Porto Gezi Rehberi

Portekiz’in ikinci büyük şehri olan Porto, Rio Douro Nehri’nin manzaralı tepeleri üzerine kurulmuş. Roma İmparatorluğu’nun, ardından Araplar’ın egemenliğinde kalmış ve bir sınır kenti olmasından ötürü uzun süre gelişim gösterememiş. Ancak şarapları ünlenince dünya çapında adını duyuran bir kent hâline gelmiş. Bizler bugün Porto’yı bir şarap başkenti olarak tanıyoruz. Şehirde Oporto’nun Tarihi Merkezi, Luiz I Köprüsü, Serra do Pilar Manastırı; UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunuyor.

Dom Luis I Köprüsü

Porto’da gezilecek yerler listesi

“Portekiz’in Venedik‘i” olarak adlandırılan liman şehrinde; tarihi şarap mahzenlerini gezebilir, Arap mimarisiyle Endülüs mimarisinin karışımı rengârenk evleri seyredebilir, küçük bir nehir gezisiyle romantizm yakalayabilirsiniz. Lizbon‘dan trenle geldiğim şehir, benim için de tek başına çıktığım Endülüs – Portekiz turunun son durağı olacaktı.

Peki Porto’ya gelmişken hangi lezzetleri tadalım? En özel lezzetleri sıraladım:

• Tripas a moda do Porto (Halk arasında Tripeios) – 14. yüzyıldan beri yapılan fasulye ve işkembeli güveç
• Francesinha – İçinde sığır eti ya da domuz eti bulunan bir çeşit tost
• Pasteis de bacalhau – Morina balığı kekleri
• Sardinhas assadas – Mangalda pişirilen sardalya balığı. Balıklar içi de dışı da temizlenmeden pişiriliyor diye ben pek sevemedim ama özel lezzet olduğundan listeme aldım.

Sadece Porto’da değil, Portekiz’de yediğim en güzel yemek Tapabento’daydı. Burası Portekizli Isabella’nın işlettiği Sao Bento tren istasyonunun çok yakınında bir restoran. Mutlaka uğrayın. Pişman olmayacaksınız.

Tapabento’da ceviche

Tapabento’da tatlılar

Şimdi gelin, Porto’yu birlikte gezelim…

Praça da Liberdade (Özgürlük Meydanı)

Praça da Liberdade (Özgürlük Meydanı), kentin merkezi kabul ediliyor. Meydanın ortasında Kral Pedro IV’e ait bir heykel var.

Praça da Liberdade (Özgürlük Meydanı)

Torre dos Clérigos

Tepesinden şehrin en güzel manzarasını seyredilebileceğiz Torre dos Clérigos, İtalyan mimar Nicolau Nasoni tarafından 18. yüzyılda inşa edilmiş. 197 basamakla çıkılan kuleden sisler ardındaki kenti izlemeye doyum olmuyor.

Torre dos Clérigos’dan Porto manzarası

Sao Bento Tren İstasyonu

1916 yılına tarihlenen Sao Bento Tren İstasyonu, nostaljik yapısı ve farklı mimarisi olan bir istasyon. İstasyonun içi Porto tarihini anlatan mavi renkli geleneksel seramiklerle (azulejo) süslü.

Sao Bento Tren İstasyonu

Livraria Lello Kitapçısı

Livraria Lello Kitapçısı âdeta kitap cenneti olarak adlandırılabilecek bir kitapçı. Harry Potter romanlarının yazarı J.K. Rowling, kitaplarını yazarken Livrario Lello’dan esinlendi, Hogwarts Kalesi’nin merdivenlerini buraya göre uyarladı.

Livraria Lello Kitapçısı

Se Catedral (Porto Katedrali)

13. yüzyılda yapılan Se Katedrali’nin şehrin en eski yapısı olduğu söyleniyor. Katedralin bir özelliği daha var: Portekiz Kralı I. John ile İngiltere kraliyetinden Prenses Philippa, 1387 yılında bu katedralde evlenmiş. Bu evlilik sonrasında İngiltere ve Portekiz arasında Windsor Askeri İşbirliği Antlaşması imzalanmış. Bu antlaşma tarihteki en eski askeri işbirliği antlaşması olarak tarihe geçmiş. Günümüzde de hâlâ geçerliliğini koruyor.

Porto Katedrali

Sao Francisco Kilisesi

1300’lü yıllara tarihlenen Sao Francisco Kilisesi, 17. ve 18. yüzyıllarda yenilenmiş.

