Yukarı Mezopotamya’nın merkezi konumundaki Diyarbakır, görkemli tarihinin ışığı ile çok yönlü bir kent. Bir bakıyorsunuz labirente benzer dar sokaklarında kaybolmuşsunuz, bir bakıyorsunuz dünyanın ikinci en uzun surları içinde tarihe tanıklık ediyorsunuz. Bir köşesinden kilise çıkıyor, bir köşesinden cami… Şimdi gelin, Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı ile UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan Diyarbakır kentimizi birlikte arşınlayalım.

Mezopotamya ile Anadolu medeniyetlerinin geçiş bölgesinde olan Diyarbakır’ın tarihi çok eski devirlere dayanıyor. Bölgede var olan mağaralardan anlaşıldığına göre Yontma Taş ve Mezolitik devirlerde burada yerleşim varmış. Hurriler, Mitanniler, Hititler, Asurlar, Medler, Persler, Büyük İskender, Romalılar, Bizanslılar, Araplar, Selçuklular ve Osmanlılar burada hüküm sürmüş. Bu medeniyetlerin, kültürlerin ve dönemin ihtiyaçları doğrultusunda şekillenen Diyarbakır Kalesi, Surları ve Burçları ile Hevsel Bahçeleri dünya tarihi için önemli bir evrensel miras özelliği taşıyor. Hâlâ orijinal hâlini koruyan Diyarbakır Kalesi, Surları ve Burçları özgünlüğünü ve tarihsel değerini yansıtıyor. Hevsel Bahçeleri ise 30’dan fazla uygarlığın izlerini taşıyan bir bölgede 8.000 yıldır bahçe olarak varlığını sürdürdüğü için kültürel ve tarihi olarak özgün bir yere sahip. Bu bahçeler, bahçe kültürünün çok önemli olduğu bir coğrafyada tarih boyunca halkın kullanımına açık olmuş.

Arap akınları sırasında bölgeye yerleşen Bekr aşireti nedeniyle yöre adı “Bekr diyarı” anlamına gelen “Diyar-ı Bekr” olarak söylenmiş. Ulu önder Atatürk’ün 1937’de halka yaptığı konuşma sırasında şehrin adından Diyarbakır olarak bahsetmesiyle birlikte Bakanlar Kurulu Kararı ile adı resmi olarak Diyarbakır olmuş.

Diyarbakır’da gezilecek yerler listesi

Diyarbakır gezilecek yerler listesi oldukça kalabalık. Buraya geldiğinizde Suriçi bölgesindeki Ciğerci Remzi Usta’da ciğer yemeyi de ihmal etmeyin.

Ciğerci Remzi Usta

Diyarbakır Surları

Çin Seddi’nden sonra günümüze ulaşan en uzun surlara sahip olması ile ünlenen Diyarbakır Surları, 6.43 km uzunluğunda ve 7-8 m yüksekliğinde. 4 ana kapısı ve 82 burcu olan ve siyah bazalttan yapılan surlar, kuşkusuz kentin en ilgi çekici yeri. Orta Çağ askeri mimarisinin muhteşem örneğini oluşturan bu surlar, yazıtlar ve kabartmalarla dekore edilmiş. M.Ö 349 yılında Bizans İmparatoru Costantinus tarafından yenilenen surların yapılış tarihiyse kimi kaynaklara göre 7.000, kimi kaynaklara göre 9.000 yıl önceye dayanıyor.

Bir valinin bu surların içi sıcak oluyor diyerek surların bir kısmını yıktırmasından sonra UNESCO devreye girdi ve surların diğer kısımları kurtarıldı. Surların etrafındaki gecekondular da temizlendi.

Diyarbakır Kalesi, Surları ve Burçları hâlâ orijinal özgün kültür varlıkları olarak yaşıyor. Bu eserler dünya tarihi için önemli bir evrensel miras özelliğini korumaya devam ediyor. UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor.

Diyarbakır Surları

Mardin Kapı Keçi Burcu

Keçi Burcu, Diyarbakır surlarında yer alan bir burç. Surlar üzerinde bulunan en büyük ve en eski burç olma özelliği taşıyor. Mardin Kapı Keçi Burcu’ndan 10 Gözlü Dicle Köprüsü ve Hevsel Bahçeleri’ni izleyebiliyorsunuz.

