Gori şehri Gürcistan’ın en önemli kralı IV. David (lakabı Kurucu David) tarafından 1100’lü yıllarda kurulmuş. Adını Rusça’da tepe anlamına gelen Gori kelimesinden almış. Şehir Şida Kartli (İç Kartli) bölgesinde yer alıyor. Burası Sovyet lideri Gürcü asıllı Stalin’in doğduğu şehir olarak biliniyor.
Gori Bronz Çağı’ndan itibaren insan yaşamı olan bir yerleşim. Gürcü Krallığı’nın yıkılmasından sonra sık sık saldırı ve işgal yaşamış. Akkoyunlular, Moğollar, Gürcüler, Osmanlılar, Persler, Ruslar arasında çok defa el değiştirmiş. Sovyet döneminde önemli bir endüstri merkezi haline gelen kent Sovyetler dağıldıktan sonra ekonomik olarak çökmüş ve nüfusunun çoğu şehri terk etmek zorunda kalmış.
Bu kente katıldığım Gürcistan turunda Tiflis‘ten sonra geldim. Yolculuğumuz karlı Kafkas Dağları’na ve Gori Ovası’na baktığımızdan çabucak geçti.
Gori gezilecek yerler
Burası çok turistik bir şehir değil. Gori gezilecek yerler listesinde en önemli yer kuşkusuz ki Stalin Evi.
Stalin Müzesi
Stalin Müzesi ve müzenin bahçesinde yer alan Stalin’in doğduğu ev ilk gezilmesi gereken yerler arasında. Stalin’in hayatının detaylı anlatıldığı müze siyasi tarihe meraklılar için oldukça tatminkâr. Ben bu diktatörün evinin ve heykelinin önünde selfie yapmayı reddettim, ama sayfamda paylaşmak üzere içinde benim bulunmadığım fotoğraflar da çektim.
Joseph (Josef Stalin) kimdir?
Stalin (1878-1953) babası tarafından çocukluğunda zulme uğramış biri. Orta öğretimi sırasında Vladimir Lenin‘in eserleriyle tanışarak devrimci biri olmaya karar vermiş. Gençliğinde uzun yıllar grev, protesto, illegal parti, propaganda, örgünlenme faaliyetleri içerisinde yer almış. Bunun sonucunda kendisine Rusça’da çelik anlamına gelen Stalin takma adı verilmiş. 1922’de Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin genel sekreteri olmuş. 1924 yılında Lenin’in ölümü üzerine partinin ve ülkenin başına geçmiş.
Stalin partinin başına geçtikten sonra ülkeyi oldukça katı bir şekilde yönetmiş. Sayısı kesin olmamakla birlikte izlediği politikalar yüzünden 25 milyon kişinin doğrudan ya da dolaylı olarak (sürgünde, açlıktan vs) ölümüne sebep olduğu söyleniyor. Ölümüyle ilgili çok çeşitli rivayetler var. Amerika tarafından suikaste uğradığı, kalp krizinden, zehirlenerek, kanserden öldüğü gibi pek çok şey iddia ediliyor. Ancak kesin ölüm sebebi belli değil.
Stalin’in 1941 yılından sonra kullanmaya başladığı 83 ton ağırlığındaki pullman vagon da müze bahçesinde sergileniyor. Vagonun içinde tuvalet, mutfak, çalışma odası, konferans odası gibi bölümler var. Vagon 1985 yılında Gori’ye getirilerek müzeye dahil edilmiş.
Goris Tsikhe (Gori Kalesi)
Yüksek bir tepeye kurulu Goris Tsikhe (Gori Kalesi)’nin adı yazılı kaynaklarda ilk kez 13. yüzyılda kullanılmış ancak burada yaşamın MÖ 100 yılında başladığı tahmin ediliyor. Gürcistan’ın güney ve kuzey bölgesinin tam ortasında kaldığı için konumu itibariyle oldukça stratejikmiş.
Virgin Mary Cathedral (Gori Katedrali)
Virgin Mary Cathedral (Gori Katedrali) 19. yüzyıl başlarında bir Katolik kilisesi olarak inşa edilmiş. 1920 yılında deprem nedeniyle ağır hasar görmüş. Sovyet döneminde müzik okulu olarak kullanılmış. 1990’larda Georgian Ortodoks kilisesine çevrilmiş.
Uplistsikhe
Asıl görülmesi gereken yer ise şehre 10 km mesafede olan kayalara oyularak oluşturulmuş antik mağara şehri Uplistsikhe. Güzellik olarak Kapadokya‘nın çok gerisinde olsa da bu bölgede ziyaret edilebilecek enteresan bir yer.
Gori Pazarı
Burada tamamen yöre halkına hitap eden otantik pazarı gezdik. Organik kaya tuzu ve sabun satın aldıktan sonra da buradan ayrıldık.
Zaten bu şehir hiç turistik değil. Genelde sadece Stalin’in doğduğu ev için ziyaret ediliyor. Biz de buradan sonra Haşuri üzerinden Gürcistan’ın bir diğer eski başkenti olan Kutaisi şehrine hareket ettik.