Ölüler Günü (Día de los Muertos), İspanyollar ve Latin Amerikalılar tarafından kutlanan bir festival. Festivalin devam ettiği 2 gün Meksika’da tatil ilan edilince, üstüne bir de festival UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras listesine dâhil olunca, Ölüler Günü Festivali oldukça popüler oldu. Adı da Meksika ile birlikte anılmaya başladı. Ölüler Günü Festivali’nde ölüm ve hayat birlikte anılıyor, ölenin ardından yas tutmak yerine kutlama yapılıyor. İnanışa göre eğer ölen kişi unutulursa gerçek ölüm oluyor. Bu festival de ölen kişilerin unutulmaması yani gerçekten ölmemeleri için yapılıyor.
Bazı kişiler Ölüler Günü Festivali’ni Cadılar Bayramı (Halloween)’nın Meksika versiyonu sanıyor. Ancak bu doğru değil. Cadılar Bayramı’nın teması insanları korkutmaktır. Çocuklar korkunç kostümler giyerek kapı kapı dolaşır ve kapıyı açan insanlara aniden, şeker mi şaka mı, diyerek önce korkutur, sonra şekerlemeleri toplar. Ölüler Günü Festivali’ndeyse hayat, eğlence ön plana çıkar. Ölen aile üyelerine sevgi ve saygı göstermek üzere bir şenlik gerçekleştirilir. Kadife çiçekleriyle süslenen alanlarda dua edilir, onların ziyarete gelmesi için sunaklara sevdikleri eşyalar, hediyelikler, pan de muerto (ölünün ekmeği), kafatası şeklinde şekerlemeler, papel picado (renkli kesik kağıtlar) getirilir, tütsüler yakılır.
Ölüler Günü Festivali Tarihçesi
İçindekiler
Ölüler Günü, birkaç bin yıl önce, ölülerin yasını tutmayı saygısızlık kabul eden Aztekler, Toltekler ve Nahualar tarafından kutlanmaya başlamış. Onlar için ölüm, yaşamın doğal bir parçasıymış. Ölüleri de hâlâ topluluğun üyeleriymiş. Günümüzdeki Día de los Muertos kutlaması, Hispanik öncesi dini törenlerin ve Hristiyan şölenlerinin bir karışımıdır. Kutlamalar sonbahardaki mısır hasadı dönemiyle Katolik takvimindeki Tüm Azizler Günü (1 Kasım – All Saints’ Day) ve Tüm Ruhlar Günü’ne (2 Kasım – All Souls Day) denk gelir.
1910-1913 yıllarında Meksikalı karikatürist José Guadalupe Posada, Fransız kıyafetleri giyen iskelet figürlü çinko baskılar yaptı. José Guadalupe Posada bu çinko baskılarda Meksika halkının Avrupa’ya benzemeye çalışmasını eleştirerek “Hepimiz iskeletiz” mesajı vermek ve tüm insanlarının aslında aynı olduğunu anlatmak istedi. Bu çinko baskılara La Calavera Catrina ya da Catrina La Calavera Garbancera denildi.
Meksikalı ressam Diego Rivera, en bilinen eserlerinden biri olan “Dream of a Sunday Afternoon in Alameda Park” adlı duvar resminde, José Guadalupe Posada’nın çizdiği iskeleti, büyük bir şapka giydirilen bir kadın olarak çizdi. Bu figüre de zengin, züppe anlamına gelen “Catrina” ismini verdi.
Günümüzde Ölüler Günü Festivali’nin en önemli sembolleri de calaca (yani iskelet) ve Catrina (yani zarif kafatası)dır. Kafatasları genelde gülümseyerek çizilir. Çünkü ölümün kendisiyle alay edilmektedir.
Ölüler Günü Festivali Ne Zaman?
Ölüler Günü Festivali, 1-2 Kasım tarihlerinde gerçekleşen 2 günlük bir festival. İnanışa göre ölülerin öbür dünyadan ziyarete geldiği bu tarihlerde iki dünya arasındaki köprü aktif oluyor. Mezarlıklar kadife çiçekleri, hediyeler, üzerinde ölen kişinin adı yazan kafatası şekerleriyle süsleniyor. Bu festival, dünyanın en renkli festivallerinden biri kabul ediliyor.
