İsfahan, İran İslam mimarisinin başkentidir. 16. ve 17. yüzyıllarda altın çağını yaşayan şehir bugün de aynı görkemini yansıtır. Mimarisiyle büyülemekle kalmaz, sanat, edebiyat ve felsefenin de merkezi olması nedeniyle tarihten süzülerek gelen kültür birikimini size hissettirir. İranlılar’ın “Dünyanın yarısı” olarak tanımladığı ve tarihi açıdan İran’ın kalbi olarak bilinen İsfahan, adımınızı attığınız anda güzelliğini gözler önüne serer. İsfahan şehri bir de zanaat & halk sanatları dalında UNESCO yaratıcı şehirler ağına kabul edilmesiyle adını duyurur. Şehirdeki Nakş-ı Cihan Meydanı ve Cuma Camii, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alır. Chehel Sotun Bahçesi, Pers Bahçeleri kategorisi içinde UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunur.
Tarihi Yontma Taş Devri’ne kadar uzanan, Safevi döneminin ve ikinci olarak da 16. yüzyılda Pers İmparatorluğu’nun başkenti olan İsfahan İranlı Medler buraya yerleşince Medler’in en önemli şehirlerinden biri olmuş.
İran gezimizde Tahran‘dan ayrıldıktan sonra 450 km uzağındaki İsfahan’a doğru yola çıktık. Normal şartlarda 10 dakikada bağlanmamız gereken şehirlerarası otobana çılgın trafik nedeniyle 2 saatte çıkabildik. Ey İstanbul, burnumda tütüyorsun…
İsfahan’a gelişimiz peygamberin ölüm günü ve İmam Hasan’ın şehit olduğu güne denk geldi. Ülkede yas ilan edilmiş durumda. Bütün müzeler, saraylar, alışveriş yerleri kapalı. Şehir neredeyse ölü şehir görüntüsünde. Meğer İran’da her sene hafta sonları dâhil 132 gün tatil oluyormuş. Gezmek istediğimiz hiçbir tarihi yere girmemiz mümkün olmadığından, planları değiştirip yola çıkalım diyeceğiz. Ancak 2 gün sonra da İmam Reza’nın şehit düştüğü gün nedeniyle yine tatil olduğunu öğreniyoruz. Demek ki İran’a gelmeden önce tatil günlerini araştırmakta fayda varmış.
Zaten yol yorgunuyuz. Konakladığımız Jey Negin Hotel pek matah değil. Ancak bu akşam için bizi idare edecek artık.
Bu koşullarda göremediğimiz yerleri dönüş yoluna bırakarak gezimize devam edeceğiz. Henüz haberimiz yok ama dönüşte Mehdi’nin kuzeni Farahnaz’ın evine davet edilecek ve İranlılar’ın konukseverliğine bir kez daha şahit olacağız. Farahnaz’ın evinde seyredeceğimiz İran düğünlerinin gösterildiği kasetlerde ise başı tamamen açık, straplez gelinlik giymiş İranlı gelinleri hayretle izleyecek, şeriatın pek çok yerde ve pek çok kişi için sadece lafta kaldığını göreceğiz. Zaten konuştuğum herkes devrimle birlikte giderek fakirleştiklerini ve şeriatı sevmediklerini söylüyor.
İsfahan’da gezilecek yerler listesi
İçindekiler
- 1 İsfahan’da gezilecek yerler listesi
- 1.1 Nakş-ı Cihan Meydanı (İmam Humeyni Meydanı)
- 1.2 İmam Camii (Mescid-i İmam)
- 1.3 Şeyh Lütfullah Camii
- 1.4 Ali Gapu Sarayı (Kakh-ı Ali Kapu)
- 1.5 Bazar-e Bozurg
- 1.6 İsfahan Cuma Camii (Jameh Mosque)
- 1.7 Khaju Köprüsü
- 1.8 Si-o-seh Pol Köprüsü (33 Sütunlu Köprü)
- 1.9 Ermeni Mahallesi Colfa
- 1.10 Chehel Sotoun Sarayı (Kırk Sütun Sarayı)
- 1.11 Hasht Behest Sarayı (8 Cennet Sarayı)
- 1.12 Ateşgah Zerdüşt Tapınağı
- 1.13 İsfahan – Nerede yemek yenir?
