Fas’ın başkenti olan Rabat, ülkenin kuzeybatı kıyısında, Bou Regreg Nehri’nin denize döküldüğü yerde bulunuyor. Önemli bir yönetim ve öğretim merkezi olan şehirde sanayi de gelişmeye devam ediyor. 1955 yılındaki bağımsızlıktan bu yana ülkenin hem politik hem de idari anlamda başkenti olan Rabat, daha çok politik yönüyle tanınıyor ancak kültürel yapısı ve zengin tarihiyle de burası ziyaretçilerine pek çok seçenek sunuyor. Rabat, Modern Başkent ve Tarihi Şehir: Ortak Bir Miras olarak UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor.
Rabat’ın tarihi M.Ö 3. yüzyılda Bou Regreg Nehri kıyısında Chellah olarak bilinen bir yerleşimle başlamış. M.S 40 yılında Romalılar Chellah’ı ele geçirmiş ve adını Sala Colonia olarak değiştirmiş. Sala Colonia M.S 250 yılına kadar Roma kolonisi olarak kalmış.
1146 yılında Berberi Almohad Hükümdarı Abd al-Mu’min, Rabat’ı bir kaleye dönüştürmüş ve İspanya’ya saldırıları buradan düzenlemiş. Rabat, askeri önemi nedeniyle 1170 yılında “zaferin kalesi” anlamına gelen Ribatu l-Fath unvanını almış. Bugünkü ismi de buradan geliyor.
1184-1199 yılları arasında Muvahhid halifesi olan Ebu Yusuf Yakup el-Mansur, imparatorluğunun başkentini Rabat’a taşımış.
30 Mart 1912’de Fas‘ın yönetimi Fransız himayesi altına geçince Rabat, başkent olarak yeniden inşa edilmiş.
Rabat günümüzde 20. yüzyılda inşa edilen modern şehir ile 12. yüzyıla tarihlenen Udayas Kasbah, Hassan Kulesi gibi yapıları bütünleştiriyor. Rabat, Modern Başkent ve Tarihi Şehir: Ortak Bir Miras olarak UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunuyor.
Rabat’ta gezilecek yerler listesi
İçindekiler
Şehirdeki en çok Yaqub al Mansur Meydanı’nda yer alan Muhammed V Mozolesi ve Hassan Kulesi ziyaret ediliyor.
Gelin, Rabat gezilecek yerler listesine bir göz atalım.
Rabat – Medina
Surlar içinde kalan tarihi Medina 12. yüzyıla tarihleniyor. Ancak çok güvenli bir bölge olmadığı için gidilmesi tavsiye edilmiyor.
Muhammed V Mozolesi
Muhammed V Mozolesi, Fas’a bağımsızlığını kazandıran ve 1957’den öldüğü yıla kadar ülkeyi yöneten Kral V. Muhammed’in ebedi istirahatgâhı. Kralın ve iki oğlunun (Kral Hassan II ve Prens Abdallah) mezarları bu yapının içinde bulunuyor. Burada bir müezzin tarafından sürekli Kur’an okunuyor.
Hassan Kulesi
Bu alandaki caminin yapımı 1195 yılında Yaqub al Mansur tarafından başlatılmış. Yaqub al Mansur’un ölümüyle caminin yapımı yarım kalmış. Yapıldığı dönemde burası dünyanın en büyük cami projesiymiş.
Caminin en gösterişli yapılarından biri olan Hassan Kulesi’nin devasa boyutlara sahip bir minaresi var. Kuleyi ziyaret ettiğinizde yarım kalan caminin 200 kolonunu, duvarlarının bir kısmını ve 44 metrelik minareyi görebiliyorsunuz.
Kasbah des Oudaias (Kasbah of the Udayas)
Kasbah, “kasaba” demek. Bou Regreg Nehri’nin Atlas Okyanusu’na döküldüğü yere kurulan Kasbah des Oudaias (Kasbah of the Udayas), mavi-beyaz badanalı evleri, dapdaracık, labirent gibi sokakları ve Platform de Serraphore’den izleyebileceğiniz eşsiz manzarasıyla çok güzel bir yer. 12. yüzyılda inşa edilen surlarla çevrili bölgedeki camiyi ve sarayı gezdikten sonra bir kafeye oturup manzaranın tadını çıkartabilir, Atlas Dağları’nın keskin kokulu, kalın yapraklı nanesiyle yeşil çay karışımı olan etey içebilirsiniz.
Kraliyet Sarayı
Yerel dilde Dar al-Makhzen adıyla anılan Kraliyet Sarayı, IV. Muhammed’in emriyle eski sarayın yerine 1864 yılında inşa edilmiş. Sultan Muhammed İbn Abdullah döneminden beri Fas hükümdarlarının resmi konut olarak kullandıkları görkemli saray, Fransız ve Arap stilleriyle kurulu geniş bahçelerle çevreleniyor.
Rabat kenti bana başkentimiz Ankara‘yı hatırlattı. Keyifle gezdim, gülümseyerek anımsayacağım.
Keşfetmeniz dileğiyle…
Sagol Yaprak,
Arkadaslarim Fas’a gitmek istiyorlar ve senin blogunu hatirliyordum. Burada biraz ipuclari ogrenecegim ve Turkcemi gelisebilirim. Iyi yolculuklar.
Süper :-) . Çok teşekkürler