Polonya deyince belki akla ilk gelen kentler Varşova, Kraków ve Gdańsk oluyor. Ancak ülkenin en zengin kentlerinden biri olan ve neredeyse her ay düzenlenen uluslararası fuarların yer aldığı fuar merkeziyle de adını duyuran Poznań (Poznan) da kendisinden bahsedilmesini hak ediyor. Warta Nehri etrafına kurulan Poznan; yemyeşil ve büyük göllerden oluşan parkları, modern kiliseleri, çok düzenli şehir yapılanması ve geniş meydanlara sahip dokusuyla ülkenin önemli tarihi, ticari, endüstriyel ve eğitim kentlerinden biri. 2. Dünya Savaşı’nda şehrin tarihi dokusu tahrip edilse de burası yeniden canlanmayı başarmış bir kent.

Poznan
Burası aynı zamanda Polonya’nın en önemli şairlerinden ve hayata gözlerini 1855 yılında İstanbul’da kapayan Adam Mickiewicz’in şehri. İşgal altındaki bir ülkede büyümüş ve ömrünü ülkesine adamış olan bu şairden biraz bahsetsem iyi olacak.

Poznan
Adam Mickiewicz kimdir?
İçindekiler
Adam Mickiewicz, Polonya Özgürlük Savaşı’nın ve Romantizm Dönemi’nin sembol isimlerinden biri. Polonya’nın kurtuluşuna kalemiyle destek veren şair, sesini Polonya edebiyatında ilk romantik eser olarak kabul edilen ve halka kurtuluş çağrısı niteliğindeki Gençliğe Od adlı eseriyle duyurmuş. Kaleme aldığı Kırım Soneleri’nden sonra kutsal kitap tarzında yazdığı Polonya Ulusunun ve Polonya Hacılığının Kitapları’nda Polonya ulusunun insanlık tarihine kattığı değerleri dile getirmiş.

Poznanlı şair Adam Mickiewicz Kaynak:Wikipedia (Bilinmiyor – culture.plGallica, Kamu Malı, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=4400596)
Şair Rusya’da geçirdiği sürgün dönemi ve Odessa’da yaşadığı yılların ardından Kırım Savaşı’nın sona ermesiyle birlikte İstanbul’a gelmiş.
İstanbul’da yayılan kolera salgınından dolayı yaşadığı Pera semtinde hayatını kaybeden Adam Mickiewicz’in son sözleriyse şöyle:
İstanbul’da koleradan öleceğimi bilseydim yine buraya gelirdim. Çünkü bu benim görevimdi. Ben Fransa’da bir ilim akademisinin umumi katibi olmaktansa bir Türk taburunun katibi olmayı tercih ederim.
Polonya’nın komşu düşmanlar tarafından ezilmesine hiçbir devletin ses çıkarmadığı günlerde tek dostumuz Türkler olmuştur. Biz Türkler’i düşmanımızın önünde eğilmediği ve Polonya’nın işgalini kabul etmediği için üstün bir millet olarak severiz.
Polonyalı özgürlük şairi Adam Mickiewicz’in hayatının son yıllarını geçirdiği ve 1855’te öldüğü Tarlabaşı’ndaki evi, şairin ölümünün 100. yıldönümü olan 1955 yılında Polonya Kültür ve Sanat Bakanlığı ile işbirliği yapılarak müzeye dönüştürüldü.
Müzede Mickiewicz’in hayatı ve eserleriyle ilgili bilgi ve belgeler, şairin İstanbul’da geçirdiği yıllara ait fotoğraflar ve Polonya özgürlük mücadelesine ait belge ve fotoğraflar var. Binanın bodrum katındaysa mezarı Kraków’da bulunan Mickiewicz’e ait sembolik bir mezar var.
Yoksa siz de benim gibi merakla gidip şairin öldüğü evi ziyaret edecek misiniz?
Gelin, şimdi yine Poznan’a dönelim.

