Tarihte medeniyetlerin buluşmasına tanıklık eden Tarsus 6.000 yıldan beri varlığını korumuş, ismi değişmeden bugüne kadar gelmiş dünyanın en eski şehirlerinden birisi. Kilikya Uygarlığı’nın merkezi olan Tarsus’ta Roma, Bizans, Osmanlı’dan kalma eserler iç içe geçiyor, dün bugünle buluşuyor. Buradaki St Paul Kilisesi, St Paul kuyusu ve çevresi, UNESCO Dünya Mirası Geçici listesinde bulunuyor.

Tarsus

Kısa Tarsus tarihi

Antik Kilikya’yı İç Anadolu’ya bağlayan tarihi yolların kavşak noktasında yer alan Mersin’in bu çok özel ilçesi tarihi zenginliği ve coğrafi konumu ile Neolitik dönemden beri çeşitli kültürlerin kaynaşma noktası olmuş.

Tarsus

Tarsus’un kuruluş efsanesi şöyle: Antik çağlarda Tarsus Çayı’na, yerli Kilikia halkı Kydnos ismini vermiş ve Kydnos’un oğlu Parthenia, Kydnos’un denize döküldüğü yere kendi adı ile bir şehir kurmuş. Tufandan sonra suların çekilmesi ile kurulan bu şehre Tersein (kurutmak) adı verilmiş.

Burası öyle özel bir yerleşim ki 3 din için de anlamı büyük. Buranın Tevrat’ta Efsus, İncil’de Arsus, İslam kaynaklarında ise Hz. Adem Aleyhisselamın oğlu Şit Peygamber tarafından kurulduğu belirtiliyor.

Tarsus gezilecek yerler

Tarsus gezilecek yerler bakımından oldukça zengin.

Kleopatra Kapısı

Sezar’ın ölümünden sonra Roma’nın önde gelen komutanlarından olan Antonius, Mısır Kraliçesi Kleopatra’yı, Mısır’ın buğday ihtiyaçlarını konuşmak için Kilikya’ya, yani bugünkü adıyla Tarsus’a çağırmış. Kleopatra denizden gemilerle gelmiş ve kente bu kapıdan girmiş. Surlardan geriye kalan kapının Deniz Kapısı olan ismi de sonradan Kleopatra Kapısı’na dönüşmüş.

Tarsus

Kleopatra Kapısı

Romalı General Antonius ile M.Ö 42 yılında başlayan görüşmeler 10 yıl süren büyük aşkın başlangıcı olmuş. Tüm dedikodulara rağmen Kleopatra büyük aşkına 3 evlat vermiş. Bu ihtiras dolu aşk yüzlerce yıldır dilden dile konuşuluyor ve de Hollywood filmlerine konu oluyor.

Antonius ve Kleopatra aşkı Kaynak:Wikipedia (By A. M. Faulkner – Folger Shakespeare Library Digital Image Collection http://luna.folger.edu/luna/servlet/s/55ved8, CC BY-SA 4.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=40983479)

Roma Yolu

Tarsus’a 15 km uzaklıktaki Sağlıklı Köyü’nün yüksek kesiminde bulunan Roma Yolu ve Kilikya Zafer Takı’nın tarihi M.S 1 yüzyıla uzanıyor. 4. yüzyıla kadar kullanıldığı düşünülen yolun genişliği yaklaşık 3 metre. Burada, Roma ve Bizans devletlerine ait mezarlar ve yolla ilgili yapılan çalışmalara ait kitabeler var. Bu yolda St. Paul, Cicero, Julius Casear, Athenedoros, Nestor, Kleopatra, M. Antonius, Augustus ve Hadrian gibi isimlerin yürüdüğü söyleniyor.

St Paul Anıt Müzesi (Saint Paul Kilisesi)

12. yüzyılın sonlarına doğru inşa edildiği düşünülen kilise, Hristiyanlığın yayılmasında önemli rol oynayan Aziz Paul adına yapılmış. Tarsus’lu olduğu İncil’de iki kez yazılı olan Aziz Paul, İsa’nın 12 havarisinden biri.

