Atlas Okyanusu, Karayip Denizi ve Meksika Körfezi’nin girişiyle çevrelenen Küba; Yengeç Dönencesi’nin hemen altında yer alıyor. Gözünüzde Küba denince dört mevsim parlayan güneş, turkuaz rengi deniz, upuzun palmiye ağaçları ve sonsuza uzanan şeker kamışı tarlaları canlanıyor olabilir. Ancak burası aynı zamanda müziğin, renkliliğin ve devrimlerin ülkesi. Küba bir de tüm Karayip Adaları içinde en çok UNESCO mirasına sahip olan ülke olarak öne çıkıyor.

Küba harita Kaynak:Wikipedia (By Addicted04 – Own work with Natural Earth Data, CC BY-SA 3.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=17156859)
Adanın kuzeyinde ABD, batısında Meksika ve Bahamalar, güneyinde Cayman Adaları ve Jamaika, güneydoğusunda Haiti ve Dominik Cumhuriyeti var. Karayipler’in ada ülkesi Küba, Antiller’de en geniş yüzölçümüne sahip. Burası 110.860 km²’de 3.700+ irili ufaklı adadan oluşan bir archipelago (takımadalar, adalar grubu). Aynı zamanda da dünyanın en güzel dalış noktalarına ev sahipliği yapıyor. Ülkenin güneyindeki Kraliçe’nin Bahçeleri Millî Parkı’nda (Gardens of the Queen – Jardines de la Reina) deniz timsahlarıyla, ülkenin kuzeyindeki Nuevitas Körfezi’nin giriş kanalında da boğa köpekbalıklarıyla dalış yapabiliyorsunuz.

Küba harita Kaynak:Wikipedia (By OCHA, CC BY 3.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=32235511)
Küba’da esas olan halka ve devletçiliğe dayalı bir yönetim olduğundan çoğu şey devlete ait. Taksilerin, lokantaların, kafelerin, otellerin büyük çoğunluğu devlet nezdinde çalışıyor.
ABD ambargosundan dolayı Küba halkı yıllarca ekonomik sıkıntı çekti. Hâlâ da çekmeye devam ediyor. Ancak günümüzde ülkede halkın neredeyse tamamı okur yazar. Eğitim, sağlık hizmetlerini bedava alıyorlar. Hatta Küba sağlık alanında dünyadaki sayılı ülkelerden biri kabul ediliyor ve her yıl dünyaya doktor ihraç ediyor. Mesela Venezuela, petrol ve doğalgazı Küba’ya veriyor. Karşılığında doktor ve eğitmen alıyor. Ancak şöyle de bir durum var: Ekonomik sorunları nedeniyle Küba’nın ciddi bir ilaç sıkıntısı var. Halk maalesef ihtiyacı olan çoğu ilaca ulaşamıyor.
Koronavirüs tedavisinde etkili olduğu söylenen Interferon Alfa 2B ilacını bulan doktor Luis Herrera, yeni tip coronavirüs ya da COVİD-19’a ilişkin açıklamalarda bulunduğunda şunları söyledi: Dünya sağlığın bir ticari mal değil, aksine bir temel hak olduğunu anlama fırsatına sahip! Efsanevi lider Fidel Castro da şu sözleriyle hatırlanıyor: Küba dünyanın hiç bir ülkesine asker göndermez, sadece doktor gönderir! Nitekim COVİD-19 pandemisi sırasında Kübalı doktorlar dünyanın değişik ülkelerine gönderildiler. İşte Küba farkı!
Küba’nın en önemli 5 gelir kaynağı: Tıbbi hizmet (Biotech), banka işlem ücretleri (Remittence), turizm, tütün/puro, madencilik (nikel). Peki Küba’da en çok ne üretiliyor? Puro ve rom! En iyi markaları; Partagas, Romeo and Juliet, Cohiba, Monte Cristo. Fiyatı; boyutuna, markasına ve sayısına göre değişiyor. Puronun büyük kısmı devlet tarafından üretiliyor. Sokaklarda satılan purolarsa genelde ev koşullarında yapılan sahte purolar oluyor. Rom ise bambaşka bir olay… Şekerkamışı suyunun damıtılmasıyla üretiliyor, yerli hak tarafından genelde sek olarak içiliyor. Yapılan tüm kokteyllerde rom kullanılıyor. Rom Küba’da Ron olarak biliniyor. Fiyatı üretim yılına göre değişiyor. Günümüzün en çok tanınan rom markası Bacardi ilk kez 1862’de üretilmiş. Adını da yapımcısı Don Bacardi y Maso’dan almış. 1959 Küba devrimi sonrasında Bacardi’nin isim hakkını ve tesislerini Amerika devraldı ve Nassau’ya (Bahamalar) taşıdı. Buna karşılık Kübalılar, Bacardi adını kullanarak rom yapmaya devam etti. Bunun üzerine bir hukuk savaşı başladı. Hukuksal olarak kazanan taraf Amerika olunca Küba ürettiği romun ismini değiştirdi. Böylelikle Küba’nın yerli ve millî rom markasının ismi Havana Club oldu. Küba’nın hafif rom ustalarının bilgisi; doğanın korunmasını sağlayan bir dizi geleneksel, bilimsel, duyusal bilgi ve teknik aktarımı olarak kabul ediliyor ve UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras listesinde yer alıyor.

