Slovenya; İtalya, Avusturya, Hırvatistan ve Macaristan arasında bir yerde küçücük bir ülke. 2016 European Green Capital (Avrupa Yeşil Başkenti) ödülüne sahip olan başkent Ljubljana ise aldığı ödülden de anlaşılacağı üzere yeşilliği ve doğal alanları ile öne çıkan bir şehir. Ljubljana edebiyat dalında UNESCO yaratıcı şehirler ağına dâhil. Jože Plečnik’in Ljubljana’daki çalışmaları – İnsan Odaklı Kentsel Tasarım, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunuyor. Ljubljana ismine gelince: Biliyorum telaffuzu zor ama siz ona kısaca Lubliyana diyebilirsiniz. Anlamıysa “sevgili” ❤️.

Ljublujana

Tarihi oldukça eski olan Slovenya topraklarında 250.000 yıl önce ilk insanların yaşadığı belirlenmiş. Bölgedeki bir mağaradan 55.000 yıl öncesine ait dünyanın en eski flütü çıkarılmış.

Slovenya 1350-1918 arasında Avusturya kontrolündeymiş. 1. Dünya Savaşı’ndan sonra batısı savaş tazminatı olarak İtalya’ya verilmiş, kuzeyi Avusturya’da kalmış, kalan kısmı da Yugoslavya’nın bir parçası olmuş. 2. Dünya Savaşı’nda Nazi işgaline karşı direnmişler, İtalya’ya verdiklerini geri almışlar ama Trieste ve Gorizia’yı kaybetmişler. 1991’de Yugoslavya’dan ayrılarak bağımsızlıklarını elde etmişler.

Ljubljana

Slovenya, Avrupa’nın kalbinde yemyeşil ve çok güzel bir ülke. Başkenti Ljubljana ise diğer Avrupa başkentleri Londra, Paris, Roma‘yla karşılaştırıldığında oldukça küçük. Ancak bu küçüklüğü sizi yanıltmasın. Çünkü burası kendine has ruhu olan, güzelliği boyunu aşan bir kent.

Ljubljana

Ljubljana’da gezilecek yerler listesi

Buraya gençlerle yaptığım otobüsle Avrupa turu sırasında geldim. Uzun zamandır merak ettiğim şehre ayak basmak çok güzeldi.

Burası küçücük ve kısa sürede gezilebilecek bir yer. Jože Plečnik’in Ljubljana’daki çalışmaları – İnsan Odaklı Kentsel Tasarım (Ljubljanica Nehri kıyılarındaki gezinti yolu ve onu geçen köprüler, “Yeşil gezinti yolu”: Fransız Devrimi Meydanı’ndan Kongre Meydanı’na ve Star Park’a kadar Ulusal ve Üniversite Kütüphanesi’nin bulunduğu Vegova Caddesi, Trnovo Köprüsü, Roma Surları Mirje’de, Assisili Aziz Francis Kilisesi, Žale Mezarlığı’ndaki All Saints Bahçesi), UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunuyor.

Ljubljana

Ljubljana gezilecek yerler listesi için buyrun…

Ljubljanski Grad (Ljubljana Kalesi)

İlk kale Keltler zamanında, günümüzdeki kaleyse 16. yüzyılda yapılmış. Kale önceleri konut, sonra askeri amaçlı ve hapishane olarak kullanılmış. Mimari olarak dikkat çeken kale 1905 yılından beri kültür merkezi olarak hizmet veriyor, çeşitli organizasyon ve kutlamalara ev sahipliği yapıyor.

Ljubljanski Grad

Ljubljana Nehri

Ljubljana Nehri üzerinde tekne turlarına katılıp şık köprülerin altından geçerek şehri tanımak bir başka oluyor.

Ljubljana Nehri

Presernov Trg (Preseren Meydanı)

Orta Çağ’da ticaret merkezi olan meydan, günümüzdeki görüntüsüne 1895 yılındaki depremden sonra kavuşmuş. Center ile Eski Şehir arasında kalan şehrin ana meydanının ortasında Slovenya’nın en önemli şairi France Preseren’e ait bir heykel var. Etrafı 20. yüzyıl Art Nouveau binalarla çevrili bu meydandaki en görkemli yapı, 17. yüzyıl yapımı olan Fransiskan kilisesi (Franciskanska Cerkev Marijinega Oznanjanja). Meydanın en güzel köşesi ise nehrin diğer tarafına bağlanan Üçlü Köprü (Tromostovje).

