İskoçya’nın başkenti Edinburgh (Edinbraa olarak telaffuz ediliyor) masalsı bir Orta Çağ şehri. Burası kültürel zenginlikleri, doğal güzellikleri, sıra dışı eğlence mekânları, gastronomik deneyimleriyle gezginlerin beklentilerini fazlasıyla aşan bir yerleşim. Edinburgh Eski Şehir, Yeni Şehir, Batı Ucu; UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunuyor. Şehirdeki Forth Köprüsü, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor. Edinburg ayrıca edebiyat dalında UNESCO yaratıcı şehirler ağına dâhil. Eğer gayda, kilt, şato, golf, İskoç viskisinin ana vatanı hakkında fikir sahibi olmak istiyorsanız; Edinburgh şehri gezi listenizde baş sıralarda yer almalı.

Edinburgh

West Princes Street Bahçeleri’ndeki Ross Çeşmesi

Birleşik Krallık; İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda olmak üzere 4 kurucu ülkeden oluşuyor. Bu 4 ülkeden biri olan İskoçya, Britanya Adaları archipelago (takımadaları, adalar grubu) en büyük adası olan Büyük Britanya’nın en kuzeyinde yer alıyor. İskoçya 3 ana bölgeye ayrılıyor; dağlık bir bölge olan Highlands, deniz seviyesine yakın olan Central Belt ve tepelik bir araziden oluşan Southern Uplands. Nüfusun çoğunluğu Edinburgh, Glasgow ve Stirling gibi en önemli şehirlerin içinde yer aldığı Central Belt bölgesinde yaşıyor. Ülkenin dağlar, nehirler ve göllerle zengin bir doğası var. Kuzeybatı İskoçya’nın etrafını çevreleyen dağlık bölge olan Scottish Highlands (İskoç Yaylaları), efsanevi Nessie canavarıyla ünlü Loch Ness Gölü’ne ve 1.100 metre yükseklikle Britanya’nın en yüksek dağı Ben Nevis’e ev sahipliği yapıyor.

Calton Hill’den Edinburgh manzarası

İskoçya, Gulf Stream akıntısı nedeniyle aynı enlemde yer alan bölgelere nazaran daha ılık kışlara ve serin, yağışlı yazlara sahip. En sıcak aylar olan temmuz ve ağustos aylarında ortalama hava sıcaklığı 15-20 °C olarak seyrediyor. Ancak ben oradayken hava çok güzel olmasına rağmen güneşin sadece ara ara 20 saniye kadar parıldadığını gördüm.

Edinburgh

Edinburgh

Birleşik Krallık, üniter bir parlamenter demokrasi ve anayasal monarşiyle yönetiliyor. İskoçya’nın kendi bayrağı, başkenti ve parlamentosu var. İç işlerinde bağımsız, dış işlerinde Birleşik Krallık’a bağlı. Kraliyet ailesinin en önemli rolüyse Birleşik Krallık’ın tanıtım malzemesi olmak. II. Elizabeth’in eşi Prens Philip, Edinburg Dükü unvanını taşıyordu. 1997 yılında ölen Galler Prensesi Diana ise hâlâ konuşulmaya devam ediyor.

Edinburgh

Edinburgh

İskoçya’da G tipi priz, 230 V elektrik prizleri kullanılıyor. Gelirken adaptör getirmenizde fayda var.

Edinburgh nerede? Edinburgh’a nasıl gidilir?

İskoçya, Britanya Adaları archipelago (takımadaları, adalar grubu) en büyük adası olan Büyük Britanya’nın en kuzeyinde yer alıyor. Edinburgh, İskoçya’nın doğusunda, Kuzey Denizi’ne yakın bir konumda bulunuyor.

İstanbul, Dalaman, Bodrum‘dan Edinburgh’a direkt uçuşlar yaklaşık 4,5 saat sürüyor. Bense Londra’dan gece otobüsüne binip 9 saat yolculuk yaparak Edinburgh’a gittim. Tren biletleri çok pahalıydı, o nedenle otobüsü tercih ettim. Bu yolculuk için gidiş-dönüş yaklaşık 20 GBP ödedim. Londra turu yapanlar bunu değerlendirebilirler.

