Yunanistan’a 7 km, Bulgaristan’a 17 km uzaklıktaki konumu ile Edirne; neredeyse elimizi uzatsak komşularımıza dokunacak kadar yakın bir sınır kentimiz. Tunca Nehri’nin Arda ve Meriç Nehirleri ile birleştiği düzlükte kurulan, derin bir tarihi değeri olan Edirne; Osmanlı İmparatorluğu’nun mutluluk dönemlerinde Der-i Saadet (Mutluluk Kapısı) olarak anılıyormuş. İstanbul’un 1453’teki fethinden önce 92 yıl Osmanlı’ya başkentlik eden şehir, Osmanlı mimarisini ve kültürel yapısını oldukça iyi yansıtıyor. Edirne öylesine önemli bir şehir ki İstanbul fethedilip başkent olduktan sonra bile Osmanlı’da değerini korumuş olmasıyla biliniyor. Mimar Sinan’ın “ustalık eseri” olarak adlandırılan Selimiye Camii, 2011 yılından beri UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunuyor.

1. Balkan Savaşı’ndan sonra kabul edilen barış antlaşmasıyla Bulgaristan’a geçen Edirne, bu savaşın hemen ardından patlak veren 2. Balkan Savaşı’ndan sonra tekrar Türk topraklarına katılmış. 1. Dünya Savaşı’ndan Osmanlı İmparatorluğu’nun yenilgiyle çıkmasının ardından Temmuz 1920’de Yunan işgaline uğramış. Kurtuluş Savaşı’nın başarıyla sonuçlanmasıyla 25 Kasım 1922’de nihai olarak Türk egemenliğine girmiş. Lozan Antlaşması’yla Yunanistan’dan savaş tazminatı olarak geri alınan Karaağaç’ın 15 Eylül 1923’te Türkiye’ye katılmasıyla ilin sınırları bugünkü hâlini almış.

Edirne

Saray İçi Balkan Şehitliği

Bu kadar savaş geçirmesi ve hâlen Yunanistan ve Bulgaristan sınır ilimiz olması nedeniyle kentte hafif bir Balkan havası almak mümkün. Günümüzde Balkan kökenli komşularıyla kardeşçe yaşayan Türkler, son derece huzurlu bir ortamda olduklarını sıklıkla dile getiriyorlar.

Edirne

Kum Kasrı Hamamı, Saray İçi

Edirne gezilecek yerler

Buyrun Edirne gezilecek yerler listesine:

Meriç Nehri

Meriç; Yunanistan ile Türkiye sınırının bir kısmını oluşturan, Bulgaristan’dan doğarak Türkiye’ye giren ve Edirne üzerinden Ege Denizi’ne dökülen bir nehir. Meriç Nehri kıyısındaki Emirgan Aile Çay Bahçesi’nde soluklanıp çayınızı yudumlayabilirsiniz.

Edirne

Meriç Nehri ve Mecidiye Köprüsü

Uzunköprü (Ergene Köprüsü)

Ergene Nehri üzerinde, Anadolu ile Balkanlar’ı birbirine bağlayan tek köprü olan Uzunköprü, dünyanın en uzun taş köprüsü olma özelliğini taşıyor. 1426-1443 yılında Osmanlı Padişahı II. Murat tarafından dönemin başmimarı Müslihiddin’e yaptırılmış. UNESCO Dünya Mirası Geçici listesinde bulunuyor.

Uzunköprü (Ergene Köprüsü) Kaynak:Wikipedia (CeeGee – Yükleyenin kendi çalışması, CC BY-SA 4.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=71449411)

Lozan Anıtı ve Gar Binası

Savaş tazminatı olarak aldığımız Karaağaç bölgesindeki T.C. tapumuzun anıtsal yapıtı olan Lozan Anıtı, mimar Kemaleddin’in (20 TRY’nin arkasında fotoğrafı olan mimar) yaptığı eski gar binasının (günümüzde Güzel Sanatlar Fakültesi binası) yanında yükseliyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin nüfus cüzdanı olan Lozan Barış Antlaşması’nın taçlandırılması amacıyla cumhuriyetimizin 75. kuruluş yılında Türk halkına armağan olarak Lozan Anıtı, Lozan Müzesi, Lozan Meydanı ve Lozan Fidanlığı düzenlenmiş.

Edirne Gar Binası

Edirne

Lozan Anıtı

Edirne Büyük Sinagogu

Kaleiçi semtinde Avrupa’nın en büyük, dünyanın 3. büyük sinagogu yükseliyor. 1492 yılında II. Beyazıt’ın fermanı ile yapılan 13 sinagog, 1903 yılındaki yangında tahrip olmuş. Bunun üzerine 1907 yılında Fransız Mimar France Depre tarafından bu sinagog inşa edilmiş.

