Heidi’nin Ülkesi İsviçre her köşesinde sürprizler saklıyor. Mesela 4 ayrı kantona sınır oluşturduğu için Le Lac des Quatre Cantons (Dört Kanton Gölü) adını verdikleri Luzern Gölü ve gölün kıyısındaki Luzern şehri gibi. Çünkü Luzern hem Orta Çağ’ı yaşamak hem sanatsal etkinlikleri izlemek hem de göl kıyısında tatil yapmak için olağanüstü güzel bir yer. Burası insanı kusursuz bir pastoral tablonan içine çeken, Heidi’nin izinden giderken Alpler’i heyecanla keşfedeceğiniz bir şehir. Kuruluşu 1178 yılına dayanan Luzern, önceleri bir balıkçı kasabasıyken zamanla bir ticaret şehri hâline gelmiş. İsviçrelilerin “Gururlu Şehir” adını verdiği kent, günümüzde kış aylarında kayak turizminin, yaz aylarındaysa sanatın en canlı olduğu yerlerden biri.

Luzern

Ahşap Chapelle Köprüsü

Luzern’de gezilecek yerler listesi

Luzern’e Zürih‘ten trenle geldim. Zürih’e 50 km uzaklıktaki kente keyifli bir tren yolculuğu yaptım. Sıkıcı bulduğum Zürih’ten sonra bu küçücük şehir beni kendime getirdi. Şehrin küçük ama sevimli olduğunu okumuştum. Doğruymuş! Orta Çağ’dan kalma pek çok yapıyı barındıran şehrin kendine has bir havası var. Alp Dağları‘na giden pek çok yolun kesişimi olan şehir nefis Pilatus ve Rigi dağları manzaraları sunuyor.

Luzern

Luzern Gölü’nden Pilatus Dağı manzarası

Her yıl kış sonlarında Fasnacht adı verilen ve şehrin sokaklarında düzenlenen karnavalın görülmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu karnavala katılmamış olsam da Alpler’de bir kış tatili planladığım zaman için aklımın bir köşesinde tutuyorum.

Luzern

Fasnacht Kaynak:Wikipedia (By Hofec – Own work, CC BY-SA 3.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=6067204)

Şimdi Luzern gezilecek yerler listesine bir bakalım.

Ahşap Chapelle Köprüsü

Reuss Nehri’nin Lucerne Gölü’ne döküldüğü yerde kurulan şehirde çok sayıda köprü var. Bunlardan en önemlisi, 1993’te sigaradan çıktığı söylenen yangından sonra yeniden inşa edilen ahşap Chapelle Köprüsü. Şehrin simgesi olan bu köprü, şehrin en can alıcı yapısı. İsviçreliler’e sorarsanız bu köprünün bir ruhu olduğunu söylüyorlar. Bence haksız sayılmazlar. Hakikaten de bu köprü kente ruh katıyor.

Luzern

Ahşap Chapelle Köprüsü

Jesuit Kilisesi

Jesuit Kilisesi, Peter Christoph Vogler tarafından 1666-1677 yılları arasında Barok tarzında inşa edilmiş. Barok tarzı; gücü, görkemi, Katolik geleneklerini sergiliyor. Kilise İsviçre’de Barok tarzında inşa edilen ilk kilise olma özelliği taşıyor.

Luzern – Jesuit Kilisesi

Museggmauer (Musegg Duvarı)

Eski şehrin kuzey kesimi boyunca uzanan Musegg Duvarı, 1350-1408 yılları arasında inşa edilmiş. 9 kulesinin hepsinin farklı tarzı var. Bu kulelerden sadece 4 tanesine (Schirmer, Zyt, Wacht, Mannli) çıkıp şehri tepeden izleyebiliyorsunuz.

Museggmauer (Musegg Duvarı) Kaynak:Wikipedia (By Geri340 – Own work, CC BY-SA 3.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=21360905)

Glacier Bahçesi (Gletschergarten)

Glacier Bahçesi (Gletschergarten) buranın 20 milyon yıl önce sub-tropikal bir şehir olduğunu ispat eden fosillerle dolu. Burada Aslan Heykeli, Glacier Bahçesi ve 90 aynayla süslenen Alhambra labirenti var.

Luzern

Glacier Bahçesi (Gletschergarten) Kaynak:Wikipedia (By Leiju – Own work, CC BY-SA 3.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=16802639)

Luzern Aslanı Anıtı

Bu anıt, Fransız Devrimi sırasında Fransa Kralı Louis XVI’yı koruma görevi yaparken hayatlarını kaybeden İsviçreli paralı askerler için bir anıt olarak Bertel Thorvaldsen tarafından tasarlanmış. Ölümcül bir mızrak yarası almış olan aslan figürü 1820-1821 yılları arasında bir kayaya oyularak yapılmış. Amerikalı yazar Mark Twain, bu heykeli dünyanın en etkileyici ve özgün heykeli olarak tanımlamış.

Luzern Aslanı Anıtı

Luzern Aslanı Anıtı

Pilatus Dağı

2.132 metre yükseklikteki Pilatus Dağı’na dünyanın en dik (48 derecelik) tren sistemiyle tırmanıldığını biliyor muydunuz? Ya da teleferiklerle muhteşem manzaranın üzerinden süzülerek gelebileceğinizi? Hatta hiç birinden eksik kalmayım derseniz, biriyle gelip diğeriyle dönebileceğinizi?

Luzern

Pilatus Dağı ve teleferik

Luzern

Pilatus Dağı ve dünyanın en dik (48 derecelik) tren sistemi

Üstelik Pilatus Dağı’nın zirvesinde sizi İsviçre geleneklerini tanıtan bir gösteri bekliyor: Ağaç oymacılığı, Heidi-Peter ve keçisi, geleneksel müzikler hepsi burada. Tam bir masal içinde olmak da bu olsa gerek.

Luzern – Pilatus Dağı

Rigi Dağı

Rigi Dağı, “Dağların Kraliçesi” olarak da biliniyor. Rigi Dağı’nın 1.789 metresine Luzern Gölü’nden dişli demir yoluyla ulaşılıyor. Bu dişli demir yolu, Avrupa’nın ilk dişli demir yolu olarak geçiyor. Ayrıca farklı manzaraların keyfini çıkarmak için iniş ve çıkışta farklı yollar tercih edebiliyorsunuz. Bu da yetmedi derseniz, hazır dağa çıkmışken paraşütle atlama deneyimi de yaşayabiliyorsunuz.

Rigi Dağı’ndan Luzern Gölü manzarası Kaynak:Wikipedia (By Wekratz – Own work, CC BY 3.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=33299730)

Bu şehri görünce ünlü Fransız yazar Alexandre Dumas’ın, İsviçre güzel bir istiridye, Luzern de onun içindeki incidir, sözlerine hak verdim. Bu romantik cennet, İsviçre’nin belki de en özel yerleşimi. Alexandre Dumas’ın önünde saygıyla eğiliyorum.

Bu kenti yıllar sonra bile hâlâ heyecanla hatırlarım. Luzern benim gözümde bir şehrin güzelliğinin, büyüklüğüyle doğru orantılı olmadığını ispat eden, İsviçre şehirleri içinde ayrı bir yere sahip, gidilmeyi hak eden bir kent olarak kalacak.

Keşfetmeniz dileğiyle…