Havana ve puro
Küba’ya nasıl gidilir?
İçindekiler
İstanbul’dan Havana’ya 13 saat süren direkt uçuşlar bulunuyor. Ayrıca aktarmalı uçuşlar var. Dönüşte direkt uçuşlar Havana’dan kalkıp Venezuela’nın başkenti Karakas’ta duruyor. Burada uçaktan inmiyorsunuz. Ancak uçuşlar bu duraklama nedeniyle yaklaşık 17 saat sürüyor.
Çok önemli uyarı! Küba’da drone kullanımı kesinlikle yasak! Eğer drone çekimleri yapıyorsanız, Küba’da bunu yapamayacağınızı bilin ve yanınızda asla drone getirmeyin.
Çok önemli uyarı! Havana’dan dönüşte küçük bir havalimanına gittiğinize düşünüp sakın uçuşunuza yakın bir saatte havalimanına gitmeyin! En az 3 saat önce havalimanında olmanızı öneririm. Çünkü kontuarda memurlar ekstra yavaş, hatta kontuarı terk edip gidebiliyorlar! Gümrük geçişleri anormal yavaş, sıra çok zor ilerliyor. Aman uçuşunuzu kaçırmayın!
Küba’da yıllık ortalama sıcaklık 26°C düzeyinde. Ortalama nem oranı % 75. İklim, kuru (kasım-nisan) ve yağışlı (mayıs-ekim) olmak üzere iki mevsimle belirlenen yarı tropik bir yapı gösteriyor. Her iki mevsimde de muson yağmurları görülebiliyor, zaman zaman kısa süreli yağışlar ve parçalı bulut olabiliyor. Ada kasırgalardan ve tropik fırtınalardan da nasibini alıyor. Özellikle eylül ve ekim aylarında kasırga raporlarını inceleyip gezinizi ona göre son dakika planlamanızı öneririm. Çünkü kasırgalar 3-4 gün öncesine kadar tam olarak tahmin edilemiyor. Adanın kuzey kesimlerinde özellikle kasım-nisan ayları arasında hava nispeten serin ve rüzgârlı olduğundan, deniz-kum-güneş tatili için geliyorsanız rüzgâr almayan güney kesimlerini değerlendirmenizi öneririm. Ülkenin yüksek yani en kalabalık sezonuysa aralık-mart arası ve temmuz-ağustos ayları arasında.
Bir uyarı! Küba’da A tipi (2 düz birbirine paralel çatallar) fiş ve prizler kullanılıyor. Bazı otellerde de priz çevirici adaptör bulunmuyor. Bu nedenle yanınızda mutlaka adaptör getirmenizi öneririm.
Küba’ya gitmeden önce ülke hakkında fikir sahibi olmak isterseniz, 2017 yılı yapımı Amerikan belgesel filmi Küba ve Kameraman’ı izlemenizi öneririm. Bu belgeselde Emmy ödüllü film yapımcısı Jon Alpert, 40 yıl boyunca 3 Kübalı ailenin başından geçenleri anlatıyor.
Ayrıca 2015 yılı yapımı Küba’nın Özgürlük Hikâyesi (The Cuba Libre Story), 8 bölümlük etkileyici bir mini dizi/belgesel.
Küba’ya gitmek için vize almak gerekiyor mu?
T.C. hususi, hizmet ve diplomatik pasaport sahipleri Küba’ya 90 güne kadar olan seyahatlerinde vize almadan giriş yapabiliyor. Ancak Küba’ya girişte bazı görevliler; hususi, hizmet ve diplomatik pasaport sahiplerinden bile vize isteyebiliyor. Çünkü görevlilerin bazıları vize uygulamasını bilmiyor. Bu nedenle gitmeden önce Türkiye’deki Küba Büyükelçiliği’nden Türkiye’deki pasaport türleri hakkında bilgi içeren İngilizce ve İspanyolca resmî bir yazı almanızda fayda var.
T.C. umuma mahsus (bordo) pasaport sahiplerininse Küba’ya seyahatleri öncesinde vize almaları gerekiyor. Bordo pasaport sahibi T.C. vatandaşları, Türkiye Küba temsilciliği olan Küba Büyükelçiliği Ankara vize bölümüne veya Küba vize işlemleri üzerine çalışmalar yürüten temsilciliklere gelerek Küba vizesi başvurusunda bulunabiliyor. Ayrıca kolay online vize alınabiliyor. Online vize için Küba’ya seyahat etmeden en fazla 48 saat önce https://dviajeros.mitrans.gob.cu/inicio internet adresinde yer alan formun doldurulması gerekiyor. Burada otomatik olarak oluşturulan QR kodunun ilgili havayolu ve sınır kapısındaki görevlilere basılı hâlde veya elektronik formatta gösterilmesi gerekiyor.
Ayrıca uçuşunuzdan 48 saat önce www.dviajeros.mitrans.gob.cu/datosPersonales linkinden Gümrük Formu / Küba Giriş Formu’nun doldurulması gerekiyor. Linki tıkladığınızda form sayfa sayfa ilerliyor. Formun tamamını doldurduktan sonra, en son sayfada PDF olarak bilgisayara indirip çıktısını almanız veya telefonunuza indirmeniz ve Havana Havalimanı’nda pasaport kontrolden önce karekodu görevliye göstermeniz gerekiyor. Formun 48 saat önce doldurulmaması durumunda havaalanında doldurulması zaman kaybına neden oluyor.
Gümrük kontrolundan sonra x-ray cihazından geçerek ülkeye giriş yapıyorsunuz. Küba’ya hoşgeldiniz!
Küba Tarihi
Küba topraklarında ilk insan buluntuları M.Ö 3500 yılına ait. Ülkenin ilk sakinlerini Güney Amerika’dan gelen yerliler oluşturuyor. Adaya M.Ö 1200 yılında Taynolar gelmiş. Ada Ekim 1492 tarihinde (birinci yolculuğunda esnasında) Kristof Kolomb tarafından keşfedilerek İspanyol toprağı olarak ilan edilmiş.
1500’lü yıllarda İspanya adaya işçi ihtiyacını karşılamak için Afrika’nın batı bölgelerinden köleler getirmiş. İspanyol hâkimiyeti 1898 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin askeri müdahalesi sonucunda bitmiş. Ülke 1902 yılında da ABD’den resmî olarak bağımsızlığını kazanmış.