Tarsus – St Paul Anıt Müzesi

Saint Paul Kuyusu

St. Paul Hristiyanlığın en önemli figürlerinden biri. İncil’de adı Müjdeleyici olarak geçiyor. St. Paul’un evi olduğuna inanılan binanın bahçesinde yer alan su kuyusu ise ülkemizin UNESCO Dünya Miras listesine aday olarak gösterilen kültür varlıklarından biri. Aziz Paul’un doğum yeri olarak bilinen ve kendisine adanan bu tarihi yer, geçmişte uzun kara yolculuklarıyla Kudüs’e hacı olmak için yöreden geçen Hristiyanlarca ziyaret edilir, kuyunun suyundan içilirmiş.

Tarsus

Saint Paul Kuyusu

Kızılmurat Mahallesi Tarihi Tarsus Evleri

Cumhuriyet Dönemi mimarisini yansıtan tarihi Tarsus evleri kerpiç, taş ve ahşap yapılarıyla dikkat çekiyor. 300’e yakını tescillenen tarihi evler restore edilip turizme kazandırılmaya çalışılıyor.

Kızılmurat Mahallesi Tarihi Tarsus evleri

Makam-ı Danyal Camii

Caminin içinde Danyal Peygamber’in makamının bulunmasından dolayı burası Makam-ı Şerif Cami olarak da anılıyor. Danyal Peygamber, 2. Babil Kralı Nebukadnesar (M.Ö 605-562) yıllarında yaşamış, ilmi ve kehanetleriyle Yahudileri Babil esaretinden kurtarmış.

Tarsus

Makam-ı Danyal Camii

Rivayet de şöyle: Babil Kralı rüyasında İsrailoğulları’ndan gelecek bir erkek çocuğun kendi tahtını sarsacağını görünce İsrailoğulları’ndan doğan erkek çocukların öldürülmesini emretmiş. Bu nedenle Danyal Peygamber doğunca onu korumak isteyen ailesi bebeği dağ başında bir mağaraya bırakmış. Mağarada bir erkek ve bir dişi aslan himayesinde büyüyen Danyal delikanlı olunca kavmi arasına karışmış. Bir kıtlık senesinde Tarsus’a davet edilen Danyal Peygamber’in buraya gelmesiyle birlikte bolluk olmuş. Danyal Peygamber Babil’e geri gönderilmemiş. Ölünce de şimdiki Makam Camii’nin bulunduğu yere gömülmüş.

Ulu Camii

1579’da Ramazanoğlu beyi Piri Mehmet Paşa’nın oğlu İbrahim Bey tarafından yaptırılmış. Kentin en eski ve geçmişte merkezi olan bölgesinde bulunan cami, etrafındaki türbe, imaret ve 1895’de eklenen saat kulesi ile büyük bir külliye görünümününde. Cami-i Kebir ya da Cami-i Nur diye adlandırılan caminin bitişiğindeki türbede Hz. Şit, Hz. Lokman Hekim ve Halife Me’mun’un mezar odaları var.

Tarsus Ulu Camii

Kırkkaşık Bedesteni

Bedesten Ramazanoğulları Beyliğinden Piri Paşa’nın oğlu İbrahim Bey tarafından 1579 yılında yaptırılmış. Bir dönem imaret ve medrese olarak kullanılan bedesten cumhuriyet döneminde kapalı çarşıya dönüştürülmüş. Yedi kubbeli tarihi çarşı adını dış cephesini süsleyen kaşığa benzeyen kabartmalardan alıyor.

Tarsus

Kırkkaşık Bedesteni

Kırkkaşık Bedesteni’nde mutlaka Serpil Kafe’de oturup kaynar için. İçinde zencefil, zerdeçal, havlıca, tarçın, karanfil, yeni bahar bulunan içecek, ilk olarak lohusa şerbeti olarak yapılmaya başlanmış, Serpil Abla sayesinde de hatırlatılıyor ve yaşatılıyor.

Tarsus

Kaynar

Siptilli Çarşısı

Restorasyonu yapılan çarşıdaki 18 iş yerinin hepsinin işletmeciliğini kadınlar yapıyor. Buradaki ürünlerden satın almak isteyebilirsiniz.

