Amsterdam’ın çok yakınındaki Volendam, IJsselmeer Gölü kıyısında eski bir balıkçı kasabası. Volendam Limanı, Hollanda karakteristik evleri ve geleneksel giyimli insanlarıyla görür görmez insanı etkisi altında bırakan bir yer. Nüfusunun çoğunu yaşlılar oluşturuyor. Ancak bizim genç grubumuzda istisnasız herkes buraya yerleşme planları yapmaya başladı bile.
Liman bölgesi öyle keyifli ki grubumuzda herkes buraya yerleşmeye karar verdi
Volendam’a hem genç gezginlerle yaptığım otobüsle Avrupa turu sırasında hem de Romantik Ren ve Mosel Nehri turunda uğradım. İki gezimde de herkes gibi buradan çok etkilendim. Volendam her karşılaşmamızda içimi kıpır kıpır yapmayı başardı.
Liman bölgesinde heykellerle birlikte poz verebiliyorsunuz
Volendam’da gezilecek yerler listesi
Buranın sahili kafeler, restoranlar ve hediyelik eşya mağazalarıyla dolu. Hepsi de cıvıl cıvıl. İnsan hangisinde oturacağını, hangisinden alışveriş yapacağını şaşırıyor. Hediyelik eşya mağazalarında Hollanda’nın ünlü klompen takunyasını ve lalelerini satın alabilirsiniz. Ayrıca limandan kalkan teknelerle civarda küçük bir tur yapabilirsiniz.
Volendam’da her yerde klompen takunyası satılıyor
Karnım hiç aç olmamasına rağmen Hollanda’nın ünlü Haring balığını ve karışık deniz ürünlerini denemeyi de ihmal etmedim tabii ki.
Haring balığı ve karışık deniz ürünleri oldukça lezzetli
Volendam’a gelince Hollanda’nın ünlü Haring balığını ve karışık deniz ürünlerini yemenin tadına doyum olmuyor
Burada peynir üretim çiftliği olan Cheese Factory’ye de uğramanızı tavsiye ederim. Fabrikanın alt katında peynir yapılışıyla ilgili video izleniyor, üst katta ise peynir tadımı yapılıyor. Peynirler balmumuyla kaplı olduğundan satın alıp Türkiye’ye götürürken bozulma riski de yok.
Volendam’da her sene 20 Temmuz-20 Ağustos arasında yapılan Peynir Festivali’nde farklı çiftliklerde üretilen peynirlerin tadına bakabilirsiniz.
Sokaklar hep cıvıl cıvıl
Volendam o kadar güzel bir şehir ki hiç bir gelişimde geçirdiğim zaman bana yetmedi. Saatler, günler, aylar geçirsem bile sıkılmayacağım bu şahane yerden ayrılmayı hiç istemedim. Rotamın bir sonraki durağı olan Amsterdam beni çok heyecanlandırdığı için ayrılık nispeten az üzmüştü. Ama bu güzel ve huzurlu yere tekrar tekrar gelmeye, deniz ürünlerini doya doya yemeğe kendime söz vermiş olmak da beni rahatlatmıştı.
Siz de fikrinizi belirtin