Havana – Capitol Binası
1909 yılında José Miguel Gómez’in ABD denetimindeki seçimlerde başkan olmasının ardından yönetim; rüşvet, yolsuzluk ve sosyal adaletsizlik üzerine kurulu bir diktatörlüğe dönüştü. 1933 yılında ABD’nin desteğiyle yapılan bir darbeyle Gerardo Machado devrildi ve Fulgencio Batista Zaldívar uzun yıllar Küba’yı yönetmek üzere başa geçti.
Devrimin 4 atlısı olarak anılan Fidel Castro, kardeşi Raúl Castro, Ernesto Che Guevara ve Camilo Cienfuegos önderliğinde gerçekleşen devrimle 1 Ocak 1959’da diktatörlük yönetimine son verildi. Bundan sonra Küba “devrim ülkesi” olarak anılmaya başladı. Küba’da günümüzde bile 3 kelime çok önemli. Sokaklarda, gazetelerde, afişlerde bu üç kelimeye çok rastlanıyor: Patriotismo-Yurtseverlik, Socialismo-Sosyalizm ve Enternasyonalismo-Uluslararası Birlik ve Dayanışma.

Fidel Castro, Osvaldo Dorticós Torrado ve Che Guevera, La Coubre mağdurları için bir anma yürüyüşünde, Havana, 5 Mart 1960 Kaynak:Wikipedia (Bilinmiyor – Museo Che Guevara (Centro de Estudios Che Guevara en La Habana, Cuba)., Kamu Malı, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=9988651)
Ernesto Che Guevera’dan biraz daha detaylı bahsetmek istiyorum. Öncelikle Che’nin gençliği hakkında fikir sahibi olmak isterseniz, 2004 yılı yapımı Motosiklet Günlüğü filmini izlemenizi öneririm. Bu filmde Ernesto Guevara ve arkadaşı Alberto Granado’nun 1950’li yıllarda motosikletle Güney Amerika’yı dolaşmaları işleniyor.
Che, İspanyolca “hey dinle!” demek. Aslında kahramanımızın ismi Ernesto ama konuşmalarına “Che-hey dinle!” diyerek başladığı için bu takma adla anılıyor.
Arjantin doğumlu Che, doktor olarak Guatemala‘ya gitti. Latin Amerika’daki ekonomik ve sosyal eşitsizlikleri gördü ve kafasında devrimci düşünceler oluşmaya başladı. Daha sonra Meksika‘da Raúl Castro ve Fidel Castro ile tanıştı ve onlarla birlikte ABD destekli diktatör Fulgencio Batista’yı devirmek amacıyla Granma yatıyla Küba’ya geldi. Batista rejimini deviren 2 yıllık gerilla harekâtında önemli bir rol oynadı. Küba özgürlüğünü kazandıktan sonra sonra diğer ülkelere de özgürlük mücadelelerinde destek olmak istedi. Ancak 39 yaşındayken Bolivya’da CIA destekli bir operasyonla öldürüldü. Ölümünden 30 yıl sonra kemikleri Castro’nun girişimiyle Bolivya‘dan getirildi ve Santa Clara’da toprağa verildi.

