İspanya’nın Endülüs bölgesinde İslam kültürünün etkilerinin en çok hissedildiği şehir olan Granada, hem İslam hem de İspanyol kültürünü birlikte barındıran masalsı bir kent. “Yürümek ve düşlemek için yaratılmış şehir” olarak anılan Granada; karlı dağları, daracık sokakları ve güzel mimarisiyle her saniye insanı bulutlar üstünde uçuyor gibi hissettiriyor. Döneminde dünyanın en önemli kütüphanelerinden biri olan Granada kütüphanesinde tam 1.000.000 cilt kitap yakılmış. Ünlü fizikçi Pierre Curie 20. yüzyıl başında bununla ilgili şöyle söylemiş: Müslüman Endülüs’ten bize 30 kitap kaldı, atomu parçalayabildik. Yakılan 1.000.000 kitabın yarısı kalsaydı çoktan uzayda galaksiler arasında geziyor olacaktık. Granada edebiyat dalında UNESCO yaratıcı şehirler ağına dâhil edildi.
Sevilla’dan akşam bindiğim otobüsle Granada’ya geldim. Konaklamak için şehrin en güzel bölgesi olan tarihi merkezi Centro’yu seçtim. Modern merkez ve lüks arayanların konaklama mekânı olan Genil ise pek bana göre değildi.
Otobüs buraya sabahın 3.00’ünde vardı. Hostelime gitmem 3.30’u buldu. Hostelde yine kızlı erkekli kaldım. Hatta sanırım odadaki tek kız bendim :-) .
Sabahın bu saatinde yatağın hazır olmadığını söyleyip elime çarşafları tutuşturdular. Oda arkadaşlarımın kötü bakışları altında ışığı açmadan ve gürültü yapmadan yatağımı yapmaya çalıştım. Zaten toplam 4 saat uyuyacaktım, bu yaştan sonra düştüğüm hâle bak diye kendi kendime söylenip yatağa kıvrıldım. Bir daha da hostelde kalmamaya karar verdim. (Sanırım bunu daha önce de söylemiştim ama ben ders almayı bilmiyordum ki!)
Granada gezilecek yerler
Granada yürüyerek gezilebilecek bir şehir.
Elhamra Sarayı (Alhambra Sarayı)
Endülüs mimarisinin en güzel örneklerinden birisi olan Elhamra Sarayı Kompleksi, Daro ve Ganil ırmaklarına hâkim bir tepede yer alıyor. Kompleksin içinde Generalife (Cennet’ül Arif) Bahçeleri, Carlos V (Charles V) Sarayı (içinde Elhamra Müzesi ve Güzel Sanatlar Müzesi var), Nasrid Sarayı ve Alcazaba Kuleleri olmak üzere 4 bölüm var.

Elhamra Sarayı
Biletlerin aylar öncesi tükendiği Elhamra Sarayı (Alhambra Sarayı)’na biletimi 3 ay önceden ticketmaster sitesinden aldım.

Elhamra Sarayı (Alhambra Sarayı)
Arapların suya verdiği değer Elhamra’da çok net görülüyor. Havuzlar, bahçe ve saray ânında insanı kendine hayran ediyor. Masal diyarı gibi olan sarayda gezerken beni tek rahatsız eden şey rüzgârlı ve soğuk hava oldu. Ne de olsa aylardan mart. Dağlardaki karın ve tepede bulunmanın etkisiyle ellerimin donduğunu hissettim. Soğuktan tir tir titredim. Yine de itiraf etmeliyim ki hiç sevmediğim soğuk hava bile buranın büyüsünü bozamadı. Ayrılmak istemeden her köşesini âdeta ezberleyerek dolaştım Elhamra’nın.

Elhamra Sarayı

Granada – Elhamra Sarayı (Alhambra Sarayı)

Elhamra Sarayı (Alhambra Sarayı)

Elhamra Sarayı (Alhambra Sarayı)
Albaicin (Arap Mahallesi)
Elhamra’dan çıkınca şehre inen yol Plaza Nueva’ya çıkıyor. Meydanı gördükten sonra Albaicin (Arap Mahallesi)’ne gidebilirsiniz. Nehrin kenarındaki Arnavut kaldırımlı dar yoldan yürüyerek şehrin köklü tarihiyle tanışabilir, şehrin ruhunu yaşayabilirsiniz. Bir de ara sokaklara dalıp bölgeyi iyice keşfedebilirsiniz.
Mağribi halkının yerleştiği bölge olan Albaicin, UNESCO Dünya Mirasları listesinde yer alıyor. Bir tarafı Elhamra’ya, bir tarafı da şehre bakan muhteşem manzaralarıyla beni de en çok etkileyen yer burası oldu. Artık havasından mı, suyundan mı, yoksa her soruma istisnasız gülerek cevap veren insanlarından mı bilemem :-) .

Albaicin (Arap Mahallesi)’den Elhamra Sarayı manzarası
Sacromonte bölgesi
Sacromonte eğlence dolu mağaralarıyla tanınıyor. Eskiden çingenelerin yerleşim yeri olan bölge bugün de çingene eğlencelerinin sürdüğü yer. Burası aynı zamanda yerel dans/müzik mosca ve capııcha’nın doğduğu yer olarak tanınıyor.

Granada – Elhamra Sarayı’ndan Sacromonte Kaynak:Wikipedia (Jebulon – Yükleyenin kendi çalışması, CC0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=23065089)
Alcaiceria (Şark) Çarşısı
Alcaiceria (Şark) Çarşısı Arap kültürünü ve otantikliğini yaşatıyor. Keyifle gezdiğim bu ara sokaklarda sırt çantamı ağırlaştırmamak için yeğenime aldığım ufak hediye ve magnetler dışında ne yazık ki eli boş döndüm.

Alcaiceria (Şark) Çarşısı
Granada Katedrali (Capilla Mayor)
İspanya’nın ikinci en büyük katedrali olan Capilla Mayor (Granada Katedrali) Granada’nın Müslümanlar’dan alınmasından sonra Kraliçe Isabella’nın emriyle inşa edilmiş. Endülüs bölgesindeki pek çok yapının olduğu gibi bu katedralin de bulunduğu yerde önceden bir cami varmış.

Capilla Mayor (Granada Katedrali) Kaynak:Wikipedia (De Ingo Mehling – Trabajo propio, CC BY-SA 4.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=37545227)
San Jeronimo Manastırı
San Jeronimo Manastırı Hristiyanların şehri fethetmesinden sonra ilk inşa edilen manastır.

San Jeronimo Manastırı Kaynak:Wikipedia (By Maksym Abramov – Own work, CC BY-SA 4.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=62205562)
San Juan De Dios Bazilikası
San Juan De Dios Bazilikası 18. yüzyılda Barok stilinde yapılmış.

San Juan De Dios Bazilikası Kaynak:Wikipedia (By Paul Hermans – Own work, CC BY-SA 3.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=15166973)
Güneş parıldarken bir taraftan aldığım dağ havasıyla sokaklarda dolaşmak enerji depolamamı ve huzura ermemi sağladı.İtiraf ediyorum, yediğim deniz ürünlü paellanın da bunda katkısı vardır… ve Endülüs’ün bu güzel şehrinin ne kadar büyüleyici olduğunu düşündüm durdum.
Granada’ya isteksizce veda ederek otobüsle Cordoba’ya doğru yola çıktım. Aklımda Elhamra ve Albaicin, yüzümde gülümseme vardı…
Yorum Bırakın