Edinburgh

Edinburgh

Edinburgh’da gezilecek yerler listesi

Edinburgh, yürüyerek rahatlıkla gezebileceğiniz bir şehir. Şehirdeki devlet müzeleri ücretsiz. Şehir; Old Town (Eski Şehir), New Town (Yeni Şehir), West End (Batı Ucu) olarak ayrılıyor. New Town her ne kadar şehrin yeni kısmı olsa da burası Old Town’un yetmemesi üzerine 18. yüzyılda kurulan kısım. Diğer bir deyişle burası da oldukça tarihi bir bölge.

Calton Hill’den Edinburgh manzarası

Edinburgh hem gezmek hem de alışveriş yapmak için çok güzel bir kent. Ancak fiyatlar Londra’ya nazaran daha hesaplı olsa bile yine de oldukça pahalı. Yöreye özgü İskoç viskisi, shortbread (İskoç kurabiyesi), tartan (Highlands topraklarında geçmişleri XII. yüzyıla uzanan klanların kullandıkları kareli kumaşlar ve bu kumaşlardan yapılan her türlü giyim eşyası), kilt (tartan kumaştan yapılan, erkeklerin giydiği ve eteğe benzeyen kıyafet), gayda (1700’lü yıllarda savaşın enstrümanı olarak adlandırılan nefesli bir müzik aleti) satın alabilirsiniz.

Gayda çalıp kilt giyen bir İskoç

Yöresel lezzetleri tatmak isterseniz, İskoç mutfağının en önemli yemeği olan haggis deneyebilirsiniz. Haggis (sakatat yahnisi); işkembe zarının içine bulgur, üzüm, fıstık, ince doğranmış sakatatlar, bol baharat karışımı ve iç yağ doldurularak yapılıyor. Şalgam ve patatesle sunuluyor.

İskoçya’ya Braveheart (Cesur Yürek) filmiyle de aşinasınızdır. Mel Gibson’un başrolünü oynadığı, 1996 yılında en iyi film dâhil 5 Oscar alan Cesur Yürek filmi; İskoçya’nın bağımsızlığı için İngiltere Kralı I. Edward’a karşı savaşan, 1297 yılında da İngilizler’i yenen halk kahramanı William Wallace’ın hikâyesini anlatıyor. İskoçya’nın muhteşem doğasını ve tarihini merak ediyorsanız, bu filmi defalarca izleyebilirsiniz.

Fimlerden söz açılmışken, James Bond’u sinemada ilk kez canlandıran ve 7 Bond filminde rol alan Sean Connery’nin Edinburgh doğumlu olduğunu, oyunculuğa da Edinburgh’da başladığını söylemeliyim.

Scott Anıtı

Sir Walter Scott, İskoçya ile özdeşleşen biri. 61 metre yükseklikteki Scott Anıtı, 1846 yılında onun anısına yapılmış. Sir Walter Scott’un romanından çeşitli karakterleri temsil eden 64 figürle süslenen anıt, dünyada bir yazara adanan en büyük anıt olma özelliği taşıyor. 287 basamağı tırmanmayı göze alırsanız, hem manzaranın tadını çıkarır hem de yazarın hayatına dair değerli bilgiler barındıran müzeyi ziyaret edebilirsiniz.

Edinburgh

Scott Anıtı

Scottish National Gallery

İskoç Ulusal Galerisi, Rönesans’ın doğuşundan Empresyonizm dönemine kadar üretilen İskoç ve uluslararası sanat eserlerini sergiliyor.

Edinburgh

Scottish National Gallery

Haymarket

Şehir merkezinin batısında yer alan Haymarket bölgesinde çok sayıda pub, kafe ve restoran bulunuyor.

Haymarket

Edinburgh Kalesi

Old Town’ın merkezinde bulunan Edinburgh Kalesi, 1103 yılında Castle Rock adı verilen eski bir volkan kalıntısı üzerinde I. David tarafından inşa ettirilmiş. Braveheart (Cesur Yürek) filminde gördüğümüz halk kahramanı William Wallace bu kalede idam edilmiş.