Che Guevara Kaynak:Wikipedia (Alberto Korda – Museo Che Guevara, Havana Cuba, Kamu Malı, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=6816940)
Che Guevera, Küba halkı için ülkenin ulusal kahramanı ve simgesi olan José Martí kadar önemli bir kahraman. Diktatör Batista’ya ait olan ve Che tarafından ele geçirilen zırhlı tren ve Che’nin anıt mezarı, günümüzde Küba’nın Santa Clara kentinde yer alıyor.

Che tarafından ele geçirilen zırhlı tren, Santa Clara
Küba Devrimi’nin önderi Fidel Castro ise 1961-2011 yılları arasında yarım asır ülkeyi yöneten ve Kübalılar için çok önem taşıyan bir başkan. Tam 638 kez suikaste maruz kaldı. Kendini bir “Sosyalist, Marksist ve Leninist” olarak tanımladı. Bir Marksist olarak, Küba’yı yabancı emperyalizm etkisindeki kapitalist bir devletten sosyalist bir topluma çevirmeyi amaçladı. 2016 yılında 90 yaşındayken hayatını kaybetti.
Fidel Castro’dan sonra kardeşi Raúl Castro, Küba Devlet Başkanı olarak seçildi. 2011’de yönetime geldiğinde halkın ondan 3 talebi oldu: İnternet erişimi, evlerini satma hakkı, arabalarını satma hakkı. Raúl Castro halkın taleplerini yerine getirdi ve 2021 yılına kadar Küba Devlet Başkanı olarak kaldı.
Küba’da gezilecek yerler listesi
Küba gördüğüm ülkeler içinde en güvenli ülke. Her şehirde etrafınızda çok sayıda resmî ve sivil polis var. Halkın ve turistlerin güvenliğine son derece önem veriyorlar. Tüm Karayip adaları için aynı şeyi söyleyemem ama Küba’da emin ellerdesiniz.
Ülkenin her köşesinde amatör müzik gruplarına rastlıyorsunuz. Uzun bir geçmişe sahip olan Küba müziği hareketli, enerjik, coşkulu eserlerden oluşuyor. Uyarıyorum, gelirken bol bol müzik dinlemeye ve dans etmeye hazır olmalısınız.

Havana ve müzik
Küba kültürü, İspanyol ve Afrika etkisinin belirgin izlerini taşıyor. ABD ile tarihi bağları dolayısıyla sokaklarda hâlen eski Amerikan arabalarıyla nostaljik geziler yapıyorsunuz. Kuzey Amerika sporları insanlar tarafından ilgi görüyor.
Ülkenin her noktasını karış karış gezmek, neşeli ve eğlenceli Küba halkıyla iç içe olmak, insana inanılmaz bir zevk veriyor. Eğer halkın yaşamına daha fazla tanıklık etmek isterseniz; pansiyona çevirdikleri evlerinde aile yanında (casa particular veya kısaca casa) konaklayabilir, restorana çevirdikleri evlerinde (paladar) yemeklerinin tadına bakabilirsiniz.

Havana’da Tropicana Show
Küba çok güvenli bir ülke olduğundan en ufak bir endişe duymadan halkın arasına karışabilirsiniz. Otobüse binecekseniz, Viazul otobüslerini deneyin. Araba kiralayacaksanız, gönül rahatlığıyla kiralayın. Şoförlü bir eski Amerikan arabası kiralayıp seyahat etmek de bir alternatif olacaktır.