- 1.14 Shahrzad Restoran
- 1.15 İsfahan Otelleri
- 1.16 Abbasi Hotel
İsfahan gezilecek yerler bakımından oldukça zengin bir şehir.
Nakş-ı Cihan Meydanı (İmam Humeyni Meydanı)
17. yüzyılda yapılan Nakş-ı Cihan Meydanı, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor. Burası 512 metre uzunluk ve 163 metre eni ile yapıldığı dönemde dünyanın en büyük meydanıymış. Günümüzdeyse dünyanın Çin’in Tiananmen Meydanı’ndan sonraki ikinci en büyük meydanı. Tarihte Şah ve halkın buluşma merkezi olarak kullanılmış. Burada spor müsabakaları ve dini törenler yapılmış, suçlular cezalandırılmış.
İmam Camii (Mescid-i İmam)
Nakş-ı Cihan Meydanı’nın güney kısımında, Safevi döneminde I. Şah Abbas tarafından yaptırılan İmam Camii (Mescid-i İmam) var. Caminin içi mükemmel mavi çinilerle kaplı. Kullanılan çini sayısının 500.000 olduğu söyleniyor. En önemli özelliğiyse 49 çeşit yankı oluşturabilen bir akustik mimariye sahip olması.
Şeyh Lütfullah Camii
Meydanın doğusunda Safevi döneminde I. Şah Abbas tarafından yaptırılan Şeyh Lütfullah Camii var. Cami adını Şah Abbas’ın kayınpederi ve saygın bir İslam alimi olan Şeyh Lütfullah’dan alıyor. Safevi hanedanına ait kişilerin ibadet etmesi için yapılan cami 1618 yılında tamamlanmış. Duvar ve kubbe süslemeleri ile şahın gücünü ve ihtişamını anlatmak üzere tasarlanan yapıda muhteşem turkuaz rengi çiniler kullanılmış.
Ali Gapu Sarayı (Kakh-ı Ali Kapu)
Meydanın batısında Kraliyet Sarayı olarak da bilinen Ali Gapu Sarayı (Kakh-ı Ali Kapu) var. Şah Abbas meydandaki törenleri 16.-17. yüzyılda inşa edilen bu 7 katlı muhteşem yapıdan izlemiş.
Bazar-e Bozurg
Bazar-e Bozurg tarihi 11. yüzyıla kadar uzanan büyük bir çarşı. İmam Meydanı’nın kuzeyinde yer alan Cuma Camii ile bağlantısı var.
İsfahan Cuma Camii (Jameh Mosque)
Selçuklu, Moğol ve Safevi mimari tarzının iç içe geçtiği Cuma Camii, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor. İran’ın en büyük cami avlusunun bulunduğu yapı 8. yüzyıla tarihleniyor.
Khaju Köprüsü
Zayende Nehri üzerinde akşam saatlerinde İranlılar’ın üzerinde toplanıp gazel okuduğu Khaju Köprüsü, Şah Köprüsü olarak da biliniyor. İlk olarak Timur döneminin sonlarında yaya, atlı ve deve kervanları için yaptırılmış. Daha sonra II. Şah Abbas’ın emriyle eski köprünün yerine bugünkü köprü yaptırılmış. Köprüdeki küçük kasır, şah manzara seyretsin diye yapılmış. Hangi köşesinde durursanız durun, köprü estetik pozlar veriyor. Bence hem gündüz hem de gece ışıklarında burayı görmek lazım.
Si-o-seh Pol Köprüsü (33 Sütunlu Köprü)
Zayende Nehri üzerindeki Si-o-seh Pol Köprüsü’nün (33 Sütunlu Köprü) de Khaju Köprüsü gibi hem gündüz hem gece ışıklarında görülmesi gerekiyor. Uzunluğu 300 metreyi bulan köprü 17. yüzyıl başlarında yapılmış.
Ermeni Mahallesi Colfa
Colfa mahallesi Zayende Nehri’nin güneyinde yer alıyor. Burası Osmanlılar’la savaşlar sırasında Şah’ın emriyle yıkılan Colfa şehrinden İsfahan şehrine göç ettirilen Ermeniler tarafından kurulmuş. Mahallede freskleriyle göz kamaştıran Vank Katedrali dâhil olmak üzere 13 kilise ve katedral var. İtalyan sanatkârlar tarafından yaptırılan ve gördüğüm en etkileyici kiliselerden birisi olan Vank Katedrali, Floransa kiliseleriyle benzerlik gösteriyor. Kilisenin yanında Soykırım Müzesi var. Müzede Türkiye haritası üzerinde sözde Ermeni katliamının yapıldığı yerler işaretlenmiş.
