanuele II Anıtı’na ev sahipliği yapan bir meydan.

Vittorio Emanuele II Anıtı

Vittorio Emanuele II Anıtı

Roma – Pantheon

Pantheon, M.S 120’de İmparator Hadrianus tarafından yangında tahrip olan bir tapınağın üzerine yaptırılmış. Yapının ortasındaki içeriye ışık girmesini sağlayan delikten şeytanların gökyüzüne çıktığına inanılırmış. Görkemli ve zarif bir yapıt olan Pantheon, antik Roma’nın en iyi korunan anıtı sayılıyor.

Pantheon

Pantheon

Colosseum

Roma İmparatorluğu döneminde inşa edilen en büyük amfitiyatro olan Colosseum’un yapımına cumhuriyetin kurucusu Vespasianus’un emriyle 72 yılında başlanmış. 80 yılında tamamlanmış. Arenanın açılış törenleri 100 gün sürmüş. Bu törenler sırasında 5.000 hayvan ve 2.000 gladyatör can vermiş. 50.000 seyirci kapasitesi olan arenanın 80’den fazla girişi var. Byron’un “gladyatörlerin kanlı sirki” dediği 50.000 kişilik 4 katlı amfiteatır için Childe Herald, Kutsal Yolculuğu’nda (1812-1818) şöyle yazmış: Colosseum ayakta kaldıkça Roma da kalacak. Colosseum yıkıldığında Roma da yıkılacak ama Roma yıkılırken dünya da onunla birlikte yıkılacak.

Roma - Colosseum ve Titus Kemeri

Colosseum ve Titus Kemeri

1999’da tamamlanan restorasyon çalışmasıyla arena yeni ve sağlam görüntüsüne kavuştu. Dünyanın yeni 7 harikasından biri olan Colosseum’u gezerken sanki o çağlarda yaşamışım hissine kapıldığımı da söylemeliyim. Roma’da olmak nasıl bir ayrıcalıksa, Colosseum’u görmek de öyle bir ayrıcalık.

Colosseum

Colosseum

Colosseum

Colosseum

Roma Forumu

Colosseum’un hemen yakınındaki Roma Forumu’nun sütun ve kemerlerinin arasında bu büyük kültürün sosyal, ticari ve dinsel merkezi hâlâ yaşıyor, yaşatılıyor.

Roma Forumu

Roma Forumu

Santa Maria Maggiore Bazilikası

Santa Maria Maggiore Bazilikası’nın inşaatına dönemin papasının rüyasında Meryem Ana’yı görmesiyle başlanmış. Bazilikanın yapımında altın kullanılmış.

Roma

Santa Maria Maggiore Bazilikası Kaynak:Wikipedia (By Pierre-Selim Huard – Self-photographed, CC BY 4.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=49312166)

San Nicola Bazilikası

Carcere’deki Basilica di San Nicola, Sant’Angelo’daki Forum Boarium’un yakınında bulunuyor. İlk olarak 6. yüzyılda yapıldığı sanılan kilise, 1599 yılında yeniden inşa edilmiş. Kilisede Meryem Ana’ya adanan eserler görülüyor.

Sant’Ignazio di Loyola Kilisesi

17. yüzyıla tarihlenen Sant’Ignazio di Loyola Kilisesi, Cizvit tarikatının kurucusu olan Aziz Ignatius Loyola’ya adanmış. Bu nedenle Cizvitler’in eğitim, misyonerlik ve sanata verdiği önemi yansıtan detaylarla dolu.

Sant'Ignazio di Loyola Kilisesi

Sant’Ignazio di Loyola Kilisesi

Ancak kilise; sadece dini değil, sanatsal ve mimari açıdan da Roma’nın en büyüleyici yapılarından biri. Özellikle de optik illüzyonlarıyla ünlü. Kilisenin tavanın ortasında gerçek olmayan ama uzaktan bakıldığında gerçekmiş gibi görünen bir sahte kubbe (Kuppa Illusoria) yer alıyor. Tavan düz olmasına rağmen bir kubbe gibi görünmesi, trompe-l’œil (göz aldatmacası) tekniğinin muazzam bir örneği olarak kabul ediliyor. Aslında kiliseye gerçek bir kubbe yapılması planlanmış ama bütçe yetmeyince Pozzo bu sanatsal çözümü üretmiş. Tavanda Andrea Pozzo tarafından yapılan Sant’Ignazio’nun Göğe Yükselişi ve Dört Kıta’ya Hristiyanlığın Yayılması freski de göz kamaştırıyor. Yerdeki aynadan fresk net olarak görülebiliyor.

