Hani bazı yerler vardır; fazla düzenli, insanları fazla şık. İşte Zürih de bu fazlalara bir de göl manzaraları fazla güzel, çikolataları fazla lezzetli terimlerini ekleten bir kent. İsviçre’nin en büyük şehri olan Zürih, aynı zamanda ülkenin ekonomik ve kültürel merkezi. Zürih Gölü’nün kenarındaki bu pırıl pırıl kentin bir de nefis bir dağ manzarası var.
Yıllar önce İsviçre merkezli bir şirkette çalışırken iş toplantısı için Basel’e gitmem gerekti. Ben de daha önce İsviçre’ye gitmediğimden bu fırsatı kaçırmayıp toplantı öncesi bir kaç günü kendime ayırarak Basel yerine Zürih’e uçtum. Böylelikle bu kenti görme şansını da yakaladım.
Zürih’te gezilecek yerler listesi
İçindekiler
Oldukça küçük olan kenti yürüyerek gezebilirsiniz.
Bahnhofstrasse
İstasyondan göle doğru uzanan Bahnhofstrasse dünyanın en pahalı caddelerinden biri. Alışveriş tutkunları için tam bir cennet. Fiyatların cep yaktığı caddede Prada, Chanel, Louis Vuitton gibi lüks markaların yanı sıra H&M, Zara gibi mağazalar da var.
Fraumünster Kilisesi
853 yılında Alman kralı Louis tarafından yaptırılan Fraumünster Kilisesi, şehrin önemli yapıları arasında sayılıyor.
Grossmünster Katedrali
Yapımına 1100 yılı gibi başlanan ve defalarca bakım onarım geçiren Grossmünster Katedrali, şehrin önemli yapılarından biri. Özellikle pencerelerindeki sanat görülmeye değer. Dilerseniz 187 basamaklı kulesine çıkıp şehri kuşbakışı da seyredebilirsiniz.
St. Peter Kilisesi
Kentin en eski kiliselerinden biri olan St. Peter Kilisesi, şehrin hemen her yerinden görünebilen kocaman saatiyle ünlü. Bu kilisenin saati 8,7 m çapıyla Avrupa’nın en büyük kilise saati sayılıyor. Kilisenin kulesinde en ağırı 6 ton olan 5 devasa çanı var.
Niederdorf (Dörfli)
Küçük Köy diye tabir edilen bölge yerli halkın buluşma noktası. Grossmünster’in etrafındaki trafiğe kapalı dar sokaklar, antika dükkânları, kitapçılar, butikler arasında kaybolup kafelerde soluklanabilirsiniz.
Şimdi önemli bir ipucuyla karşınızdayım! Buranın en ünlü ve her daim kalabalık pastanesi Confiserie Sprüngli’de çikolataların tadına bakmadan, mis kokulu bir kahve içmeden Zürih’ten dönmemelisiniz!
Görüntüde çok güzel olmasına rağmen benim burayla hislerim ise biraz karışık. Kentin sokaklarında çok şık ve elit insanlar dolaşıyor, kent oldukça bakımlı ve temiz. Ancak nedense güzelliği, zarafeti ve düzenine rağmen, bana sanki şehirde adlandıramadığım bir eksiklik var gibi geliyor. Hatta burayı sıkıcı bile bulduğumu söyleyebilirim. Yıllar sonra Kanada‘ya göç etmeye karar verdiğimde orada yaşayan arkadaşlarıma şu soruyu soracaktım: Kanada, İsviçre kadar sıkıcı mı?
Zürih’ten gideceğim Luzern ise bende daha farklı hisler uyandıracaktı.
Yaprak’cığım gezi yazılarını keyifle, gurur duyarak okuyorum..Anlatımın çok akıcı ve etkileyici..Başarıların daim olsun.
Sağol bitanem :-)