Balkan gezimizde ölümlere, katliamlara sahne olmuş, acılarla dolu ülke Bosna-Hersek‘e geldik. Yol boyunca dağları aştık, Drina Nehri’nin sularından gözlerimizi ayıramadık ve vahşi doğanın yüreklerimize işleyen güzelliğine hayranlığımızı gizleyemedik. Ülkedeki ilk durağımız ise Bosna bölgesinin Dinar Alpleri’yle çevrili, Saraybosna Vadisi’nin Miljacka Nehri’nin çevresinde kurulmuş olan Saraybosna (Boşnakça ve Hırvatça: Sarajevo, Sırpça: Сарајево) olacak. Saraybosna Müslüman, Katolik, Ortodoks ve Yahudi ibadet yerlerinin ardı ardına görüleceği bir şehir olduğundan Avrupa’nın Kudüs’ü olarak biliniyor.
Anne tarafından dedem bu topraklarda doğduğu için çocukluğum hep eski Yugoslavya‘nın yeşilliklerini, böreklerini, doğaya uyumlu estetik yapılarını dinleyerek geçmişti. Bosna Savaşı sırasında ise tanışma fırsatı bulamadığım ve buralarda hayatını kaybeden akrabalarımı düşünerek içim acımıştı. Bir yandan da onlara yardım edememenin çaresizliği altında ezilmiştim. Nihayet bu topraklara ayak basmak ve burayı solumak o nedenle benim için oldukça anlam yüklüydü.
Bosna-Hersek hakkında bilgiler
Bosna-Hersek topraklarının ilk yerleşimcileri İliryalılar (Illyrians) olmuş. Daha sonra Romalılar, Slavlar, Hırvatlar ve Sırplar buraya göç etmiş. 1180-1463 yıllarında Bosna Krallığı burada güçlü bir devlet olarak hüküm sürmüş. Daha sonra Osmanlı İmparatorluğu’na katılan topraklar Avrupa’nın ilim merkezlerinden birisi haline gelmiş. 400 yıl Osmanlı yönetiminde kaldıktan sonra 1878’de Avusturya-Macaristan yönetimine bırakılarak ülke yeniden yapılandırılmış.
1918’e kadar süren Avusturya-Macaristan İmparatorluğu yönetimi sırasında Bosna’daki Müslüman nüfus Osmanlı yönetimi altındaki diğer topraklara göç etmiş ve onların terk ettiği yerlere Sırplar yerleştirilmiş.
Bu topraklar 1. Dünya Savaşı’nda Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun parçalanmasından sonra kurulan Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı’nın bir parçası olmuş, krallığın adı sonradan Yugoslavya Krallığı olarak değiştirilmiş.
SSCB ve Doğu Bloğu’nun parçalanmasından sonra Bosna-Hersek Yugoslavya’dan ayrılmış.
1992-1995 yılları arasında süren, binlerce Sırp, Hırvat, Boşnak kişinin hayatını kaybetmesine sebep olan, Srebrenitsa Katliamı ile hafızalardan silinmeyen savaş ise 14 Aralık 1995’te imzalanan Dayton Barış Antlaşması ile sona ermiş.
Saraybosna (Sarajevo) gezilecek yerler
Bosna-Hersek’in başkenti Saraybosna‘da hâlâ savaşın etkilerini görmek mümkün. Dış cephesinde hâlâ (belki de ibretlik tutulan) kurşun delikleri olan binalar, çok sayıda görülen mezarlıklar savaşın acı yüzünü capcanlı yaşatıyor.
Latin Köprüsü
Bu köprünün önemi çok büyük. Çünkü milyonlarca kişinin ölümü ile sonuçlanan 1. Dünya Savaşı’nın temeli burada atılmış. Osmanlı yapımı olan küçük köprüde Avusturya Arşidükü Franz Ferdinand d’Este Sırp asıllı Gavrilo Princip tarafından öldürülmüş. 1. Dünya Savaşı da bu sebeple başlamış.