Kalenin içinde hapishane, St. Margaret Şapeli, kraliyet mücevherlerinin sergilendiği Taç Odası, Scottish National War Memorial (İskoçya Ulusal Savaş Müzesi) gibi pek çok yeri ziyaret edebilirsiniz. Burası Edinburgh’un olmazsa olmazı, o nedenle biletinizi önceden online satın almanızı öneririm. Ben gittiğimde bilet kalmamıştı, sadece online bilet alanlar içeriye girebiliyordu.

edinburgh

Edinburgh Kalesi

Kaleden her gün saat 13:00’te One O Clock Gun adı verilen sembolik top atışı yapılıyor. Kalabalığın içinde bu atışı izleyecek iyi bir yer bulabilirseniz, güzel bir anı biriktirmiş olursunuz. Kalenin girişinde görülen metal büyük tribünler her yıl ağustos ayında yaklaşık 10 gün süreyle yapılan Edinburgh Royal Tattoo adlı gösterilere ev sahipliği yapıyor.

Edinburgh

Edinburgh Kalesi

Tolbooth Kirk

Kaleye çıkarken karşınıza çıkan Tolbooth Kirk, günümüzde sanat müzesi ve sergi salonu olarak hizmet veriyor.

Grassmarket

Eğer nefis Edinburg Kalesi fotoğrafları çekmek istiyorsanız, öncelikle Grassmarket’e gelmelisiniz. Orta Çağ’da saman pazarı olarak kullanılan ve idamların gerçekleştirildiği yer olarak bilinen meydan, günümüzde publar, restoranlar ve hediyelik eşya mağazalarıyla dolu cıvıl cıvıl bir yer.

Royal Mile (Kraliyet Yolu)

Edinburgh Kalesi’nden Holyrood Sarayı’na kadar uzanan Royal Mile (Kraliyet Yolu), kentin tarihi kısmının en önemli yeri sayılıyor. Yaklaşık 2 kilometre uzunluğundaki cadde 6 bölüme ayrılıyor.

Castlehill ve Castle Esplanade, Kraliyet Yolu’nun en eski bölümü. Burada her yıl Edinburgh Military Tattoo Müzik Festivali düzenleniyor.

Lawnmarket, eskiden çarşafların satıldığı pazar yeriymiş.

High Street; St. Giles Katedrali, Tron Kirk Gilmerton & Moredun Kilisesi, çok sayıda pub ve restorana ev sahipliği yapıyor.

Edinburgh

Hight Street – Royal Mile (Kraliyet Yolu)

Abbey Strand ve Canongate ise caddenin en az ilgi gören bölümleri.

Royal Mile’ı gezerken caddeyi kesen sonu Wynd ve Close ile biten sokaklar dikkatinizi çekebilir. Bu isimler Orta Çağ’da verilmiş. Wynd’ler halkın kullanımına açık, genellikle sonunda bir bahçe ya da göl olan kıvrımlı sokaklarmış. Close’larsa sonunda özel bir mülk bulunan sokaklarmış, bu nedenle genellikle bir özel isimle başlıyorlar. Örneğin St.George Close bu sokağın sonunda St.George’un özel mülkü var anlamına geliyor.

Greyfriars Kirkyard Mezarlığı

Dünyanın en ilgi çekici mezarlıklarından biri olan Greyfriars Kirkyard Mezarlığı’nın Harry Potter’ı yazarken J.K. Rowling’e ilham verdiğini biliyor muydunuz? Buradaki Thomas Riddell mezar taşını, Lord Voldemort’un gerçek ismi olarak kullandı. Yine Harry Potter’daki Potter, McGonagall, Moody isimleri de bu mezarlıktaki mezar taşlarında yazan isimlerden geliyor!

The Scotch Whisky Experience

1988 yılında açılan The Scotch Whisky Experience, viski koleksiyonu çok zengin olan bir yer. Rehberli turlara katılarak viskinin damıtılma teknikleri, farklı üretim türleri, viski yapımında kullanılan ekipmanlar hakkında bilgiler alıyor, tadım yapabiliyorsunuz.

Edinburgh

The Scotch Whisky Experience

Camera Obscura & World of Illusions

Camera Obscura & World of Illusions, dünyaca ünlü teleskop imalatçısı Thomas Short’un kızı Maria Theresa tarafından 1835’te kurulmuş. İlk olarak Calton Hill’deki bir binada faaliyet göstermiş, 1892’de Kraliyet Yolu’nun Castlehill bölümündeki Outlook Tower’a taşınmış. İllüzyonlarla dolu büyülü bir dünya sunan tesis oldukça ilgi çekiyor.