Havana ve klasik araba
Bir uyarı! Ülkede seyahat ederken yol boyunca kullandığınız tuvaletlerin çoğunda tuvalet kâğıdı ve sabun bulunmuyor. Bu nedenle yanınızda kendi hijyen malzemelerinizi taşımanızı öneririm. Bir de tuvaletler hemen hemen her yerde paralı. Yemek yediğiniz restoranda, dinlenme tesisinde, vs. O nedenle gelmeden önce mutlaka bozuk USD ayarlayın. Yanınızda bolca 1 USD bulundurursanız, çok rahat edersiniz.
Çok önemli bir uyarı! Küba’da en çok dikkat etmeniz gereken şeylerden biri de ödemeleriniz olacaktır. Bu ne demek? Şöyle açıklayayım: Resmî olarak 1 USD karşılığı Aralık 2024 itibariyle 125 CUP (Küba Pesosu). Ancak serbest piyasada 1 USD karşılığında 300 CUP’a kadar alabiliyorsunuz. Bu nedenle Küba’ya güvenilir bir acente ve rehberle gelmeniz çok önem taşıyor. Rehberiniz size güvendiği bir yerden döviz bozdurabiliyor ve resmî kurdan çok daha yüksek bir oranda döviz bozdurmanızı sağlayabiliyor.
Kurların her yerde değişkenlik göstermesi gibi fiyatlar da parite bazında eşitsizlik gösterebiliyor. Peki bu ne demek? Bir ürünün fiyatı 5 CAD, 5 USD, 5 EUR olarak listenebiliyor! Bu durumda sizler için en kârlı durum yanınızda CAD getirmeniz olacaktır. Ayrıca kurlar da mekân içinde bile tutarsız olduğu için (farklı garson farklı kur uygulaması yapabiliyor) bazı durumlarda döviz ödeme yapmanız daha uygun olurken bazı durumlarda CUP ödeme yapmanız daha uygun olabiliyor.
Kısacası alışveriş yaparken, restoranlarda yemek yerken fiyatlar konusunda ekstra dikkatli olmanızı öneririm. Duruma göre bazen CUP, bazen CAD (ya da yanınızda yoksa USD) ödeme yapmanız avantajınıza olacaktır.
Kanada’da yaşamış olmamın bana en büyük katkısı, Küba’ya defalarca gitme şansını yakalamış olmamdır. Çünkü Toronto’dan “arka bahçemiz” Karayipler’e gitmek çok kolay ve olağan bir tatil biçimiydi. Herkes bir şekilde Kanada’nın soğuğundan kaçıp Karayipler’de bir adaya gidiyordu, ben dâhil. Gittiğim tüm Karayip adaları içindeyse benim için Küba’nın yeri farklıydı. Karayip adaları içinde otel kalitesi en düşük ülke Küba olmasına rağmen benim en sevdiğim, en beğendiğim, en etkilendiğim ada hep Küba oldu. Ruhu başka, insanı başka, kültürü başkaydı Küba’nın… Ancak bu seyahatler -40 °C’den kaçmak için olduğundan, deniz-kum-güneş tatilinden pek öteye geçmiyordu. Küba’da Varadero’da kalıyor, bazen Havana’ya gidip kültürü biraz tanıyıp otele geri dönüyordum.

Güler yüzlü bir Havanalı
Kanada maceram bitip Türkiye’ye geri döndükten sonra yaptığım en keyifli Küba turu; yerel hizmet sağlayıcısı Touch DMC ev sahipliğinde, Cangezi çatısı altında bir “Keşifler Kulübü” olan Nehirle Akarken Keşifler Kulübü’nün organize ettiği tur oldu. Bu turda tabiri caizse, Küba’nın altını üstüne getirdik! Daha önce detaylı bir kültür turu yapmadığım için bu turda Küba’da görmediğim yerleri de keşfetmiş oldum. Eğer siz de bir Küba turuna katılmak isterseniz, turun organizatörü İlker Horozcu (0532 233 4073) ile iletişim kurabilirsiniz. Her detayı incelikle düşünülen ve tasarlanan turdan çok memnun kalacağınızı garanti ederim.

Cangezi çatısı altında bir “Keşifler Kulübü” olan Nehirle Akarken Keşifler Kulübü’nün organize ettiği turda grubumuzla Havana’da Devrim Meydanı’ndayız
Ancak Küba hakkında bir uyarı yapmayı da borç bilirim. Eğer sokaklarda fakirlik ve dilenciler görmek sizi rahatsız edecekse, Küba’ya hiç gelmeyin! Halk her şehirde, her köşede size yaklaşıp para, ilaç, sabun, diş macunu (hatta kullanılmış bile), kıyafet istiyor. Eğer mümkünse yanınızda bunları getirip halka dağıtabilirsiniz. Çok da iyi edersiniz! Çünkü ekonomi çok kötü durumda olduğundan fakirlik de aynı şekilde fazla. Eğer Küba’da nelerle karşılaşacağınızı bilerek kendinizi hazırlayabilirseniz, ülkenin kültürüne konsantre olabilir ve her anınızın tadını çıkarabilirsiniz. Burada devrimi yerinde hissedebilir, nefis barlarda Küba müziği ve dansları eşliğinde kıpır kıpır bir tatil geçirebilir, ülkenin renkliliğinden derinden etkilenebilirsiniz.
Şimdi gelin, Küba’nın en güzel şehirlerine bir göz atalım.
Havana
Havana kendini İspanyol kolonizasyon döneminden sosyalist devrimine kadar ilk inşa edildiği hâliyle koruyan bir kent. Müzeleriyle, kolonyal binalarıyla, 1940’lı yılların Amerikan Chevrolet arabalarıyla, tiyatro, kabare ve gece kulüpleriyle, renkli gece hayatıyla, eşi benzeri olmayan bir kültürel yapıya sahip. Eski Havana ve Tahkimat (İstihkâm) Sistemi, 1982 yılından beri UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor. Ayrıca müzik dalında UNESCO yaratıcı şehirler ağına dâhil.

