İnanılmaz güzel kumsalları, turkuaz rengi denizi, tropik iklimiyle Küba’nın turistik şehridir Varadero. Pek çok Karayip adasının aksine Varadero’da güvenle otel dışına çıkabilir, en ufak bir endişe yaşamadan ülkenin insanlarını ve kültürünü keşfedilebilirsiniz.
Varadero 19. yüzyıl sonunda Cardenas ailelerinin yazlık evlerinin bulunduğu zengin bir bölgeymiş. Castro 1959 yılında yönetimi devraldıktan sonra herkese açık hâle gelmiş. 19 km uzunluğundaki sahiliyle Varadero artık turistlerin gözde yeri.
Evet, burada turistler için çok şey var. Yine de herşeyin 30-40 yıl öncesinden kalma olduğunu bilerek buraya gelmelisiniz. 1980’lü yılların büyük tüplü TV’leri, altından su akıtan ve traktör gürültüsüyle çalışan klimaları gözünüzü korkutmasın. Siz burada insanların sevecenliğine, denizin turkuaz rengine, altın renkli kumsallara ve yüzünüze çarpan tatlı melteme konsantre olun.
Varadero – Oteller
İçindekiler
Varadero’da şehir merkezinde ve de mümkünse Kawama ve Solymar arasındaki otellerin bulunduğu bölgede kalırsanız, şehir hayatına da rahatlıkla karışabilirsiniz. 5 yıldızlı herşey dâhil otel Barcelo Solymar oldukça güzel.
Burada değişik otellerde kaldım. Bir gidişimde Hotel Internacional’da konaklamıştım. Otelden ve lokasyondan çok memnun kaldım. Yemekler çoğu Küba otelinin aksine oldukça güzeldi. Ayrıca şehir merkezine yürüyerek inebilmek, gece hayatı açısından ekstra keyifli oldu.
Ayrıca otelin diskosu çok popüler, kabaresi de kentin en iyi gösterisini yapıyor.
Varadero – Scuba dalış
Burada birkaç günümü tüplü dalış (scuba diving) yaparak değerlendirdim. Karayipler’in genelinin su altı zenginliğini buradaki dalışlarda da görmek mümkün. Çeşit çeşit tropik balıklar tuzlu sularda ellerinizin arasından kayıp gidiyor.
Kalan zamanımsa plajda salsa yaparak geçti. Elinde Küba’nın yerli ve milli içkisi mojitoyla gezen Kübalılar’ı gözlemledim. Mojito nedir diye soracak olursanız; taze nane yapraklarıyla süslenen rom, şeker, limon suyu ve sodadan oluşan bir içki.
1 günümü de araba kiralayarak Havana’ya gitmeye ayırdım. Halkın arasına karışarak Viazul otobüsüyle de Havana’ya gitmek mümkün. Zaten buraya kadar gelip de Havana’ya gitmeseydim biraz ayıp olurdu. Çünkü gerçek Küba en çok Havana sokaklarında solunuyor.
Küba’nın genelindeki eksilerden de bahsetmem gerek. All inclusive (herşey dâhil) otellerdeki yemekler, diğer Karayip adalarıyla karşılaştırıldığında çok çeşitli değil. Süt çok bulunmadığından süt tozuyla yapılan tatlılar genelde çok lezzetli olmuyor. Ancak kültürün zenginliği, insanların cana yakınlığı, salsanın muhteşemliği bir araya gelince Küba benim gözümde diğer Karayip adalarını açık ara sollar.
Buraya her gelen otellerdeki yemeklerin kötülüğünden bahsetse de insanların güler yüzü bu güzel ülkeye herkesi tekrar tekrar çeker. Ben defalarca gitsem de Küba’ya doyamam gibi hissediyorum. Her gidişimde de aynı keyfi, belki daha da fazlasıyla alarak dönüyorum.
Varadero’ya en keyifli gezilerimden birini annem, kardeşim, 4 yaşındaki yeğenim ve akrabamız Aysen’le yaptım. Ailemdeki Küba âşıkları kervanına katılan canım yeğenim Yasemin’im hâlâ rüyalarında Küba gördüğünü ve her sene mutlaka gitmek istediğini bana her fırsatta söylüyor. O bile o yaştayken yaptığı salsayı ve içtiği piña coladayı (tabii ki alkolsüzünü) özlediyse, siz niye bu güzellikleri tatmayasınız?
Keşfetmeniz dileğiyle…
Siz de fikrinizi belirtin