Ljubljana

Prešernov trg Kaynak:Wikipedia (By User: (WT-shared) Trsqr at wts wikivoyage, CC BY-SA 4.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=23005295)

Tromostovje – Plečnik’s Ljubljana

Üçlü Köprü (Tromostovje – Triple Bridge) kentin modern kısmıyla Preseren Meydanı’nı birbirine bağlıyor. Ljubljanica Nehri’nin üzerine kurulan 3 köprüden oluşan yapının 2 tarafı yayalar, ortadaki bölümüyse araçlar tarafından kullanılıyor. İlk olarak 1280 yılında ahşap olarak kurulan köprünün yerine 1842 ve 1932 yıllarında taş yapılar inşa edilmiş. Şehirle özdeşleşen ünlü Üçlü Köprü, mimar Jože Plečnik imzasını taşıyor.

Ljubljana

Tromostovje – Plečnik’s Ljubljana Kaynak:Wikipedia (By Jean-Pierre Dalbéra from Paris, France – Le triple pont (Ljubljana), CC BY 2.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=37215177)

Belediye Binası (Town Hall of Ljubljana)

Belediye Binası şehir merkezindeki Kent Meydanı’nda bulunuyor. Bina ilk olarak 1484’te Peter Bezlaj tarafından Gotik tarzda inşa edilmiş. 1717-1719 yılları arasında Gregor Macek tarafından yapılan yenileme çalışmalarıyla Barok stil kazanan binanın hemen dışında Robba Çeşmesi’nin bir kopyası var. Yapının 4 avlusunda kardeş belediyelerin düzenlediği kent; sergileri, amatör sanatçıların güzel sanatlarla ilgili çalışmaları gibi etkinlikler yapılıyor.

Belediye Binası (Town Hall of Ljubljana)

Zmajski Most (Ejderha Köprüsü)

Önceleri tahta olan Zmajski Most (Ejderha Köprüsü) 1901 yılında Secession tarzında yapılmış. Köprüdeki ejderha güç, cesaret ve büyüklüğü temsil ediyor. Efsaneye göre ejderha heykeli köprüden bir bakire geçerken kuyruğunu sallıyor.

Zmajski Most (Ejderha Köprüsü)

Kongresni Trg (Kongre Meydanı)

Kongre Meydanı, Roma Emona döneminden beri Slovenya tarihindeki önemli olaylara tanıklık etmiş.

Ursulinska Kilisesi

Tivoli Parkı

Doğaseverlerin favorisi olan Tivoli Parkı, Modern Tarih Müzesi’ne de ev sahipliği yapıyor.

Ljubljana

Tivoli Parkı Kaynak:Wikipedia (By No machine-readable author provided. Žiga assumed (based on copyright claims). – No machine-readable source provided. Own work assumed (based on copyright claims)., Public Domain, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=737237)

Lake Bled

Kentin 1 saat uzağında bulunan Bled Gölü; göl, ada ve kale kombinasyonu sunan muhteşem bir yer.

Lake Bled

Ljubljana’da ne yenir?

Slovenya’da farklı yemek çeşitleri bulunuyor. Gostilna ve Gostisce adını taşıyan restoranlarda geleneksel Sloven yemeklerinin tadına bakabilirsiniz. Domuz etinden yapılan kranjska klobasa, kraski prsut, zganci, struklji ve at etinden yapılan yemekler halk arasında seviliyor. Peynir ve domuz jambonuyla doldurulan zlikrofi denilen mantı çok popüler. Tatlı olarak prekmurska, gibanica, potica ülkeye özgü lezzetler.

Ljubljana Nehri’nin iki tarafında süzülen bu güzel şehirden ayrılmak istemesem de burada vaktimiz maalesef çok kısıtlı. Yine de kısa süreliğine de olsa buraya uğramak, nehir kenarında yürümek ve şehri görmek çok güzel.