Havana
ABD‘deki yasaklı zamanlarda kent, Amerikalı turistler için sevilen bir cazibe merkezi hâline gelmiş. ABD’deki yasaklar kalktıktan sonra bile gece kulüpleri ve kumarhaneler varlıklarını sürdürmüş. Ancak kumar, Batista hükümeti altında hızla büyümüş ve turistler Küba’daki kumarhanelerde hile yapıldığı için şikâyetçi olmaya başlamış. Batista bunun üzerine kumarhanelerde hile yapılmasını önlemek üzere bir mafya figürü olan Meyer Lansky’yi kiralamış. Lansky, kumarhanelerdeki hileleri önlemek için çeşitli önlemler almış. Böylelikle turistlerin güveni tekrar kazanılmış ve Küba’nın kumar sektörü yeniden canlanmış. Bu kumarhanelerin hepsi 1959’daki Küba devriminden sonra kapatıldı.
Varadero
Varadero 19 km uzunluğundaki Hicacos Yarımadası üzerinde tamamen turistik amaçla oluşturulmuş. 19. yüzyıl sonunda burası Cardenas ailelerinin yazlık evlerinin bulunduğu zengin bir bölgeymiş. Castro 1959 yılında yönetimi devraldıktan sonra bölge herkese açık hâle gelmiş. Özellikle de Havana’ya yakınlığı nedeniyle deniz-kum-güneş tatili için tercih ediliyor.

Varadero
Trinidad
Trinidad, orta Küba’nın Sancti Spíritus ilinde bir yerleşim. Trinidad ve Los Ingenios Vadisi, 1988 yılından beri UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor. Şehir ayrıca zanaat ve halk sanatları dalında UNESCO yaratıcı şehirler ağına dâhil.

Trinidad
İspanyol kâşif ve Küba’nın ilk valisi Diego Velázquez de Cuéllar, burayı 23 Aralık 1514’te Villa de la Santísima Trinidad adıyla kurmuş. Haiti’deki şeker üretiminde çalışan köleler isyandan kaçıp buraya yerleşene kadar bölgede ciddi bir yerleşim olmamış.
1800’lerde kurulan şeker değirmenleri sayesinde Trinidad altın çağını yaşamış, ülkenin şeker üretiminin ⅔’ünü burası karşılamış. İspanyollar’a karşı bağımsızlık savaşı başlayıp üretim merkezleri isyanlarda ateşe verilince 1900’lere gelmeden kentin ışığı sönmüş. Günümüzdeyse 16. yüzyıl mimarisiyle, muhteşem plajlarıyla, can alıcı dağ manzarasıyla, aktivite dolu millî parklarıyla her gezgin burada aradığı şeyleri buluyor.
Trinidad şehir merkezine 17 km uzaklıkta, Escambray Sıradağları’nda, 700 m rakımda yer alan Topes de Collantes Tabiat Parkı; doğa yürüyüşü sevenler için tam bir cennet. 110 km²’lik bu yemyeşil orman, adanın endemik kuşları da dâhil olmak üzere çok sayıda canlı türüne ev sahipliği yapıyor. Tepeler, şelaleler ve nehirlerle çevrili Centinelas del Rio Melodioso/El Cubano Yolu, ekoturizm için mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir yer.

Topes de Collantes Tabiat Parkı – Parque Guanayara
Santa Clara
Santa Clara, diktatör rejim ve devrimciler arasında 28 Aralık 1958-1 Ocak 1959 tarihinde bir savaşa sahne olan bir kent. Savaşın sonunda Che Guevara komutasındaki devrimciler Santa Clara’yı ele geçirdi. Şehrin ele geçirilmesinden sonraki 12 saat içinde General Fulgencio Batista, Küba’dan kaçtı ve Fidel Castro’nun güçleri genel zafer ilan etti. Diktatör Batista’ya ait olan ve Che tarafından ele geçirilen zırhlı tren ve Che’nin anıt mezarı, günümüzde burada yer alıyor. Che’nin mozolesinin üzerinde Che’nin heykeli, alt kısmındaysa Che Müzesi ve silah arkadaşlarının da yer aldığı bir mezar odası var.

