Akdeniz ile Lut Gölü arasındaki Yehuda Dağları’nın bir platosu üzerine kurulan Kudüs (Yeruşalayim), İbrahimî dinler olan Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam için kutsal bir şehir kabul ediliyor. Kudüs gerçekten de eşi benzeri olmayan bir şehir. Kilise çanları ezan sesine karışırken bir bakıyorsunuz ki bir köşeden bir haham çıkıyor. Dünyada 3 semavi dini bünyesinde barındıran böylesine önemli bir kent daha yok. Yahudiler’in kutsal mekânı Tapınak Dağı ile Batı Duvarı (Ağlama Duvarı), Hristiyanlar’ın kutsal mekânı Kutsal Sepulchre Kilisesi (Kutsal Kabir-Kutsal Diriliş-Kıyamet Kilisesi), Müslümanlar’ın kutsal mekânı Mescid-i Aksâ tek bir şehirde iç içe geçiyor. Eski Kudüs şehri ve surları, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor. Günümüzde İsrail’in temel kanunları Kudüs’ü İsrail’in “bölünmez başkenti” olarak kabul ediyor. Uluslararası toplum ise son işgali kabul etmeyip Doğu Kudüs’ü, İsrail işgali altında olan Filistin Devleti’nin sınırı olarak tanımlıyor.
Kudüs kutsallığı yanında tarihi açıdan da çok zengin bir şehir. Tunç Çağı, Demir Çağı’nda yerleşim başlamış, Yunan, Roma, Bizans, Haçlı, Emevi, Abbasi, Fatımi, Eyyubi, Memluk ve Osmanlı hâkimiyetinde kalmış. Birçok kültürün etkisinde kaldığından bu durum şehrin mimari planlamasına, kutsal binalarına, yollarına, çarşı ve pazarlarına, dingin mahallelerine yansımış.
Kudüs’te gezilecek yerler listesi
İçindekiler
Burada ruhani bir Kudüs turu yapabilirsiniz. Kutsal yerlere ilaveten de Batı Kudüs’te bulunan ve amacı soykırım anılarının unutulmaması ve yeni kuşaklara aktarılması olarak belirlenen Yad Vashem Soykırım Anıt Müzesi’ni ziyaret edebilir, Kanuni Sultan Süleyman’ın inşa ettiği surlardaki 7 kapıdan geçerek eski şehir bölgesine girebilir, Yafa Kapısı’ndan Hristiyan, Ermeni veya Yahudi Mahallesi’ne, Yeni Kapı’dan Hristiyan Mahallesi’ne geçebilir, Aziz Stefan Kapısı’ndan (Aslan Kapısı) Zeytin Dağı’na çıkabilirsiniz.
Eğer buraya bireysel geldiyseniz ve bir grup Kudüs turuna dâhil olmak isterseniz, www.yahalah.com sitesinden faydalanabilirsiniz. Kudüs’te rehberlik ücreti çok yüksek olduğu için bu site solo gezginlerin gruplara katılması açısından çok avantajlı. Bu site üzerinden Kudüs kalkışlı Ceriko turu ve Beytüllahim turu da yapabilirsiniz.
Jerusalem Hotel’in sahibi Raed Saadeh bana dolu dolu bir Kudüs turu yaptırdı. Kudüs’te konaklamak isterseniz bu nefis oteli değerlendirebilirsiniz. Jerusalem Hotel’in binası 4. yüzyıla tarihlenen bir Bizans kilisesi üzerine yapılmış, Osmanlı polis karakolu, ev ve okul olarak kullanılmış. 1950’den beri de bir aile işletmesi olarak hizmet veriyor.
Yemeklere gelince… Humusu ile ünlü iki Abu Shukri Restaurant var. Biz İstasyon 8’in yanındaki restoranda yedik. Humus da falafel de çok lezzetliydi. Özellikle favalı humusa bayıldım.
Abu Senins Bakery güzel bir pastahane. Taboun ekmeği ünlü. Biz barazeq yedik. Susam ve fıstık parçaları içeren Suriye-Filistin kurabiyesi çıtır çıtırdı.
Ana Cadde üzerindeki Al-Amad, çeşit çeşit helvası ile ünlü.
Ana Cadde üzerindeki The Source of Zahter and Spices – Qasem Spices, 5 nesildir var olan bir baharatçı.
Jafar Sweets tatlıları, en çok da künefesi ile ünlü.
Izhiman Coffee’de kahve molası verebilirsiniz.
Kudüs Eski şehir dışındaki Olive Restaurant modern ve güzel bir restoran.
