Madrid Gezi Rehberi

İspanya’nın başkenti ve en kalabalık şehri Madrid, her zaman neşeli ve hareketli olmasıyla tanınıyor. Avrupa’nın en güzel müzelerinden Prado, Reina Sofía, Thyssen’a ev sahipliği yapıyor. Ayrıca dünya mutfaklarından lezzetler sunan restoranları, rakipsiz gece hayatı, her tür mağazanın yer aldığı hareketli caddeleri, tarihi mekânlarıyla göz kamaştırıyor. Burası sadece İspanya’nın değil; yemeğin, modanın ve gece hayatının da başkenti. Üstelik burası tam bir futbol şehri. Dünyanın en ünlü kulüpleri arasında yer alan Real Madrid ve Atlético Madrid başta olmak üzere çeşitli kulüplere ev sahipliği yapıyor. UEFA Şampiyonlar Ligi finallerinde derbi maçları sadece burada oynanıyor. Sonuç olarak Madrid şüphesiz Avrupa’nın en ilginç şehirlerinden biri.

Madrid’de gezilecek yerler listesi

Madrid; Avrupa başkentleri arasında gezmesi en kolay, en pratik şehirlerden biri. Çoğu yerine yürüyerek gidebiliyorsunuz. Tabii benim gibi günde 30.000 adım atarsanız, tüm şehri bile yürüyerek gezmeniz mümkün.

Eğer Madrid’den farklı şehirlere gidecekseniz, Atocha İstasyonu’ndan hemen her yere tren bulabilirsiniz. Mimar Alberto de Palacio y Elissague’nin Gustave Eiffel işbirliği yaptığı ferforje tarza sahip istasyon binası 1892’de açılmış. Sanayi devriminin mümkün kıldığı mimari yenilikleri; özellikle de demir, çelik, cam gibi malzemelerdeki ilerlemeyi yansıtan yapının orta salonuna 1990’larda 4.000 metrekarelik tropik bir bahçe açılmış.

Atocha İstasyonu

Eğer Madrid’den şehir dışına çıkmak isterseniz; günü birlik Toledo, Ávila, Segovia turlarına katılabilirsiniz.

Çoğu kişiden, Madrid’de hiç birşey yok, yorumunu duymuştum. Oysa gelince kendi gözlerimle gördüm ki, Madrid’de çok şey varmış! Sanat, mimari, müze, park, bahçe, müzik, gastronomi; kısacası burada herşey var! Kıssadan hisse: Bir şehri lütfen başkalarından duyduklarınızla değil, kendi hislerinizle değerlendirin!

Paella

Plaza Mayor

III. Felipe döneminde 1617 yılında inşa edilen Plaza Mayor, kentin en ünlü meydanı. Meydanın merkezinde Giambologna ve Pietro Tacca tarafından III. Felipe için tasarlanan bronz atlı bir heykel yer alıyor. Meydan; pazar yeri, boğa güreşi, futbol maçları için kullanılmış. İspanyol Engizisyonu döneminde halka açık yargılamalar ve sonrasındaki idamlar burada gerçekleşmiş. Günümüzde Madrid şehrinin koruyucu azizi Isidro’ya adanan kutlamalar bu meydanda yapılıyor.

Plaza Mayor

Plaza Mayor – III. Felipe Heykeli

Plaza Mayor yakınındaki Chocolatería San Ginés, nefis bir churro yemek için doğru adres. Bu kızartılmış hamur tatlısı özellikle çikolata sosuna batırılarak yenince çok lezzetli oluyor.

Prado Müzesi

Resim ve heykel müzesi olarak kurulan Prado Müzesi, bir müze ve sanat galerisi. Sergilenen en önemli eserler arasında Nedimeler, Satürn, Adem ve Havva, Dünyevi Zevkler Bahçesi, Çıplak Maya var. Müze ücretli. Ama pazartesi-cumartesi günleri arasında akşam saat 18:00-20:00 arasında, pazar günleri ve resmî tatillerde saat 17:00-19:00 arasında ücretsiz ziyaret edebiliyorsunuz.

Prado Müzesi

Gran Vía

Lüks mağazalarıyla ünlü olan Gran Vía, “İspanyol Broadway’i” olarak adlandırılıyor. Anlamı da “Büyük Yol”. Burası Avrupa’nın en çok gece hayatı barındıran caddelerinden biri.

Gran Vía

Plaza de España

Gran Vía’nın batı tarafının sona erdiği yerde bulunan Plaza de España, şehrin en önemli iki gökdeleninin yanında yer alıyor. Meydanda Cervantes ve karakterleri Don Kişot ile Sancho Panza’nın anıtı var.