Santa Clara
Santiago de Cuba
Dağlık Santiago de Cuba eyaleti, hem bağımsızlık savaşı hem de 1959 Küba Devrimi sırasında pek çok gerilla çatışmasına sahne oldu. 19 Mayıs 1895’te Dos Rios Savaşı’nda İspanyol güçleriyle girdiği çatışmada ölen ulusal kahraman José Martí’nin ve devrimci lider Fidel Castro’nun mezarları şehirdeki Santa Efigenia mezarlığında bulunuyor. Santiago de Cuba’daki San Pedro de la Roca Kalesi, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunuyor. Santiago de Cuba ve Guantánamo’daki İlk Kahve Tarlaları, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunuyor.
Desembarco del Granma Millî Parkı
Desembarco del Granma Millî Parkı adını Fulgencio Batista’yı devirmek amacıyla Fidel Castro, Raúl Castro, Ernesto Che Guevara ve 26 Temmuz Hareketi’nin diğer 79 üyesini Küba’ya getiren yattan alıyor. Parkın benzersiz bir doğası var. Desembarco del Granma Millî Parkı, UNESCO Dünya Doğa Mirası listesinde bulunuyor.
Viñales
1800’lü yılların başında Kanarya Adaları’ndan gelip Pinar del Río eyaletindeki Vuelta Abajo’ya yerleşen tütün yetiştiricileri bölgeyi kolonileştirmiş. Ancak buradaki ilk kolonyal yerleşim, 1871 yılında Andrés Hernández Ramos’a ait bir çiftlik olarak belgelenmiş.
Viñales Vadisi’nde tütün ekimi yaygınlaşınca, yakınına Viñales Köyü kurulmuş. Vadide günümüzde hâlâ geleneksel tütün ekim yöntemleri uygulanıyor. Viñales Vadisi, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunuyor.

Viñales Vadisi
Viñales Vadisi bir de Küba Bağımsızlık Savaşı ve Küba Devrimi sırasında çeşitli askeri çatışmaların yaşandığı bir yer olarak biliniyor.
Holguín
Küba dendiğinde deniz-kum-güneş tatili için ilk akla gelen yer Holguín olmayabilir. Ancak ülkenin güneydoğusundaki Holguín, harika herşey dâhil tesislerle dolu bir yer. Buna ilaveten Holguín ve Guantánamo sınırlarında bulunan Alejandro de Humboldt Millî Parkı, UNESCO Dünya Doğa Mirası listesinde bulunuyor.

Holguín
Santa Lucia
Santa Lucia tropik adanın otel merkezlerinden biri. Zengin su altı yaşamı nedeniyle dalış meraklılarını kendisine çekiyor. Çünkü burası Küba’da köpekbalığı dalışı yapılan tek yer. St Lucia scuba dalış turunda carcharinus leucas cinsi köpekbalıklarını ellerinizle besleyebiliyorsunuz!
Bölgenin tam 21 km uzunluğunda bir sahili var. Kıyının denizden 3 km uzağındaysa upuzun bir mercan kayalığı uzanıyor. Buranın Avustralya’nın Great Barrier Reef’inden sonra dünyanın en büyük ikinci mercan kayalığı olduğunu söyleyenler bile var. Bu mercan kayalığı, Canal Viejo de Bahamas’tan gelen akıntıyı durduruyor. Bu nedenle bölgenin suları sakin. Böyle olunca da burası özellikle çocuklu aileler tarafından tercih ediliyor.

Küba – Santa Lucia
Cienfuegos
Cienfuegos, turistlerin gözbebeği yerleşimlerden biri. Aslında oldukça endüstriyel bir yapıya sahip. Ancak şehrin arkasından yükselen Escambray Sıradağları’nın (Sierra del Escambray) manzarası ve Karayip Denizi’ne açılan Cienfuegos Körfezi’nin esintili rüzgârları birleşerek şehri oldukça etkileyici bir hâle getiriyor. Burası konumu nedeniyle 1960’ların sonlarından bu yana şeker kamışı, tütün ve kahve ticaretinde Küba’nın ana sanayi merkezlerinden biri hâline geldi. Bu nedenle de şehre “La Perla del Sur” yani “Güneyin İncisi” deniliyor. Cienfuegos Tarihi Şehir Merkezi, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor.