Diyarbakır Kalesi Keçi Burcu

Hevsel Bahçeleri

10.000 dönümlük alana yayılan ve 8.000 yıl gibi çok uzun süredir var olan Hevsel Bahçeleri, surlar ve Dicle Nehri arasında uzanıyor. Burası tarih boyunca halkın kullanımına açık sivil bir alan olmuş. Hevsel Bahçeleri dünyada ilk tarımın yapıldığı yerlerden biri ve bilinçle insanın toprağa ilk tohumu bıraktığı alan kabul ediliyor. Buradaki verimli topraklar yöre insanına tahıl, sebze, meyve sunuyor. Sucul bir ekosisteme sahip ve 28 tanesi endemik olmak üzere 51 balık türüne ev sahipliği yapıyor. 200’e yakın kuş türüne yuva oluyor. Aynı zamanda orman ekosistemine de sahip ve oldukça çeşitli ağaç türleri var. Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı, Diyarbakır Kalesi ile birlikte UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor.

Diyarbakır

Diyarbakır surlarından görülen Hevsel Bahçeleri

Diyarbakır Evleri

Türk, Kürt, Süryani, Ermeni, Arap ve Keldani’lerin yaşadığı Diyarbakır evleri, Karacadağ sönmüş volkanının siyah ve beyaz renkli bazalt taşlarıyla yapılmış. Karasal iklim ve gece-gündüz ısı farklılıkları da özgün mimarisinde belirleyici olmuş.

Hasanpaşa Kervansarayı

Hasanpaşa Kervansarayı 1572-1575 yılları arasında yapılmış. Buradaki kafelerden birine oturup sütlü menengiç kahvesini keyifle içebilirsiniz.

Diyarbakır

Hasanpaşa Kervansarayı

Ulu Camii

Kent, 639 yılında Araplar tarafından fethedilince Mar Tama Kilisesi camiye çevrilmiş. Ulu Camii, Şam’daki Emevi Camii ile benzer mimari özelliklere sahip. İslam dünyasındaki beşinci Harem-i Şerif (Mukaddes Mabet) olarak biliniyor. 1091′de Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah zamanında tamir ettirilmiş ve genişletilmiş. 1115 tarihinde meydana gelen deprem ve yangında büyük hasar görmüş, 1240 yılında halkın yardımıyla onarılmış. Avlusundaki şadırvanları çeşitli devirlere ait kitabeleri yönünden büyük değer taşıyan bu ilk İslam yapısı kara taşlarla inşa edilmiş. Bu yapının bir özelliği de Anadolu’nun en eski camisi olması.

Ulu Camii

Cahit Sıtkı Tarancı Evi

Yaş 35 yolun yarısı eder, diyen ünlü şairimiz Cahit Sıtkı Tarancı’nın doğduğu ev ve özel eşyaları, mektupları, kitapları, fotoğrafları ve etnografik eserlerinin sergilendiği müzeyi gezmeden Diyarbakır gezisi tam olmuyor.

Cahit Sıtkı Tarancı Evi

Mar Petyum Keldani Kilisesi

Mar Petyum Keldani Kilisesi, 17. yüzyılda inşa edilmiş. Cemaati çok azalan, Katolik mezhebine mensup Keldaniler tarafından ibadette kullanılıyor.

Diyarbakır

Mar Petyum Keldani Kilisesi

Surp Giragos Ermeni Ortodoks Kilisesi

Surp Giragos Ermeni Ortodoks Kilisesi (Aziz Kyriakos Kilisesi), Ermeni cemaatinin Orta Doğu’daki en büyük kilisesi kabul ediliyor. Osmanlı Ermenisi yazar, tarihçi ve coğrafyacı Ğugas İnciciyan’a göre 1518 yılında Sen Teodaros Kilisesi’nin camiye dönüştürülmesinden sonra kiliseye ait mezarlığın içinde Surp Giragos Kilisesi inşa edilmiş. 1722 yılında büyük bir restorasyon geçiren kilise, 1881 yılında çıkan bir yangında harap olmuş. 1883 yılında yeniden inşa edilerek ibadete açılmış.

4 Ayaklı Minare (Şeyh Mutahhar Camii)

İslamın 4 mezhebini ve İslamın birliğini simgeleyen 4 Ayaklı Minare (Şeyh Mutahhar Camii), bir Akkoyunlu eseri. 1500 yılında Sultan Kasım tarafından yaptırılmış. Minaresi yekpare taş sütun üzerinde 4 köşeli olarak inşa edilmiş. Bu biçimi ile Anadolu’daki tek minare örneğini sergiliyor. Sütunların üzerinde fırınlanmış ağaç kullanılması da minarenin özelliklerinden biri. Bir inanışa göre 7 defa sütunların arasından geçenin dileği kabul oluyor.