Ulusal Kütüphane (Vijejnica)
Miljacka Nehri kenarında yer alan kütüphane geçmişte Bosna tarihi açısından önemli 2 milyon el yazması kitaba ev sahipliği yapmış, ama kütüphanedeki eserler ne yazık ki savaş sırasında binanın bombalanmasıyla birlikte yok olmuşlar. Bina ise restore edilmeyi bekliyor.
Başçarşı (Başçarşija)
Şehrin merkezinde Miljacka Nehri’nin kuzeyinde bulunan çarşı 16. yüzyılda Osmanlı tarafından kurulmuş. Hâlâ hizmet veren çarşıda çok sayıda Osmanlı camisi, han, medrese ve imarethane var.
Morica Han
Geçmişin hanı günümüzün kafeleriyle dolu. Burada bakır tepsi içinde, bakır cezve, bakır şekerlik, bakır altlıklı kulpsuz beyaz fincan içinde servis edilen, yanında lokum ve şekeri eksik olmayan leziz Boşnak kahvesinin tadına baktım (Evet, kahve burada şekersiz yapılıyor ve dileyenler yanında gelen şekerle birlikte kahvesini yudumluyor).
Gazi Hüsrev Bey Camii (Bey Camii)
Gazi Hüsrev Bey Camii Bosna Sancak Beyi Gazi Hüsrev Bey tarafından 1531 yılında Mimar Sinan’a inşa ettirilmiş.
Saat Kulesi (Sahat Kula)
II. Abdülhamit zamanında yapılmış.
Kapalı Çarşı
Saraybosna Kapalı Çarşı ucuz Çin ve Pakistan malları satan dükkânlarla dolu, güzel mimarili çarşı.
Hünkar Camii
Cami 1457 yılında İsa Bey tarafından Fatih Sultan Mehmet Han’a armağan olarak yapılmış.
Yahudi Bölgesi
Bölgede İspanya ve Portekiz’den kaçarak Osmanlı topraklarına sığınan Yahudiler’in yaptırdığı Yeni Sinagog ve bir müze var.
Ferhadija Camii (Ferhad Paşa Camii)
Cami şehrin kalbindeki Ferhadiye Caddesi üzerinde yer alıyor. 16. yüzyıl Osmanlı İslam mimarisine sahip olan cami Bosna Sancak Beyi Ferhad Paşa tarafından yaptırılmış.
Katolik Katedrali (Sacred Heart Cathedral)
Sarajevo Katedrali olarak da bilinen 19. yüzyıl eseri katedral şehrin en işlek caddesi olan Ferhadiye (Ferhadija) üzerinde.
Pazar Yeri
Burası sıradan bir pazar yeri değil, savaş sırasında pek çok kişinin öldürüldüğü bir yer. Bu olayı hatırlatmak için de kırmızı bir bayrak hep asılı duruyor.
Saborna Crkva
1872’de yapılmış olan bu kilise şehrin en büyük Ortodoks kilisesi.
Başçarşı Sebili (Sebilj)
Osmanlı eseri taş ve ahşaptan şadırvan Saraybosna’nın simgesi olmuş. 1753’te Mehmet Paşa tarafından yaptırılan çeşmenin yeri 1891’de değiştirilmiş. Savaş sırasında zarar gören sebil 2006’da onarılmış.
Özgürlük ateşi
Buranın 1945’te Alman işgalinden kurtuluşu anısına yakılan ateş hiç sönmeden yanıyor.
Bosna Şehitliği
Bosna savaşı sırasında cumhurbaşkanı olan barış yanlısı efsanevi lider Alija İzzetbegoviç‘in mütevazi anıtının da bulunduğu mezarlık savaş sırasında ölen şehitlere adanmış. Kalbimiz sıkışarak gezdiğimiz şehitlik savaşın karanlığını da ibretle hatırlatıyor.
Burası Müslüman, Katolik, Ortodoks ve Yahudi ibadet yerlerinin ardı ardına görüleceği bir şehir olduğundan Avrupa’nın Kudüs’ü olarak biliniyor.