Mescid-i Aksâ
Müslümanlıkta Harem-i Şerif üç kutsal bölge için kullanılıyor: Mekke’de Mescid-i Haram, Medine’de Mescid-i Nebevi ve Kudüs’te Mescid-i Aksâ. Müslümanlar, Mescid-i Aksâ’nın İslam’ın ilk kıblesi ve en kutsal sayılan üç Harem-i Şerif’inden biri olduğunu kabul ediyor. Mescid-i Aksâ, Yahudiler’in kutsal kabul ettiği Tapınak Dağı’nda bulunuyor.
144.000 metrekarelik bir alanı kaplayan Mescid-i Aksâ kompleksi, altın kubbeli Kubbet-üs Sahra’yı (Dome of The Rock), İslam’ın ilk kıblesi olan Kıble Camii’ni (Mescid-i Cenubi) ve yer altında bulunan al-Marwani Camii’ni (Musalla Marwani) içeriyor. İnternette çoğu sitede ne yazık ki bu konuda yanlış bilgi veriliyor, hatta Kubbet’üs-Sahra ile Mescid-i Aksâ karıştırılabiliyor.
Kubbet’üs-Sahra, Emevi Halifesi Abdülmelik bin Mervan tarafından 7. yüzyılda yapılmış. İslam âlemindeki en eski ve en görkemli ibadet mekânı sayılıyor. Kubbet’üs-Sahra’nın olduğu yerde Hz. İbrahim oğlu İsmail’i kurban vermek istemiş, Hz. Muhammed buradaki Hacer-i Muallak taşından miraca çıkmış.
Miraç anlatısına göre Hz. Muhammed, Cebrail eşliğinde Burak adlı bineğe binerek Mescid-i Haram’dan yola çıkmış ve Mescid-i Aksâ’ya ulaşmış. Burak’ı Batı Duvarı’na (Ağlama Duvarı) bağlamış, peygamberlere imamlık ederek namaz kıldırmış, sonrasında farklı katlarında Adem, Yahya, İsa, Yusuf, İdris, Harun, Musa ve İbrahim peygamberlerle buluşacak şekilde Muallak taşı üzerinden göğü kat ederek miraca çıkmış.
Mescid-i Aksâ’nın tüm kapılarında İsrail polisi nöbet tutuyor, kapıların içinde de İslâm Vakfı’na bağlı Aksâ’nın güvenlik görevlileri bekliyor. Mescid-i Aksâ Kompleksi’ne Müslüman olmayanların girmesine izin yok. Kadınların başını ve vücudunu örtecek bir kıyafet giymesi gerekiyor. Kapılarda önce İsrail polisi Müslüman mısınız diye soruyor. Sonra İslâm Vakfı’na bağlı Aksâ’nın güvenlik görevlileri Müslüman mısınız diye soruyor, Elhamdülüllah, demeniz gerekiyor. Sonra kelime-i şehâdet getirmenizi veya fatiha suresini okumanızı istiyorlar. Okuyamazsanız komplekse giremiyorsunuz.
Batı Duvarı – Ağlama Duvarı – Kotel
Süleyman Mâbedi veya Birinci Mâbet, Yehuda ve İsrail Krallığı kralı Süleyman tarafından M.Ö 964-M.Ö 957 yılları arasında yaptırılmış. Yahudiler buraya “Mukaddes Ev” anlamına gelen Beit HaMiqdaş diyorlar. Mâbed, Babilliler’in Kudüs’ü işgali sırasında yağmalanıp yakılmış. M.Ö 537-515 yılları arasında yeniden yapılmış ve Zorobabel Mâbedi veya İkinci Mâbet olarak anılmış. M.Ö 20 yılında Roma İmparatorluğu Yahudiye eyaleti valisi Büyük Hirodes tarafından genişletilmiş. M.S 70 yılında Kudüs şehrinin Romalılar tarafından kuşatılması sırasında tekrar yakılıp yıkılmış.
Yahudiler Batı Duvarı’nı Süleyman Mâbedi’nden bir kalıntı kabul ettikleri için kutsal bir mekân sayıyorlar. Hz. Musa’ya inen 10 emrin yazılı olduğu taş tabletlerin bir ahit sandığı içinde saklandığına, bu sandığın da İkinci Mâbet içinde kaldığına inanıyorlar. Kudüs’ün ve mâbedin yakılıp yıkılışını anmak, esir olarak Romalılar tarafından başka ülkelere sürülüşlerini hatırlamak, mâbede yeniden kavuşup Yahudi hâkimiyetini kurmak hayali ile yüzyıllar boyunca duvarda ağlayarak yaslarını sürdürmüşler. İnanışlarına göre bu duvar yıkılmayacak ve Rab, mâbedin batı duvarını asla terketmeyecek.
