Estonya’da Avrupa’da az sayıda bulunan açık hava müzelerinden biri var. Burası Orta Çağ’dan kalma bir müze: Roca al Mare. 18. yüzyıl Estonya kırsal yaşamına tanık olunabilecek açık hava müzesi Roca al Mare’de 18. yüzyıl köy evleri, yel değirmenleri, ahşap kilise ve köy okulu bulunuyor. Bu tarihi yapıların içinde gezinmekse insana ister istemez zamanda yolculuğa çıkmış hissini veriyor.
Bir açık hava müzesi – Roca al Mare
Baltık Denizi kıyısındaki müzede Orta Çağ döneminin canlandırması yapılıyor. Orta Çağ giyimli insanların kimisi evlerin içinde örgü örüyor, kimisi odun kırıyor, inek sağıyor ya da günlük çiftlik işleri yapıyor. Ortak olan noktalarıysa ziyaretçilerini 18. yüzyıl Eston kırsal yaşamının içinde hissettirmeleri.
Burada yaşayan köylüler o dönemlerde boğaz tokluğuna çalışıp hayatta kalma mücadelesi vermişler. Gün içinde çalışmayan çocukların masada oturarak yemek yemelerine bile izin verilmiyormuş. Ceza alan çocuklar yemeklerini ancak ayakta yiyebiliyorlarmış.
Pronto Tour Baltık başkentleri turunda Tallinn‘den sonra programımızda Roca al Mare vardı. Bu açık hava müzesini gezerken özgürlüğün ve bugün sahip olduğumuz imkânların ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha hissettim.
Tarih sahneleri hep ibretlik hikâyelerle dolu. Dünyanın karanlık dönemi Orta Çağ cadı diyerek kadınların öldürüldüğü, sınıf farklılıklarının fazlasıyla yansıtıldığı, zengin-fakir ayırımı yapılan bir dönem.
Bizim bugün gidip turistik aktivite olarak keyifle gezdiğimiz yerlerde o dönem yaşamış olmayı hiç istemezdim.
Bu müze güzel bir sunumla o dönemi günümüzde yaşatmayı başarıyor.
Keşfetmeniz dileğiyle…
Siz de fikrinizi belirtin