Tarsus

Siptilli Çarşısı

Tarsus Şahmeran Hamamı

Hamamı anlatmadan önce yine efsanelere değineyim:

Şahmeran Efsanesi

Şahmeran İran-Pers mitolojisinde rastlanan, akıllı ve iyi olarak tanımlanan, belinden aşağısı yılan, üstü insan şeklinde, doğa üstü yaratıkların başında bulunan, hiç yaşlanmayan, ölünce ruhunun kızına geçtiğine inanılan bir varlık. Şahmeran aslında özünde iyilik olan bir canlı. Yer altında ona itaat eden yılanları ile birlikte yaşamış.

Şahmeran Kaynak:Wikipedia (The original uploader was Şeb at Türkçe Vikipedi. – Transferred from tr.wikipedia to Commons., GFDL, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=50271306)

Cemşab

Cemşab yoksul bir ailenin oğlu. Evinin geçimini odunculuk yaparak sağlamış. Bir gün arkadaşlarıyla birlikte ormanda içi bal dolu bir kuyu bulmuş. Balı çıkarması için arkadaşları tarafından kuyuya indirilmiş. Balın çıkartılması sona erince de kuyuda bırakılmış. Kuyunun içinde yardım beklerken bir ışık sızıntısı görmüş. Işığın geldiği yeri açarak büyük bir bahçeye çıkmış. Burada Şahmeran ile karşılaşmış.

Şahmeran Cemşab’ı çok sevmiş. Yanında kaldığı süre içinde ona tıp bilimiyle ilgili hiçbir insanın sahip olamadığı bilgileri vermiş. Bir söylentiye göre Cemşab aslında bilinen Lokman Hekim‘miş.

Şahmeran’ın yanında uzun zaman kalan Cemşab bir süre sonra sıkılmış ve evine dönmek istemiş. Şahmeran gitmesini istemese de izin vermiş ama kendisini gördüğünü kimseye söylememesini de tembih etmiş.

Bu arada zamanın hükümdarı hastalanmış. Bu hastalık ancak Şahmeran’ın eti yenirse geçecekmiş. Bunun üzerine Şahmeran’ın yerini bilene büyük vaatlerde bulunulmuş ancak kimse ortaya çıkmamış.

Vezir

Şahmeran’ı gören kişinin sırtının yılan derisi gibi pul pul olduğunu padişaha söyleyince herkesin hamama gelerek yıkanması emri verilmiş. Cemşab Şahmeran’a söz verdiği için hamama gitmemiş fakat bir süre sonra sadece kendisinin yıkanmaya gitmediği anlaşılmış ve hamama gitmek zorunda bırakılmış.

Hamamda sırtının yılan derisi gibi olduğu görülen Cemşab’dan zorla Şahmeran’ın yeri öğrenilmiş ve Şahmeran ele geçirilmiş.

Yakalanan Şahmeran Cemşab’ın ne kadar üzgün olduğunun farkına varmış. Bunu isteyerek yapmadığını anlamış. Kaderini bildiği için karşı koymamış ve Cemşab’a ölümünden sonra etini kaynatarak ilk suyu vezire, ikincisini padişaha içirmesini, üçüncüsünü de kendisinin içmesini tembihlemiş.

Şahmeran hamama götürülerek burada öldürülmüş ve eti kaynatılmış. İlk suyu içen vezir hemen ölmüş. İkinci suyu içen padişah iyileşmiş. Üçüncüsünü içen Cemşab ise aklı ve zekâsı daha da güçlenip padişaha baş vezir olmuş.

Efsaneye göre Şahmeran’ın yılanları hâlâ Şahmeran’ın öldüğünü bilmez. Eğer yılanlar Şahmeran’ın öldüğünü öğrenirlerse tüm şehri basacak ve Şahmeran’ın intikamını alacaklar.

Tarsus Şahmeran Heykeli

Şimdi gelelim hamama: Yılanların şahı olarak bilinen Şahmeran’ın bu hamamda öldürüldüğüne inanılıyor. Bu nedenle burası halk arasında önemli bir yere sahip. Hamamın göbek taşında ve yine iç kısımdaki duvarlarında görülen hafif kırmızıya yakın rengin, burada öldürüldüğü belirtilen Şahmeran’ın kanından geldiğine inanılıyor.