Chehel Sotoun Sarayı (Kırk Sütun Sarayı)
Chehel Sotoun Sarayı’nın (Kırk Sütun Sarayı) yapımına Şah Abbas döneminde başlanmış. II. Şah Abbas döneminde 1647’de tamamlanmış. Saray aslında 20 sütun üzerinde kurulmuş ama sütunların havuzdaki yansımaları da hesaba katılarak 40 sütun ismi kullanılıyor. Gördüğümüz diğer saraylardan farklı bulduğumuz saraydaki resimleri çok beğendik. En çok da Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran Savaşı resminden etkilendik. Sarayın ahşap tavan ve sütunlarının bakımsızlıktan çökecek durumda olmasına ise çok üzüldük.
Chehel Sotun bahçesi, Pers Bahçeleri kategorisi içinde UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunuyor.
Hasht Behest Sarayı (8 Cennet Sarayı)
Hasht Behest Sarayı (8 Cennet Sarayı), Safevi Sultanı Süleyman Şah tarafından 1660’da yaptırılmış. Yemyeşil bahçesinde keyifle geziliyor. Saray küçük olmasına rağmen özellikle tavan süslemeleriyle çok beğeniliyor.
Ateşgah Zerdüşt Tapınağı
İran’da Zerdüşt Tapınağı’nın ne işi var, demeyin. İran teokratik bir ülke olsa da inançlar anayasal güvence altında. Dinler arasında Zerdüşt dini de çok özel bir yere sahip çünkü İslamiyet’ten önce Zerdüştlük ülkenin resmi diniymiş.
Zerdüştlük insanlık tarihinin ilk tek tanrılı dini. Bu nedenle günümüzdeki üç semavi dini etkilediğini söyleyebiliriz. Zerdüşlüğün 3 temel ilkesi var: İyi düşün, iyi söyle, iyi davran. Zerdüştlük felsefesinde su, toprak, ateş kutsal sayılıyor. Ateşe, aydınlığa veya Güneş’e bakılarak ibadet ediliyor. Işığın ve aydınlıkların Tanrı Ahura Mazda’nın fiziksel temsili olduğuna inanılıyor. Bununla ilişkili olarak ateşin iyi ve kötüyü birbirinden ayıran Tanrısal bir güce sahip olduğu düşünülüyor.
Ateşgah Tapınağı çok eski dönemlerden bu güne kadar hiç sönmeden yanan kutsal ateşin mekânı. Peygamberlerin vaazlarını ve başlarından geçenleri tasvir eden resimler ve Farahavar heykelleri ile süslü. Buraya girebilmek için özel izin gerekiyor.
İsfahan – Nerede yemek yenir?
Gelelim yeme-içme mekânlarına:
Shahrzad Restoran
Shahrzad kentteki en güzel restoranlardan biri. Yemekleri oldukça lezzetli. Porsiyonları çok büyük. Bir porsiyon tek kişiye çok fazla geliyor. Ancak bir sanat galerisi görünümündeki restorana rezervasyonsuz gitmek mümkün değil. Biz tatil gününe denk geldiğimizden kalabalık yoktu, sadece 40 dakikacık beklemeyle (!) bir masa alabildik.
İsfahan Otelleri
İsfahan otelleri içinde benim tercihim aşağıda.
Abbasi Hotel
İsfahan denince akla gelen ilk otel kuşkusuz Abbasi Hotel. Burası 18. yüzyıldan kalma tarihi bir kervansarayın içinde âdeta yaşayan bir müze.
Bu şehir İran’ı her yönüyle hissettiren bir mini İran benim için. İnsanlarının misafirperverliğinden şehirlerinin dokusuna kadar İran kültürünü bize yaşatan ve gezimizin en önemli durak noktalarından birisi İsfahan. Şimdi de Şiraz‘a 480 km yolumuz var. Olsun… Aşkın şehrini görmek uğruna yine yollara düşmeye değecek…
Siz de fikrinizi belirtin