İzmir’in antik yerleşim yeri olan Smyrna Antik Kenti, hem kültür hem mimari açıdan tartışılmaz öneme sahip bir arkeolojik alan. İzmir’e geldiğinizde şehrin merkezindeki tarihi dokuyu keşfetmek ve binlerce yıl öncesine seyahat etmek isterseniz Smyrna Antik Kenti kalıntıları arasında gezerken aradığınızı bulacaksınız.
İzmir’in kuruluşu ile ilgili değişik hikâyeler var. Amazonlar tarafından, efsanevi Frigya kralı Tantalos tarafından veya Lelegler tarafından kurulmuş olabileceği söyleniyor. Kuruluşunun da M.Ö 3000 yıllarına kadar indiğini sanılıyor.
Smyrna Antik Kenti Tarihi
İçindekiler
Smyrna Antik Kenti’nin kuruluş tarihi ve yeri konusunda kesin bilgiler olmasa da Smyrna Körfezi’nin kuzey doğusunda yer alan bir adacık üzerinde, Halkapınar kaynağı ve bu kaynağın oluşturduğu gölcük ile çevrelenen bir kutsal alanın yakınında kurulduğu sanılıyor. Bugünkü Bayraklı semtindeki Tepekule höyüğünün, eski İzmir’in kuruluş yeri olduğu kabul görüyor.
Smyrna Antik Kenti, 12 adet Aiol kentinden biriymiş (Kyme, Larissa, Neonteikhıs, Temnos, Killa, Notion, Aigiroessa, Pitane, Aigai, Myrina, Grynaion, Smyrna). Bu kentlerin M.Ö 1050 yılı civarında Yunanistan’dan bölgeye gelen Aioller tarafından kurulduğu söyleniyor. Kent Miletoslu Hippodamos’un ilkelerini ortaya koyduğu Hippodamos Plan (ızgara kent planı) ile inşa edilmiş.
Bir dönem Hitit İmparatorluğu’nun hâkimiyetine girmiş. M.Ö 850 yıllarında kerpiçten yapılan kalın bir surla korunmaya başlamış. Bu tarihten itibaren bir kent devleti kimliği kazanmış.
M.Ö 800 yıllarında ticari faaliyetlerini İzmir Körfezi’nin son noktasına kadar yaymak isteyen İonialılar, sınırlarındaki bu Aiol kentini ele geçirmiş. Deniz ötesi kolonileri aracılığıyla iyi işleyen bir ticaret ağına sahip olan İonialılar’ın Smyrna’yı ele geçirmeleri, kentin tarihinde hızlı bir dönüşüme neden olmuş. Smyrna kısa sürede zenginleşmiş, gelişmiş, tarımla yetinmeyip Akdeniz ticaretine de ortak olmuş.
M.Ö. 610-600 yıllarında Lydia orduları kenti ele geçirmeyi başarmış. Lydialılar daha sonra kenti yıkıp tahrip etmişler. Ancak İzmirliler kentlerini yeniden kurmayı başarmış.
İzmir M.Ö 545 yılında Pers istilası sonucunda tahrip edilmiş. Bu tahribattan sonra Bayraklı’daki yerleşim alanında bir daha kent düzeninde bir yerleşim oluşmamış.
Büyük İskender M.Ö 334 yılında Pers İmparatorluğu’nun Anadolu’daki ordusunu yendikten sonra ordularıyla İzmir yöresine gelmiş. Efsaneye göre avlanmak için geldiği Kadifekale (antik çağlardaki ismiyle Pagos Tepesi) eteklerinde bir pınarın başında uykuya dalmış. Rüyasında gördüğü iki Nemesis (adalet tanrıçaları) ona burada bir kent kurmasını söylemiş. Smyrnalılar bunu duyunca Tanrı Apollon’a danışmış. Apollon onlara “Pagos Tepesi’nde oturacak olanlar eski Smyrna’da oturanlara nazaran çok daha mutlu olacaklar” yanıtını vermiş. Bunun üzerinde Smyrnalılar kentlerini Kadifekale yamaçlarından denize doğru uzanan bölgeye taşımış.
Smyrna daha sonra Seleukoslar, Bergamalılar, Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu, Emeviler, Haçlılar, Selçuklular, Aydınoğulları, Cenevizliler ve Osmanlı hâkimiyetine girmiş. 1. Dünya Savaşı’ndan sonra Yunanistan işgali yaşayan kent, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra, 9 Eylül 1922’de kurtarıldı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bir parçası oldu.
Smyrna Antik Kenti nerede? Smyrna Antik Kenti’ne nasıl gidilir?
Smyrna Antik Kenti 3 bölgede yer alıyor. Toplu taşıma ile buraya gelecekler için ulaşım aşağıdaki gibi:
- Bayraklı:
Metro ile geliyorsanız Bayraklı durağında inip 12 dakika yürümeniz gerekiyor. Otobüs ile gelecekseniz Piyale, Matbaa veya Sağlık Müdürlüğü duraklarından 5 dk yürümeniz gerekiyor. - Namazgah (Agora):
Otobüs ile geliyorsanız Mezarlıkbaşı durağından 6 dakika, metro ile geliyorsanız Basmane durağından 12 dakika, tramvay ile geliyorsanız Gazi Bulvarı durağından 12 dakika yürümeniz gerekiyor. - Kadifekale:
Konak-Kadifekale otobüsleri ile surların olduğu bölgeye gelebilirsiniz.