Madrid Kraliyet Sarayı

İspanya kraliyet ailesi Madrid dışındaki Zarzuela Sarayı’nda yaşıyor. Ancak Madrid Kraliyet Sarayı’nı da devlet törenleri için kullanıyorlar.

Madrid Kraliyet Sarayı

Almudena Katedrali

Bir Roma Katolik katedrali olan Almudena Katedrali, Madrid Başpiskoposluğu’nun yönetim merkezi. Kraliyet Sarayı’nın hemen yanında yer alıyor.

Almudena Katedrali

Yapımına 19. yüzyılda başlanmış. İnşasının tamamlandığı 1993 yılında Papa II. Ioannes Paulus tarafından kutsanarak açıldı. Bu özelliğiyle de bir Papa tarafından kutsanan tek İspanyol katedrali olma özelliği taşıyor. Kraliyet Sarayı kompleksinin ayrılmaz bir parçası olarak düşünüldüğünden, kilisenin haçı Batı-Doğu değil, Kuzey-Güney yönüne bakıyor. Bu da bir Hristiyan kilisesi için alışılmadık bir durum.

Burası o kadar heybetli ki gördüğüm en güzel ve en etkileyici kiliselerinden biridir.

Teatro Real

Bir opera salonu olan Teatro Real, 1818 yılında kurulmuş ve 1850 yılında açılmış. 1925-1997 yılında kapalı kalıp tekrar açılmış.

Teatro Real

Retiro Parkı

1.4 km² lik bir alana sahip olan Retiro Parkı, kurulduğunda İspanyol monarşisine aitmiş. 1868 yılından sonra halka açık bir parka dönüştürülmüş. Ama ne park! İçinizden, sen parksın, kendine gel, diye haykırmak geliyor. Yeşiliyle, göletiyle olağanüstü bir yer. Kesinlikle Avrupa’nın en güzel parklarından biri olduğunu söyleyebilirim.

Retiro Parkı

Paseo del Prado (şehrin ana caddelerinden biri) ve Buen Retiro (Retiro Parkı), Sanat ve Bilim manzarası; UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor.

Victorio Macho tarafından 1962 yılında yapılan Retiro Parkı’ndaki Jacinto Benavente Anıtı, tiyatroyu simgeliyor

Buen Retiro Park’ta bulunan Palacio de Cristal, 1887’de inşa edilmiş. Yunan haçı şeklinde, neredeyse tamamı camdan yapılmış. Günümüzde sanat sergileri için kullanılıyor.

Debod Tapınağı

Eski bir Nubian tapınağı olan Debod Tapınağı; Aswan‘ın 15 km güneyinde, Nil Nehri‘nin ilk şelalesine ve tanrıça İsis’e adanan Philae yakınlarındaki Nubia’da inşa edilmiş. Ancak bölgedeki tapınaklar Assuan Yüksek Barajı’nın yapımı ve Nasır Gölü’nün oluşmasıyla sular altında kalma tehlikesiyle karşılaşınca, UNESCO bu zengin tarihi alanı kurtarmak için uluslararası bir çağrıda bulundu. Bunun üzerine İspanya, Philae Tapınak Kompleksi ve Abu Simbel tapınaklarını kurtarmak için yardım gönderdi. Mısır devleti de minnettarlığın bir göstergesi olarak 1968 yılında Debod Tapınağı’nı İspanya’ya bağışladı. 1970-1972 yılları arasında sökülüp taşınan tapınak, Cuartel de la Montaña Park’da yeniden inşa edildi. Bu tapınak, Mısır dışında görülebilen birkaç tarihî Mısır eserinden biri ve İspanya’daki türünün tek örneği.

Debod Tapınağı

Reina Sofía Ulusal Sanat Müzesi (MNCARS)

Kraliçe Sofia Ulusal Sanat Müzesi (MNCARS), 20. yüzyıl sanat eserlerinin sergilendiği bir sanat müzesi. İspanya kraliçesi Sofía de Grecia’ya adanan müze, 1992’de açıldı. Müze ücretli. Ama her gün akşam saat 19:00-21:00 arasında, pazar günleri de saat 12:30-14:30 arasında ücretsiz ziyaret edebiliyorsunuz.

Reina Sofía Ulusal Sanat Müzesi (MNCARS)

San Miguel Pazarı

San Miguel Pazarı’nda yiyeceklerin tadına bakabilirsiniz.

San Miguel Pazarı

Santiago Bernabéu Stadyumu

Estadio Santiago Bernabéu, 1947 yılında Real Madrid kulübünün başkanı Santiago Bernabéu de Yeste tarafından yapıldı.