Poznan
Poznan’da gezilecek yerler listesi
Poznań gezilecek yerler listesine bir bakalım.
Stary Rynek (Eski Market Meydanı)
Renkli evleri, taş döşeli meydanı, fıskiyeleri ve Orta Çağ mimarisiyle Stary Rynek (Eski Market Meydanı) kentin en can alıcı yeri. Meydandaki dört çeşme de mitolojik kahramanlardan esinlenilerek yapılmış. Apollon elinde liriyle duruyor. Deniz Tanrısı Neptün birden karşınıza çıkıyor. Savaş Tanrısı Mars’ı fıskiyeler içinde görüyorsunuz… ve de Propserpina’yı kucaklayan Pluto sizi selamlıyor. Kısacası meydanın her yerinde mitolojik kahramanlar ile karşılaşıyorsunuz.

Stary Rynek (Eski Market Meydanı)

Stary Rynek (Eski Market Meydanı)

Stary Rynek (Eski Market Meydanı)
Ratusz Poznanski (Town Hall – Belediye Binası)
Kentin en önemi tarihi binalarından biri olan Ratusz Poznanski (Town Hall – Belediye Binası) aynı zamanda en önemli turist aktivitesini de sunuyor. Neden mi? Çünkü saat 12:00’yi vurduğunda iki ahşap keçi açılan kepenklerin ardından dışarı çıkıyor ve defalarca toslaşıyor. Onlar bunu yaparken gökyüzüne bir de trompet sesi yükseliyor. Keçiler içeri girerken damdaki trompetçi borusunu son kez üfleyip halkı selamlayıp gözden kayboluyor.

Poznan – Ratusz Poznanski (Town Hall)
Rivayete göre 1551 yılında Belediye Binası’nın alınlığına yapılan saatin açılışı için vali bir şölen düzenlemiş ve aşçısı Mikolaj’dan leziz geyik eti pişirmesini istemiş. Mikolaj dalgınlıkla eti ocakta yakınca yamaklarından biri ona derman bulmaya çalışmış. İki keçi yakalayıp getirmiş ama keçiler çatıya kaçmış. Saatin açılışını seyretmeye gelen kalabalık tören başladığında şaşkınlıkla iki keçinin damdaki çıkıntıda toslaştığını görmüş ve kahkahalara boğulmuş. Halkın neşelenmesi hem aşçının canını kurtarmış hem de saatin üzerine iki keçinin her gün toslaştığı bir mekanizmanın yerleştirilmesine yol açmış.
Ostrów Tumski (Katedral Adası)
Polonya devletinin Hristiyanlık dinini kabul ettiği Ostrów Tumski (Katedral Adası), devletin ilk katedrali olan St. Peter ve St. Paul Katedrali’ne de ev sahipliği yapıyor.

Ostrów Tumski
Zamek Cesarski (İmparatorluk Kalesi)
Neo-Romanesk mimariye sahip Zamek Cesarski (İmparatorluk Kalesi) bugün kültür merkezi olarak kullanılıyor. Kalenin hemen yanında 1956 protestocularının anısına yapılan yaklaşık 20 metre yüksekliğinde iki büyük haç şeklinde bir anıt bulunuyor.

Zamek Cesarski Kaynak:Wikipedia (By Błażej Cisowski – Own work, CC BY-SA 3.0 pl, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=28555817)
Fara Kilisesi
17. yüzyılda yapılan barok mimarisine sahip olan Fara Kilisesi pembe dış cephesi ve iç tasarımıyla dikkat çekiyor.

Poznan – Fara Kilisesi Kaynak:Wikipedia (By Diego Delso, CC BY-SA 4.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=35701436)
Malta Gölü
Yapay bir göl olan Malta Gölü’nün kenarında her yıl Malta Festivali adı altında çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Gölün karşısında Galeria Malta adında bir AVM var.

Malta Gölü Kaynak:Wikipedia (By Mariochom – Own work, CC BY-SA 4.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=69156587)
Polonya turu sırasında geldiğimiz Poznan’ı kısa süreliğine de olsa görmekten ve gezi haritama eklemekten mutluluk duydum. Dokusunu ve ruhunu beğendiğim kent kimilerimiz için Polonya’nın en güzel kenti olarak hafızalarında yer etti. Çünkü burası gerçekten de güzel ve etkileyici bir kent.
Siz de fikrinizi belirtin