Tarsus

Şahmeran Hamamı

Kubat Paşa Medresesi

Yapı Ramazanoğullarından Piri Paşa’nın kardeşi Kubad Paşa tarafından 1553 tarihinde medrese olarak inşa edilmiş. Tadilatı devam ediyor.

Kubat Paşa Medresesi

Roma Hamamı Kalıntıları

Alttan Geçme olarak da bilinen Roma Hamamı’na ait kalıntılar şehrin hemen merkezinde yer alıyor. Hamamın M.S 2-3. yüzyıllarda yapıldığı sanılıyor.

Tarsus

Roma hamamı kalıntıları

Nusrat Mayın Gemisi

Asıl ismi Nusrat olan gemi zamanla Nusret olarak kullanılmış. 1. Dünya Savaşı’nda döşediği mayınlarla Çanakkale Boğazı’nı İngiliz ve Fransız zırhlılarına mezar eden ve Çanakkale Boğazı’nı düşman gemilerine geçilmez kılan Nusrat Mayın Gemisi bir müze olarak hizmet veriyor.

Nusrat Mayın Gemisi

Eshab-ı Kehf (Yedi Uyurlar Mağarası)

Hem Hristiyanlık’ta hem de İslam dininde söz edilen Yedi Uyurlar inanışının Anadolu’da yer alan mağaralarından biri olan Eshab-ı Kehf Mağarası (Yedi Uyurlar Mağarası); Benclus Dağı’nın eteklerinde, önünde eğilimi az olan bir vadide yer alıyor. Doğal bir çöküntünün mağara şeklini aldığı Eshab-ı Kehf’e 15 basamaklı bir merdivenle iniliyor. Efsaneye göre çok tanrılı dönemde tek tanrıya inandıkları için eziyete uğramaktan korkup kaçan 7 Hristiyan genç köpekleriyle birlikte Eshab-ı Kehf Mağarası’na saklanmış. Mucizevi bir şekilde taş kesilerek 300 yıllık bir uykuya dalmışlar. Uyandıklarında içlerinden biri yiyecek bir şeyler almak için şehre gitmiş. Elindeki eski paradan şüphelenen biri onu takip etmiş ama mağaraya geldiğinde 7 yavru kuştan başka bir şey görmemiş.

Tarsus Eshab-ı Kehf Mağarası

Kuran’da Kehf Suresi’nde de ismi geçen bu yerin inanç turizmi açısından değeri oldukça fazla.

Eshab-ı Kehf

Mağaranın hemen üzerinde 1873 senesinde Sultan Abdulaziz tarafından yaptırılan bir cami var. Sonraki yıllarda eklenen üç şerefeli minaresi ile cami hâlâ ayakta.

Tarsus

Eshab-ı Kehf Camii

Tarsus Şelalesi

Berdan Çayı taşıdığı alüvyonlarla Çukurova deltasının ortaya çıkışında önemli rol oynuyor. Berdan Çayı üzerinde bulunan Tarsus Şelalesi ise bölgede yaşayanların sıklıkla geldiği çok güzel bir mesire alanı. Roma döneminde mezarlık olarak kullanılan bölgede sular çekildiğinde tahrip olmuş mezar yapıları görülebiliyor.

Tarsus Şelalesi

Tarsus’ta Ne Yenir? – Tarsus’ta Nerede Yenir?

Yöreye özgü lezzetleri denemek istiyorsanız humus, fındık lahmacun ve mamul yiyebilirsiniz.

Humusçu Orhan

Bu esnaf lokantası, humusun ilk adresi.

Kervan

Humusu ile ünlü.

Yeni Ada

Burada fındık lahmacun (kuzu etinden yapılıyor), humus ve Tarsus kebabı yiyebilirsiniz.

Her köşesinden tarih fışkıran Tarsus eşi benzeri olmayan bir yer. Burada efsaneleri dinlerken hayallere dalabilir, Kleopatra-Antonius aşkının yaşandığı yerlerde bu aşkı gözünüzde canlandırabilir, leziz mutfağı tadabilir, kutsal mekânları ziyaret ederken yoğun manevi duygular hissedebilirsiniz. Burası zamanda yolculuk yapmak isteyenlerin, tarihi yerinde yaşamak isteyenlerin ilk durağı olmayı sonuna kadar hak eden bir yer.