Adıyaman tarihin bilinen en eski yerleşim yerlerinden birisi. Burası MÖ 40.000 yılına kadar uzanan tarihi ve bu tarihin ardında bıraktığı eserlerle öne çıkıyor. Adıyaman‘ı en çok da gün doğumu ve gün batımı ile ünü nam salmış olan Nemrut Dağı ile tanıyoruz.
Sözü çok uzatmadan hemen bahsi Kommagene Krallığı’na getireyim ve birlikte Nemrut Dağı‘na uzanalım. Antik dünyanın küçük, ancak güçlü ülkesi Kommagene baba tarafı Pers Kralları’ndan Krallar Kralı olarak anılan Darius ile anne tarafı Makedonya Hükümdarı Büyük İskender ile akraba olan bir prensin oğlu Mithradates Kallinikos tarafından MÖ 109 yılında bağımsız bir krallık olarak kurulmuş. Mithradates Kallinikos farklı topluluklardan meydana gelen ve ayrı inanç ve kültürlere sahip Kommageneliler arasındaki birliği sağlamak konusunda büyük başarı sağlamış. Mithradates Kallinikos tanrılarla olan bağını kuvvetlendireceği ve böylece ulusunu barış içerisinde yaşatacağı inancıyla ülkesinin çeşitli yerlerinde tapınaklar yaptırmış. Krallık altın çağını MÖ 1. yüzyılda ülkesinin sınırlarını en geniş haline ulaştıran Kral I. Antiochos döneminde yaşamış.
Adıyaman gezilecek yerler
Adıyaman gezilecek yerler listesine bir göz atalım.
Karakuş Tümülüsü (Kadınlar Anıt Mezarı)
Kahta’yı geçip bizi bekleyen minibüslerle Karakuş Tümülüsü (Kadınlar Anıt Mezarı)’ne giderken muhteşem manzaralar bize eşlik etti. Doğaya uyumsuz binaların olmamasını ve tahminimin çok üzerinde cömert ve etkileyici bulduğum doğasını hayranlıkla izledim.
Kommagene Kralı II. Mithridates tarafından annesi İsas adına yaptırılan anıt mezar sütun üzerindeki kartaldan dolayı Karakuş Tümülüsü olarak anılıyor. Doğu, batı, güney yönlerinde 4’er sütun varken doğuda 2, batı ve güneyde 1’er sütun kalmış. Doğu sütununun üzerinde aslan ve kartal heykel kalıntıları, batıda sütunun üzerinde tokalaşma steli, yerde de aslan heykel parçası bulunan Karakuş Tümülüsü Milli Park’a dahil edilmiş.
Cendere Köprüsü
Karakuş Tümülüsü’nden Cendere Köprüsü‘ne gittik. Kahta Çayı üzerine inşa edilen köprü depreme karşı korunacak şekilde sütunları köprüye esneklik payı verilerek inşa edilmiş.
Arsemia
Buradan Kommagene’lerin atası Arsemez tarafından eski Kahta kalesininin karşısında kurulan krallığın yazlık başkenti ve idare merkezi olan Arsemia‘yı gördük.
Nemrut Dağı
Nemrut Dağı yamaçlarında hükümdarlık yapmış olan Kommagene Kralı I. Antiochos’un tanrılara ve atalarına minnettarlığını göstermek için yaptırdığı mezarı anıtsal heykelleri ve benzersiz manzarası ile Helenistik Dönemin en görkemli kalıntılarından birisi.
Kommagene Kralı I. Antiochos MÖ 62 yılında Nemrut Dağı’nın 2.150 metre yükseklikteki en yüksek noktasına kendisi için bir anıt mezar (tümülüs) yaptırmış. Varlığı bilinmekle beraber kralın mezarı henüz keşfedilememiş.
Anıtsal heykeller doğu, batı ve kuzey teraslarına yayılmış. Doğu terası kutsal merkez sayılıyor. Bu nedenle en önemli heykel ve mimari kalıntılar burada bulunuyor. İyi korunmuş durumda olan 8-10 metre yükseklikteki dev heykeller kireçtaşı bloklarından yapılmış. Roma İmparatorluğu’na bakan batı terasında Roma mitolojisi tanrıları Jüpiter, Merkür ve Mars heykelleri, Pers İmparatorluğu’na bakan doğu terasında Pers tanrılarının heykelleri var. Antiochos bu heykellerle Kommagene Krallığı’nın hem doğu, hem de batı medeniyetlerini yansıttığını vurgulamış.
Dünyanın 8. harikası sayılan Nemrut kabartmaları, yazıtları, 10 metreyi bulan heykelleri ve muhteşem gün doğumu ve gün batımıyla ülkemin belki de en görülmesi gereken yerlerinden biri. Büyük İskender’in din, dil, ırk farklılığını kaldırma hayalini yansıtan Nemrut UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alıyor.
Atatürk Baraj Gölü
Hafızalardan silinemeyecek masalsı Atatürk Baraj Gölü manzarasını izleyerek Nemrut’tan indik ve otelimizde konakladık. Sabah Bozova üzerinden Atatürk Baraj Gölü’ne gidip seyir terasından Türkiye’nin 1’inci, Dünya’nın dolgu gövde büyüklüğünde 5’inci barajını izledik.
Artık veda vakti gelmişti. Nemrut sana yeni gün doğumlarında ve gün batımlarında geleceğim diyerek el salladım. Şimdi ise Diyarbakır zamanıydı…