Edirne

Edirne Büyük Sinagogu

Saray İçi Bölgesi

Sultan II. Murat’ın yapımına başladığı, II. Mehmet tarafından yapımı devam eden ünlü Edirne Sarayı’nın yer aldığı adaya Saray içi bölgesi deniyor. İstanbul’un 1453’te fethinden sonra Topkapı Sarayı’nın Edirne Sarayı’ndan esinlenerek yapıldığı söyleniyor. Edirne 1878’de ikinci kez Rus işgaline uğrayınca Edirne Sarayı’ndaki cephaneliğe saldırı olması durumunda tüm Edirne’nin kaybedileceğinden endişelenilmiş. Bunun üzerine sarayı bizzat Osmanlı havaya uçurmuş. Bu nedenle maalesef bu saraydan artık eser yok.

Edirne

Saray İçi Bölgesi

Adalet Kasrı

Edirne Sarayı’nın bulunduğu alandaki Adalet Kasrı ise hâlâ dimdik ayakta duruyor. 1561 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından Mimar Sinan’a yaptırılan bina, Saray İçi’nin girişinde yükseliyor. Burası bir zamanlar Divan-ı Hümayun olarak kullanılmış.

Edirne

Edirne – Adalet Kasrı

Günümüzde Kırkpınar güreşlerinin yapıldığı saray içi bölgesine davul zurna eşliğinde girmemiz oldukça eğlenceli oldu. Osmanlı’da pek çok yerde yapılan güreşler Edirne’de kalıcı olmuş. 650 yıldır da geleneksel olarak devam ediyor. İki insanın birbiriyle hiçbir araç ve gereç kullanmadan eşit şartlarda belli bir alan, belli kurallar ve belli bir zaman içinde gerçekleştirdiği zihinsel ve fiziksel mücadele şeklinde tanımlanan güreş, insanlık tarihinin en eski sporlarından biri. Tarihin her döneminde ilgi gören ve geleneksel olarak uygulanan güreş, ülkemizde ata sporu olarak anılıyor. Kırkpınar güreşleri, UNESCO insanlığın somut olmayan kültürel mirası listesinde yer alıyor.

Kırkpınar’dan mısralarında bahseden Beyazıt Sansı’nın dediği gibi:

Büyük efsaneyi görür gibiyim
Tarih dehlizinde yürür gibiyim
Eyvah heyecandan ölür gibiyim
Edirne Kırkpınar Er Meydanı’nda

II. Bayezid Külliyesi

100’den fazla kubbesi olan II. Bayezid Külliyesi, mimar Hayrettin tarafından yapılmış. Külliyede bir cami, tıp medresesi, hastane, tımarhane, tabhaneler, imaret, erzak deposu ve fırın yer alıyor.

Edirne – II. Bayezid Külliyesi

Külliyede 1488 yılından itibaren ruh ve akıl hastalarının tedavileri yapılmış. Tunca Nehri kıyısındaki külliyenin kuş sesleriyle dolu huzurlu ortamında hastaların tedavisi için müzik, su sesi ve güzel kokulu helvalar kullanılmış. II. Bayezid Külliyesi, UNESCO Dünya Mirası Geçici listesinde bulunuyor.

II. Bayezid Külliyesi

Selimiye Camii

Selimiye Camii, Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu II. Selim tarafından büyük usta Mimar Sinan’a yaptırılmış. Selim II (Sarı Selim)’in ölümüyle birlikte 1575’te ibadete açılmış.

Edirne

Edirne – Selimiye Camii

Caminin ince ve zarif 4 minaresi var. İç tasarımında kullanılan ve döneminin en iyi örnekleri olan taş, mermer, ahşap, sedef, çini motifleri, ince işçilikleri, kubbe ve kemerlerindeki kalem işleri, mermer döşemeli avlusu, el yazması kütüphanesi, eğitim kurumları, dış avlusu ve arastası ise bir sanat türünün zirvesini temsil ediyor.

Selimiye Camii

Selimiye Camii’sinde ilk kez Ayasofya’nın kubbe çapı geçildiğinden caminin ayrı bir önemi var. Mimar Sinan’ın gökyüzünü arşınladığı ve her köşesinde ayrı bir detayın gizli olduğu bu muhteşem eser, ustanın en önemli yapıtı olarak biliniyor. Mimar Sinan bu eseri 80 yaşındayken yaptığı için burası mimarın ustalık eseri olarak da anılıyor.

Selimiye Camii

Fatih Sultan Mehmet Müzesi

2. Murat tarafından yaptırılan ve Fatih Sultan Mehmet’in eğitim gördüğü medrese olarak bilinen Saatli Medrese, Fatih Sultan Mehmet Müzesi olarak hizmet veriyor. Müze, Fatih adına açılan ilk müze olmasının yanında Türkiye’nin ilk tematik Fatih Sultan Mehmet Müzesi de olma özelliği taşıyor.