Cienfuegos – Museo de las Artes Palacio Ferre’den Jose Marti Parkı manzarası
Camagüey
Camagüey, Küba’nın üçüncü büyük şehri. İspanyollar’ın Küba’da kurduğu ilk 7 yerleşim arasında yer alıyor. Halkı kölelik döneminde Afrika’dan getirilmiş. Günümüzde de en çok Afro-Cuban yani Afro-Kübalı diye tabir edilen Afrika asıllı Kübalılar’ın yaşadığı şehir olmasıyla dikkat çekiyor. Camagüey Tarihi Şehir Merkezi, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunuyor.

Camagüey’de müzik grubu
Cayo Coco
Cayo Coco her şey dâhil tatil yerleriyle tanınan ve ülkenin merkezinde yer alan bir ada. Burası Ciego de Ávila eyaletinde Jardines del Rey archipelago (takımadalar, adalar grubu) içinde flamingoların ürediği bir doğal rezerv alanında bulunuyor. Sahil boyunca hem flamingolar hem de mangrov bataklıkları göze çarpıyor. Aslında burası çok da Küba’nın hissedilmeyeceği bir yer. Çünkü burası Küba’nın kuzeyinde sadece turistlerin gittiği bir ada. Varadero kadar popüler bir tatil beldesi de değil. Yerli halkın yaşamadığı bu küçük adada sadece herşey dâhil oteller var!

Cayo Coco
Cayo Largo
Cayo Largo ana adanın kuzeybatı kesiminin güney kıyısında yer alan bir ada. Küba’nın ana adasının kuzey kesimlerinde özellikle kasım-nisan ayları arasında hava nispeten serin ve rüzgârlı olduğundan, deniz-kum-güneş tatiliniz için rüzgâr almayan Cayo Largo’yu değerlendirmenizi öneririm.

Cayo Largo
Küba kabarık gezi haritamda en sevdiğim ülkelerden biridir. Devrimin verdiği ilhamla, müzik ve dansın ahengiyle, insanıyla ve havasıyla burası insana bağımlılık yapan bir ülke.
Geçen hafta oralardaydım. İspanyolca öğrenmek için uzun süreli gitme fikri kafamda dolanıp duruyor. 10 günde kendi ağırlığım kadar meyve yedim bu arada. Sevgiler
Ah evet meyveler de efsane, değil mi?
Çoook seviyorum Küba’yı çoook ❤️❤️❤️
Ah ah orda olmak ne güzeldi
Evet annecim, tekrar gidelim inşallah.
Evet pina colada içmeyi ve salsa yapmayı çok özledim.cuba benim hatırladığım ilk yurtdışı gezim. İlk başta Kanada’ya gitmiş olsam da 1 yaşımda olduğum için sincaplar dışında hiçbirşey hatırlamıyorum(şu an 11 yaşındayım bebekliğimi nasıl hatırlayabilirim ki ?)
Çok doğal, çok saf, çok tatlı bir yorum yapmışsın Yasum ❤️ Sen yine de 1 yaşında gördüğün Kanada’dan sincapları hatırlıyorsan ne mutlu sana. Ancak Küba’yı sanki daha çok hatırlıyorsun. Nasıl da sevmiştin, nasıl da bayılmıştın Küba’ya.
Gezimiz ilk bakışta uzun gibi görünse de İlker Bey in titiz seçim ve organizasyonu nedeniyle adeta aktı. Adanın farkettirmeden sizi içine çeken hızla bütünleşen doğası ve sakin ritmi çok etkili oldu. Ancak üzücü gözlemler de gezinin gerçekçi bir yanıydı.Küba yalnız kalmış ama çok romantik bir öyküsü ve kahramanları olan,ilham kaynağı genç bir ülke. Yaprak Hanım ı da gezide yakından tanıma ve derin gezi deneyimlerini ilk ağızdan duyma şansını yakaladığım için ayrıca mutluyum. “Hasta La Victoria Siempre” Che❤️
Ne güzel bir yorum olmuş. Çok teşekkür ederim. Hem yorum için hem de yol arkadaşlığın için.
Şahane bir geziydi. Nicelerine inşallah. Çok sevgiler.
Sevgili Yaprak. Eline, emeğine, kalemine sağlık. Bir destinasyon ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi, duygularla harmanlanmış bir şekilde. Bizimle seyahat etmeyi tercih ettiğin ve katkıların için çok teşekkür ediyorum. Daha nice keşiflerde beraber olacağımızı biliyorum. Sevgiyle. İlker Horozcu, Cangezi / Nehirle Akarken Keşifler Kulübü…
Yorumun için çok teşekkür ederim sevgili İlker. Organize ettiğin Küba turu katıldığım en güzel ve en detaylı programlardan birine sahipti. Yazımı beğenmene de çok sevindim. Bu tur, birlikte ilk yurt dışı keşfimiz oldu. Daha nicelerine inşallah. Tabii bu grupla birlikte olursa daha da harika olur ❤️ Çok sevgiler