Thyssen-Bornemisza Ulusal Müzesi

Thyssen-Bornemisza Ulusal Müzesi’nde iş insanı ve sanat tutkunu Baron Hans Heinrich Thyssen-Bornemisza’nın özel koleksiyonu sergileniyor. Müze ücretli. Ama her pazartesi ve 12 Ekim günü ücretsiz ziyaret edebiliyorsunuz.

Thyssen-Bornemisza Ulusal Müzesi

Las Ventas

Plaza de Toros de Las Ventas (kısaca Las Ventas), İspanya’nın en büyük boğa güreşi arenası. İçinde bir müze ve bir şapel var. Saat 10:00-18:00 arasında ziyaret edilebiliyor.

Puerta de Alcalá

Plaza de la Independencia meydanında yer alan Puerta de Alcalá, Neoklasik üsluba sahip bir anıt.

Puerta de Alcalá

CaixaForum Madrid

2008 yılında açılan CaixaForum Madrid, geçici sanat sergileri ve kültürel etkinliklere ev sahipliği yapıyor.

CaixaForum Madrid

Puerta del Sol

Puerta del Sol (İspanyolca: Güneşin Kapısı), Madrid’in en bilinen meydanı. 1766’daki Esquilache İsyanı, 2 Mayıs 1808’de Napolyon’un birliklerine karşı direniş, 1812’de VII. Ferdinand’ın taç giyme töreni gibi pek çok tarihi olaya tanıklık etmiş. Casa de Correos Postane Binası, Calle Alcalá, 9 metre yüksekliğindeki Charles III heykeli gibi yerlere/eserlere ev sahipliği yapıyor.

Puerta del Sol – Charles III Heykeli

Puerta del Sol – Eski Postane Binası

Meydandaki El Oso y el Madroño heykeli, çilek ağacından çilek yiyen bir ayıyı canlandırıyor. Antonio Navarro Santafé tarafından yapılan bronz heykel oldukça ilgi çekiyor.

Puerta del Sol – El Oso y el Madroño Heykeli

Sol Meydanı çevresinde Flamenko dansı izleyebileceğiniz mekânlar ve restoranlar var. Flamenko, Endülüs halk müziği ve bu müziğin eşliğinde yapılan dansın adı. Yoğun kültürel geleneğe sahip olan dansın kökenleri hakkında birçok soru işareti var ama bölgedeki İberik halklar, Berberi-Arap Müslümanlar, İspanyol Yahudileri ve Çingeneler tarafından beraberce ortaya çıkarılan bir tür olarak kabul ediliyor. Bu dans 2010 yılından beri UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras listesinde yer alıyor. İspanya’nın bu eşsiz dansını izlerken insanın içi kıpır kıpır kaynıyor.

Ulusal Arkeoloji Müzesi

Ulusal Arkeoloji Müzesi, Plaza de Colón Meydanı’nda bulunan bir arkeoloji müzesi.

Fuencarral Caddesi

Birçok mağaza, kafe, bar, ünlü markaların outlet mağazaları gibi yerlere ev sahipliği yapan Fuencarral Caddesi oldukça popüler.

Jardín El Capricho de la Alameda de Osuna

Burası Osuna Düşesi María Josefa Pimentel’in Alameda de Osuna’daki mülkünün bahçesiymiş. Capricho kelimesi İspanyolca’da “kapris” anlamına geliyor.

Malasaña

Sokakları havalı kafeler ve vintage tasarım giyim mağazalarıyla dolu olan Malasaña, adım adım gezip keşfetmelik hippi bir mahalle. Plaza del 2 de Mayo Meydanı’nda geceleri müzik grupları ve DJ’ler sahne alıyor. Conde Duque kültür merkezinde sanat sergileri ve açık havada film gösterimleri oluyor.

Palacio de Cibeles

1909 yılında Antonio Palacios tarafından yapılan Cibeles Sarayı, ilk olarak ülkenin postanesinin genel merkezi olarak kullanılmış. Günümüzdeyse Madrid Belediye Binası olarak kullanılıyor. Halka açık olan bina şehrin önemli simge yapılarından biri.

Palacio de Cibeles

Madrid hareketliliği ve enerjisiyle oldukça etkileyici bir başkent. Sanat, kültür, gastronomi tutkunlarını mutlu edecek özelliklere sahip olduğu gibi estetik binalarıyla da her gezgini kendine hayran bırakan bir şehir. Benim de İspanya turu yaparken en beğendiğim şehirlerden biri oldu.

Keşfetmeniz dileğiyle…