Sant'Ignazio di Loyola Kilisesi

Sant’Ignazio di Loyola Kilisesi

Roma Yeraltı Mezarları (Catacombe di Roma)

Roma Yeraltı Mezarları (Catacombe di Roma), 2.-5. yüzyıllar arasında kullanılan dünyanın en eski mezar tünellerinden bazıları. Yer altı tünellerindeki freskler ve heykellerde erken dönem Hristiyan sembolleri görülüyor. Priscilla Yeraltı Mezarları, Meryem Ana’nın bilinen en eski tasvirini içeriyor. Kafatasları ve kemiklerle dolu Capuchin Mezarlığı, Rönesans ressamı Caravaggio’nun bir eserine ev sahipliği yapıyor.

Vatikan

4,4 km²’lik yüzölçümüyle dünyanın en küçük ülkesi olan ve tamamen Roma şehriyle çevrili olan Vatikan Şehir Devleti, Hristiyan dininin ve Katolik mezhebinin yönetim merkezi. Orta Çağ’da veba salgınlarının kaynağı olan bir bataklığın çevrelediği Vatikan, adını üzerinde bulunduğu tepeden alıyor. Görselliğiyle göz kamaştıracak özellikte olan Vatikan, 600 yılı aşkındır Papa’nın ikametgâhı. Mussolini’nin 1929’da imzaladığı Laterano Antlaşması’ndan bu yana da İtalya’dan bağımsız özerk bir devlet. Vatikan, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunuyor ve tamamı UNESCO Dünya Mirası Alanı ilan edilen dünyadaki tek devlet olma özelliği taşıyor.

Vatikan - Aziz Petrus Meydanı

Vatikan – Aziz Petrus Meydanı

Kentin tarihi bölgesinde yeni ve yüksek bina görmek mümkün değil. Çünkü hiç bir yapının San Pietro Bazilikası’nın kubbesini geçmesine izin verilmiyor.

Vatikan - San Pietro Bazilikası

Vatikan – San Pietro Bazilikası

Tivoli

Tivoli, Roma şehir merkezinin 28 km dışında yer alan bir yerleşim. M.S 2. yüzyılda İmparator Hadrian için yapılan Villa Adriana (Hadrian’ın Villası), UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunuyor. 16. yüzyıla tarihlenen ve İtalyan Rönesans bahçelerinin ilk ve en iyi örneklerinden birine ev sahipliği yapan Villa d’Este, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunuyor.

Villa d’Este

Roma’da yapmadan dönme!

Bunları yapmadan Roma’dan ayrılmayın:

  • İtalyan halkının beden dilini gözlemle

İtalyan halkı oldukça heyecanlı bir yapıya sahip. Elini kolunu bu kadar fazla kullanıp bu denli yüksek sesle konuşan bir millet az bulunur. Kavga ettiğini sandığınız insanlar, 2 dakika sonra sarılıp öpüşebiliyor. Onları uzaktan gözlemlemekse oldukça eğlenceli oluyor.

  • Espresso barlarda kahve iç

Her köşe başında bulunan espresso barlar, kahve meraklılarını cezbediyor. Şehrin en eski kahvecilerinden Sant’ Eustachio II Caffe’de en az bir kere espresso içmeden dönmemelisiniz.

  • Pizza, makarna, dondurma, tiramisu ye

İtalyan mutfağının vazgeçilmez lezzetlerini ana vatanında tatmak gibisi var mı? Üstelik bunları ille de lüks restoranlarda denemek gerekmiyor. İspanyol merdivenlerinin arka sokağındaki Pastificio Guerra dal 1918’de makarna, Pompi’de tiramisu, Giolitti’de gelato yemek gibisi yok. Buralarda bekleme sırası dışarıya kadar taşıyor. Elinize aldığınız makarnayı ve tiramisuyu sokakta yemenin keyfineyse paha biçilmiyor.

Pastificio Guerra dal 1918’de makarna yedim

Pastificio Guerra dal 1918’de makarna yedim

Pompi’de tiramisu yedim

Pompi’de tiramisu yedim

Köklü geçmişini sokaklarında yürürken derinden hissettiğim, yemeklerini yerken kendimden geçtiğim (ve maalesef ekstra kiloları bana hediye bırakan), sokak sanatçılarını keyifle dinlediğim; çok güzel bir şehir Roma. Tarih ve sanat dolu kente defalarca gelebilirim. Çünkü burada havada aşk kokusu var… Amor amor…