1 Kasım gece yarısı tüm ölen çocuklara adanıyor. Ölen çocukların ruhları, aileleri ile bir araya geliyor. Bu güne Día de los Angelitos (Küçük Melekler Günü) deniyor. Aileler, çocuklarının ruhları onları ziyarete gelsin diye ofrenda denilen sunakların içine çocuklarının en sevdiği şekerlemeleri, oyuncakları ve fotoğrafları koyuyor. Kafatası şeklindeki şekerlemelerin üzerine çocukların isimleri yazılıyor.
2 Kasım gece yarısı ölen yetişkinlerin ruhlarını onurlandırmak için kutlanıyor. Bu güne Día de los Difuntos (Farklılıkların Günü) deniyor. Ofrenda denilen sunaklara yetişkinlere daha uygun olacak şekilde eğlenceli şeyler (örneğin tekila) konuyor, aileler birlikte oyunlar oynuyor, dans ediyorlar.
2 Kasım günü öğlen saatlerinde tüm halkın katıldığı geçit töreni yapılıyor. Bu güne Día de los Muertos (Tüm Ölülerin Ruhlarının Günü) deniliyor.
Ölüler Günü Festivali Nerede Kutlanıyor?
Meksika‘daki festival kutlamaları pek çok şehirde yapılıyor olmasına rağmen en renkli kutlamalar aşağıdaki şehirlerde yapılıyor.
Pátzcuaro
Michoacán eyaletindeki Pátzcuaro’da halk kanolara binerek Pátzcuaro Gölü’nden Janitzio adlı küçük bir adaya doğru kürek çekiyor. Yanan mumları suya bırakarak atalarını anıyorlar ve Janitzio’ya gelince mezarlıkta bütün gece nöbet tutuyorlar.
Mixquic
Mexico City’nin banliyösü olan Mixquic’da tarihi Augustinian manastırında çanlar çalarken halk mum ve çiçekler taşıyarak sevdiklerinin mezarlarını süslüyor.
Tuxtepec
Oaxaca eyaletinin kuzey doğu kesimindeki küçük yerleşim yeri Tuxtepec, talaşla yapılan geleneksel halıları ile tanınıyor. Halk festival için şehrin sokaklarını halı desenleri şeklinde düzenliyor.
Aguascalientes
Festival kutlamaları 1 haftaya uzuyor ve Kafatası Geçit Töreni ile biten Kafatası Festivali kutlanıyor.
Ölüler Günü Konulu Filmler
Ölüler Günü Festivali, Hollywood’a da ilham veriyor. Daniel Craig’in James Bond olarak rol aldığı 2015 yılı yapımı Spectre, Mexico City’de Ölüler Günü Festivali geçit töreninde başlıyor.
2014 yılı yapımı animasyon The Book of Life (Hayat Kitabı), ailesini mutlu etmek için boğa güreşçisi olmak ile kendi kalbini dinleyip müzisyen olmak arasında kararsız kalan Manolo’nun üç fantastik dünyada (gerçek hayat, Hatıralarda Yaşayanlar Ülkesi-hatırlanan ölülerin bulunduğu yer ve Unutulmuşlar Ülkesi-unutulan ölülerin gittiği yer) en büyük korkularıyla yüzleşmesini anlatıyor.
2017 yılı yapımı müzikal animasyon Coco ise benim de çok severek izlediğim, şahane bir fantastik film. Filmde 12 yaşındaki Miguel, Ölüler Günü’nde iki dünya arasındaki köprü aktif hâle gelince kendini birden ölüler diyarında buluyor. Gerçek hayat ile ölülerin bulunduğu yer arasında oldukça eğlenceli şekilde geçen film, her yaşa hitap ediyor.
Meksika eşsiz güzellikte bir ülke. Hele ki Ölüler Günü Festivali döneminde ziyaret ederseniz, unutulmaz anılar biriktirirsiniz.
Siz de fikrinizi belirtin