Smyrna Anti Kenti’nde gezilecek yerler listesi
Smryna Antik Kenti; İzmir’in Bayraklı, Namazgah ve Kadifekale semtlerindeki buluntulardan oluşuyor.
Bayraklı Höyüğü (Tepekule)
Smyrna Antik Kenti’nin kurulduğu yer olan Bayraklı Höyüğü’nün antik dönemlerde batısı ve güneyi denizle çevriliymiş. Buradaki kazılarda M.Ö 11. yüzyıldan M.Ö 4. yüzyıla kadar kesintisiz olarak devam eden yerleşim katları bulunmuş. Tapınak ise en eski Athena Tapınağı olma özelliği taşıyor.
Evler ve Sokaklar
Eski Tunç Çağı dönemine ait olan ilk yerleşik evlerin, höyüğün en üst düzeyinde denizden 3-5 metre yukarıdaki kayalar üzerine oturtulduğu görülüyor.
Athena Tapınağı
Tanrıça Athena’ya adanan Athena Tapınağı, M.Ö 725 yılına tarihleniyor. Sonraki dönemlerde üzerine eklentiler yapılmış, M.Ö 546 yılında Pers saldırıları ile tahrip olup işlevini yitirmiş.
Smyrna Surları
Smyrna Antik Kenti sürekli istilalara uğramış. Özellikle Lidyalılar’ın saldırıları kent için büyük tehdit olmuş. Bu nedenle M.Ö 9. yüzyılda kerpiç surlarla çevrilmiş, M.Ö 7. yüzyılda da güçlü bir duvar ile korunmaya başlamış. Bu surlardaki taş işçiliği, Arkaik dönemin en iyi ve en eski örneklerinden kabul ediliyor.
Agora
Namazgah semtindeki Agora, M.S 2. yüzyılda Roma Dönemi’ne tarihleniyor. Ticarî, adlî, dinî, siyasî fonksiyonları olan Agora, sanatın yoğunlaştığı, felsefenin temellerinin atıldığı; stoaların, anıtların, sunakların, heykellerin bulunduğu bir yer. Üç kat hâlinde inşa edilen Agora, İon agoralarının en büyük ve en iyi korunmuş olanı kabul ediliyor.
Agora Bazilikası’nda dünyanın en zengin duvar yazıları (Grafito) koleksiyonu yer alıyor. Bu duvar yazılarıyla Roma Dünyası’nda ve Smyrna Antik Kenti’nde günlük yaşamın hemen her alanına; inançlara, gladyatör dövüşlerine, ticarete, gemi teknolojilerine, doğal yaşama dair bilgiler ediniliyor.
Portiko binasının bir tarafı meclis binasına, diğer tarafı agoraya açılıyor. Bodrum katındaki su kanalları, pınarlardan akan suyu sokak çeşmelerine ya da sarnıçlara ulaştırarak halkın kullanımına açmış.
Şimdiye kadar hem ülkemizde hem de yurt dışında çok fazla sayıda agora gördüm. Ancak Smyrna Antik Kenti’nin agorasının bir benzerini hiç görmemiştim. Bu olağanüstü ve etkileyici antik alanı herkesin görmesini tavsiye ederim.
Kadifekale
Smyrna Antik Kenti M.Ö 4. yüzyılda Bayraklı’daki eski yerinden Pagos Tepesi’ne yani bugünkü Kadifekale eteklerine taşınmış. Kentin akropolü de tepeye inşa edilmiş. Hem ovaya hem denize hâkim olan bu nokta, aynı zamanda savunma sisteminin merkezi olarak düşünülmüş ve surlarla çevrilmiş.
Daha sonra Roma, Bizans ve Osmanlı döneminde de kullanılan kale, Osmanlı döneminde Kadifekale adını almış. 18. yüzyıla kadar güvenlik amacıyla kullanılan kale, daha sonra yavaş yavaş terk edilmiş. Günümüzde ise etrafı ne yazık ki gece kondularla dolu.
Tiyatro
Tiyatro binası Kadifekale tepesinin kuzey yamacında bulunuyor. İlk kez M.Ö 1. yüzyılda inşa edildiği sanılan yapı Roma İmparatoru Traianus (Trajan) (hüküm süresi M.S 98-117) ve Hadrianus (hüküm süresi M.S 117-138) dönemlerinde onarılmış. 21.000 kişi kapasiteli tiyatronun 3 katlı sahne binası (skene), 2 izleyici yolu (diazoma) ile birbirinden ayrılan 3 kademeli izleyici bölümü (cavea) varmış. Sahne binasının iki tarafından oturma yerlerine ulaşımı sağlayan merdivenli ve tonoz örtülü alt geçitler (vomitorium) bulunuyormuş. Tiyatro yapısı siyasi, dini ve kültürel etkinlikler dışında halk meclisi yeri olarak da kullanılmış. Osmanlı döneminde tiyatro sökülmüş ve buradan çıkarılan taşlarla bir kale, bir bedesten ve bir han inşa edilmiş. Bu nedenle günümüze ulaşan heybetli bir yapı yok.
Memleketim İzmir’in eski yerleşimi Smyrna Antik Kenti ziyareti hak eden, oldukça etkileyici bir yer.
Keşfetmeniz dileğiyle…
Siz de fikrinizi belirtin