Sao Francisco Kilisesi

Santa Catarina Caddesi

Alışverişin adresi olan cadde üzerindeki bir klasik mekân var: Majestic Cafe. Harry Potter romanlarının yazarı J.K. Rowling, kitaplarının bir kısmını burada yazdı. Ben de yorgunluğumu atmak ve bu klasiği bizzat yaşamak için burada kahve ve nata eşliğinde güzel bir mola verdim.

Majestic Cafe

Palacio da Bolsa (Bolsa Sarayı)

Palacio da Bolsa (Bolsa Sarayı) 1842’de yapılmış. İçindeki Arap Odası ile tanınıyor.

Porto – Palacio da Bolsa (Bolsa Sarayı) Kaynak:Wikipedia (By Alvesgaspar – Own work, CC BY-SA 4.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=34107777)

Praça da Batalha (Batalha Meydanı)

Petro V’in heykelinin bulunduğu Praça da Batalha (Batalha Meydanı)’da Palacio dos Guedes ve Teatre Nacional de Sao Joao var.

Praça da Batalha (Batalha Meydanı) Kaynak:Wikipedia (By ho visto nina volare from Italy – Portogallo 2007, CC BY-SA 2.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=3073722)

Porto – Riberia Bölgesi

Riberia; gondollarda romantizm yaşamak, sokak çalgıcılarını dinlemek, önünde sallanan çamaşırlarıyla bütünleşen evleri görmek ve de Porto havasını koklamak için gelinecek en güzel yer.

Riberia

Porto – Dom Luis I Köprüsü

Dom Luis I Köprüsü, kent merkezini karşı kıyısındaki Vila Nova Gaia ile bağlıyor. 392 metre yükseklikteki köprü 1881-1886 yılları arasında burada bulunan eski köprünün yerine yapılmış. Eski köprünün ayakları da hâlâ Riberia tarafındaki köprünün yanında yer alıyor. Luiz I Köprüsü, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunuyor.

Dom Luis I Köprüsü

Köprünün ayağından asansörlerle üzerine çıkabilirsiniz. Buradan çok güzel bir şehir manzarası var.

Dom Luis I Köprüsü’nün üzerinden manzara

Serra do Pilar Manastırı

Serra do Pilar Manastırı, Douro Nehri’nin karşı kıyısındaki Vila Nova de Gaia’da bulunuyor. Serra do Pilar Manastırı, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunuyor.

Serra do Pilar Manastırı Kaynak:Wikipedia (By Diego Delso, CC BY-SA 3.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=20140699)

Tarihi Şarap Mahzenleri

Vila Nova Gaia’da yer alan tarihi şarap mahzenlerinin içinde en çok Ferreiara tavsiye ediliyor. Ferreiara’da şaraphane turu ve şarap tadımı yapılıyor.

Ferreiara

Foz do Douro

Eğer kenti gezmek için yeterli vaktiniz varsa, okyanus kenarındaki sevimli kasaba Foz’u ve devamındaki balıkçı ağlarıyla ünlü Matosinhos’u ziyaret edin. Buradaki kaliteli hayata ve okyanus kenarındaki romantik yürüyüş yoluna bayılacaksınız. Buranın en özel restoranı Casa Vasco’da muhteşem tapasların ve tatlıların tadına bakmayı da sakın ihmal etmeyin.

Casa Vasco’da tatlılar

Sonrasında Tavi ya da Praia Da Luz’da okyanusa karşı kahvenizi yudumlayabilirsiniz.

Foz’da Praia Da Luz

Gezdiğim Portekiz şehirlerinin hepsinde İspanyollar’ın aksine Portekizliler’in İngilizceyi iyi konuştuğunu belirtmeliyim. Tabii ki İngilizce bilmeyenler var ama işaret diliyle gayet iyi anlaşıyoruz. İngilizce bilen sayısıysa oldukça fazla. Aksanları da Kuzey Amerikalılar’ı aratmayacak kadar iyi.

Lizbon’un hafif kasvetinden sonra Porto beni kendime getirdi. Hiç beklentisiz gelmiştim. Ancak öyle sevdim ki hiç dönesim gelmedi. Buranın insanı derinden etkileyen bir ruhu var. Beni de büyüledi. İçime işledi…

Riberia ve Dom Luis I Köprüsü

Keşfetmeniz dileğiyle…