Bartın, Batı Karadeniz’in güzelliklerini içinde barındıran, hele ki Dünyanın Gözbebeği Amasra’sıyla dillere destan olan bir kentimiz. Yaylaları, şelaleleri ve tarihi zenginlikleriyle görülmesi gereken Bartın’da doğayla baş başa bir hafta sonu geçirebilir, tadına doyamayacağınız balık ve salatanın da tadına bakabilirsiniz.
Bartın, adını kentin içinden geçen ve antik çağlarda Parthenios olarak anılan ırmaktan alıyor. Yunan mitolojisinde Sular Tanrısı olarak bilinen Parthenios, “muhteşem akan su” anlamına geliyor.
Bartın’da gezilecek yerler listesi
İçindekiler
Bartın Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün TÜRSAB Asya Bölgesel Yürütme Kurulu Üyeleri’ne gönderdiği davetle Bartın info gezisine katılmak, beni de bu güzel şehirle tanıştırmış oldu. Tourmag dergisi ve Kadıköy Life dergisi kurucuları Canan-Kadir Toprakkaya ve Doyasıyagez blog yazarı Oğulcan Tatar’la birlikte biz de bu gezide bulunma şansını yakaladık. Böylelikle her zaman hatıramızda kalacak nefis bir bölgeyi de seyahat haritalarımıza eklemiş olduk.
Kadıköy’den başlayan otobüs yolculuğumuz 5 saat sonra Bartın’da sonlandı. Ayağımızın tozuyla kendimizi Amasra’da balık-salata yerken bulduk. Ancak ben önce Bartın’dan bahsedeceğim.
Bartın Irmağı
Kocaçay ve Kocanaz Irmakları şehir merkezindeki Gazhane Burnu’nda birleşerek Bartın Irmağı’nı oluşturuyor. 14 km akan ırmakta tekne turları yapılıyor.
Bartın evleri
Osmanlı mimarisini yansıtan Bartın evleri, genellikle bir bahçe içinde yer alıyor. Evlerin gulluk denilen giriş bölümleri taşlarla kaplı.
Şadırvan
1912 yılında Karakaşoğlu Hacı Arif Kaptan tarafından yaptırılan Şadırvan günümüzde hâlâ kullanılıyor.
Galla Bazarı (Kadınlar Pazarı)
Salı ve cuma günleri kurulan Galla Bazarı’nda Bartınlı köylü kadınlar bahçelerinde yetiştirdikleri sebze ve meyveleri satıyorlar. Bu 200 yıllık gelenek sayesinde kadınların önemi bir kez daha gözler önüne seriliyor. Aşağıdaki fotoğrafta da ekonomiye katkı sağlayan mahçup bir Bartınlı teyzeyi görebilirsiniz .
İnkumu Plajı
Karadeniz ve İnkumu Dağı ile çevrelenen 3 km uzunluğundaki İnkumu Plajı’nda eminim yazın iğne atsan yere düşmüyordur. Bartın’da izleyeceğiniz en güzel gün batımını burada göreceğinizi de eklemeliyim.
Bu arada gezi kısmına ara verip akşam yemeği sırasında TÜRSAB Asya BYK Başkanı Ali Bilir’in elinden çeyizimi aldığımı söylemeliyim. Tarihi 17. yüzyıla dayanan tel kırma işçiliği gümüş telin makas kullanmaksızın işlenmesiyle yapılıyor. Bizlere hediye edilen ve tel kırma işçiliği ile yapılan bu tepsi de kullanmaya kıyamayacağım kadar güzel. O yüzden çeyiz olarak yüzlerce yıl saklasam yeridir.
Şimdi biraz Ulus Bölgesi’ni gezelim mi? Gezmeye de doğasını keşfe çıkarak başlayalım mı? Ne dersiniz?
