Sırbistan parçalanan Yugoslavya’dan ayrılan en büyük ülke olarak biliniyor. Eğer otobüs yolculuğu ile buraya geldiyseniz sınırı geçtikten bir süre sonra bakmaya doyamayacağınız kadar güzel olan Cehennem Deresi Kanyonu’ndan geçerek Niş‘e varıyorsunuz. Niş, Konstantinopolis‘in (İstanbul’un) kurucusu ve ilk Bizans Kralı olan Büyük Konstantin’in doğum yeri. Sırbistan’ın Belgrad ve Novi Sad‘dan sonra da 3. büyük şehri.
Niş ve civarı tütün üretimiyle meşhur. Zaten Sırbistan güçlü bir tarım ülkesi. Aynı zamanda gelişmiş bir sanayisi var. Eğitim seviyesi yüksek olan Sırbistan’da insanlar spora da çok düşkün.
Bizse Balkan turumuzda nadir gülümseyen Bulgarlar’dan ayrılıp yine nadir gülümseyen Sırplar’ın topraklarına gelmiş bulunuyoruz.
Niş gezilecek yerler
Niş gezilecek yerler listemize buyrun:
King Milan Square (Old Town – Eski Şehir)
Kentin ana meydanı. Bu meydan şehrin en popüler caddesi olan Obrenoviceva ile Niş Kale’sini bağlıyor. İsmini Sırbistan Kralı 1. Milan’dan almış. Ortasında bir özgürlük heykeli var. Bu heykel 1937’de şehrin Türkler’den kurtuluşunun 60. yılı anısına buraya konulmuş.
Niş Kalesi
Roma İmparatorluğu döneminin askeri bölgesi 18. yüzyılda Osmanlı tarafından kale haline dönüştürülmüş. Yeşilliyle zenginleşen kalenin içine İstanbul Kapısı’ndan giriliyor. Kalenin içinde 1498’de Mehmet Bey tarafından yapılan Osmanlı hamamı, Kral Milan Anıtı, Osmanlı’dan kalma ve günümüzde sanat galerisi olarak kullanılan Bali Bey Camii var.
İslamağa Camii
Sırbistan’ın ibadete açık tek camisi. Cami 18. yüzyıla tarihleniyor.
Nazi Kampı
1941-1945 arasında yaklaşık 30.000 Sırp, Romen ve Yahudi’nin kapatıldığı kampta 10.000’in üzerinde mahkum infaz edilmiş.
Skull Tower (Kafatası Kulesi)
1800’lerin başında Sırplar Osmanlı’dan ayrılıp tam bağımsız olmak için sık sık isyan çıkarmışlar. 1809’da bu iç savaşların devamı olan Çegar Muharebesi’nde kaybedeceğini anlayan komutan Stevan Sindzeliç barut kulesini havaya uçurarak hem kendisini, hem 3.000 isyancıyı, hem de 15.000 Osmanlı askerini öldürmüş. Osmanlı ordusunun başındaki Hurşid Ahmed Paşa isyanın ardından tüm isyancıların kafalarını kestirip derilerini yüzdürmüş. Kafataslarını pamukla doldurup İstanbul’a Sultan II. Mahmud’a göndermiş. Kalan 952 kafatasıyla da ibret olması için bu kuleyi yaptırmış.
Mediana
Mediana arkeolojik bir sit alanı. Burası Büyük Konstantin tarafından 4. yüzyılda yaptırılmış ve imparatorluk için mal ve hizmetlerin tedarik edilmesi için önemli bir merkez olmuş.
Niş‘te kısa bir gezi yapıp buradan ayrıldık. Zaten bu tür uzun rotalı gezilerde her şehirden küçük bir tat alıp bir sonraki durağa hızla gidileceğini bilerek yola çıkmak lazım. Yoğun programı olan bu gezilerin amacı gidilen şehrin havasını solutmak, şehrin uzmanı yapmak değil. Yani bu gezilere katılıp hangi şehri sevdiğini görecek ve bir sonraki gezide nereye uzun süreliğine gitmek istediğine karar vereceksin.
Şimdi ise bizim için kâh Sırbistan’ın muhteşem doğasını izleyerek, kâh otobüsün sahnelerinde yerimizi alarak Belgrad‘a doğru yola çıkma vakti…