Hz. Muhammed, Burak adlı bineği bu duvara bağladığı için Müslümanlar duvarı Burak Duvarı olarak anıyorlar.
Via Dolorosa (Gül Yolu-Elemli Yol-Çile Yolu)
Hz. İsa’nın Antonia Kalesi’nden çarmıha gerildiği Golgota tepesindeki kabir şapeline kadar yürüdüğü yola Via Dolorosa (Gül Yolu-Elemli Yol-Çile Yolu) deniyor. Bu yol üzerinde günümüzde 14 istasyon var. Her istasyonun numarası var, Hz. İsa’nın bu yolu yürürken yaşadığı olaylar anlatılıyor. Bu istasyonların 2’si Antonia Kalesi’nde, 7’si Eski şehir yollarında, son 5 istasyon ise Kutsal Sepulchre Kilisesi’nin (Kıyamet Kilisesi) içinde yer alıyor.
Hz. İsa Hücresi
Hırsız Baraba ve Hz. İsa’nın hapis tutulduğu mağarada hücrelerini görebiliyorsunuz. Yeni Ahit’te de adı geçen Baraba, Hz. İsa ile birlikte burada hapismiş. Birinin çarmıha gerilmesine, diğerinin serbest kalmasına karar verilmiş, halk Baraba’nın serbest bırakılmasını istemiş. Pontius Pilatus, Fısıh bayramından önce geleneksel bir af ile Baraba’yı serbest bırakmış, Hz. İsa da çarmıha gerilmiş.
Sepulchre Kilisesi (Kıyamet Kilisesi)
Hristiyan inancına göre Sepulchre Kilisesi (Kıyamet Kilisesi), Hz. İsa’nın defin ve diriliş yeri üzerinde inşa edilmiş. Hıristiyanlar için en kutsal kilise kabul ediliyor.
Roma İmparatoru Konstantin’in annesi Helena, Sepulchre Kilisesi’ni Roma döneminde yapılan bir tapınağın üzerine inşa ettirmiş. Kilise zaman içinde değişikliğe uğramış, günümüzdeki hâlini ise 12. yüzyılda Haçlılar döneminde almış.
Kilise, Hz. İsa’nın üzerinde çarmıha gerilmesi ile irtibatlandırılan bir kabir şapelini, gömüldüğü kutsal mezarı ve ilk defa dirilerek ortaya çıktığı Hz. Meryem’in bir şapelini de içeriyor.
Bahçe Mezar
Bahçe Mezar, Kudüs Eski şehir surları dışında, Şam kapısı yakınlarında yer alıyor. Bahçe Mezar, bazı Protestanlar tarafından Hz. İsa’nın gömüldüğü ve dirildiği yer olarak kabul ediliyor. İnanışın nedeni de şu; Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği yer Golgota yani kafatası tepesi. Bahçe Kabri’nin yanındaki tepe de kafatasına benziyor.
Haseki Sultan Tekkesi
Haseki Sultan Tekkesi, Kanuni Sultan Süleyman’ın Rus asıllı eşi Hürrem (Haseki) Sultan tarafından 1551-1552 yılında fakirlere ve öğrencilere yemek vermek amacıyla inşa edilmiş. Tekke; mutfak, abdesthane, makam odası ve iki fırından oluşuyor. Haseki Sultan Tekkesi ile Tunşuk Hanım Sarayı binasının bazı bölümleri iç içe girmiş durumda.
İsrail Müzesi
1965 yılında kurulan İsrail Müzesi, 11 adet sanat galerisiyle dünyanın en önemli ansiklopedik müzelerinden biri. Bünyesinde kutsal topraklara ait dünyanın en kapsamlı arkeolojik koleksiyonlarını, Yahudi sanatı ve yaşamıyla ilgili eserleri barındırıyor. Kesinlikle görülmesi gereken muazzam bir müze.
Yad Vashem
2. Dünya Savaşı sırasında Naziler’in ırklarını Yahudiler’den, Slavlar’dan ve çingenelerden temizlemek üzere başlattıkları akım, beraberinde korkunç bir soykırımı da getirmiş. Yad Vashem, bu Holokost kurbanları için bir anıt olarak yapılmış. Toplama kamplarına ait malzemeleri, soykırımı belgeleyen fotoğraf ve videoları sergileyerek karanlık tarihe ışık tutuyor.
İsrail ve Filistin arasında paylaşılamayan, eşi benzeri olmayan şehirde unutulmaz bir Kudüs turu yapmanızı, ruhani mekânların her birini kendi gözlerinizle görüp hissiyatlarını yaşamanızı temenni ederim.
Buranın ne kadar özel olduğunu sadece okumak değil, yaşamak da gerek…
Keşfetmeniz dileğiyle…
Siz de fikrinizi belirtin