Camera Obscura & World of Illusions

St Giles Katedrali

St Giles Katedrali, Kral I. David’in emriyle 1124 yılında yapılmış. 1385’te İngilizler tarafından ateşe verilmesinin ardından restore edilmiş. Katedralin iç kısmında en dikkat çekici bölümü 19. yüzyılda yerleştirilen vitraylar oluşturuyor. Dışında orta bölümde reform sırasında Protestanlar’a liderlik eden John Knox’un heykeli yer alıyor.

St Giles Katedrali

Edinburg City Chambers

St Giles Katedrali’nin hemen karşısındaki Ticaret Odası’nda Harry Potter’ın bazı sahneleri çekildi. Hatta burada Harry Potter’ın yazarı J. K. Rowling’in el izlerini de görüyorsunuz.

New College

Edinburg Üniversitesi’nin binalarından biri olan New College, filmlere sahne olan yapılardan biri.

Holyrood Sarayı

Orta Çağ’da kraliyet ailesi Holyrood Manastırı’nın misafirhanesinde yaşıyormuş. 1503 yılında IV. James Holyrood Manastırı’nın yanına Barok tarzdaki Holyrood Palace (Holyrood Sarayı) inşa ettirmiş. Yapının kulesi V. James döneminde tamamlanmış. İskoç Kraliçesi Mary 1561-1567 yılları arasında bu kulede esir tutulmuş.

Holyrood Sarayı

Duvar halıları, portreler ve antika eşyalarla süslü sarayda kraliçeye ait yatak odası ve Büyük Galeri dikkat çekiyor. Kraliyet ailesi Edinburgh’a geldiğinde bu sarayda kalıyor.

Holyrood Park

12. yüzyılda kraliyet ailesi tarafından av sahası olarak kullanılan Holyrood Park, Edinburgh kentinin en büyük yeşil alanı. 650 dönümlük alanı kaplayan parkta Demir Çağı’nda inşa edilen kalelerin, Tunç Çağı’ndan günümüze ulaşan tarım teraslarının kalıntılarını görebiliyorsunuz. Yaban hayatı merak edenler Duddingston Loch’ta su kuşlarını gözlemleyebiliyor.

Princes Street

1688-1746 yılları arasındaki Jakobit ayaklanmasının bastırılmasının ardından gerçekleştirilen kentsel yenileme projesi kapsamında inşa edilen Princes Street, Edinburgh’un gözde alışveriş bölgelerinden biri.

Edinburgh

Princes Street

1820 yılında kurulan Princes Street Gardens, kentin tarihi ve modern bölümleri arasındaki bağlantıyı sağlıyor. 37 dönümlük alanı kaplayan bahçeler, Noel zamanı kurulan Winter Wonderland sayesinde kentin en eğlenceli yerine dönüşüyor.

Calton Hill

Yeni Şehir bölgesinin doğusunda yer alan Calton Hill, etkileyici manzarasıyla ilgi çekiyor. Buraya mutlaka gelmenizi, şehir ayaklarınızın altındayken doya doya izlemenizi öneririm.

Calton Hill

Arthur’s Seat

350 milyon yıl önce patlayan bir volkan olan Arthur’s Seat, 251 metre yüksekliğinde bir zirveye sahip. Bu da onu Holyrood Park’ın büyük bölümünü kapsayan tepelerin en yüksek zirvesi yapıyor. Buradan da nefis bir şehir manzarası izleyebiliyorsunuz.

Mary King’s Close

Mary King’s Close turlarında Eski Şehir’in en fakir bölgesindeki evleri ziyaret ediyor, 16. ve 17. yüzyıllarda kenti karanlığa boğan sefaletin ve salgınların izlerini hissedebiliyorsunuz.

Çocukluk Müzesi

1955 yılında ziyarete açılan Museum of Childhood (Çocukluk Müzesi), 19. yüzyıl ortalarından günümüze kadar üretilen oyuncaklardan oluşan bir koleksiyona ev sahipliği yapıyor. Koleksiyonun en eski parçasını Kraliçe Anne bebeği oluşturuyor.

Victoria Caddesi

1829-1834 yılları arasında inşa edilen, 1837 yılına kadar Bow Street adıyla anılan Victoria Street; renkli binaları ve hareketli atmosferiyle Harry Potter dünyasındaki ünlü Own Diagon Alley’e benzetiliyor. J.K. Rowling, Harry Potter’ı bu caddedeki Elephant House’da yazmaya başlamış.