Tünel Müzesi
Kentte ziyaret edilmesi gereken en önemli yer ise Tünel Müzesi. Saraybosna Umut Tüneli Bosna Savaşı sırasında kuşatma altındaki şehri o sırada Birleşmiş Milletler kontrolünde olan Saraybosna Uluslararası Havalimanı’na bağlamak üzere açılmış. 30 Temmuz 1993’te açılan 800 metrelik tünel Dobrinja’dan Butmir’e kadar uzanıyor. Kazılması 4 ay 4 gün süren tüneli savaş döneminde günde ortalama 1.000 kişi kullanmış. Saraybosna Umut Tüneli gıda, insani yardım ve cephanenin şehre ulaşması ve insanların şehirden çıkabilmesi için kullanılmış.
Tünelin kuzey girişindeki Kolar ailesine ait ev 1996 yılından müzeye dönüştürülmüş. Bu tünel kazılırken evinin kapılarını açan, insanlara yemek taşıyan ve de 300.000 hayatın kurtulmasında büyük katkısı olan Şida Nina ise ben ziyaret ettiğim Mayıs 2016’da hâlâ hayattaydı. Tünel Müzesi’ne gidemesem de bu nur yüzlü nineyi yeni evinde ziyaret ederek saygıdeğer ellerinden öpmek inanılmaz oldu. Oldukça duygulandığımız ziyaret sırasında Şida Nina’nın ışık saçan enerjisi bizi de aydınlattı, yüreğimize sevgi tohumları saçtı.
Bosna piramitleri
Bosna piramitleri Boşnak araştırmacı ve yazar Semir Osmanagiç tarafından insan yapımı olduğu iddia edilen ve 5 piramitten oluşan bir kompleks. Bazı bilim insanları ise piramitlerin sadece tepelerden ibaret olduğu konusunda ısrarcı. Kısacası piramitlerin esrarı henüz çözülmüş değil.
Bosna piramitleri Saraybosna’ya 1 saat kadar uzaklıktaki Visoko kasabasında bulunuyorlar. Bosna piramitleri, Gize piramitleri ile karşılaştırıldığında onları bile gölgede bırakan bir ihtişama sahipler. Yaşlarının 30.000 olduğu sanılıyor. Güneş piramiti 220 metre yükseklikte. (Gize ise sadece 147 metre!) Kompleksteki diğer piramitler ise Ay, Sevgi, Dünya ve Ejderha.
Saraybosna’da nerede yemek yenir?
Gelelim yeme-içme mekânlarına:
Inat Kuca
Yerel yemeklerin sunulduğu restoran kentin en ünlü restoranı. Pite (Boşnak böreği) ve klepe (mantıya benzer bir yemek) deneyebilirsiniz.
Galatasaray
Bir zamanlar Galatasaray futbol takımında oynayan Tarık Hodzic’in restoranı kendisi tarafından da sık sık ziyaret ediliyor. Burası cevapcici (bir çeşit köfte) yemek için doğru adres.
Dveri
Özel ekmekleri oldukça lezzetli.
Buradayken belki kan çekme durumundan ötürü kendimi evimdeymiş gibi hissettim. Bu topraklarda acılar yaşanmış olsa da yaralar çabuk kapanmış ve şehir bugün dimdik ayakta. Benim de kalbimin derinliklerine işledi, fazlasıyla yer etti Saraybosna.
Şimdi sırada yine acılar geçirmiş bir şehir olan Mostar var.
Yorum
2 YorumHakan Yaşar
Ara 3, 2016Bu güzel şehri 25-26.06 ve 7.07.2016 tarihlerinde gezme fırsatımız oldu. İlkbaharın güzel aylarından Mayıs’ta tekrar gelip Saraybosna’nın bozulmamış yemyeşil doğasını keşfetmek isterim. Annanemin ve dedemin doğduğu toprakları görmek bir başka güzel.
yaprakgurdal
Ara 3, 2016Benim de atalarımın topraklardan çok etkilendim. Bütün Balkan gezisinde en favorim Bosna-Hersek’tir 🙂 .
Sevgiler