Eski Cami

1403 yılında Süleyman Çelebi tarafından inşasına başlanan Eski Cami, 1414 yılında Çelebi Mehmet tarafından tamamlanmış. Osmanlı döneminde şehzadelerin kılıç kuşanma törenleri burada yapılırmış. Günümüzde cuma günleri sembolik olarak hâlâ kılıç kuşanma töreni yapılıyor. Edirne Ulu Cami, 3 Şerefeli Cami’nin inşasından sonra önemini yitirerek Eski Cami adını almış.

Eski Cami

Rüstempaşa Kervansarayı

Rüstempaşa Kervansarayı, 16. yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman’ın damadı Rüstem Paşa tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmış. Osmanlı döneminde kervanların 3 gün boyunca ücretsiz konakladığı, güvenliklerinin sağlandığı, atların ahırlara alındığı bir kervansaray olarak kullanılmış. Günümüzde ise bir kısmı otel olarak kullanılıyor.

Rüstempaşa Kervansarayı

3 Şerefeli Cami (Burmalı Camii)

Farklı yükseklikteki 4 minaresi olan 3 Şerefeli Cami’nin en yüksek minaresinin 3 şerefesi var. Fatih Sultan Mehmet’in babası II. Murat tarafından 15. yüzyılda yaptırılmış. İnşa edildiği dönemde İslamiyet’in ilk 3 şerefeli minaresi olduğu için bu ismi aldığı söyleniyor.

Edirne – 3 Şerefeli Cami (Burmalı Camii)

Muradiye Camii

Dervişlerden ve tasavvuftan çok etkilenen II. Murat, bir gece rüyasında Mevlâna Celaleddin Rumi’yi görmüş. Burayı da bu rüya üzerine bir derviş zaviyesi olarak yaptırmış. Daha sonra burası camiye çevrilmiş. Muradiye Camii’nin yanına da dervişlerin kullanımı için bir tekke inşa edilmiş.

Necmi İğe Evi Etnografya Müzesi

Rumeli ve Balkan düğünlerinin canlandırıldığı Necmi İğe Etnografya Müzesi, özellikle gurbetçilerin beğenisini kazanıyor.

Edirne Mutfağı

Edirne’de özellikle Osmanlı saray mutfağından gelen köklü yemekleri yemeniz mümkün. En bilinen yemeği ise kuşkusuz tava ciğeri.

Tava ciğeri

Edirne’de Nerede Yemek Yenir?

Peki Edirne’de nerede yemek yiyelim?

Bahri Bey

Meşhur tava ciğeri Bahri Bey’de yemeden dönülmez. Çok az sayıda bulunan ciğer ustalarının elinden çıkan bu lezzet, inanın her yerde bulunmuyor.

Arslanzade

Arslanzade’de Kavala kurabiyesi tadabilirsiniz. Aslında bu kurabiye Edirne’den Kavala’ya gitmiş. Zaten tattığım bu Kavala kurabiyesi, Kavala’da yediğimden bile daha leziz.

Kavala kurabiyesi

Burada Osmanlı döneminde padişahlar için hazırlanan muhteşem badem ezmelerinin de tadına bakabilirsiniz. Sultan II. Murat döneminde Mısırlı bir usta tarafından yapılan bu badem ezmesi, günümüze kadar tadından ve lezzetinden ödün vermeden gelmiş. Hatta Avrupa’ya da ulaşmış ve orada marzipan ismiyle anılmaya başlamış.

Arslanzade’de Hürrem Sultan lokumu olarak bilinen, nar, fıstık ve şeker ile hazırlanan özel bir lokumu da tatmak mümkün. Ayrıca Deva-i Misk denen, yeniçerilere güç, kuvvet vermek için 41 çeşit baharatla hazırlanan lezzeti de denemek gerek.

Edirne’den Ne Alınır?

Günümüzde süpürgecilik burada bir el sanatı olarak varlığını sürdürüyor. Turistik bir faaliyet hâline dönüşen mis sabunculuğu da bir diğer geleneksel el sanatı.

Osmanlı izlerinin en güzel görüldüğü şehirlerden biri olan Edirne, komşu ülkeleri ziyarete giderken uğranacak bir sınır kenti olmaktan çok daha fazlasını hak ediyor. Mimar Sinan’ın ustalık eseri olarak adlandırdığı Selimiye Camii’nde dinginliğin sesini dinlemek, kırkpınar güreşleri sırasında panayır havasını yaşamak ve Edirne Sarayı’nın yıkıntıları arasında geçmişi hayal etmek için Trakya’nın huzur kokan serhat şehrine gitmek gerek.

Keşfetmeniz dileğiyle…