Edinburgh Zindanı

The Edinburgh Dungeon (Edinburgh Zindanı), canlı tiyatral gösteriler ve 2 yer altı treni aracılığıyla İskoçya’nın çeşitli tarihi olaylarını ziyaretçilere aktarıyor.

Edinburgh Zindanı

Royal Botanic Garden

Royal Botanic Garden 72 dönüm alanda 10.000’den fazla bitki türüne ev sahipliği yapıyor. 1670 yılında şifalı bitkiler ile ilgili çalışmalar yapan iki akademisyen önderliğinde kurulmuş. 1820 yılında Inverleith’e taşınmış.

National Museum of Scotland (İskoçya Ulusal Müzesi)

1998 yılında ziyarete açılan İskoçya Ulusal Müzesi, İskoçya’nın antik dönemlerden günümüze kadar geçirdiği değişimler hakkında bilgiler veriyor. İki binadan oluşan müzede sanat eserleri, silahlar, mücevherler olmak üzere 10.000’den fazla eser sergileniyor. Bu eserler arasında İskoç bilim insanlarının dünyada ilk kez klonlamayı başardığı koyun Dolly’nin doldurulmuş hâli de var.

Giriş katında ülkenin ilk yerleşimcilerin yaşam tarzları hakkında bilgiler, birinci ve ikinci katlarda ülke tarihine odaklanan İskoç Krallığı adlı koleksiyon, üçüncü katta 1707-19. yüzyıl arasında ülkede yaşanan önemli olaylar hakkında bilgiler, dördüncü ve beşinci katlarda Sanayi Devrimi sırasında İskoçya kırsalından kentlere doğru yaşanan göç hareketi ve beraberinde getirdiği değişimler, altıncı katta I. Dünya Savaşı sonrasından günümüze kadar İskoçya’da yaşayan ünlü kişiler hakkında bilgiler edinebiliyorsunuz.

HMY Britannia (The Royal Yacht Britannia)

Royal Yacht Britannia olarak da bilinen Majesty’s Yacht Britannia, İngiliz hükümdarı Kraliçe II. Elizabeth’e 1954-1997 yılları arasında hizmet vermiş. Eski kraliyet yatını gezebilir, Royal Deck Tea Room’da yemek yiyebilir, 5 yıldızla Fingal otelde kraliyet ailesinin bir ferdi gibi misafir edilebilirsiniz.

Scottish National Portrait Gallery

İskoç Ulusal Portre Galerisi 1889 yılında kurulmuş. Müzede ülke tarihinin şekillenmesinde önemli yeri olan krallara, politikacılara, mimarlara, sanatçılara, şairlere ve filozoflara odaklanan portreler, tablolar, heykeller ve kabartmalar sergileniyor.

Dean Village & Circus Lane

Princes Caddesi’ne 20 dakika yürüme mesafesindeki Dean Köyü, çoğu kişinin atladığı ama kesinlikle görmeye değer bir yer. Water of Leith’in (Leith Suyu-Leith Nehri) kenarında konumlanan köy, 16. yüzyıla tarihlenen binalarıyla göz kamaştıran bir yerleşim. Burada eskiden su değirmenleri varmış. Günümüzde de değirmen taşları hâlâ görülebiliyor. Leith Nehri’ni takip eden yürüyüş yolu boyunca yürürseniz, Dean Köprüsü’nü de görebiliyorsunuz. Circus Lane de Arnavut kaldırımlı caddeleri ve ahır evleriyle dikkat çeken bir yer.

Dean Village

Dean Village

Forth Köprüsü

Forth Köprüsü, Edinburgh şehir merkezinin 14 kilometre batısında, Firth of Forth boyunca uzanan bir demiryolu köprüsü. İngiliz mühendisler Sir John Fowler ve Sir Benjamin Baker tarafından tasarlanmış ve 1890’da tamamlanmış. İskoçya’nın sembolü olarak kabul ediliyor. Forth Köprüsü, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunuyor.

Forth Köprüsü

Edinburgh keyifle gezebileceğiniz, İskoç kültürünü hissedebileceğiniz, publarına oturup soluklanabileceğiniz bir şehir.

Keşfetmeniz dileğiyle…