La Digue Adası, Hint Okyanusu’nun ortasındaki Seyşeller’in Inner islands denen merkezdeki adalarından birisi. Halkın ve turistlerin gözdesi olan La Digue (La Dig okunuyor), ülkenin dördüncü büyük adası. Adada çok az sayıda motorlu taşıt var. Ziyaretçiler çoğunlukla bisiklet kullanıyor. Toplu taşıma için de eskiden kullanılan öküz arabaları yerini elektrikli buggy’lere (büyük golf arabası gibi düşünebilirsiniz) bırakmış durumda. Eğer sakinlik ve yavaş bir hayat arıyorsanız burası sizin adanız olacaktır.

Adada az sayıda öküz arabası var

Ulaşım çoğunlukla elektrikli buggy ile yapılıyor

Anse Source D’Argent’taki granit kayalar hayranlık uyandırıyor. Buranın sadece bu adada değil, tüm Seyşeller’de çok ünlü olmasına şaşırmamak gerek.
Her yıl 15 Ağustos’ta La Digue Festivali (Feast Of The Assumption) düzenleniyor. Ülkenin her yerinden insanlar bu festivale katılmak üzere adaya geliyor. Eğer bu dönemde adaya gelmeyi düşünüyorsanız konaklama yerlerinin çok önceden dolduğunu bilmelisiniz.
Festival günü halk saat 9:00’da La Grotto’da toplanıyor. Ayin yapılıyor. Sonra sıraya girip St Mary’s Kilisesi’ne kadar yürüyorlar. Kiliseye vardıklarında da küçük bir ayin yapılıyor. Bu açılış etkinliği 12:00’ye kadar devam ediyor. Festival toplamda 2-3 gün sürüyor. Festival süresinde insanlar şarkılar söylüyor, eğleniyor, güzellik yarışması yapılıyor.

La Grotto
Adada 2 büyük otel var: Le Domaine de L’Orangeraie Resort & Spa ve La Digue Island Lodge. Ayrıca guest house denen çok sayıda pansiyon var. Bense ağaçların arasında muhteşem konumda olan Chateau St Cloud’da konakladım. Oldukça huzur dolu bir oteldi.

Chateau St Cloud
Adada lokal lezzetleri tatmak için de Fish Trap çok iyi. La Digue iskelesinin hemen yanındaki Fish Trap, muhteşem gün batımı izleyebileceğiniz, okyanusa sıfır bir mekân. Saat 18.00 gibi orada olursanız gün batımını kaçırmazsınız. Fish fillet denemenizi öneririm.

Fish Trap’te gün batımı
La Digue’de gezilecek yerler listesi
İçindekiler
Adaya Mahé-Praslin-La Digue arasında çalışan ve Praslin’de mola veren hızlı feribotlarla Mahé’den 1,5 saatte gidiliyor. Ancak bunun için de midenizin çok sağlam olduğuna emin olmalısınız. Aksi takdirde Hint Okyanusu’nun hırçın dalgaları sizi perişan edebilir. Eğer daha hızlı ve konforlu bir ulaşım arıyorsanız, Mahé’den 20 dakikalık uçuşla Praslin’e, oradan da 20 dakikalık feribot yolculuğuyla La Digue’e gelebilirsiniz.

Anse Source D’Argent
Burası söz konusu olduğunda herkesin gözlerinin parladığını fark etmiştim. Anladım ki burayı görmeden Seyşeller’den dönersem, kendimi Seyşeller’e gelmiş saymamalıydım. Zaten daha adımımı atar atmaz kendi gözlerimle herkesin haklı olduğunu görmüş oldum.

Anse Source D’Argent
La Digue Adası’nda kalırken komşu adalar Coco, Sisters, Felicite, Marianne adalarına günü birlik geziler yapabilirsiniz.
Anse Cocos
La Digue Adası’nın doğu kıyısındaki Anse Cocos, asla ayrılmak istemeyeceğiniz bir yer. Burası kalabalıktan uzak, sahilde tembellik ederek geçirilen saatler için ideal bir yer. Bembeyaz kumları, turkuaz rengi sularla süslü gizli koyları ile burası saklı bir cennet.
La Veuve Reserve
Bu alanda Seyşeller’in en nadide kuşlarını (en ünlüsü black paradise flycatcher) görebilir, orman içinde yürürken huzuru yakalayabilirsiniz.
L’ Union Estate
Eski bir hindistancevizi ve vanilya plantasyonu olan L’Union Estate, günümüzde bir park alanı. İçinde dev Aldabra kaplumbağaları yaşıyor. Parkın içinden geçerek Seyşeller’in en ünlü plajı Anse Source D’Argent‘a ulaşıyorsunuz.

L’ Union Estate
Parkın içindeki Old Pier Cafe oldukça samimi bir restoran. Ben ızgara ahtapot yedim. Efsaneydi.

Old Pier Cafe
Anse Source D’Argent
Anse Source d’Argent, Seyşeller’in en çok fotoğraflanan ve en güzel plajlardan birisi olarak tanınıyor. Dünyanın en iyi kumsalları arasında anılan Anse Source D’Argent’ın ismi Gümüş Bahar Koyu anlamına geliyor. Vanilya ağaçları arasındaki geçitlerden yürüyüp dev kaplumbağaları yıldız meyveleri ile besledikten sonra sahile ayak basıyorsunuz. Âdeta ilahi bir heykeltıraş tarafından yapılmış izlenimi yaratan granit kayalar, bu eşi benzeri az bulunur bir plajda yükseliyor. Size de bu kayaları izleyip hayran kalmak ve bolca fotoğraf çekmek düşüyor.

La Digue Adası – Anse Source D’Argent
Anse Marron
Belki de gezegendeki en çarpıcı doğal havuz ve plaj kombinasyonu olan Anse Marron, adanın güney ucundaki Gaudíesque granit kayalarının arkasında yer alıyor. Bu fevkalade vahşi kumsaldaki bembeyaz kumlara ayak basarken bulutların üzerinde uçuyor gibi hissediyorsunuz.
Adada bisikletle gezdim, vanilya çayımı içtim, plajlarda ayağımı kumlara batıra batıra yürüdüm, kendimi turkuaz sulara attım, halkıyla güldüm eğlendim. Burası benim için harika anılarla dolu bir ada oldu.

Dev kaplumbağalar yollarda
Cennet ülke Seyşeller’in cennet adası La Digue keşfetmenizi bekliyor…
Herkesin rüyalarını süsleyecek harika bir yere gitmişsin. İnşallah bize de nasip olur. Ellerine, emeğine sağlık canım.
İnşallah her isteyene nasip olsun bu muhteşem yerler. Çok sevgiler ❤️