Ulus ilçesi, adını 11. yüzyılda bölgeye yerleşen Bozulus Türkleri’nden ve “paylaşmak” anlamına gelen üleşmek fiilinden alıyor. Doğa harikası Uluyayla, Ardıç, ve Gezen Yaylaları, mağaraları, şelaleleri ve kanyonlarıyla burası her gezginin ilgisini çekiyor. Şimdi gelelim bizim gezdiğimiz yerlere:
Şimşirli Camii
Kalecik Köyü’ndeki caminin yapılış tarihi bilinmese de 13. yüzyıl yapımı olduğu tahmin ediliyor. Rivayete göre Akşemseddin’in oğlu Şimşirli adıyla anılan bir evliya, geçimini sahip olduğu tek ineğin sütünü satarak elde ediyormuş. Bu camiyi de malzemesini geyiklere taşıtarak 1 günde yaptırmış. Bu ilginç öyküsü nedeniyle kutsal sayılan camide 3 ayların başlangıcı olan Regaip Kandili’nde büyük bir kalabalık toplanıyor ve 3 ayların gelişi kurbanlar keserek kutlanıyor.
Tarihi Su Değirmeni
Değirmen günümüzde işlevini yitirmiş olsa da eskinin izlerini görmek, köylülerle sohbet etmek ve tabiatın içinde olmak için yine de görülmesi gereken bir yer.
Kocagöz Konağı Etnografya Müzesi
Tarihi ahşap binanın Küre Dağları Millî Parkı Ulus Ziyaretçi Merkezi ve Etnografya Müzesi olarak açılması planlanıyor.
Bu arada hemen Küre Dağları’ndan da bahsedeyim: 1.050 bitki türünü barındıran parktaki 43 tür bitki dünyada sadece bu parkta yaşıyor. Park Avrupa’da korunması gereken 100 orman sıcak noktası içinde.
Küre Dağ Evi (Eko turizm köyü)
Yaşam ritminizi yavaşlatacağınız, doğayla ve hayvanlarla iç içe iken huzur duyacağınız ve de ayrılmak istemeyeceğiniz bir yer burası. Dere kenarında, kamelyanın altında yemek yemeyi ve üzerine mis gibi Türk kahvesini yudumlamayı kim istemez ki? Ben varım dediğinizi duyar gibiyim.
Ulukaya Şelalesi
Bartın’da aşk acılarını unutturduğunu iddia edilen bir şelale var. Eğer sizin de unutmanız gereken acınız varsa, Ulukaya Şelalesi’ne gidip suyundan içiniz efendim.
Güzelcehisar Lav Sütunları
Güzelcehisar sahilinde, volkanlardan akan lavların soğuyup kristalleşmesi sonucu 80 milyon yıl önce oluşan Güzelcehisar Lav Sütunları; ahşap yürüyüş yolları, seyir terası ve iskele yapılmasının ardından yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgi odağı hâline geldi.
Bartın Mutfağı
Şimdi biraz Bartın’ın yerel lezzetlerinden bahsedeyim: Bulgur çorbası, şapşap köfte, kulaklı mantı, isput kavurma, su böreği, kabak burması Bartın’a gelmişken denemeniz gereken lezzetlerden sadece birkaçı.
Amasra
Karadeniz’in ortasında, geçmişle geleceğin iç içe girdiği bir diyar Amasra. Burası hem safir mavisi suları, hem de görkemli uygarlıklardan günümüze kalan eserleriyle keşfedilmeyi bekleyen bir yer. Boşuna değil, Fatih Sultan Mehmet 1460 yılındaki fethi sırasında hayretini gizleyemeyerek mürebbiyesine, Lala, Lala, çeşm-i cihan bura mı ola, demiş.
Beni bu geziye davet eden TÜRSAB Asya BYK’sı Ali Bilir’e, Bartın İl Kültür ve Turizm Müdürü Fuat Dursun’a ve emeği geçen herkese teşekkürlerimi gönderiyorum. Sayelerinde harika bir hafta sonu geçirmiş oldum. Hem ruhum dinlendi hem midem bayram etti.
Bartın ve Amasra, Batı Karadeniz’in incileri. Siz de eksik kalmayın, haydi hemen keşfe çıkın…
Siz de fikrinizi belirtin