Diyarbakır

4 Ayaklı Minare (Şeyh Mutahhar Camii)

Deliller (Hüsrev Paşa) Hanı

Deliller (Hüsrev Paşa) Hanı, 1527 yılında Diyarbakır valisi Hüsrev Paşa tarafından yaptırılmış, günümüzde otel olarak kullanılılıyor. Hicaza gidecek hacı adaylarını götürecek deliller (rehberler) bu handa kaldığı için adı Deliller Hanı olarak biliniyor.

Deliller (Hüsrev Paşa) Hanı

Mesudiye Medresesi

Anadolu’nun ilk üniversitelerden sayılan Mesudiye Medresesi 12. yüzyıla tarihleniyor. Medrese tıptan matematiğe, astronomiden fiziğe, ilahiyattan felsefeye kadar çok yönlü bir eğitimin adresi olmuş.

Diyarbakır

Mesudiye Medresesi Kaynak:Wikipedia (Dosseman – Yükleyenin kendi çalışması, CC BY-SA 4.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=78160425)

Arkeoloji Müzesi

Yaklaşık 30.000 eserin sergilendiği Arkeoloji Müzesi’nde Prehistorik Çağ’dan Osmanlı dönemine dek gelen eserler var.

Gazi Köşkü

Sem’anoğlu Köşkü (Gazi Köşkü), 15. yüzyıla tarihlenen bir Akkoyunlu eseri. Ulu önder Atatürk kolordu komutanıyken burayı karargâh olarak kullandığından artık Gazi Köşkü olarak anılıyor.

Gazi Köşkü

Gazi Köşkü

Gazi Köşkü

Gazi Köşkü’nden manzara

Zerzevan Kalesi

Çınar ilçesinde bulunan Zerzevan Kalesi, Roma İmparatorluğu döneminde askeri yerleşim olarak kullanılmış. Kalenin içindeki tapınak Roma’nın doğu sınırındaki ilk tapınak ve dünyada ortaya çıkarılan son Mithras Tapınağı olma özelliği taşıyor. Zerzevan Kalesi, UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici listesinde yer alıyor.

Zerzevan Kalesi

10 Gözlü Köprü

Silvan Köprüsü ya da Mervani Köprüsü olarak da bilinen 10 Gözlü Köprü, Dicle Nehri’nin iki yakasını birbirine bağlıyor. 1065 yılında Mervaniler döneminde Diyarbakır hükümdarı Nizamüddevle Nasr tarafından mimar Yusuf’a yaptırılmış. 178 m uzunlukta, 5.6 m genişlikteki köprü, kesme bazalt taştan 10 gözlü inşa edilmiş.

10 Gözlü Köprü

Malabadi Köprüsü

1147 yılında Artuklular tarafından yapılan Malabadi Köprüsü 40 metrelik sivri ana kemeri ile müthiş bir görüntüye sahip. Bir mühendislik ve mimarlık harikası kabul edilen köprünün kemerinin iki yanında yolcuların konaklaması için odalar yapılmış. UNESCO Dünya Kültür Mirası Geçici listesinde bulunuyor.

Malabadi Köprüsü

Eğil Peygamber Kabirleri

Peygamberler ve krallar diyarı olarak anılan Eğil’de Kur’an’da adı geçen Zülkifl ve Elyesa peygamberler de dâhil olmak üzere 9 peygamberin mezarının olduğuna inanılıyor. Eğil’de ayrıca kral mezarları da bulunuyor.

Hilar Mağaraları

Ergani yakınlarındaki Çayönü’nde bulunan Hilar Mağaraları insanların toplu yaşama geçtiği ilk yerlerden sayılıyor. Burada M.Ö 7250-6750 yıllarına tarihlenen ev, ambar ve mezarlar görülüyor.

Diyarbakır’da ne yenir?

Bunların tadına bakmadan sakın dönmeyin!

  • Diyarbakır karpuzu
  • Kaburga dolması
  • Ciğer şiş (kahvaltıda yeniyor)
  • Lebüzünye – bir tür badem ezmesi
  • Burma kadayıf
  • Meyankökü şerbeti

Herkesin kardeşçe yaşadığı Diyarbakır keşfedilmeyi hak eden bir kentimiz.